26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Tepside fincanlar tıkır tıkır Tepsi denilince bakır tepsiler gelir akhmıza. Günümüzde plastik, alüminyum, tahta gibi maddelerden tepsi yapılmasma karşın, bunları bakır tepsiyle birarada düşünmek olanaksıı. yeniden mutfağa gıdıp, o sözü edilen "bakır Akşam görucıiler gelecektir. Gelin adayına, dövme tepsiyi" isteyen kisiye uzatarak, açıkbu durumda ilk uyarı şudur: "Kahveleri verir ça bir rahatlama duygusıınu da yüzümüzle ifaken tepsiyi sarsma." Ardından, "dik yuru, ik de etmeye özen gösteririz. öyle ya, peş pe^e ratnda bulunurken elindeki tepsiye bakıp dur üç tepsi getirmiş, buyruk sahibini nihayet hma." Kimbılır, gelin adayı daha dkşam olma tedigj tepsiye kavuşturmuşuzdur. Yine de onun dan mutfaktan tepsiyi alıp, şf/yle bir konuk ho>nut kalmadığını sezersek, artık söyleyecek odası ortasında yürüyüveriyordur; bu deneme bir sözümüz vardır: "Ben tcpsici başı mıyım, ona bir rahatlık sağlayacaktır hani. Derken, yahu?" Bu sözün ardında bir sitem bulundııakşam zamanı gelıp çatar, gidip taze kahve sa ğu açıktır çünkü. öyle ya, saraydaki kıymetli tın alınır; fincanlar dizili. mutfakta bir köşe tepsilerin korunması ve temizliğinden sorumye sıra sıra ve büyıik bir olasılıkla gelin anası lu meınur yerıne konulmuşuzdur adeta. Ne ki, nın, sandığında sakla/ıp durduğu o işlemeli, sözün tcpsiden açılması mutfağa ko^turuppırıl pırıl tepsi çıkanhp gelin adayına verilir. durmamız bir yana bizim yararımıza sonuçEvdekiler, konııkknnın yan gözle tepsiye ba lar doğurmuştur. Bir sözcüğün ardındaki evkacaklannı, kimbilir onıın üzerine bazı soru reni irdelemede bir ilk adım olmuştur bu. lar yönelteceklfrini bilir kendılerine. "Tepsi" sözcüğünün aslının "tapşı" olduğuErtesi gün gelin adayının, arkadaşlarına an nu öğreniyoruz hemen. Türkçe*de "tapşırmak" lattıklanna tanık olsak bir, şöyle diyebileceğini yani sunmaktan (takdim etmek) geliyor. "Kerahatlıkla düşünebıliriz: "Aman, öyle korktum nan sa kalkık maden veya lahladan, yuvarlak ki elim ayagım birbirine dolaşacak diye; tep ve tabaktan daha büyük düz bir tabladır ki, side fincanlar tıkır tıkır titriyordu!" Böylece, kahve, şerbet, yemis ve yiyecek gibi kahve tepsisi, gelin telleri gibi genç kızın anı 'tapşınlacak' yani ikram olunacak, lakdim cdilarında değişmeyen yerini alır. Tepsi ise, el de lecek şeyleri koymaya mahsııslıır" (Sanat Anğiştirip, ana evinden, kız evine bir yolculuk ya siklopedisi, M.E.Basımevi1950) par. O günlerden söz edildi mi, tepsi, bu sözü Bazı tepsilerin kulpları da vardır iki yanınaçan bir anahtar olup çıkar adeta. Çoğumuz anımsarız, biliriz: Düğünlerde, da. Bunlara kulplu tepsi deniyor. Oahası var; kahve tepsisi, kahve altı tepsisi, koca siniler kurulur avlulara, büyük odalara. Yine ölü evlerine ycmek tabaklan bir tepsi üze kahvaltı tepsisi, iftar tepsisi... rine dizilip gönderılir. ölü evinin acısı solup Bir de, üzerinde yemek yenen büyük tepsihafifleyince gidip alınır tepsi o evden. "Allah ler vardır ki, bunlara Sini adı veriliyor. Bu bikimseye acı göstermesin; sagolsıın knmşularıçime sahip yemek tepsilerine kimi sözlüklermız, günlerce tepsi taşıyıp durdular evimize" der çokluk ölü sahıpleri. Tepsi, üzerindeki yenıeklerin, o yemeklerle acı çekenlere komşuları tarafından iletilmek istenen yürek ferahlığının bir simgesi olup çıkmıştır adeta. "Tepsi" sözcüğü ilk bakışta kulağımızı okşayan şiirsel bir sözcük gibi gelmiyor. Bir derinlikten yoksun gibi görünuyor. Hemen söyleyip geçene bir çağrışım doğurmuyor sanki. "Tepsiyi getir," buyruğu örneğin, akıp gelse kuIağımıza; mutfağa koşar, elimize ilk geçen diye! im börek lepsisini kapıp geliriz. Ardından öğreniriz ki, bizden istenen börek tepsisi değil, kahve tepsisidir. Homurdanarak yeniden mutfağa koştuğumuzu, hani "bu is fazla uzadı" dercesine kahve tepsisini alıp geldiğimizi düşünelim. "Tepsiyi getir" buyruk sahibinin artık hoşnut olmaması için bir neden var mı ortada? Eğer, buyruk veren şöyle diyorsa vardır bir neden elbette: "Ben bakır dövme tepsiyi istemistim!" Bu iş artık usanç getirmıştir; de "sin" de denılıyor. 'Sin' sözcüğüniln Çince"den geldiği samlıyor. Sini, rahat yemek yensin diye kısa bir iskcmlcnin üzerine konuluyor. Bu iskernleye, "sini iskemlesi, sini ayagı" adı veıiliyor. Başka bir adı da Fransızca'dan dılimize geçen Tabouret (Tabure). Tepsi ailesinden olup, soyağacının üst dallarında yer alan lenger'i de şayrnadan geçmeıneli. Bakırdan, yayvan, derinliği olan, kenarları enli ve küçük leğene benzeyen, içine çok mıktarda yemek konulan bir tür büyük tepsi lenger. "Tepsi"nin ardındaki evren gitgide açılıyor. Bakırcılık sanatı ve bakır kap yapım teknikleri üzerine inceleme/araştırmaları bulunan ve bu alanda turistik ürünler ortaya koyan bir firmanın yöneticilerinden l.Gündağ Kayaoglunun araştırmaJarına göre Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde 'tepsi'ye verilen adlar &öyle: "Çarkı / çifni / çöven / döndürme / evismek / evsemek / kıyılı, kıylıklı / künet / peskun / pulat/ senit / sodan / lanur / tebir / tebur / tıngır / tirki." Adların çokluğu, tepsilerin kullanım alanlarının ne denli zengiu olduğunu gösteriyor bize. Bu tepsileri 1. Gündal Kayaoglıı, işlevlerine göre şu gruplara ayırıyor: Fincan tepsisi, börek tepsisi, baklava tepsisi, ekmek tepsisi, sini (Anadolu'da köyün ortak malı olan vc duğünlerde kullanılan sinilereçapı 1 m.'den büyük olanlara 'meydan siııisi', 'orta sinisl' adı veriliyor.) Tepsiler bugün evlerimizde fazla bir kullanım alanı bulmuyor kendisine. Yine de Anadolu'nun birçok bölgesinde, vazgeçilmez mutfak gereçlerinden birisi tepsi. Gerçek sanat değeri taşıyan tepsiler; elde, dövme tekniğiyle yapılan tepsiler. Ne var kı, bu el sanatı giderek yitip gitme tehlikesiyle karşı karsıya. Bu el sanatının ustaları, ilgisizlik ve makine yapımlarıyla rekabet edememe yüzünden yeni ustalar yetiştiremiyor. Oysa, turistik eşya olarak yabancıların yoğun ilgi gösterdiği bakır dövme tepsiler, yurtiçi ve dışında el sanatları fuarlarına katılıyor ve azımsanmayacak bir gelir sağlanıyor bu alandan. D Evlerimizin temel kullanım araçlarından 'tepsi', günümüzde plastik, alüminyum, tahta gibi maddelerden yapılıyor. Oysa ona öncelikle sanat değeri kazandıran niteliği bakırdan yapılmış olması idi. ÜLKÜ AYVAZ • Bakır •/ unadan uzmanı Oundağ Kayaoğlu Bakır eşyalar dekorasyoR aracı oMu Sayın Kayaoğlu, nerden gellyor bu tükenmeyen meıakınız, ilglnlz? "Aılemız Trabzon'un Maçka llçesından gellyor Dedem Kayaoğlu Mehmol Efendl bakırcılık mesleğlnl Trabzon'da öğrenmış Ikı kardeşıyle blrllkte 1922 yılında Istanbul'a golmış Bir sure ışçılıkten sonra Sımkeşhane'nın arkasında Darphane denllen yarde dukkân açmışlar Ystışen üç ogluyla blrlıkte çalışmaya başlayan dedemın oğullarından birı, yani babam, meslekten kopup subay oluyor Derken, yarbay rulbesıyle emeklı olunca yeniden baba mesleğıne donuyor" Anlaşılan o kl, bu I?, söz konusu sanata sevgl duymadan yapılamaz. Yhlnız üretlm değil yaptıgınız çünkü.. "Evet, Anadolu'dan topladığımız hurda bakır kap kacağı değerlendırıyoruz Dır yandan da yok olup gıtmış bakır kap formlarını korumaya, canlandırmaya çolışıyoruz Kaybolan motiflerı Işleyıp yaşatmaya çalışıyoruz Bu alanda, Kültur ve Turlzm Bakanlığı'nın yurtdışı sergllerınde yer alıyotuz. Şlmdi Iznlnizle konumuza dönellm. Bugün tepsllerln yaşamımızda yeri nedlr? Bakır teptllar Mdece turistik blrer eşya mı? "Ülkemizde yakın zamanlara kadar ev eşyası olarak kullanılan bakır kap kacak, sosyo ekonomik değişme ve gelıştlrmeler sonucu yerlnl alumınyum ve plastik eşyalara bıraktı "Dövme bakır" (yani çeklçle dovulerek blçım verilen bakır), artık "sıvama makınesı" denılen makınelerde yapılan lıalıf kaplara bıraktı yerini. ve glderek, kullanmaktan vazgeçilen bakır eşyalar, yabancıların bir dekorasyon eşyası oldu Çamaşır yıkadığımız bakır kazan, bir Almanın bir Fransızın evınde saksılık oldu Pilav tabaklarımız, onların duvarlarına süs oldu Yani bakırcılık san.atı turlstlk bir deger kazandı" 14
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear