27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Sayfa: 20 ŞİDDETOLAYLARI > Abdilpekçrnin katilinin yakalanması kuşkusuz büyiik başan idi.Ama Ağca'nın itiraflan ile ortayerde somutla^an birtakım sorularm yanıtlan verilebUdimi? Terorun kaynaklarına iniliyor mu ? I Her yeni olayın, ülkeye gelecek yapılmak istenen karanlık mozaikin bir parçasını oluşturduğunu göstermek gerek. Devlet otoritesi,bunu yapabilirse kamuoyunu varhğına inandırabilir 1 A TEMMUZ salı günü Milliyet Gazetesil U n i n "atlatma" haberi, Abdi Ipekçi'nin katilinin yakalandığını duyuruyordu Türklye'ye... Sanık, Malatya doğumlu, yirmiiki yaşında, Istanbul Üniversitesi Iktisat Fakültesinde kayıtlı Mehmet AN Ağva idi. Gazete tüm, basının ortak davası olan bir olayın bu çok önemlı aşamasını, eline gelen bilgileri yalnız kendisine saklayarak duyurmayı yeğlediği o 10 Temmuz tarihli sayısında sanığın soyadında bir harf hatası yapmıştı. Haberde, Mehmet Ali Ağva'nın (Ağca) 24 Haziran'da yakalandığı ve "Cinayeti hükümeti zor duruma düşürmek için işledim" dediği açıklanıyor, cinayetten sonra kaçtığı beyaz Anadol'u kullanan Yavuz'un da (soyadını nedense söylememişlerdi demek Miliiyet'e..) ele geçirildiği bildiriliyordu... Terörün doludizgin gittiği bir ortamda, Devlet otoritesinin çok önemli bir siyasal cinayetin failini ortaya çıkarması kuşkusuz büyükolaydı. Ancak bu sevindirici başarı, ülkeye karabasan gibi çökmüş genel tedirginliğin en sonunda huzur ve güvene dönüşeceği kanısını, hiç değilse umudunu verebildi mi yurttaşlara?... Orası çok kuşkulu. Çünkü şu güne değin, katilin ele geçişiyle daha bir somutlaşan bir takım temel sorularm yanıtlarını kamuya açıklayabilmiş değil Devlet otoritesi... Kamuoyu 24 Haziran'da ele geçirilen Ağca'nın yakalandığını 10 Temmuz'da öğrendi, ama herhalde bu bilinçsiz maşayı kullananlar gününde haber almış olmalıydılarolayı. Nitekim cinayet aleti tabancayı sağlayan Mehmet Şeneradlı kişi de, sanığı olay yerinden uzaklaştıran beyaz Anadol'un sahibi olduğu bildirilen Şener'in kardeşi de, ortadan yokolmayı başarabilmişlerdi. O nedenle Istanbul Emniyet Müdürünün, Milliyet'te yeralan "atlatma" haberüzerine verdiği sitemli demeçte, bu aceleciliğin polisin işini güçleştirdiği yolundaki sözleri hiç de inandırıcı olmadı.. Bu arada, terörün Temmuz ayı grafiğinde ortaya çıkan niteliksel gelişmeler de Ağca'nın polis tarafından gözaltına alındığı tarihle birlikte düşünüldüğünde anlam kazanıyordu. Temmuzun 3'ünde Parlamento tatile girmiş, muhalefetin (daha doğrusu AP ve MHP'nin) CHP ağırlıklı hükümeti düşürme çabaları, ekimdekiSenato yenileme ve Meclis ara seçimleri ertesine dek fiilen engellenmişti. Hükümetin elinin kolunun serbest kalması demekti bu.. Aynı zamanda, kamuoyunun dikkatinin, AP ve MHP imzalı gensorulardan kurtulmuş olarak, üçer beşer yakayı ele veren "ü/Aücü"sanıkların üzerinde yoğunlaşabilmesi demekti.. Böylesi bir ortamda, terörün siyasal nitelikli kişi ve kuruluşları hedef alır oluşu düşündürücü değil midir?.. Cumhurbaşkanı, bu yeni terör dalgası karşısında bir barış önerisi yaparak siyasal partileri "diyaloga" çağırdı. Ancak AP ve MHP, bu çağrıya bir tür savaş çığlıkları ile karşılık verdiler. Demirel, "gayri meşru" ilan ettiği hükümetle diyaloga girmesinin sözkonusu olmadığını yinelerken, MHP, Ipekçi'nin kaatlli Hükümeti zor duruma düşürmek isteyen yansızeylemci! ortak stratejiyi paylaştığı ana muhalefet liderinin iddiasını Hürriyet'e "sızdırdığı"bir haberle kanıtlamaya sıvanıyordu. 5 Temmuz tarihli Hürriyet'in haberinde, MHP Beşiktaş ilçe sekreterliği görevinde bulunan Ergin Orgügören adındaki bir kişinin MİT ajanı olduğu MHP kaynaklarına dayanılarak açıklanmaktavdı... MHP'nin iddialarına göre, Orgügören, Beşiktaş ilçe sekreterliği sırasında pek çok terörist eylem tezgahlamış, bereket kimliği tam zamanında ortaya çrkarılarak partiden ihraç edilmişti. Senaryoyu tamamlamak üzere, Haziranın son günlerinde bombalanan MHP güdümündeki Milliyetçi Işçi Sendikaları Konfederasyonu'na (MİSK) patlayıcı maddeyi atanlarla, parti genel merkezini kurşunlayanların polis olduğu yolundahaberlerçıkıyor, Türkeş, "Katillerden soyguncu ve sabotajcılardan emniyet teşkilatı kurmaya çalışan, rak/bi gördüğü MHP'nin içine kışkırtıcı ajanlar sokan Ecevit baş sorumludur" diye bağırıyordu. Partinin Genel Sekreter Yardımcısı Yaşar Okuyan ıse, Milliyet yazarı örsan Öymen'e gönderdıği bir "açıklama"da, "Biraz sabrediniz. MHP, kışkırtıcı ajanlar konusunda topladığı ısimleri ve belgeleri Onümüzdeki günlerde kamuoyuna açıklayacaktır" demekteydi. . Okuyan'ın sözünü ettiği belgeler şu güne değin açıklanmadı, ama Sıkıyönetim ve MİT, Orgügören'in ajanlıkla bir ilışkisi olmadığını resmen açıkladılar. Sıkıyönetimce gözaltına alınan örgügören'in, 1977 yılında MlT'e başvurduğu, ancak kabul edilmediği, bu kişinin MHP'nin şu ya da bu kademesinde görev aldığına ilişkin bir kayıta rastlanmadığı ve terör eylemlerinden herhangi biri ile de ilişkisini gösteren bulguların olmadığı öğrenildi daha sonra. Abdi Ipekçi'nin katill, 11 Temmuz günü basına gösterildi, gazetecilerle konuşturuldu. Ağca'nın söylediklerl, sorulara verdiği yanıtlar, onun hiç de böylesi bir eylemi kendi başına planlayıp gerçekleştirebilecek kişilikte bir "bağımsız terörist" olmadığını kanıtlamaktaydı. Ipekçi'nin hep savunageldiği liberal bir demokrasi anlayışını, geçmişin birikimleri ve geleceğin olasılıkları açısından Türkiye'nin jeopolitik konumu içinde değerlendirlp, dünya konjonktürü ve bölgemizdeki dengenin değişkenliğl ile birleştirerek yadsımak, ve de belli amaçları belli niyetler doğrultusunda eyleme geçirmek, bu gülünç kuklanın niteliklerini besbelll ki çok aşmaktaydı.. O halde Ağca'yı yakalamayı başararak kamu vicdanını rahatlatan Devlet otoritesi, bu çok büyük siyasal cinayetin küçük sanığı arkasındaki kişi ya da örgütleri ortaya çıkarmalıydı. Ne var ki şu güne değin bu yolda somut bir gelişme görülmedi. Herşey şunu düşündürüyor ister istemez: Sanki devlet otoritesi üstesinden şimdilik gelemeyeceği bir takım güçlü engellerle karşılaşmıştır da, sanığın açıklanışı ile gündeme gelen sorularm kafalarda yaratacağı kuşkuların, kamuoyunda, o güçlü engeli aşabilmesi için kendisine bir destek oluşturmasını beklemektedir... Ûyle ya, madem ki sanık Haziran'ın 24'ünde yakalandığı halde, soruşturmanın esenliği bakımından Temmuzunun 10'una dek kamuoyundan gizlenebilmişti, eğer polis Ağca'ya tetiği çektiren ellere doğru iz surebilecek idiyse açıklama neden bir süre daha ertelenmemişti. Bunu elbette Milliyet muhabirlerinin, öteki gazetelerde polise bakan meslekdaşlarından çok daha "acar" yada "şans//"olmalarıyla açıklamaya olanak yoktu. Kaldı ki, cinayetten beri Milliyet'in olayı soruşturmakla görevlendlrdiği muhabirlerinin poltsle elele çalıştıkları yine gazete tarafından anlatılmıştı okuyucularına.. Apaçık belliydi ki, gazetenln 10 Temmuz sayısındaki büyük haber bir "af/afnia"nın değil, bir "sızdırmanın"ya da bir "uzlaşmanın" ürünüydü... Ipekçl cinayetinin perde arkası gerektlğiıce Irdelenebilir, yetkililerln korkusuz ve gerçekçi, basının sorumlu yaklaşımları ile ortada durup duran sorular birer birer yanıtlanabilir miydi?.. Bir şey söyleyebilecek durumda değiliz.. Esasen Ankara'daki Mısır Büyükelçlliğinln basılması, Ağca'nın çevesinde başlatılacak tartışmaları bir çırpıda gündemden çıkaracak, Türkiye bu kez "uluslararası terörlzm"ln heyecanını yaşayacaktı iki gün boyunca. Güvenlik kuvvetleri, son hattalar ıçınae Türk HalkKurtuluş Partisi adlı yasa dışı bir eylemci kuruluşa da ağırdarbeler indirdiler. örgütün bir kısım militanları çatışmalı operasyonlarla ele geçirilirken, bazıları da bu operasyonlar sırasında öldürüldüler. Terörün bu türü, en azından Türkiye içinde koruyucu uzantılara sahlp olmadığı için daha kolay etkisiz duruma getirilebilir kuşkusuz. Ancak geçmişin deneyleri üzerinde bir parçacık olsun düşünme zahmetine katlanmayan ahmaklığı, arkasında kanlı izler bırakarak "sol" maskesi ile sürdürdüğü serüven faşizmin suçlarına "denge" yapılmamalı. Devlet otoritP3İ "kaynaklara" inebildiği gün, kamuoyuna, Türkiye üzerindeki hesapların faşizmi gündemde tuttuğunu, "sol terörist /er"diyeyanlış olarak tanımlanan serüvencilerin, o hesapları yapanların bilinçli ya da bilinçsiz (sonucu değiştirmez) maşaları olduğunu gösterebilecektir. •
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear