26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

12 26 Kasım 2013 Salı o ZUHAL AYTOLUN onutlar, barınma ihtiyaçlarımızı karşılıyor. Peki hem kent yaşamında hem de bireysel hayatlarımızda nasıl bir yere sahipler? Daha doğrusu, nasıl bir yere sahip olmalılar? Özellikleri ne olmalı? Evet, günümüzde kent yaşamında değişen ve dönüşen bir anlayış söz konusu. Ancak bunun olması gerekene yakınlığı tartışılır. Bu yıl, YapıEndüstri Merkezi tarafından dördüncü kez düzenlenen Konut Konferansı’nda dünyaca ünlü uzmanlar ülke ekonomisi ve Türkiye yapı sektörünün lokomotifi olan “konut”u, sektörün önümüzdeki dönemde yaşayacağı değişim ve dönüşümler ile birlikte mercek altına aldı. Çuhadaroğlu, Kale Kilit, Optimum Proje & Danışmanlık ve Siemens Ev Aletleri ana sponsorluğunda; Vorne sponsorluğunda ve Ulus Yapı alt sponsorluğunda düzenlenen konferansın bu yıl temasını değişen kentlerin farklılaşan barınma ihtiyaçları Simone Sfriso çerçevesinde “Yeni Yollar” oluşturdu. Biz de konferansın konuşmacılarından 2013 Ağa Han Mimarlık Ödülü sahibi sosyal tasarımcı TAM Associati’nin Kurucu Ortağı Simone Sfriso’yla konut anlayışını ve kent yaşamını konuştuk. l Günümüzde pek çok şey değişiyor. Yaşam ve barınma alanlarımız da bunlardan biri. Artık konut kavramı nasıl algılanıyor? İhtiyaçlar nasıl belirleniyor? K Kaliteli bir kentsel yaşam için “Yeni Yollar” Bu soruyu Serge Chermayeff ve Christopher Alexander’ın 1963’de kaleme aldığı bir makaleye değinerek yanıtlamak istiyorum: “Belki de plancıların, geliştiricilerin, tasarımcıların ve diğer profesyonellerin yapılar arasındaki mekanın, kent yaşamı için en az yapının kendisi kadar önemli olduğunu fark edecekleri gün yakındır.” l Konferansın teması “Yeni Yollar”dan neyi anlamak gerek? Birçok insanın sevmediği şey “kent yaşamı” değil mi? “Kent yaşamı” kentleri güvenli olmayan, sağlıksız ve paylaşılmayan bir yer haline getirdi. Biz “Yeni Yollar”ı şehirlerin yoğunluğunun sadece yaşayan insan sayısı ile değil, kentliler arasında etkileşim olasılıklarının çokluğu ile değerlendirileceği gelecek şehirleri olarak algılıyoruz. l Sürdürülebilir mimarlığı nasıl tanımlamak gerek? Peki, bu anlayış, kent yaşamında kendine nasıl yer buluyor? Daha fazla gündeme geldiğini söyleyebilir miyiz? Sürdürülebilir mimarlık enerji etkin, çevresel etkisi azaltılmış tasarımlarla yaşayanların sağlık, konfor ve yaşam kalitelerini artırmayı hedefler. Venedik’in eski belediye başkanı ve filozof Massimo Cacciari’ye göre mimarlık ancak sürdürülebilir ise mimarlıktır, bunun dışındaki yapılaşmayı mimarlık olarak tanımlamak mümkün olmaz. Biz de aynı perspektiften bakıyoruz. Sürdürülebilirlik mimarlığın doğası gereği, ayrılmaz bileşenidir. Yapılar enerji etkin olmalı l Türkiye’de de konutlar, toplu konut şeklinde siteleşiyor. Siteler de şehrin merkezinden uzak yere konumlanıyor. Burada yeni yaşam alanları yaratılırken ayrışma da söz konusu oluyor. Nasıl sosyal etkileri oluyor bu durumun? Aslında şehirleşmede neye dikkat etmek gerek? Bugüne dek geleneksel sosyal konutlar, dev yatakhaneler olarak algılanıyorlardı ve artık toplumun ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzaklar. İnsanların her zaman sahip olacaklarını sandıkları ve bugün kentlerde kaybolmaya yüz tutan aile, aidiyet duygusu gibi temel kavramlar yeni konut yapılaşmalarında özellikle üzerinde durulması gereken temel konular haline geldi. Birçok kişi toplumun düzgün şekilde inşasına izin vermeyen yetersiz, hastalıklı konutlardan muzdarip. Ayrıca üzerine düşünülmesi gereken kavramlardan en önemlileri kentsel mekanın kalitesi, altyapı, ortak mekanlar, ulaşım ve sürdürülebilir kentsel hareketlilik olarak sıralanabilir. Bütün bu değindiklerimiz kaliteli bir kentsel yaşamın temellendiği en önemli konular. l Peki yenilenebilir enerji anlamında sürdürülebilir mimaride nasıl imkânlar var? Tüm yapılı çevrenin, dolayısı ile konutların da enerji etkin koşullara kavuşması gerekiyor. Sürdürülebilir tasarım bizce teknik değil etik bir seçim. Yenilenebilir kaynaklara olabildiğince başvurmak, özgürlük algımızın gereğidir. Üniversitesi’nin New York, Amman, Bombay, Pekin Bir kent laboratuvarı: Columbia gibi şehirlerde kurduğu Stüdyo X, İstanbul’da kentin geleceği ile ilgili araştırma projeleri ve fikirler üreten bir laboratuar kurdu. Studyo Xİstanbul Mekanın direktörü ise mimar Selva Gürdoğan. Borusan Holding’in öncü sponsorluğu ile Salıpazarı’nda açılan Studyo X’in en anlama geldiğini soruyoruz. “X, boş oda” diyor Selva Gürdoğan. Ne olacağını bilmiyoruz, içini birlikte dolduracağız. Burada hergün şehrin geleceğin ne sorusu sorulacak. Tam bir kent laboratuvarı olacak anlayacağınız. Gündoğan kendi mimarlık bürolarında geçen yıl İstanbul için bir minibüs haritası yaptıklarını söylüyor. “hala otobüs haritası bile yok” diyor ve ekliyor “sınırları bilirsek nereye gitmememiz gerektiğini de öğrenmiş oluruz. İstanbul bir muamma ucu buçağı yok. Sonsuzluk duygusu veriyor, hal böyle olunsa sorunları da sonsuz oluyor. Biz bunu aşmak istiyoruz” Studyo X İstanbul, uzmanlar, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimler arasında bilgi alışverişini sağlayacak yeni bir platform oluşturacak. Studio X Istanbul, ayrıca, Columbia Üniversitesi’nin tüm fakülteleriyle projeler sürdüren, Ipek Cem Taha’nın direktörlüğündeki Columbia Global Centers | Türkiye ile de koordineli çalışacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear