Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Days
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
30 Nisan 2012 Pazartesi 5 Lüfer Koruma Timi: Balıkçılığımız çıkmaz sokakta! İ nsanoğlunun doğaya karşı bilinçsiz tüketim çılgınlığı balık türlerini de yok olmakla yüz yüze getirdi. Özellikle son yıllarda konuyla ilgili sayısız araştırmalar yapıldı, kampanyalar başlatıldı. Fakat değerlendirmeler, tüm bu çabaların hala yeterli olmadığını gösteriyor. Ekoloji ve gastronomi, etik ve zevkin kesişim noktası diyebileceğimiz, iyi yemeğin zevkini topluma ve çevreye olan sorumlulukla bir araya getiren bir sivil toplum kuruluşu olan Slow Food’un İstanbul’da yapılanan bir birliği olan Fikir Sahibi Damaklar (FSD) – Lüfer Koruma Timi de, 20112012 balık avı sezonuyla ilgili bir değerlendirme yaptı. FSD’nin yaptığı değerlendirme balıkları ve balıkçıları bekleyen tehlikeyi ortaya koyuyor: “İstanbullu balıkçılarımız 80’li yıllardan bu yana devam eden büyüme odaklı, kapasite arttırımı odaklı ve sürdürülemezliği net politikaların neticesi varılan bir çıkmaz sokakta!” İki yıldır İstanbul Boğazı ve onun doğal parçası Karadeniz ve Marmara Denizi’ne dair endişelerini dile getirdiklerini belirten FSD, su kaynaklarında yaşanan krizin sadece Türkiye değil tüm dünyada sorun olduğuna ve durumun ciddiyetine dikkat çekti. Denizlerimize, balığımıza, balıkçımıza dair politikaların oluşturulduğunu görmek istediklerini belirten FSD aşırı avcılığın kaynaklarımızın tükenmesinde, balığımızın, denizlerimizin sürdürülebilirliğinde olumsuz bir etken olduğunun artık yadsınamaz bir gerçek olduğunu anlattı. Değerlendirme de yer verilen TURMEPA’nın araştırma sonuçları ise durumun ciddiyetini fazlasıyla ortaya koyuyor: Marmara Denizi’nde 143 canlı türü yok oldu. Son kırk yılda barbunya yüzde 73, çipura yüzde 48, palamut yüzde 90, uskumru yüzde 95, lüfer yüzde 58 oranında yok oldu. Karadeniz ve Marmara Denizi’nde akya, çipura, kırlangıç, uskumru, orkinos, mercan, minekop, sinarit, lipsos dahil, birçok tür çok azaldı. Denizde para edecek ve tüm tükenmeye karşın hala bulunan neredeyse tek balığın, yani lüferin, avlanma boy limitlerinde yapılan değişiklikle başlayan 20112012 balık avı sezonu da, haliyle, İstanbullu balıkçı için tatmin edici olmaktan bir hayli uzak gerçekleşti. Son beş yıldır olduğu gibi bu yıl da balıkçımız sezona borçlu girdi. Tohumda takas zamanı anakkale'nin Bayramiç ilçesinde “Tohum Takas ve Yerel Ürünler Şenliği” düzenledi. Belediyenin düzenlediği şenlikteki etkinlikler kapsamında gerçekleştirilen tohum takasına yöre ve Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden gelen üreticiler katıldı. Etkinlikte üreticiler kendi yörelerinden getirdikleri çeşitli hububat, baklagil ve sebze tohumlarının değişimini gerçekleştirdi. Yanlarında getirdikleri tohumları takas ederek değiştiren üreticiler bu etkinliğin gelecek yıllarda da sürmesini istediler. Öte yandan etkinlikte “Yerel Tohumlar ve Yerel Tatlar” üzerine panel de düzenlendi. Panele Slow Food, Fikir Damaklar hareketinin lideri Defne Koryürek, Boğetepe Çevre Derneği Başkanı İlhan Koçulu, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nden Prof. Dr. Türker Savaş, Dr. Seçkin Kaya, Ege Üniversitesi'nden Prof. Dr. Tayfun Özkaya ve Bayramiç Yeniköy Kazdağları Ekolojik Yaşam ve Tohum Derneği kurucusu Mustafa Ülgen konuşmacı olarak katıldı. Panelde yerel tohumların önemine değinildi. Ayrıca şenlik kapsamında düzenlenen Haydi permakültür kursuna! Y eryüzü Derneği, 816 Haziran tarihleri arasında İstanbul’da, Permakültür Tasarım Kursu (PDC) düzenliyor. Temel amacı kendi ihtiyaçlarını karşılarken çevresini sömürmeyen, kirletmeyen uzun vadede sürdürülebilir, ekolojik olarak sağlıklı yaşam sistemleri yaratma olan permakültür ile ilgili yapılacak kursu tamamladığınızda sertifika sahibi de olabiliyorsunuz. 9 gün sürecek permakültür kursunda katılımcılara; endüstriyel yaşam ve küresel iklim değişiminin yıkımında bireysel ve toplumsal düzeyde ayakta kalmayı, yaşadığınız çevreyle enteğre ve doğanın bir parçası olarak atık üretmeden yaşamayı, var olan yaşam alanlarınızı restore etme yöntemlerini, eski ve köklü kültürlerin ekolojik bilgeliğini şiar edinerek insani ölçekte yaşam alanları tasarlamayı sistemsel bir bütünlük içinde öğretilecek. Emet Değirmencinin eğitmenlik yapacağı kursa; Deniz Üçok (Permablitz), Aytaç Timur (Kent Bahçeleri), Taner Aksel (Yenilenebilir Enerji Kullanımı Isı Pompaları), Sultan Ersöz (Sumei yöntemi ve Organik Çiftçilik Deneyimi), Tracy Lord (Yerel Biyo Çeşitliliği Korumak İçin Yerel Tohum) ve Ayşegül Güzel (AlternatifEkonomi/Zaman Bankası) konuk konuşmacı olarak katılacak. Kurs kapsamında İstanbul’daki derslerin yanında, 3 gün de Şile Ovacık Köyü’nde Biovacık organik çiftliğinde uygulama yapılacak. Kursa 30 Nisan’a kadar kaydolanlar 500 TL, daha sonra kayıt yaptıranlar ise 600 TL ücret ödeyecekler. www.yeryuzudernegi.org Tel: 0216 388 11 73 Ç “Tohum Çalıştayı”nda da “Tohum ve Tohumculuk, Katılımcı Sertifikasyon Sistemleri” tartışıldı. Çalıştayda tohum ve tohumculuk konusunda katılımcılara bilgi veren Prof. Dr. Tayfun Özkaya, yerel tohumların korunması ve sürekliliğin sağlanmasıyla ilgili olarak “Köy çeşitliliği, yerel tohumlar, hayata zenginlik, hastalıklara karşı dirençli olmayı sağlar. Bugün dünyanın önde gelen on firması dünya ticari tohum satışlarının yarısından çoğunu gerçekleştirmektedir. Aynı şekilde önde gelen 10 firma tarım kimyasalları satışını gerçekleştirmektedir. Tohumun kontrolü ve araştırmanın az sayıda elde toplanması ile dünya gıda arzı giderek tehditlerle karşılaşmaktadır. Bu eğilimin bir sonucu olarak, binlerce çeşit yok olmuş, tarımsal üretim giderek suya, makinelere, tarım kimyasallarına bağımlı hale gelmiş, çiftçiler dünyada yok olmaya başlamış, açlık büyümeye devam etmiş, yediğimiz besinler lezzetini ve çeşitliliğini kaybetmeye başlamıştır. Bitki ıslahı giderek özel firmalar tarafından finanse edilmekte ve giderek az sayıda firmanın çıkar ve amaçlarına hizmet etmektedir” dedi.