27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

2 31 Temmuz 2010 Cumartesi Nasıl Bir Yeşil Devrim? sıralanıyor. “Dünyada iki tür değerden bahsedilebilir. Sürdürülebilir değerler ve duruma bağlı değerler. Uzun süre duruma bağlı değerlerle yaşandığı için piyasalar ve doğa sıkıntıya girdi. 'Hiçbir zaman hiçbir yere gitmeyecekmiş gibi' yaşanması gerekli. Bolluk tüketildi, şimdi çocuklarımız bu bolluğu yeniden canlandırmak zorunda” diyen Friedman son iki yılda hem doğanın hem de piyasaların duvara çarptığını belirterek “Citi Bank ve İzlanda'nın yaşadığı kriz kutuplardaki buzulların erimesiyle aynı döneme denk geldi. Bu bir tesadüf değil. Aslında aynı anda hem piyasalara hem de tabiat anaya ilişkin hesapları yanlış tutuyorduk. Riske aldırmadık. Bütün kayıpları vergi mükelleflerin sırtına yükledik. Doğada da aynı şeyi yaptık” diyor. Friedman’ın kitapta ABD toplumuna yönelik de ciddi özeleştirileri de bulunuyor: “11 Eylül sonrası umut yerine korku ihraç ettik. Zenginleşmenin yolunun ev sahibi olmak, daha çok tüketmek olduğunu düşündük” kalabalıklaşıyoruz, boğulacağız.” “Yeşil devrim” kavramına da eleştiriler getiren Friedman şöyle devam ediyor: “... Ortalıkta kesinlikle çok sayıda yeşil lafı var. Bu bir devrim değil eğlence. Aslında bir yeşil partisindeyiz. Ben bütün partilere davetliyim. Herkes yeşil görünüyor ve herkes kazanıyor.” Bugün bu sorunlar için 'yeşil ve çevreci çözümler' sunduğu iddiasındakilerin çalışmalarının ne kadar sürdürebilir çözümler sağladığı da Friedman tarafından sorgulanıyor. Dünyayı içinde bulunduğu durumdan kurtarmak için izlenmesi gereken yol haritasında bilinçsiz üretkenlikten bilinçli üretkenliğe geçebilmek, sorumluluk almak, alternatifler yaratmak, girişimci olmak gibi kurallar bulunuyor. Çekirge kuşağıyız, yeşil devrime ihtiyaç var Artık gündelik hayatımızın içine girmiş, toplumların sıklıkla tartıştığı konular bunlar. Bir de tüm bunların küreselleşme ve ekonomik krizler ile harmanlandığını düşünelim. İşte The New York Times köşe yazarı, Pulitzer ödüllü gazeteciyazar Thomas Friedman tam da böyle kitapla yeniden karşımıza çıktı. Daha önce ‘Dünya Düzdür’ kitabı ile büyük ilgi toplayan yazar şimdi de 'Sıcak, Düz ve Kalabalık' adlı kitabında 'Neden yeşil devrime ihtiyacımız var?’ sorusunu tartışmaya açıyor. Kitabın ilk yarısından, dünyanın karşı karşıya olduğu enerji, iklim ve biyolojik çeşitliliğe yönelik tehditlere teşhis koyuyor. İkinci yarısında ise bu tehditlere nasıl karşı koyabileceğimize dair çözümler K üresel ısınma ile baş etmenin yolları nelerdir? Yapılan yeşil, çevreci çözümler yeterli midir? Yeşil devrimin zamanı geldi mi? 1950’lerden itibaren doğanları ‘çekirge kuşağı’ olarak nitelendirerek “Anne, babalarımız için özgürlük önemliydi, bizler için sürdürülebilirlik önemli olmalı” diyen Friedman kitabında 18. yüzyılın ortalarındaki Sanayi Devrimi’nden önce dünya atmosferinde milyonda 280 adet karbondioksit olduğunu belirterek bugün rakamın 384’e çıktığını ifade ediyor. Bu kadar büyük farkın, fosil yakıtların sanayide kullanılmasından ve ormanların yok edilmesinden kaynaklandığını anlatan Friedman, şu çarpıcı değerlendirmeyi yapıyor: “İklim değişikliği ihtimali de yüzde 1 bile olsa, o yüzde 1 büyük felaketlere yol açacaktır. O yüzden sürdürülebilir sisteme geçmek zorundayız. Kaldı ki, bahsettiğimiz ihtimal yüzde 1’den de fazla. Burada geri dönüşü olmayan bir süreçten söz ediyoruz. Dünya düzleşiyor, sıcaklaşıyor ve kalabalıklaşıyor. 20 dakikada bir tür yok oluyor. 1930’da 1 milyar insan yaşıyordu. Şu an dünya nüfusu 6.7 milyar, 2020’de 7 milyara, 2050’de 9.2 milyara ulaşılması bekleniyor. Gittikçe Dünyayı içinde bulunduğu durumdan kurtarmak için izlenmesi gereken yol haritasında bilinçsiz üretkenlikten bilinçli üretkenliğe geçebilmek, sorumluluk almak, alternatifler yaratmak, girişimci olmak gibi kurallar sıralanıyor. ‘Şükredin, iyi ki petrolünüz yok’ Kitabında özgürlük endeksinden de söz eden Thomas Friedman “Petrolün fiyatı düştükçe, özgürlük artıyor” diyor ve petrole bağımlı ülkelerde petrol ile özgürlüğün ters orantılı olduğuna dikkat çekiyor: Demokrasi ile yönetilen tek Arap ülkesi Lübnan. Çünkü petrolü yok. Siz de Tanrı’ya şükredin, iyi ki petrolünüz, doğalgazınız yok.”
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear