Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Days
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
6 27 Şubat 2010 Cumartesi Kadın istihdamında 31 ülke arasında son sıradayız AB bölgesinde 1564 yaş aralığındaki kadınların oranına ilişkin istatistiklere göre, Türkiye, 31 ülke arasında yüzde 25,5 ile en son sırada yer alıyor. Okan Üniversitesi Finansal Riskleri Araştırma ve Uygulama Merkezi (OKFRAM), TÜİK'in kasım ayı işgücü rakamlarına dayanarak gerçekleştirdiği işgücünde cinsiyet ilişkisine ilişkin analizlerini açıkladı. 2009 yılı kasım ayı verilerine göre çalışan nüfusun yüzde 72'sini oluşturan erkek nüfusunun yüzde 64'ü yevmiyeli veya ücretli, yüzde 52'si hizmetler sektöründe istihdam edilirken, çalışan kesimin sadece yüzde 28'lik kısmını oluşturan kadın nüfusunun yüzde 52'si ücretli ve yevmiyeli olarak çalışıyor. Erkek nüfusundan farklı olarak kadınlar, tarım ve hizmetler sektöründe neredeyse eşit dağılım gösteriyor. Kadınların işgücüne katılımının arttığı dönemlerin ilkbahar ve yaz aylarına geldiğini gösteren analizler, Türkiye'de kadınların mevsimsel işçi olarak faaliyet gösterdiğine işaret ediyor. OKFRAM'ın analizine göre, her ne kadar son dönemlerde kadının işgücüne katılmasında bir artış gözlenmiş olsa da, bu oran gelişmiş ve diğer gelişmekte olan ülkelere göre oldukça düşük düzeyde bulunuyor. AB bölgesinde 1564 yaş aralığı kadın istihdam istatistikleri incelendiğinde; 2009 yılının üçüncü çeyreğine göre İzlanda yüzde 77,9 ile kadın istihdamında birinci sırada yer alırken, onu yüzde 74,1 ile Norveç ve yüzde 73,7 ile Danimarka izliyor. Türkiye ise Avrupa bölgesinde yer alan 31 ülke sıralamasında yüzde 25,5 ile en son sırada yer alıyor. TÜİK'in açıkladığı son rakamlar da mevcut istatistiğin değişmediği görüşünü destekliyor. Türkiye'de kadınların iş gücüne katılım oranının düşüklüğünde aile nedenleri ve iş hayatının kadına bakış açısının yanı sıra eğitim yetersizliği ve kırsal kesimden kente göç de rol oynuyor. ‘Dünya Kadınlar Günü’nün 100. yılında Kadınların küresel yürüyüşü başlıyor Dünya Kadın Yürüyüşü, yoksulluğu ve kadına yönelik şiddeti ortadan kaldırmak için çalışan taban gruplarını biraraya getiren bir ağ... İlk olarak 2000’de örgütlenen Yürüyüş, 163 ülkeden 5 bin 500 katılımcı gruptan oluşuyor. Türkiye’den örgütler de ağ içinde yer alıyor. ünyanın dört bir yanından kadın örgütlerinin oluşturduğu Dünya Kadın Yürüyüşü (World March of Women), sömürünün, baskının, hoşgörüsüzlüğün ve mahrumiyetin artık var olmadığı ve doğruluğun, sömürüsü ve silah endüstrisinin kârlarını da içerecek şekilde savaşın karmaşık nedenlerini anlatmaya çalışıyorlar. Kadın emeği: Dünyanın her yerinde kadın ve erkek bütün işçilerin, herhangi bir ayırımcılığa uğramaksızın, insanca asgari ücrete, yasal haklarına, sosyal güvenceye ve eşit ücrete kavuşmasını savunuyorlar. Kadına yönelik şiddet: Toplumda farkındalığı artıracak eylemler yoluyla, ittifak kurulan toplumsal hareketlerle birlikte ve devletten taleplerimizi hazırlayarak şiddetle savaşıyorlar. Kadına yönelik şiddetin nasıl meydana geldiğini, nedenlerini ve nasıl tezahür ettiğini göstermek ve kadınların cinsiyetçi şiddete karşı her tür direnişini özellikle kamusal alanda görünür kılmak istiyorlar. D farklılığın, hak ve özgürlüklerin saygı gördüğü başka bir dünyayı inşa etmek için 8 Mart’tan itibaren yine yollarda... Üstelik 2010 yürüyüşü ‘Dünya Kadınlar Günü’nün 100. yılına rastladığı için bu yıl daha da anlamlı... 163 ülkeden 5 bin 500 kadın örgütünü biraraya getiren Dünya Kadın Yürüyüşü, “Hepimiz özgür oluncaya dek, kadınlar yürüyor” sloganıyla hazırladığı, 8 Mart17 Ekim 2010 tarihleri arasında sürecek eylem programını açıkladı. 2010 yılı boyunca eylemliliklerini sürdürecek olan DKY iki tarih arasında etkinlikleri aratacağını açıkladı. Birincisi, 818 Mart tarihleri arasında Uluslararası Kadınlar Günü’nün ilan edilmesinin 100. yıldönümünü için yürüyüşlerin organizasyonu... İkincisi de 17 Ekim’de çatışma çözümleme süreçlerinde kadınların öncülüğünü güçlendirmek için Kongo Sud Kivu’da uluslararası bir buluşma ile eş zamanlı yürüyüşler ve eylemler yapılması... DKY’nin her ulusal birimince belirlenecek 2010 eylemleri için önceden düşünülmüş bazı eylemler şunlar: Bir doğrultuda ilerleyen, Dört eylem alanı 2010 eylemi DKY’nin dört eylem alanı etrafında harekete geçecek: Ortak menfaat: Doğanın ve kamu hizmetlerinin özelleştirilmesine karşı mücadele ediyorlar. Gıda egemenliği ilkesini ve sağlık, eğitim, içilebilir su ve sanitasyon hakkını savunuyor. Barış ve sivilleşme: Kadınların hayatını ve bedenlerini kontrol etme arzusu, etnik ve dinsel çatışmaların manipülasyonu, doğal kaynakların güzergahları önceden ayarlanmış 10 günlük yürüyüşler... Otobüs ve tren karavanlarının güzergahı boyunca durak yerlerinde planlanmış eylemler... Film gösterimleri, tiyatral sunuşlar, araçlar yaratma atölyeleri, afişler gibi sanatsal ve kültürel etkinlikler ve yürüyüşün eylem alanları üzerine tartışmaları teşvik edecek başka etkinlikler... Diğer ülkelerde ve bölgelerdeki DKY tarafından yapılan eylemlerin desteklenmesi için yerel gösterilerin örgütlenmesi... Silah satan ülkelerin diplomatik temsilcilikleri, Birleşmiş Milletler binaları ve silah üreten şirketlerin önünde eylemler... Sömürü ve savaşla ilişkili çok uluslu şirketlerin ürünlerini boykot eden kampanyalar.