Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Months
Days
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
İNSAN & ÇEVRE Ener ji ve Yaşam C İNSAN & ENERJİ Balığın suyunu çıkardık oğa Derneği, Türkiye’de en fazla D tehlike altında olan canlı grubunun göl ve akarsu balıkları olduğunu ortaya koydu. Araştırmaya göre yeryüzünde sadece Türkiye’de yaşayan 62 balık türünün 41’i (yüzde 67’si) yok olmak üzere. Bu türlerin 18’inin (yüzde 29.5’i) yalnızca tek bir noktada kaldığı biliniyor. En az 11 türün ise önlem alınmadığı takdirde birkaç yıl içinde tümüyle yok olmasından endişe ediliyor. Doğa Derneği’ nin bu çalışması, son zamanlarda sıkça gündeme gelen sulak alan kaybının balık türleri üzerindeki etkisini ortaya koyan ilk araştırma. Bilimsel araştırma, Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Füsun Erkan ve Niğde Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ahmet Karataş’tan alınan destekle yürütüldü. Balık türlerinin büyük kısmı son zamanlarda yoğun olarak gündeme gelen sulak alan kayıpları nedeniyle yok oluyor. Nadir balık türleri açısından dünyanın en zengin bölgelerinden biri olan Anadolu’da göller birer ikişer kurdukça yeryüzünde yalnızca bu göllerde yaşayan balık türleri de tarihe karışıyor. Balık türlerinin kaybına neden olan diğer bir sorun ise baraj inşaatları. Akarsu rejimine uyum göstermiş pek çok balık türü suyun akışının durdurulmasıyla oluşan baraj göllerinde yaşayamıyor. Diğer önemli bir sorun ise yabancı balık türlerinin göl, akarsu ve barajlara gelişigüzel atılması. Çoğu zaman iyi niyetle yapılan bu aşılama çalışmaları yabancı balık türlerinin oranının yerli balıklarla rekabete girmesine ve doğal türlerin kaybına neden oluyor. Balık neslinin tükenmesine neden olan dördüncü sorun ise akarsu ve göllerdeki kirlenme. ÜYÜK EKONOMİK KAYIP Sulak alanların ve endemik balık türleri gibi ülkemize özgü su gen kaynaklarının korunması ekonomik açıdan büyük önem taşıyor. Orta Anadolu’daki göllerin kaybı nedeniyle balıkçılık ve saz kesimi gibi pek çok geçim kaynağının ortadan kalktığı biliniyor. Doğa Derneği Önemli Doğa Alanları Sorumlusu Murat Bozdoğan, “Devlet Su İşleri’nin göl ve akarsularımızı sadece su kütlesi olarak değil, içindeki paha biçilmez gen kaynaklarıyla birlikte koruması ve kullandırması gerekiyor. Aksi takdirde su kaynaklarımızı değerlendirmek yolunda, balık türleri gibi ülkemize özgü paha biçilmez zenginliklerimizi yok edeceğiz” dedi. NEDEN YOK OLUYORLAR? Devlet Su İşleri’nin 1950’lerden bu yana yürüttüğü projeler sulak alanların ve balık türlerinin yok olmasında etkili oldu. Ofis ergonomisinin önemi Uzm. Dr. ÖNDER ÇEREZCİ VKV Amerikan Hastanesi eknoloji ve iletişim sistemlerinin gelişmesi, hiç kuşkusuz iş yaşamına büyük kolaylıklar getiriyor. Uzmanlar bu noktada, insan bedeni ve hareket alanına uyumlu hale getirilmemiş bir teknolojinin, orta ve uzun vadede insan sağlığını tehdit etmesinin kaçınılmaz olduğunu bildiriyor. İşte burada ergonomi devreye girerek, çalışan kişinin işi, iş adetleri ve çevresi ile olan ilişkilerini araştırıyor. Buradaki amaç kişinin sakatlanma riskini en aza indirerek insan vücudundan en yüksek verimi almak. Zamanla, devamlı olarak uygunsuz ortamlarda çalışan insanlarda verim düşüklüğü, çabuk yorulma, konsantrasyon eksikliği gibi sorunlar oluşmaya başlıyor. Çünkü insanların yapısal özellikleri farklı. Eğer kişi bedeni ve hareket alanıyla çatışan ve kavga eden bir ofis alt yapısına sahipse, hem motivasyonu düşerek iş başarısı engellenecek, hem de işine karşı memnuniyetsiz bir duruş sergileyecek hatta nefret hissedecektir. Sonuç olarak, ofis ortamında sağlıklı iletişim, sağlıklı çalışma, iş tatmini, verimlilik, huzurlu ortam gibi tüm öğeler ofis ergonomisi üzerinden şekillenir. Ofis ortamında çalışma ve verimliliği etkileyen so T B 10 mut faktörler kısaca şöyle: ? Havalandırma ve ısıtma kalitesi, ? Ofis içindeki çalışma birimlerinde ve ofis genelinde aydınlatma, ? Gürültü ve stres yaratan kaynakların varlığı, ? Çalışan sağlığı ve güvenliği anlayışının yanı sıra bu konudaki somut uygulamalar, ? Çalışma alanında kişinin kimi veya kaç insanı görebildiği, iş arkadaşları ile iletişim mesafesi, ? Çalışma alanlarındaki taban alanı genişliği, hız, mekânsal iş alanı, ? Diğer çalışlarla iletişim kolaylığı ve kalitesi, ? Çalışanların yer değişim sıklığı, ? Ofis ortamının kullanım ve görüntüsel olarak konforu, ? Çalışılan alanın çevresinin kapatılma ya da sınırlandırılma derecesi, yani ofis birimlerini ayıran perdelerin, duvarların, panellerin, paravanların vs. sayısı ve bu bölümlerin yüksekliği, ? Ofisin yerleşim düzeni, ? Çalışanların konuşma mahremiyeti, ? Ofis bakım ve temizlik kalitesi.