25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

TARİHÇE Ener ji ve Yaşam C İstanbul’da ilk elektrik ATİLLA ORAL Araştırmacıyazar . Abdülhamit saltanatının son yılları; İstanbul’da elektrik enerjisinin ilk defa kullanıldığı yıllardır. Beyoğlu’ndaki konsolosluk binaları ve kapitülasyon korumasında ecnebi zenginlerinin işyeri ve konakları Osmanlı ülkesinde elektrik kullanılan ilk yapılardır. Yıldız Sarayı’na elektrik tesisatı çektiren 2. Abdülhamit halkın kendisinden izin almadan elektrik kullanımını yasaklamıştı. İstanbul dışındaki vilayetlerde yaşayan halk elektrik ışığını ilk defa, padişahın tahta çıkış yıldönümü olan cülus kutlamalarında; “Padişahım Çok Yaşa” yazılı levhaların süslenmesi sırasında yakından görmüştü. Ahmet İhsan Bey, elektriğin Osmanlı ülkesine girişini ve 2. Abdülhamit’in elektrik hakkındaki olumsuz tutumunu şöyle anlatır: “…Avrupa elektrik yapmıştı. Padişahlar silsilesinin despot Abdülhamit’i elektriği kendi sarayından başka bir yere sokturmamıştı! O, Yıldız Sarayı’na mükemmel elektrik makineleri kurdurmuştu. Zamanın telgraf nezareti fen müşavirini pek yüksek maaşla ilavei memuriyet suretiyle saraya Elektrik Müdürü yapmıştı. Yıldız’da Padişahın hususi daireleri ve hatta tiyatrosu elektrikle aydınlanmıştı. Halbuki Payitaht olan İstanbul kötü hava gazlarıyla yahut kırık şişeli petrol lambalarıyla önünü görebiliyor veya karanlıkta kalıyordu. İstanbul elektrik ışığını 1908 inkılabından sonra görebilmişti.” “… Telefon şebekeleri bütün Avrupa’yı sardığı halde Abdülhamit haberin çabuk dağılabileceğinden ürkerek ülkeye telefonu da sokmamıştı. Saraydan Bab’ı Ali’ye emirler kırmızı kollu esvap giymiş atlı yaverlerin kaldırımlardan kıvılcım saçan dört nala koşmalarıyla gider gelirdi. İstanbul ve bütün ülke telefonu da mutlakıyet idaresi devir olun TASARRUF 2 duktan sonra kullanabildi.” *(1) Meşrutiyet devrinde İstanbul’da elektrik kullanımı büyük bir karmaşa içinde yaygınlaşmaya başladı. Kapitülasyonların korumasındaki ecnebilerin otel, lokanta, vb gibi işyerlerinde konaklarında kullanılan ilk elektrikten devletin vergi alabilmesi mümkün olamamış düzensizlik ve keşmekeşlik uzun bir süre devam etmişti. Elektriğin İstanbul’da yeni kullanıldığı yıllarda İstanbul Beyoğlu belediye başkanlığı görevinde bulunan Ahmet İhsan Bey, elektrik kullanımında İstanbul’da yaşanan karmaşayı ve düzensizliği şöyle anlatır: “… O tarihte İstanbul’da henüz elektrik cereyanı yoktu. Beyoğlu’nda bir takım müesseseler kendilerine elektrik motoru kurmuşlar ve havai tellerle komşularına satar olmuşlardı. Karşımıza yine konsoloslar çıktı. Engel olunamıyordu. Bir akşam mühendisleri ve uzun merdivenleri alıp, sokağa çıktık. Kuvvetli makaslarla bütün havai telleri kestik. Konsoloslar bir daha üşüştüler. Cevap verdim: Sokaklar Belediyenindir!... Bedava tel geçmez!... Tel geçirecekler kira vermelidir!.. Sokağa gerilen tellerden o sene Belediye veznesi çok hasılat toplamıştı.” *(2) İstanbul’da kurulan ilk büyük elektrik santrali 1914 yılında Haliç’te, Silahtarağa’da kurulmuştu. Kömürle çalışan bu santralin kurulduğu yılki gücü 15.000. KW idi. İstanbul’da abone sistemi ile elektrik dağıtımı ise ancak bu tarihten sonra başlayabilmişti. Kaynaklar *(1) Ahmet İhsan Tokgöz, 30 Haziran 1927, (s:112) *(2) Ahmet İhsan Tokgöz, Matbuat Hatıralarım (19081914) İstanbul1931, (s:142) Bilinçsiz yalıtım sırtımızda yük lkemizin en büyük sorunlarından biri olan bilinç eksikliği ya da bilinenleri kabul etmek istemediğimizde sığındığımız en büyük kalkan olan duyarsızlık ve olayları çok kısa sürede unutuyor olmamız, birçok sorunu da beraberinde getiriyor. Yalıtım bilincinin tam olarak sağlanamamış olması hem bireylere hem de ülkeye ek bir yük ve tehlike arz ediyor. Her yıl kış mevsiminin yaklaşması ile birlikte yakıt harcamala Ü 6 rı artma eğilimine girer. Şikâyetler ardı ardına sıralanır. Konu “ne olacak bu memleketin hali” yorumuyla son bulur ve yine değişen hiçbir şey olmaz. Yine yüksek faturalar gelmeye devam eder ve bu yüzden temel harcamalardan kısılmaya başlanır. Ülkemizde bulunan 8 milyon binanın sadece ve sadece yüzde 67’sinin yalıtımlı olduğunu söylememiz acaba ne anlama geliyor, diye düşünelim. Yalıtım yapılmayan binalarda sadece ısı yalıtımı nedeniyle uğranan ekonomik kaybın, yıllık ortalama 5.5 milyar dolar civarında olduğunu da eklersek belki daha somut so nuçlar canlanır gözümüzde. Tüm bu uygulamalar bizler için ekstra masraf diye düşünüyorsunuzdur belki. Su yalıtımı uygulaması, bina maliyetinin sadece yüzde 3’üne tekabül ediyor. Isı yalıtımı ile yakıt faturalarında ortalama yüzde 50 tasarruf sağlamak mümkün. Ayrıca ısı yalıtımı yaz aylarında serinlemek için harcadığımız elektrik enerjisini de yarı yarıya azaltıyor. Toplum sağlığını tehdit eden en büyük sorunlardan biri de gürültü. Sinirlilik, algılama güçlüğü, iş veriminde düşüş, uykusuzluk, dolaşım sistemi bozuklukları, çeşitli vücut salgılarında anormallik, hamile bayanlarda erken doğum, düşük ve hatta kalıcı işitme kayıpları gibi sorunlara neden olarak hayatımızı çekilmez hale gelen gürültüye karşı alınacak tek önlem ise ses yalıtımı. Evlerimizde, işyerlerinde ve aslında günlük hayatımızda gittiğimiz her yerde, her an yaşanabilecek en tehlikeli felaketlerden biri olan yangına karşı da yalıtımla önlem almak mümkün. Yangın yalıtımı ile yapı içerisinde yangının zararlı etkileri olan ısı ve dumanın yayılması geciktirilerek, yangın mahallinden kaçılması için gerekli zaman kazandırılıyor. Yalıtım bilincinin artması için yapılan ve yapılacak olan çalışmalara ek olarak, devlet politikalarında yalıtımın göz ardı edilmemesi ve toplum olarak bizlerin de bu konuyu önemsiyor olmamız, burada sadece bazılarını sıralamaya çalıştığımız sorunların önüne geçmek için tek çözüm yolumuz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear