24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Prof. Dr. Oya Aytemiz SEYMEN seymenoy@yahoo.com Çin Halk Cumhuriyeti’nin başlıca limanı, sanayi ve ticaret merkezi olan Şanghay’dayız. Şanghay dev bir anakent; gördüğünüz her şey aklın sınırlarını zorlayacak kadar büyük ve karmaşık... Otoyollar “iki üç katlı”; beş katlı bir kavşak bile var. Kentin iki yakasını birbirine bağlayan tünellerden biri de iki katlı; alt kattan ağır araçlar, üst kattan otomobiller geçiyor. Sanki Çin’de değil de Amerika’nın herhangi bir anakentinde iş merkezlerinin olduğu bir noktadasınız; Huangpu Nehri’nin kıyısı dev gökdelenlerle çevrili. Dünyanın en uzun köprüsü de buradaymış. Trafik sıkışıklığı anlatılır gibi değil... Kent adeta dev bir şantiye... Gördüğünüz her noktada bina, araç ve insan... Ancak Allah’tan yeşilliklerle dolu kaldırımlar ve kocaman parklar öyle bol ki, bu beton kent biraz olsun nefes alabiliyor. Arada sırada Çin’de olduğunuzu hatırlatan görüntülere derastlamak olası: Güçlükle ilerleyen trafikte görebildiğiniz ara sokaklardaki sokak yemekçileri masalarda kâğıt oynayıp tütün içen gürültülü yaşlı grupları, çekçekler vb., gökdelenlerin gerisindeki Çinlilerin günlük yaşamlarını biraz olsun tanıtmaya yarıyor. Hızlı kimlik değiştiren gökdelen kent Ş ANGHAY büyüyen ve kimlik değiştiren Şanghay’a büyük usta Nâzım’ın şiiriyle veda edebilirsiniz: “Şanghay büyük bir limandır/mükemmel bir liman./Gemileri daha kocamandır/Boynuzlu bir mandarin konağından./Vay vaaay!/Ne acayip yer be Şanghay. Mavi nehirde akar/Hasır yelkenli kayıklar./Hasır yelkenli kayıklarda/çıplak kuliler pirinç ayıklar, pirinç sayıklar./ Vay vaaay!/Ne acayip yer be Şanghay.Şanghay büyük bir limandır./Beyazların gemileri kocamandır./Sarıların kayıkları küçücük./Kızıl saçlı bir çocuğa gebe Şanghay./ Vay vaaay!/Ne acayip yer be Şanghay.” Zeynep Oral’ın Uzakdoğum isimli kitabında da vurguladığı gibi, artık Nâzım’ın betimlediği bir Şanghay yok ortada; hasır yelkenli kayıkların yerini büyük tekneler, mavnalar, mal taşıyan, dolar getirip dolar götüren, turist gezdiren büyük gemiler almış. Gemilerde pirinç ayıklayıp pirinç sayıklayanlar da yok artık. Boynuzlu mandarin konaklarını görmek için turistik merkezlere gitmek gerekiyor; onların yerini çelik, cam, alüminyum, demir ve betondan gökdelenler almış. Yani bu dizeler olsa olsa bir nostalji anlamı taşıyor ve hayal gücünüzü zorluyor. Öte yandan bir turist olarak kentin daha çok merkezlerinde ve tarihi turistik önem taşıyan noktalarına vakit ayırabiliyor insan. Eski Çin’i anlatan, kireç badanalı ve tek katlı evleri, bambu sırıklar üzerinde kuruyan çamaşırları ve Bund’a ya da Pudong’a ulaşamayan yoksul bölgeleri görecek kadar vaktiniz ve olanağınız olursa, başka bir Şanghay gerçeğini görürsünüz ki ne mutlu size. Huangpu Nehri’nde bir tekne gezintisi yapmak da iyi bir başlangıç olabilir: Mevsim yazsa sisler içindeki mavnalara ve hayal gibi görülen ışıkların yarattığı yanılsamalara, kendinizi kaptırabilirsiniz. Karşınızda duran dev görüntüler, Çin’in geleceğidir aslında; biraz Singapur, biraz Hong Kong, biraz New York. Görülecek çok yer var elbette. Dilerseniz, Yeşim Buda Tapınağı’ndan başlayabilirsiniz. Orada, turistlerin yanı sıra tütsü yakıp minderlere kapanan veya diz çöküp dua eden çok sayıda Budiste rastlayabilirsiniz. Tapınağın içi de ayrıca heykelleri ile ilginç; ancak özel koruma altındaki 1.95 boyundaki Yeşim Buda Heykeli çok etkileyici. Halk Meydanı (Renmin Square), Nanjing Caddesi’ni tam ortadan ikiye ayıran 12 hektarlık bir park... Fıskıyeli havuzları, yemyeşil alanları, bankları ve anıtları ile Şanghaylılar için çok güzel bir yaşam alanı. Fransız Mahallesi’ni mutlaka gezmelisiniz. Nanjing Caddesi’nin doğusunda, Çin ile Batı’nın buluştuğu ve zamanında Şanghay’da Fransızların yaşadığı bu bölgede tarihi yapılar olduğu gibi korunmuş; bir kısmı kafeterya, lokanta ya da iş merkezi olarak da kullanılıyor. Fransız Mahallesi’nde, Komünist Parti’nin Mao Zedung öncülüğünde ilk ulusal kongresinin yapıldığı (1921) müze haline getirilen binayı da gezebilirsiniz; burada yakın Çin tarihinin önemli buluşmaları, belgeler, fotoğraflar vb. sergileniyor. Ardından ünlü Yu Yuan Bahçeleri’ne gitmelisiniz: 16. yüzyılda burada yaşamış, Ming’lere mensup varlıklı bir kişi olan Yu’nun bahçesinde Çin ahşap işçiliğinin yetkin bir örneği olan konağı da bulunuyor. Bahçenin güzelliği anlatılamaz; her köşesi ayrı bir ayrıntı zenginliği ve ustalıkla işlenmiş. İçinde pagodalar, göletler, yapay patikalar, dağlar, kemerli köprüler olan bahçeye hayran kalacaksınız. Bahçelerden çıkınca, geleneksel Çin mimarisinin görülebileceği en uygun yerlerden birine, Eski Kent’e gelirsiniz. Yukarıya doğru kıvrık çatılı muhteşem güzellikteki eski yapılar çok iyi korunmuş ve yarı açık yarı kapalı çarşılar oluşturulmuş. Burada biraz oyalanıp yüreğiniz elveriyorsa pazarlık ustası Çinli satıcılardan otantik ya da taklit bir şeyler alabilirsiniz. Ama burada 200 yıllık Huxinting Çay Evi’ne uğramayı asla ihmal etmeyin. Çin’in geleneksel çay kültürünü görmenizi sağlayacak olan, akşamları geleneksel Çin müziğinin de sunulduğu çay evinde, tercih ettiğiniz çay cam çaydanlık içinde çiçeğiyle birlikte geliyor ve sürekli kaynar su ilavesiyle sıcak tutuluyor. Çay servisinde fincanlar kadar beraberinde sunulanlar da ilginç: Vahşi güvercin yumurtası (çay yumurtası), peynir, baharatla tatlandırılmış şekerli zeytin... Denemeli... Geceleyin kenti yürüyerek keşfetmek isteyenler için, Şanghay’ın en popüler alışveriş caddesi olan Nanjing Road önerilir. Çinliler de turistler de bu caddede dolaşmayı çok seviyorlar. Huangpu Nehri kordon boyu, meşhur Bund, yüzyıl başlarından kalma kolonyal binaları ve tarihi rıhtımıyla çok etkileyici. İki kilometre uzunluğundaki cadde, Şanghay’ın “Altın Çağı”nı yaşadığı 1920’li 30’lu yılların Londra ve Şikago’suna benzetiliyor. O zamanlar burası, Avrupa ve Amerikalı şirketlerin ve banka şubelerinin tabelalarıyla doluymuş; dünyanın üçüncü finans merkezi olduğu söyleniyor. Bugün böyle bir işlevi olmasa da hâlâ çok ünlü ve görkemli; geçirdiği yenileme sonrasında kentin en çekici turistik noktalarından biri haline gelmiş. Çok önemli binalara ve eserlere ev sahipliği yapıyor: Rus Konsolosluğu, Waibaidu Köprüsü, Huangpu Parkı, Gümrük Binası, Hong Kong&Shangai Bankası, Tung Feng Oteli, bunlardan birkaçı. Sabahın çok erken saatlerinde gelebilirseniz, rıhtımda Tai Chi (gölge boksu) yapan Çinlileri görmeniz de mümkün. Huangpu Nehri’nin diğer bir kıyısı ise “As ya’nın Manhattan’ı, ırmağın doğu yakası” olarak adlandırılan Pudong... Burada, ırmağın iki yakasını birleştiren iki büyük köprü, bir tünel ve bir de metro hattı bulunuyor. Vaktiniz varsa, İnci Kulesi’nin en alt katındaki “Shaanxi Tarih Müzesi”ni gezmelisiniz. Şanghay özelinde Çin tarihini gözler önüne seren bu mumya müzesinde tarih, görsel ve sesli düzenlemelerle, canlandırmalarla ve maketlerle tekrar yaşatılıyor. Dünyanın sayılı müzeleri arasında yer alan ve Çin’in arkeolojik geçmişine ilişkin 120 bin parçalık bir hazineye ev sahipliği yapan Şanghay Müzesi’ni görme olanağınız varsa ayrıca çok şanslısınız. Büyük bir hızla DGLRVEDŞYXUXQX]XWPRSHUDW|UOHUGHQ\DSDELOLUVLQL] DGLRV EDŞYXUXQX]X WP RSHUDW|UOHUGHQ \DSDELOLUVLQL] C MY B C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear