25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

TURİZM C 8 EYLÜL 2010 ÇARŞAMBA 3 BODRUM’U YAŞAMAK... MUZAFFER ERGÖZ info@muzafferergoz.com Bir gün Sarıkamış’ta inşaatımda çalışan bir işçi odama geldi ve gözü, açık televizyondaki magazin programına takıldı. Televizyon Bodrum’daki Dansları, mayo şovları, çıplak mankenleri sürekli renkli yaşamları, şuh kahkahaları Sarıkamış’ın ormanlarına kadar getirip işçilere hayranlıklarına Bodrumu sunuyordu. İşçi bana döndü Abi! beni bir gün Bodrum’a götürür müsün dedi. Neden Bodrum’u görmek istiyorsun diye sordum? Gözü ekranda, orada insanlar çok başka onları görmek istiyorum dedi. İşte size algılanan medyanın ürettiği Bodrum imajı. BODRUM’UN BİLİNEN İMAJI; VUR PATLASINÇAL OYNASINBu imaj doğru muydu? İşte burada başlıktaki birinci gurup olan bizler yani Bodrum’da yaşayanlar olarak oldukça sıkılıyor ve bir türlü bu vitrin görünümünü aşamıyorduk. Belki bu da lazımdı. Bu magazinin bodrumu konusunda rahmetli Zeki Müren kapıyı açmıştı. Ama bizim gücümüz onu Bodrum’dan kovmaya yetmesine rağmen sel gibi arkadan gelenleri ne yazık ki önleyemedik. Oysa Zeki Müren’e sahip çıkabilirdik. Çıkmalıydık da. Ancak Bodrum’da yaşayanların kültürünü, tarihini, geleceğini bu azgın sele kaptırmış gidiyoruz. O günün koşullarında bu gidişe dur diyemedik, bu gidişe de dur diyecek kişiler, kurumlar, öylesine bir açmaz içerisine düştüler ve ipin ucunu öyle bir kaçırdılar ki bu gün olanların sonuçlarını o günden hep birlikte hazırladık. Bunlar nelerdi diye sorarsanız. Deniz kirliliği, insan kirliliği, işletmeci kirliliği, yarımadanın inşaatlar ile kirlenmesi, kooperatiflerin mantar gibi çoğalması, içme suyunun hala olmaması, idari başıboşluk, sürekli düşen fiyatlar, üç aya sıkışan turizm. MANAGING İT SELF (Kendi kendini yöneten)Bodrum’u 11 Belediyeye bölmenin gerek idari gerekse kalite açısından ne kadar kötü bir fikir olduğunu bu gün uygulamada görmekteyiz. O gün sesi çıkmayanlar bu gün bu belediyeleri teke indirelim diye cılız bir sesle itiraz ediyorlar. Bodrum kendi içinden gelen kişilikli kahramanlarını, ya yok etti, ya da onlara karşı küçük kasaba psikolojisiyle karşı geldi. O yerel kahramanların çoğu da küserek ya kimseyle konuşmaz oldular ya da Bodrum’u bu azgın magazincilere terk ederek gittiler. Bodrum yarımadasında 11 belediyenin olmasına bakmayın Bodrum kendi kendisini yöneten bir yerleşim yeridir. Binaların neredeyse tamamı oturma iznine sahip değildir, İş yerlerinin neredeyse tamamı ruhsatsızdır. Yabancılara satılan mülklerin yabancı sahipleri ise mahkeme kapılarında hak aramaktadırlar. Buraya kadar her sorun Bodrum’da yaşayanların sorunudur ve olmaya devam edecektir. Bu gün Bodrum’da yaşayanlar tabiri caiz ise tam bir çaresizlik içerisinde olayları seyretmektedirler. BODRUM’U YAŞAYANLARIN SORUNUBu gün hangi kişi ve kurum Bodrum ile ilgili güncelleşmiş bilgileri, yatırımcıların yasalar karşısındaki haklarını, beş yıl sonra ne olacağını inceler bilmiyorum, henüz dişe dokunur bir çalışma yoktur sanıyorum. Ama bu boşluğu zaman, zaman dolduran önemli isimler ortaya çıkmaktadır. Bodrum’a gelen özellikle gazetelerde köşeleri olan gazeteciler yukarıda yazdığımız kesimin yaşam alanlarına yansıyan sorunlarını sürekli gazetelerinde yazınca, eleştirince yerelde kısa süreli bir kızılca kıyamet kopuyor ama sonra yine eski tas eski hamam oluyor. Hürriyet Gazetesinin değerli yazarlarından hocamız Sayın Şükrü Kızılot Bodrum’daki mali konular ile ilgili bir yazı mı yazdı? Ertesi gün maliye ne kadar müfettişi varsa hemen yarımadaya salıyor inanılmaz bir ceza furyası başlıyor. Bu konuyu kendisiyle konuştuk, sağ olsun bir daha bu tür yazılar yazmadı. Yine iki gazete yazarımız sağ olsunlar Balçiçek Pamir ve Sayın Aydın Ayaydın Bodrum’un içilebilir suya kavuşması için misyon yüklendiler ve bu kutsal görevi umarım yerine getirirler. Bizim Bodrum’da yetiştiremediğimiz yerel kahramanlarımız böylece kendiliklerinden Türkiye çapında ortaya çıkmış oldular. Nitekim Bodrum Ticaret Odası Başkanı da bu noktada bir açılım gösterdi ve Bodrum’u yaşayan bu kahramanlarımızı bir araya getirdi. Onların yaşadığı yerin Bodrum olduğunu gösteren bir de kokteyl verdi. Bu Bodrum’u yaşayanlara verilen bir mesajdı galiba. MUĞLA’NIN KALBİ BODRUM Bugün Bodrum Muğla olmadan, merkezi hükümet olmadan, yerel yönetimlere ciddi görev yüklenmeden Bodrum geldiği uçurumun eşiğinden dönmesi neredeyse imkânsız olacak. Bu gerçeği gören iki vali Muğla’dan geldi geçti. Birisi Sayın Lütfi Yiğenoğlu, öbürüsü Türkiye’nin ilk kadın valisi Dr. Lale Aytaman. Hatta bayan valimizin bir de Muğla için yazdığı bir kitabı bulunmaktadır “İğneli koltukta 3,5 yıl” Ben bir Bodrumlu olarak Bodrum’da her şey çok iyi kabilinden şeyler yazmayı çok isterdim. Oysa Benim tecrübelerime göre Bodrum’u ve Bodrum’da yaşayanları çok zor yıllar bekliyor. KARADENİZ’İN İNCİLERİ TATİLE HAZIR SAFRANBOLU/AMASRA (AA) Tarihi yapıları ve doğal güzellikleriyle ünlü Karabük’ün Safranbolu ile Bartın’ın Amasra il AMASRA çesi, Ramazan Bayramı tatili için büyük ilgi görüyor. Otel ve pansiyonların bayram rezervasyonlarında şimdiden Safranbolu’da yüzde 90, Amasra’da ise yüzde 100 doluluğa ulaşıldı. Edinilen bilgiye göre, Safranbolu’da geleneksel Türk evlerinden dönüştürülen yaklaşık 2 bin 200 yatak kapasiteli otel ve konakların büyük bölümüne yoğun rezervasyon yapıldı. Osmanlı döneminden kalma han, hamam, cami, çeşme, köprü ve konakların eşsiz güzelliğini keşfetmek isteyenlerin yoğun ilgi gösterdiği 3 bin yıllık geçmişe sahip Safranbolu’ya, Ramazan Bayramı tatilinde çeşitli turlar ve geziler kapsamında da günübirlik 40 bin turistin gelmesi bekleniyor. İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Şahin, yaptığı açıklamada, bayram tatilleri ve hafta sonları, tarihi ilçenin turistlerin ilgisini çektiğini, otel ve pansiyonların rezervasyonlarda şu anda yüzde 90 doluluğa ulaştığını söyledi. Büyük kültür birikiminin, mad di zenginliğin ve yüksek düzeyde ustalığın ürünü Safranbolu evlerinin bölge turizmine her geçen gün katkısının arttığını anlatan Şahin, “Tarihi konakları görmeye binlerce yerli ve yabancı turist geliyor. Bayram tatilinde, turistler Safranbolu’yu tercih etti” dedi. Yılda yaklaşık 400 bin kişinin geldiği ilçenin, tarihi eserlerinin yanı sıra yeşilin her tonunu denizin mavisiyle bütünleştiren doğası, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Amasra Belediye Başkanı Emin Timur, yaptığı açıklamada, ramazan dolayısıyla turist sayısının yarı yarıya azaldığını, bayram tatilinde ise turist yoğunluğu yaşanmasını umut ettiklerini söyledi. Tatil süresince 1250 yatak kapasiteli otel ve pansiyonların tamamının rezervasyonlarla dolduğunu belirtti. Tarihi konakları butik otellere dönüştürülmüş kentte konaklamak da ayrı bir keyif. Bunun için tercih edebileceğiniz yerler Kı ranköy’de bulunan Çelik Palas Otel, Zalifre Otel, aşağı Safranbolu’da bulunan Kadıoğlu Konakları, Ebrulu Konak, Şehzade Konakları, Havuzlu Konak sayılabilir. Mavi bayraklı bir tatil beldesi: Yakakent HAYRİ KARA Japonya’nın Kushimato kentiyle kardeş ilçe olan Yakakent keşfedildiğinin farkında. Eski adı Gümenüz olan ilçe Karadeniz’in en büyük balıkçı barınağına sahip. Samsun ilinin, denize sıfır tek ilçesi olan Yakakent ilçesinin 14 km. boyunca plaj konumunda, 5 km’lik sahil bandına sahip. Şehir kalabalığından ve stresinden kaçmak kurtulmak isteyenler için ideal bir yer olan Yakakent çadır ve karavan kampı imkânları da bulunuyor. Yakakent köylerinde, halıcılık el sanatlarının en başında gelir. Sonuçta, halıcılık, ilçeye gelir kaynağı sağlıyor. Yakakent, Çamgölü mevkiinde, çam ormanlarıyla kaplı yemyeşil tepeler, masmavi sular, eşsiz güzellikteki sahil ve denizin iç içe bulunduğu bu şirin ilçede, gün batımı ise, gerçekten görülmeye değer. Buranın en büyük özelliklerinden biri de, çok temiz bir denize sahip olmasıdır. İlçe merkezinde, 2.5 km. sahil bandından temiz denize girmek mümkün. Ayrıca: sahil bandında, özel sektöre ait, kumluk bir aile plajı tesisi de bulunuyor. Sahil bandında bulunan çay bahçeleri ve canlı müzik yayını yapan eğlence yerlerinde, canlı atmosferi yaşayabilirsiniz. Doğa tutkunları için farklı gezi rotaları Karadeniz’in yeşilliğini ve doğal güzelliğini sergilemekte… Doğa ve Deniz Derneği tarafından organize edilen yürüyüşlerde Kunduz Gölü, Çam Gölü, Uzun kız ve Toraklı mevkilerine geziler düzenlenmektedir. İlçe, Samsun iline bağlı il merkezine 85 km. mesafede. Samsun ve Sinop il sınırları arasında geçiş noktasında yer aldığından dolayı kentte konaklyarak her iki ili de gezme fırsatı bulabilirsiniz. Tek ilçe iki il diyebiliriz. YAKAKENT Tek ilçe iki il.. Kışın 6 bin olan nüfus yazın yerli ve yabancı turistlerle birlikte 25 bini bulmaktadır. Karadeniz’in ilçe meydanı olarak denize sıfır tek yerleşim birimidir. Coğrafi yapı ve güzelliğiyle Yakakent, denizin ormanla kucaklaştığı ender köşelerden biri. Deniz ve çam ormanlarıyla kaplı, 3 mavi bayraklı bir tatil beldesi. Yöre insanlarının, son günlerde turizmin nimetlerinden yararlanma çabası yörede ev pansiyonculuğunun gelişmesini sağlamıştır. Bu belde, ucuz ve güzel bir tatil geçirmek isteyen her gelir seviyesinden insanlar için uygun. İstenirse pansiyonlarda konaklanılabileceği gibi, istenirse camping olanağı da vardır. Yakın il ve ilçelerden günübirlik turlar da yapılabilir. İlçenin tüm il ve ilçelerle karayolu bağlantısı bulunmaktadır. Her yıl, temmuz ayında belediyece düzenlenen, Yakakent Deniz Oyunları ve Şenlikleri’ne birçok yerel ve ulusal sanatçı katılmaktadır. 2 gün boyunca yarışmalar ve konserler düzenlenmekte, insanlar hoşça vakit geçirmektedirler. Dinlenmek, su sporu yapmak, gürültüden kurtulmak isteyenler için bulunmaz bir tatil beldesi olan Yakakent, Çam Gölü’nde çam ormanları ile deniz kucak kucağadır. Kıyılara sevdalı gibi yedi koldan koşan beyaz dalgalar Yakakent’le başka güzeldir. Ayna gibi olan denize haziran ayından eylülün yarısına kadar girilebiliyor. İletişim: (0) 362 611 33 11 SAFRANBOLU C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear