23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

4 4 AĞUSTOS 2010 ÇARŞAMBA TURİZM MONTAZAH SARAYI Mısır Hidivi II. Abbas’ın emriyle yapılan saray, kraliyet ailesinin yazlığı olarak kullanılmış. Enver Sedat döneminde restore edilen saray, Floransa ve OsmanlıTürk mimari özelliklerine sahip... TARİHİ DİKİLİTAŞ Kentin antik döneme kadar uzanan çok kültürlü tarihinden en önemli kalıntılardan biri olan Tombpeyz Pillar (tarihi dikilitaş)... C Mısır’ın gelini: İskenderiye (Fotoğraflar: AYKUT KÜÇÜKKAYA) AYKUT KÜÇÜKKAYA SKENDERİYE Şehrin girişinde Yunanca ve Arapça “Alexandria” yazıyor... Başkent Kahire’ye 225 kilometre uzaklıktaki “Alexandria” Mısır’ın genelinden farklı bir atmosfere sahip. Kelimenin tam anlamıyla “fantastik” bir kent... O yüzden İskenderiye’ye “Mısır’ın gelini” diyorlar... Binaların “kum rengi”ne bulanmış yüzleri, yıkık dökük halleri her ne kadar Kahire’yi andırsa da İskenderiye Akdenizlilik ruhuna sahip bir kent olarak karşımıza dikiliyor!.. Sahil şeridi boyunca sıcaktan bunalan halk sahilleri tıka basa doldurmuş. Plajlarda kara çarşaflarıyla ve türbanlarıyla kadınlar şemsiye altında plastik sandalyelerinde otururken çocuklar Akdeniz’in keyfini sürüyor!.. Memluk Sultanı Kayıtbay tarafından 530 yıl önce inşa edilen kalenin önü de anababa günü gibi... İ Yoklar kenti!.. Tarihi yerleri gezerken rehberimiz anlatıyor da anlatıyor. Ne var ki anlattığı eserlerin büyük çoğunluğunu gözleriniz göremiyor, hayal dünyanızda canlandırıyorsunuz... İskenderiye’nin kadınlarının denizine uzaktan baktığı bu kent; antikçağın en ünlü kütüphanelerinden olan ve 391 yılında antik Pagan tapınaklarının imhası sırasında Hıristiyanlar tarafından yakıldığı söylenen “İskenderiye Kütüphanesi” ile ça KAYITBAY KALESİ Memluk Sultanı Kayıtbay tarafından 530 yıl önce inşa edilen kalenin önü de anababa günü gibi... Sultan Kayıtbay (Qaitbay) tarafından 1480 civarında inşa edilen kale, şehre çok hâkim bir mevkide bulunuyor. Askeri amaçlarla kullanılan ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa tarafından restore edilen kalenin yanında İskenderiye Feneri yer alıyormuş... ğının bilim ve kültür merkezlerinden biriydi... M.Ö. 3. yüzyılda İskenderiye’de kurulmuş olan kütüphane, insanlık tarihinde meydana getirilmiş önemli eserlerden biri olarak kabul ediliyor. Eski kaynaklar, burada 900 bin cilt el yazması eserin toplandığını söylüyor. Plotemaios (Batlamyus) hanedanı tarafından kurulan ve 1600 yıl önce yakılan kütüphanenin bulunduğu alanda 2002 yılında yeni bir kütüphane yapılarak hizmete açıldı. M.Ö. 332 yılında Büyük İskender tarafından kurulmuş dört İskender kentinden biri olan bu kent “Dünyanın Yedi Harikası”ndan biri olan efsanevi İskenderiye Feneri’nin yanı sıra Kleopatra ile Marcus Antonius’un fırtınalı ilişkilerine de ev sahipliği yapmıştı. Günümüzde artık var olmayan İskenderiye Feneri, M.Ö. 285246 yılları arasında inşa edildi. Romalıların kurdukları Plotemaios devletinin kralı Soter tarafından, İskenderiye limanı karşısındaki Pharos Adası üzerine yaptırıldı. Mimarı Knidoslu (Datça) Sostratus’tu. Kaidesi ile birlikte 135 metre yüksekliğindeki fener, beyaz mermerden yapılmıştı. Tepesindeki tunçtan yapılmış büyük ayna, 70 km. uzaklıktan görülüyordu. M.S. 955 ve 1302 yıllarındaki iki deprem sırasında tamamen yıkıldı. 1500 yılında ise bu yapıya ait kalıntılar yok oldu. Ken te adını veren Büyük İskender’in mezarı da burada bulunuyor. Ne var ki imparator, o dönem İskenderiye’sinin iki ana sokağının kesiştiği yere gömülmüş, fakat şehir büyüdükçe eski sokakların yeri kaybolmuş. Bu nedenle İskender’in mezarı henüz bulunamamış. Neyse ki kentin antik döneme kadar uzanan çok kültürlü tarihinden 40 binin üzerinde eser sergileyen bir müzesi var da Mısır’a geldiğinizi anlıyorsunuz. Müzede Firavunlar dönemine ait eserler ve mezar odası bulunuyor. Roma Tiyatrosu (Amfitiyatro), bu müzenin yakınlarında yer alıyor. Bu muhteşem Roma tiyatrosunun, Plotemaios hanedanı döneminde inşa edildiği düşünülüyor... İskenderiye’yi anlatıp ünlü şair Kavafis’i anmamak olmaz!.. Kavafis dünya edebiyatının başyapıtları arasında sayılan eserlerini, doğduğu ve yaşadığı kent olan İskenderiye için kaleme almıştı. İşte onun kaleminden “İskenderiye’nin Duvarları”: “Aldırmadan, acımadan, utanmadan Kocaman, yüksek duvarlar ördüler dört yanıma. İşte oturuyorum umutsuz Bu yazgı kemiriyor beynimi, başka şey yok aklımda; Yapacak neler vardı dışarda. Ah, duvarları örerken nasıl görmedim onları? Ne sesini duydum örücülerin, ne gürültüsünü. Çıt çıkarmadan kapamışlar bana dünya kapılarını” EBUL ABBAS CAMİİ Kentin tarihi açısından en önemli camisi olarak kabul ediliyor. Faytonculara rastlamak da mümkün... ‘61 BELEDİYEYLE TURİZM OLMAZ’ ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA Muğla Valiliği’nin uzmanlara hazırlattığı ve 2 yıldır süren “Muğla İli Turizm Sektörünün Uluslararası Rekabetçi Analizi” projesi uygulama aşamasına geldi. Kentin 20 yılda 10 milyon turisti ağırlayabilecek ve 20 milyar döviz girdisi sağlayabilecek kapasitede olduğu vurgulanan raporda, “Ancak 61 belediyeyle turizm olmaz. Yerel yönetimler sistemi yeniden modellenmeli” denildi. Raporu hazırlayan ekipte yer alan Boğaziçi Üniversitesi’nden Doç. Dr. İ. Hakkı Eraslan, “Muğla’nın rakibi Antalya, İstanbul değil, küresel ülke ve kentler olmalı. Yani Paris, Mısır, Hong Kong. Kent gelecek 20 yılda, 10 milyon turist ağırlayıp 20 milyar dolar kazanabilir. Bunun için turizmin çeşitlendirilmesi, Muğla’nın rekabetçi gücünün artırılması ve markalaşmak gerekiyor” dedi. 18 Mart Üniversitesi’nden Prof. Dr. Murat Kasımoğlu da şunları söyledi: “Herkes markalaşmaktan söz ediyor. Markalaşmak, afişten ibaret bir şey değildir. Ürün yoksa markalaşma olmaz. Bunu yapabilmeniz için bir destinasyon yönetim modeliniz olması gerekir. O nedenle öncelikle ‘Turizm Yönetim Konseyi’ kurulmalı. Muğla için güvenli ve güvenilir bir imaj yaratmak istiyorsanız, öncelikle yerel yönetimler sistemi yeniden modellenmeli” Valla Kanyonu’na yoğun ilgi VALLA KANYONU park edip, yürüyerek zorlu parkura yürüyerek ulaşıyor. Küre Dağları Milli Parkı’nda doınarbaşı’na yerli ve yabancı turist akığa ile baş başa kalıp, kuş sesleri ve yaban haynı devam ediyor. Kastamonu’nun Pıvanları eşliğinde gezen tatilciler, bir çok efnarbaşı ilçesi doğal güzelliklerin saneye konu olan dağlarda ilk olarak Manyanında bozulmamış köy yaşantısı, eski tar Mağarası’nı, ardından Ejderha ve nostaljik köy evleri, yöresel kıyafetIlgarini Mağarası’nı geziyor. İlçe li halkı ile yerli ve yabancı turistlerin birçok güzelliği bir arada barındırilgisini çekiyor. dığını söyleyen ilçe Kaymakamı Kastamonu’nda yüzde 60’ı, Bartın Mehmet Emin Taşçı; küresel ısınsınırında yüzde 40’ı yer alan Küre ma ile Mantar Mağarası, Ejderha Dağları Milli Parkı’nın geçtiği PıMağarası ve Ilgarani Mağarası’nı narbaşı‘nda, “Vahşi Cennet” olarak bünyesinde barından Pınarbaşı’nın ön bilinen ve bünyesinde dünyanın saplana çıktığını söyledi. Taşçı, bu neyılı kanyonları arasında ikinci büyük denle özellikle yurt dışından gelen tuolan “Valla Kanyonu”, ve dördüncü ristlerin doğa turizmine önem verdibüyük mağarası olarak kabul edilen ğini belirterek “Bu açıdan Pınarbaşı “Ilgarini Mağarası” da yer alıyor. PıPınarbaşı gezilip, görülmesi gereken Kastanarbaşı traking için ideal mekanlar Kaymakamı monu’nun ideal ilçelerinden biri. dan biri olarak gösteriliyor. KastaMehmet Eski yaşantı örnekleriyle hem yamınu’ya 150, Pınarbaşı ilçe merkezine Emin Taşçı bancı turistlerin hem doğa, hem de 40 kilometre uzaklıkta bulunan Süfarklı kültürü görmek isteyenlerin menler Köyü’ne araçları ile gelenler, karauğrak yeri. Bölgeye bir çok ülkeden tuyolunun sona ermesiyle birlikte araçlarını ristler büyük ilgi gösteriyor” dedi. HAYRİ ARSLAN P PINARBAŞI C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear