Catalog

C 4 7 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA Fotoğraflar: Hasan Ayan Eraslan İğne Ada ve Dupnisa Mağarası Manuela Otel 20. yılında MUSTAFA DOĞAN İşte Dupnisa mağarası da böyle yerlerden biridir. Eğer bu mağarayı görmek için yola çıkarsanız inanın bir taşla birkaç kuş birden vurmuş olacaksınız. Buna geçmeden önce Dupnisa mağarasının nerede olduğunu ve nasıl gideceğinizi anlatalım. Dupnisa mağarası Kırklareli’nin İğneada’sına yaklaşık 60 kilometre uzaklıkta. Biraz uzak gibi ama değeceğini sizde anlayacaksınız. Öncelikle İstanbul’dan yola çıkıyorsanız yaklaşık 250 kilometreyi göze almalısınız. Ancak inanın bu yolculuk sizin için hiç de sıkıcı olmayacak. Çünkü eğer erken yola çıkmışsanız kahvaltınızı Çerkezköy veya Saray’da nefis bir çorba içerek yapmalısınız. Sonra yine yol. Ama durun bitmedi. İğneada’ya yöneldiğinizde muhakkak Poyralı köyüne uğrayıp, şeker pancarından yapılmış pekmezini ve balını, tatmalısınız. Sevdiklerinize hediye olarak da alabilirsiniz. Bizden söylemesi. İğneada yazı da kışı da güzel bir M utlaka görülmesi gereken bazı yerler vardır. belde. Konaklanacak müstakil evleri, pansiyonları ve cana yakın insanıyla çok güzel bir tatil beldemiz. İğneada’ya ister günü birlik ama tercihen en az 12 gün kalınacak şekilde gitmek, denizin ve doğanın birlikte tadına varmak, bütün sorunlardan arınmak, güzel bir tatil düşlemek ve yaşamak için mut laka gidilmesi gereken bir beldemiz. Güzel bir hafta sonunda kış mevsiminin kapımıza dayandığı bu günlerde İğneada’da sonbaharın tüm renklerini görebilirsiniz. Giderken dağlardan akan soğuk suları, güzel çam kokuları, orman köyleri, patika yollarıyla bölgenin tümünü görmenizi ve böyle güzellikleri kaçırmamanızı tavsiye ederiz. İğneada’ya takriben 3040 km. mesafedeki doğa harikası Dupnisa mağarasından bahsetmemek herhalde ihanet olsa gerek. Tabiiki oraya gelmeden takriben 35 km. gerideki akar suya uğramak ve oranın da tadını çıkartmak güzel olur. Çok fazla bilinmeyen Dupnisa mağarası 2003 yılında ziyarete açıldı. Dupnisa mağarası insanı baştan çıkartan güzelliğiyle gerçekten büyülemektedir. Dupnisa mağarası Istranca dağlarının derin vadilerle yarıldığı Demirköy ilçesine bağlı Sarpdere köyü yakınlarında bulunuyor. Mağaralar yeraltı sularının karstik özellikteki kireç taşlarını eritmesiyle oluşmuş küçüklü büyüklü yeraltı boşluklarıdır. Kız mağarası içinde yaşayan yarasaların yoğunluğu nedeniyle turizme tamamen kapalıdır. Dupnisa’nın Kız mağarası olarak bilinen bölümünde yaşayan yaklaşık 11 türden 50 bin yarasanın kış dönemini geçirmesi ve üremesi için 15 Kasım ile 15 Mayıs arasında ziyarete kapalı tutuluyor. Türkiye mağara literatüründe en bilinen mağaralar arasında yer alan Dupnisa mağaralarının içinde yeraltı nehri bulunuyor. Bu nehir derinlik bakımından yer yer 1,52 metreye ulaşan göletlerden oluşuyor. Yarasaların olmadığı kuru mağara ise yılın 12 ayı turizme açık bulunuyor. Jura (160 milyon yıl) yaşlı kireç taşlarının içerisinde açılan bu mağaranın oluşum yaşı pliyosen (34 milyon yıl) dır. Dupnisa mağara sistemi iki mağara’dan oluşur. Üstteki mağara kuru mağara alttaki mağara sulu mağara veya Dupnisa mağarası olarak bilinir. Bu iki mağara birbiriyle bağlantılı olup ikisi arasında 30 m. kot farkı bulunmaktadır. Kuru mağaranın uzunluğu 900 m. sulu mağaranın uzunluğu yaklaşık 1700 m. olmak üzere toplam mağaranın uzunluğu 2600 m. olarak ölçülmüştür. Mağaranın içindeki kuru mağara sarkıt, dikit, sütün, damlataş yönüyle sulu mağaraya göre daha zengindir. Mağara kendi içinde sulu mağara ve kuru mağara olmak üzere 2 bölüme ayrılmış olsada ikisi de birbiriyle iç içe bütünleşmiş bir şekilde insanı gerçekten büyülüyor. Tüm bu güzelliklerin anlatımının dışında buradaki yaşanan sorunlara da değinmeden geçmeyelim. Burada elektrik jeneratörle üretiliyor. Bölgenin turizm potansiyelinin farkına varılıp bu sorunun giderilmesi gerekmektedir. Mağaradan çıkan derenin yanı başında piknik yapmak isteyenler için masalar konulabilir. O yöreye ait damak tatlarının gelecek misafirlere sunumu yapılabilir. Dupnisa mağarası civarında kamp ve çadırla gelenlere göre düzenlemeler yapılabilir. Kısacası buralara yatırım yapılmasıyla Kırklareli ve yöresi için güzel bir tanıtım merkezi olabilir. Umarız yetkililer yerli turistlerin gözlemlerini ve dileklerini dikkate alır. …. ve bir orman gibi kardeşçesine Nâzım’ın bu güzel şiirine neredeyse ev sahipliği yapan Bodrum Bitez’in bu cennet koyunda Manuela Otel dostları ve müdavimleriyle 20. yılını kutluyor. Bodrum yarım adasında acentesiz çalışan ve konuklarının neredeyse tamamını tavsiye üzerine ağırlayan Manuela Hotel’in, personeli de otel ile aynı yaşta. 20 yıl önce 4 arkadaşın işlettiği oteli artık iki kardeş Oya Hanım ve Oktay Bey işletiyor. Manuela Otel, konukları ve mesai arkadaşları ile birlikte günden güne büyüyen ve bir aileye dönüşmüş. 13 yıl önce pizza fırınına ulaşmaya çalışan Kadir’in bugün Şef Aşçılarından biri olması 19 yıl boyunca bu ailenin büyümesine tanıklık etmiş Yılmaz’ın müdürlüğünü yapıyor olması kutlama gecesinde kendi ağızlarından bunları anlatırken kaç düğün olmuş, kaç asker uğurlanmış ne çok anı ilişmiş otelin her kıyısına…. Şems adlı ilk albümünü yeni hazırlamış olan ve Manuela Hotel ailesinin bir bireyi olan modern zamanların ozanı Irsel ve orkestra arkadaşlarını sahne aldığı gecede hep bir ağızdan söylenen şarkılar türküler ve havai fişekler arasında hızla büyüyen bu ailenin bu cennet koyda bir orman gibi kardeşçesine şiirinin fotoğrafına dönüştüğünü görmenizi çok isterdim. Bir otelin 20. yıl kutlamalarını başlık başlık ele alıp konuşmalardan notlar yazarak sonuna da güzel bir söz ekleyebilirdik elbette… Oteli ilmik ilmik işleyerek bir cennete dönüştüren Oktay Bey ve Oya Hanım’a, orada büyümüş ve artık bir parça olan çalışanlarına, her yıl aynı vefayı göstererek ve çoğalarak kendine ev sayan konuklarına, Bodrum da oteller içerisinde türkülerin söylendiği tek mekan olma özelliğini taşıyan bütün ışıklara ve ozanlara, masasında her sabah Cumhuriyet gazetesi ile merhaba diyen her gülüş ve aşka haksızlık etmiş olurduk…. C MY B C MY B