22 Ocak 2025 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

okşamış; ‘karşı koymadan bu işin yapılmasına izin vermekle iyi ettiniz,’ demek ister gibi bir hali varmış. Bunun üzerine adamların korkusu geçmiş. Yaşlı cin parmağıyla, kenarda duran bir kömür yığınını gösterip ceplerini kömürle doldurmalarını işaret etmiş. Yolcular, bu kömürlerin ne işe yarayacağını anlamadıkları halde, yaşlı cinin dediğini yapmışlar, sonra geceyi geçirecek bir yer aramak üzere yollarına devam etmişler. Vadiye indikleri zaman, yakınlardaki manastırın çanı saat on ikiyi vuruyormuş: Birdenbire şarkı sesleri kesilmiş, cinler ortadan kaybolmuşlar ve tepe, ay ışığında ıpıssız kalıvermiş. İki yolcu bir han bulmuşlar, samandan yapılmış yataklara uzanıp üzerlerine paltolarını çekmişler, yorgunluktan ceplerindeki kömürleri boşaltmayı bile unutmuşlar. Sabahleyin, vücutlarında hissettikleri ağırlık yüzünden erkenden uyanmışlar; ellerini ceplerine soktuklarında ise gözlerine inanamamışlar: Çünkü cepleri kömür yerine çil çil altınlarla doluymuş; saçları ve sakalları da bir gecede uzayıp tekrar eski halini almış. Zengin olmuşlar, ama kuyumcu açgözlü bir adammış, bu yüzden ceplerine terzininkinden biraz daha fazla kömür doldurmuşmuş. Açgözlüler kendilerine ne verilse doymak bilmezler, daha fazlasını isterler hep; bu nedenle kuyumcu terziye bir öneride bulunmuş: “Bir gün daha kalalım,” demiş, 13
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear