23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Okuma! Hazırlayan: Mavisel Yener kendisi “baba” olunca bakın çocuklarına nasıl seslenmiş: “Bana hem baba / hem de babasızlara baba / Annene annelik / ve annesiz çocuklara / anne duygusunu öğrettin”. (Dünya Kardeş Sobe, Sen Baba Deyince, s. 18) Ben Bir Küçük Çobanım, şiirinin alt metninde yine baba özlemi çığlık atıyor. “Babam, geçen yaz / sezmişti bu yaza / erişemeyeceğini / Bir öksüz gibi yaşamış / babam, sevgili babam / bulutlardan öğrenmiş / resim yapmayı / Ağlamayı ırmaklardan”. “Bu yaz gelseydin / Bitkilerle ırmaklarla / dağlarla ovalarla / konuşmayı öğretecektim sana / Bu yaz gelseydin / Saklambaç oynayacaktık / kuzularla”. “Çocukluğum hayatımın zaferidir. Bana hayatı öğreten çocukluk yıllarıma çok şey borçluyum” diyen şairin babasına mektupları, onunla dertleşmeleri, şiirine de yansıyor. “Nasıl yapardın oyuncaklarını? / Önce içine mi doğardı / yapacağın oyuncak?” Söz oyuncaklara gelmişken “oyun” temalı şiirlere de değinmeliyiz. Şair, oyun, oyuncak, çocuk ilişkisini dizelere sıklıkla taşır. Kendi icat ettiği oyuncakla oynayamayan, bu alandaki yaratıcılığı engellenmiş bir çocukluk onu üzer. “Kim kurtaracak çocukları / sanal oyuncaklardan / oyuncağı olmaktan kim?” (Aşk Olsun Çocuğum Aşk Olsun, Oyuncakların Oyuncağı Olmak, s. 66). “Legolarım yoruldu / Salıncak atımın / cesareti yok dışarı çıkmaya / dokunsam bozulacak / bilgisayarımın ezberi” (Dünya Kardeş Sobe, Büyük Bir Çocuktur Babaannem, s. 44) Oyun, oyuncak, çocuk ilişkisi yazarın Kuş Oyunu masalı ve Ayla’nın Bulut Oyunu, Kardan Adamın Kedisi, Yağmurun Elleri gibi pek çok öyküsünde de sıklıkla karşımıza çıkar. Yine de en büyük oyun “hayat oyunudur”. “Çocuğum / hayat en büyük oyundur / fakat benzemez saklambaca / öğrenmezsen / el ele oynamayı / kolay yorulursun”. Çocukluğunda oynadığı oyunların yanı sıra onu en çok etkileyen kitaba, Küçük Prens’e, kimi zaman belirgin kimi zaman satır arası göndermelerde bulunur. Kırmızı Kar şiirini Küçük Prens’e, Çocuksu Alfabe şiirini de Küçük Prens’in yazarı Exupery’ye ithaf eder. Küçük Prens, en çok sevdiği çocukluk arkadaşlarından birisidir çünkü. “Kitap bitince eli / elimdeydi Küçük Prens’in / Hiç değişmemişti / altı yaşındaki sesi.” (Dünya Kardeş Sobe, Küçük Prens’in Sesi, s. 61) Doğan Aksan der ki; “Kitabı, çağlar arasında köprü, her derde deva bir muska, ölümlülüğe meydan okuyan bir ölümsüz sayıyorum. Uygarlık gökdeleni, kitap denen tuğlalardan örülüp yükselecek, kumu harflerden, suyu mürekkepten olacaktır.” (Yaşayınca, Doğan Aksan, Bilgi Yayınevi, s. 14) Mustafa Ruhi Şirin, kumu harflerden, suyu mürekkepten masal evleri yaparken, aşkı da paylaşıyor çocukla. “İmkansızsa aşk / Kırk at taşıyamaz / bir serçenin kanadını”. “Kuma yazılmış yazıları / nasıl silerse deniz / Kalmaz denizlerde / bu gemilerden de iz” diyor şair; ölümsüzlük iz bırakmaksa, onun dizeleri ölümsüzlüğü başaracak gibi görünüyor. Nice çocuk ödevine… ? * Gökyüzü Çiçekleri / Mustafa Ruhi Şirin / Kök Yayınları / 5.baskı 2006/ 74s. * Dünya Kardeş Sobe/ Mustafa Ruhi Şirin / Kök Yayınları / 2006/ 74s. * Aşk Olsun Çocuğum Aşk Olsun / Mustafa Ruhi Şirin / Kök Yayınları / 2.baskı 2006/ 93s. * Bir Şemsiyem Olsa Kuşlardan / Mustafa Ruhi Şirin / Kök Yayınları / 2004/ 71s. * Dünyaya Gülen Adam / Mustafa Ruhi Şirin / Kök Yayınları / 2. baskı 2007/ 83 s. * Yıldız Sayan Ağaç / Mustafa Ruhi Şirin / İz Yayınları / 2006 / 240 s. (www.maviselyener.com) KİTAP SAYI 933 ‘Değişmez kuş yasasıdır, uçmayı unutan kuş ölür’ M ustafa Ruhi Şirin, her doğan çocuğun güzel bir dünyaya gözlerini açması için bütün insanlığın Çocuk’ta buluşması gerektiğini savunan “En iyi bildiğim dil çocuk dili” diyen bir yazar/ şair. Dünyanın önce çocuklara ait olduğuna inanıyor. O yalnızca Çocuk Hakları savunucusu değil. Aynı zamanda çocuklar için bir araya gelmenin hayatın ilk vazgeçilmez şartı olduğunu yapıtları ile de ortaya koymaya çalışıyor. Çocukların kardeşliği inancından hareketle bütün insanlığın çocuklar için ortak iyinin peşinde olması gerektiğini Çocuk’ta buluşmak isteyen herkesle paylaşmak istiyor. Şirin’in çocuklar için yazdığı masal, şiir ve hikâyeler dünya çocuklarıyla buluşmuş. Bu alanda pek çok ödülün de sahibi. Onun şiirlerine giden yolu öyküleri aracılığı ile keşfettim. Öykülerine yansıyan şiir ışığı, yazarın izlekleri hakkında da ipucu veriyor. Özlem, ayrılık, hüzün bir yanda dururken, sevinç, coşku, özgürlük öte yandan göz kırpıyor. Mustafa Ruhi Şirin bir söyleşisinde der ki; “Şiir şairde doğar, şairde yaşar. Hiçbir şiir tam olarak okurda yaşamaz. Çünkü şiir, okurun düzeyine göre açar pandorasını”. Biz de kendimize göre açalım pandorayı… Yetmişli yıllardan bu yana yayımlanmış çocuk şiirlerinde izlek taraması yapıldığında ne yazık ki şiirlerin hep izleklerden beslendiği görülür. İzlek kimi zaman kutlanacak haftalar başlığına yaslanmış, kimi zaman da kahramanlık söylemlerine bırakılmıştır. Çocuk, şiirin böyle bir tür olduğunu düşünürse şiirden yaşamı boyunca kaçacak, şiir kitapları “en az okunan” kitaplar olarak kalacaktır. Mustafa Ruhi Şirin şiirinin izlekleri çocuk edebiyatına büyük bir zenginlik katmış, çocuk şiirinin gelişmesi açısından, yapıya önemli tuğlalar eklemiştir. O, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Sezai Karakoç, Ahmet Haşim, Yahya Kemal, Necip Fazıl, Asaf Halet Çelebi, Behçet Necatigil, Cahit Zarifoğlu’nun şiir evreninden etkilenmiş, Rilke’yi kendine yakın hissetmiştir. Ahmet Haşim’ in, “Bir şiirin anlamı başka bir anlam olmaya elverişli oldukça her okuyan ona kendi hayatının da anlamını verir ve böylelikle şiir herkesin istediği yolda anlayacağı ve bundan ötürü de sonsuz duyarlıkları içine alabilecek bir genişliği olandır” sözlerini anımsayalım. Çocuk şiiri için de aynısını söylemek olasıdır. Mustafa Ruhi Şirin’in çocuk şiiri de böyledir; onun özelliği, şiiri izlekleri aktardığı bir ortam olarak görmemesi, dilin kıvraklığı ile ayrıntıya inmesidir. Şiirde dilin kıvraklığı, içtenlik, dizeler arasında saklambaç oynayan anlamlar, çocuğu şiir dünyasına davet eden en hoş oyundur. Şirin, çocuklarla bu oyunu oynamayı çok sever. Anlamı satır arasına gizler, çocuktan anlamı sobelemesini bekler. “Masal biter/ Kapanır ansızın kapılar / Ne kadar seslensen de / Sarayın kapısı açılmaz” (Gökyüzü Çiçekleri, s. 56). Yağmur, onun öykülerinin ve şiirlerinin sıklıkla konuğu olur. Çocukluğu Karadeniz’de geçen şairin şiirinin coğrafyası da öyledir. Yaz yağmurlarına, ormanlara, pınarlara, denizin yanına serer dizelerini. Yağmur, türkülere, gökannenin gözyaşlarına, ninnilere benzer onun dilinde. “Bazen beyaz/bazen sarı/ gökannenin gözyaşları”( Gökyüzü Çiçekleri Yağmur Hanım, s.28) Yeryüzüne yağmurlar yağsın ister, çünkü yağmur kirli dünyaya gönderilmiş tertemiz bir bağıştır. Dokunduğu toprağa can verir, SAYFA 8 renk verir. Arındırır. Yağmur renkli yağsın diye yaramazlıklar da düşünür bazen şairimiz. “Değişiklik olsun diye / boyadım bulutumu sarıya / Yağ nasıl istersen / öyle yağ, dedimse de / bulutumdan bir türlü / yağmur yağmaz / Boyar boyamaz / bulutumu beyaza/ yağdı yine yağmur” (Dünya Kardeş Sobe Buluttan Şemsiyem Uçtu, s. 32) Kuşların gece ödevi nedir bilir misiniz? Şiirinde kuş imgesini sıklıkla kullanan şair diyor ki; “Kuşların Gece Ödevi/ Yazmaktır şiirleri”(Bir Şemsiyem Olsa Kuşlardan, Kuşların Gece Ödevi, s.19) Onun dilinde “Kuş İşleri” ne çoktur bir bilseniz. İşte bunlardan bir kaçı: Yeryüzündeki acıları uçurmak, anne şefkati taşımak, güneş batınca korkudan renklerini satmak, annesiz bebekleri öpmek… Kuş imgesine yüklenen bu “iş”ler M.Ruhi Şirin şiirinin ipuçlarını da taşıyor içinde: Masalsı bir şiir yaklaşımı. Pek çok şiirde bu masal diliyle karşılaşmak olasıdır. “Çağırır kuşları akşam ağaçları / Kırılır sevincin naz fırıldağı / Kaçırır uçurtmayı perikız / Evi olur çin dağı çinçin dağı “(Bir Şemsiyem Olsa Kuşlardan, Uçurtmam Bir Kuş Gibi, s.23). “Üç ağacın üçü de yürüdü / Yürüdü köpekler / yürüdü yollar / Her dileği yerine gelen / ne kadar mutluysa / daha fazlasıydı bu”( Dünya Kardeş Sobe Hayal Mektuplar, Buluttan Şemsiyem Uçtu, s 32). Şirin’in, kuş imgesini seçmesi elbette rastlantısal değildir. Halk edebiyatı ürünlerinin çoğunda kuşların varlığı görülür. Kuşlar halk şiirine de her zaman ilham kaynağı olmuşlardır. Halk dilinde övmeokşama sözlerinden bir bölümü sevilen kuşlarla yapılır. Bunlara örnek: Güvercinim, kuşçağızım, minik kuşum, bülbülüm gibi sözlerdir. Hikâye ve masallarımızda da kuşlara çok yer verilmiştir. Özellikle güvercin, edebiyatımızın en gözde kuşlarından biridir ve barış sembolüdür. Ayrıca ninnilerde, bilmecelerde, masallarda, tekerlemelerde, fıkralarda çocuk oyunlarında kuşlarla ilgili bölümler yer alır. Güzel tüyleri ve sesleriyle insanı büyülerler. İçimiz daralsa kuş olup uçmayı isteriz; heyecanla kabaran yüreğimiz kuş misali çırpınır. Özgürlük tutkusunun simgesidir kuşlar. Pek çok ülkenin, topluluğun bayrağında, armasında kanat çırparlar. Kültürlerde ve dinlerde hayvan sevgisinin ayrı bir önemi vardır; kuş sevgisinin de bambaşka bir yeri… Çeşitli mitoloji ve dinlerde kutsal sayılır, ayrı bir saygı görür kuşlar. Eskiden mimarinin de kuşlara saygılı olduğunu serçe, kırlangıç, saka ve güvercin gibi kuşlar için yapılan ‘kuş evi’ denilen barınaklardan anlıyoruz. İşte bütün bu görüşlerin sentezini çocuklar için şiirlerinde görmek olasıdır. Kuş Evi adlı şiirinde, artık hiçbir yeni yapıda görülmeyen kuşevlerinin hüznünü de taşıyor dizeler.“Bir resim çizeceğim /karda kuşlar kızak kayacak / resimde güneş hiç batmayacak/ Kuştan evler çizeceğim / Kuşlara çocuklar dokunacak / Kuş evleri çizeceğim / Kuşlar çocuklara konacak” (Bir Şemsiyem Olsa Kuşlardan, Kuşevi, s. 24). Her kuş için her gece yeni dünya kurulduğunu söyleyen şair, kuş yasasını da dile getirerek yaşamın gerçeklerine döndürüyor okurunu: “Değişmez kuş yasasıdır / Uçmayı unutan kuş ölür.” M. Ruhi Şirin şiiri, çocuğa evren, toplum, doğa ve birey üstüne derinlemesine düşünme ve yorumlama olanağı verir. Felsefenin şiirle kesiştiği nokta tam da budur. Şair, sapanla vurulmuş umarsız bir serçenin çığlığını da, bir kelebeğin benek benek kanadını da, toplumsal bir acıyı da dizeleştirir, o dizelerin içini hayatın özsuyuyla doldurur. Bu şiirleri okuyan çocuk, uçsuz bucaksız bir evrende olduğunu duyumsarken, şairin, şiirin ve okurunun da beş duyuyla sınırlı düşünmemesi gerektiğini alımlayacaktır. İşte tam da bu noktada, Şirin’in şiirleri çocuğu geleceğin iyi şiirine davet ediyor, hazırlıyor diyebiliriz. Şiir duyarlığı oluşturmada okuru çevikleştirmek, dinamik kılmak, yeni dizeleri aramaya yönlendirmek, iyi çocuk şiirinden beklenir. Felsefi şiir, ne felsefi söylemle kurulan bir şiirdir, ne de felsefenin ortaya koyduğu bilgiye dayalı bir şiirdir. Felsefi söylemle ve bu söylemin içerdiği felsefi akıl yürütme sistematiğine göre yazılan bir ‘şiir’ zaten şiir olmaz. Felsefi şiir, şairin ‘felsefi göz’ edinmesi gerektiğini dile getiren bir anlayışa sahiptir, Şirin’in şiirlerinde bu damar vardır. Çocuk Felsefesi Üzerine Denemeler’den birkaç örnek: “Baba, değişen bir şey yok dünyada/ kral hâlâ çıplak!” (Aşk Olsun Çocuğum Aşk Olsun, Kral Hâlâ Çıplak, s. 78) . “İnsan ırmak gibidir / Suyu yeterse / ulaşabilir denizlere” (Aşk Olsun Çocuğum Aşk Olsun, İnsan da Irmak Gibidir, s. 75). “Doğru soru sormanın / güzel bir cevap olduğunu / kim öğretecek bana, kim?” (Aşk Olsun Çocuğum Aşk Olsun, Soru Sormak, s.35) Şiirli Nasrettin Hoca fıkralarının toplandığı “Dünyaya Gülen Adam”da, Nasrettin Hoca’nın incelikli dünya bakışını çocuklara şiir aracılığı ile anlatılırken, yaşamdaki çelişkilere ayna tutuluyor; yine felsefe ve şiir el ele yürüyor. Nasrettin Hoca, dünyaya gülmesini bilen bir bilge, bu bilgenin başından geçenleri okurken yine şiir bahçesinde güzel bir yolculuk bekliyor okurları. M. Ruhi Şirin şiirlerinde baba ve anne olgusu önemlidir. Baba imgesi, genelde alışık olduğumuz gibi otoriteyi değil, sevgiyi, anlayışı çağrıştırır. Baba ve çocuk birbirinin en yakın dostudur, arkadaşıdır, paylaşımcısıdır. “Babam Öldü” isimli şiiri, unutulmazlar arasındadır şimdiden: “Babam öldü / koptu çalar saatlerin / gergin yayı / babasız evlerde / kim susturacak / çığlıktan doğan fırtınayı” (Yıldız Sayan Ağaç, s.173) Altı yaşındayken babacığının erken kaybı, şairi derinden etkilemiş, bir gün CUMHURİYET
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear