Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Sayfa 11 Nisan 2013 Perşembe a2 KültüR Sanat YANSIMALAR Şefik KAHRAMANKAPTAN se k@kahramankaptan.com Bu festival ‘Sürdürülebilir’ “Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali”, bugün başlayacak ve 14 Nisan’a kadar sürecek. Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde (ÇSM) 24 film gösteriminin gerçekleşeceği festival, ücretsiz gerçekleşecek. Festivalde, “sürdürülebilirlik” konusunda 24 film izleyicinin beğenisine sunulacak. Festivaldeki filmler; Yacuba’nın nasıl çölü durdurduğunu, arıların son yıllarda neden kaybolduğunu, atıkların nasıl israf edildiğini, Çin’de çevre hareketinin nasıl HES projelerini sona erdirdiğini ve ABD’de 83 bin öğrencinin nasıl yerel gıda ile beslediğini bütün boyutlarıyla izleyiciye anlatacak. Filmler ayrıca, teknolojinin hızla gelişmesine karşın ürünlerin kullanım ömrünün neden kısaldığını ve Türkiye’de kentsel dönüşüm tartışılırken, dünyanın neden pasif mimariye döndüğünü de yanıtlayacak. Festival kapsamında dört söyleşi, iki konser, iki dans ve bir tiyatro performansı ile bir de sergi yer alacak. Festival 11 Nisan Perşembe günü “Özgürlük Tohumları” filmi ve ardından Çankaya Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenecek kokteyl ile açılacak. Festivalde, “Özgürlük Tohumları”, “Dünyanın Ucundaki Bahçe”, “Güney Afrika’da Permakültür Hareketi”, “Sürdürülebilirlik Tutkusu”, “Pasif Mimari Tutkusu”, “Çöpün Tadına Bak”, “Yasuni: Sıra Dışı Bir Fikir”, “İsraf Etme”, “Yemekhanelerin Adamı”, “Kalkınmazedeler”, “Yaşam Dostu Tasarım: Hayatın Mimarisi”, “Güçlü: Herkes İçin Enerji”, “Güneş Kraliçesi: Arılar Bize Ne Anlatıyor?”, “Aşk Devrimi”, “Çölü Durduran Adam”, “Kutsal Ekonomi”, “Ampul Tuzağı: Planlı Eskitmenin Anlatılamayan Öyküsü”, Vahşi Işık: Ruh Eylemle Buluşunca”, “Toprak” ve “Şeytan Operasyonu” adlı filmler gösterilecek. SİS ÇANI Orhan TÜLEYL OĞLU otuleylioglu@hotmail.com Akses’ten Yeniliklere Açılan Pencere azen çakışmalar insanı çok zorlar, tıpkı geçtiğimiz salı akşamı olduğu gibi... B Opera’da genç rejisör Zeynep Çelen Tamer’in sahnelediği J. Haydn’ın komik operası “Eczacı”nın prömiyeri var. Anıtsal piyanistimiz İdil Biret, ODTÜ’de çalıyor. 30. Ankara Festivali’nde de Orkestra Akademik Başkent’in konseri var. OAB, Türkiye’de pek az çalınan Lizst’in “Malediction / Beddua” adlı erken dönem yapıtıyla, çağdaş çoksesli Türk müziğinin öncü kuşağından Necil Kazım Akses’in (1908 – 1999) Yaylılar İçin 2. Senfonisi’ni çalacaktı. Eczacı’yı nasıl olsa sonraki temsillerde izlerim diye düşündüm. Akses 2. Senfoni’yi ise hiç dinlememiştim. Öğleden sonra İdil Biret’i ve eşi adaşım Şefik Büyükyüksel’i ODTÜ’de ziyaret ettim, hasret giderdik. Biret, “Ben de Akses’in eserini çok merak ediyorum, kendi konserim olmasa birlikte giderdik” demez mi? Böylece gece OAB konserine gönlümüz rahat gittik. ‘Hüzün Vadisinde Kanatlarını Aç’ merika’nın en tanınan ve sevilen yazarlarından biri olan Susan Sontag, roman ve denemeleri kadar A sinemacılığı, tiyatroculuğu ve fotoğraf üzerine yazdıklarıyla da adını duyurmuş, sıkı bir muhalif ve eylemciydi. 17 kitap yazdı, yazdıkları 32 dile çevrildi. Yaşamı boyunca aktif bir insan hakları savunucusu ve savaş karşıtı olarak çalıştı, “çağın vicdanı” olarak nitelendirildi. ABD politikalarını eleştiren açıklamalarıyla dikkat çeken yazar, özellikle ABD’nin Irak ve Ortadoğu politikalarını eleştirirken sözünü hiç sakınmadı. “Bir Metafor Olarak Hastalık”, “Amerika’da”, “Yanardağ Sevgilim”, “Ben Vesaire”, “Fotoğraf Üzerine”, “Sanatçı: Örnek Bir Çilekeş” gibi yapıtları Türkçeye de çevrildi. “Okumanın ve içedönüklüğün ayaklar altına alındığı bu çağda edebiyat özgürlüğün ta kendisidir” diyen Sontag, 2003’te yayımladığı “Başkalarının Acısına Bakmak” kitabında Amerikan İç Savaşı, Birinci Dünya Savaşı ve Nazi ölüm kamplarından, Bosna, Sierra Leone, Raunda, İsrail, Filistin ve 11 Eylül 2001 New York City trajedilerine uzanarak savaş fotoğrafçılığının misyonu ve başkalarının acılarına karşı duyarlı olmak üzerine eleştirilerini dile getirirken unutulmaz bir klasiğe de imza atıyordu. Susan Sontag 11 Eylül’den sonra New York’un göbeğinden dünyaya seslenen makalesinde (Hep Birlikte Aptallaşmayalım, Le Monde, 18 Eylül 2001), bu eylemlerin uygarlığa, özgürlüğe, insanlığa ya da özgür dünyaya yapılmış korkakça bir saldırı olmadığını, kendini dünyanın süper gücü ilan etmiş ABD’ye karşı, onun süregelen Amerikan çıkarlarını korumaya yönelik politikaları yüzünden yapılmış bir saldırı olduğunu vurguluyor ve şunları söylüyordu: “Günümüzün ve geleceğin Amerikalı yöneticileri, bizlere görevlerinin bir manipülasyondan ibaret olduğunu gösteriyorlar: Güven vermek ve acıyı dindirmek. Bir demokrasi alışkanlığının – ihtilaflara yol açan ve açıkyürekliliği teşvik eden bir politika olarak – yerini bugün bir psikoterapi almıştır. Hep birlikte acı çekelim. Ancak hep birlikte aptallaşmayalım. Bir parça tarihsel bilinç, bizlere bugün olup bitenleri ve olabilecekleri anlayabilmemiz için yardımcı olabilir. ‘Ülkemiz güçlüdür’ demeyi sürdürüyoruz hep. Kendi açımdan, bunu söylemek benim acımı hiçbir biçimde dindirmiyor. Kim Amerika’nın güçlü olduğundan kuşku duyabilir ki? Ancak Amerika sadece bundan ibaret olmamalı.” Sontag, çokyönlü bir insandı, edebiyatın ve vicdanın sesiydi. Margaret Atwood’un dediği gibi, o, krala, “Kral çıplak” diyen çocuktu. Susan Sontag, kendini hep “edebi öğrenci” saymıştı. Sonsuzluğun, hiçliğin içine çekilmeyi asla istemedi. Özlemlerini cisimleştirircesine yaşadı. Yaşadığı gibi öldü. Ünlü yazarın oğlu David Rieff şunları söyleyecekti: “Hastalığının büyük bir bölümünde, ölümü düşünmek yerine hâlâ lokantaların ve kitapların adlarını listelemekle, alıntıları ve yaşanmış olayları not etmekle, projeler yazmakla ve yolculuk takvimleri hazırlamakla ilgilendi; ben de bütün bunların, annemin bir başka gelecek parçacığı uğruna sonuna dek savaşması anlamına geldiğini kavradım.” Sontag, meme kanseri için kemoterapi gördüğü sırada tuttuğu günlüklerden birinde kendine, “neşeli, kedere karşı kayıtsız ve sakin olma”yı emretmiş ve şunu eklemişti: “Hüzün vadisinde kanatlarını aç.” Piri Reis AÜ’de Şef Ertuğ Korkmaz yönetimindeki Orkestra Akademik Başkent, Purcell ve Bach’ın birer kısa eserinin ardından Lizst’in yaklaşık 15 yaşındayken yazdığı ama olgun geleceğinin habercisi sayılabilecek eseri Malediction’da İtalyan piyanist Nazzareno Carusi’ye eşlik etti. Altı temel motifin değişik modlarda işlenmesinden oluşan, bazen lirik, bazen gerilimli bir hava yansıtan yapıt icra güçlükleri de içeriyordu. Piyanistin alıp başını gitmek yerine, şef Korkmaz’ı dikkatle izleyerek ilerlemesi herhangi bir uyum sorunu yaşanmadan yapıtın başarıyla seslendirilmesini sağladı. Piyanist Carusi, başarılı icranın ardından dinleyicinin alkışlarına Scarlatti’den bir sonatla cevap verdi. Necil Kazım Akses 2. Senfoni’nin ilk seslendirilişleri, Türkiye’de 1978’de de Gürer Aykal yönetiminde Ankara Oda Orkestrası’nca Ankara Radyosu’nda, yurtdışında dinleyici önünde 1997’de Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’ta M.N. Mommadov yönetiminde Orkestra Saz tarafından yapılmıştı. Şef Mommadov yapıtı “20. yüzyılın yeniliklerine açılan bir pencere” olarak nitelendirmişti. Alışık olmayan dinleyicinin sıkılabileceği, ancak çoksesli müziğe âşina dinleyicinin ayrıntılarını rahatlıkla süzebileceği eserde bestecinin raslamsal (aleatorik) tekniğe yaklaşımı hemen fark ediliyordu. Solo çalgılar tema sunarken, kemanlar raslamsal biçimde fon yapıyordu. Yapıta sololar büyük renk kattı. Viyolada Ezgi Irmak, çelloda Ediz Şekercioğlu, kemanda Eda Aymergen ve kontrabasta Özlem Er’in soloları, yapıtın güzelliğinin sergilenmesine önemli katkıda bulundu. Orkestraların ve oda müziği topluluklarının Akses’in yapıtlarına daha çok eğilmesi gerek... OAB konserlerinde hep olduğu gibi, “Haberal da burada olsaydı nasıl kıvanırdı” diye geçirdim içimden... NESCO’nun 2013’ü “Piri Reis Haritası’nın 500. Yılı” U ilan etmesi dolayısıyla, Ankara Üniversitesi’nde (AÜ) “Uluslararası Piri Reis Sempozyumu” düzenlenecek. AÜ Dil ve TarihCoğrafya Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yılmaz Kurt, AÜ ile UNESCO Türkiye Milli Komisyonunun yarın düzenleyeceği sempozyumla Piri Reis’i bir kez daha anacaklarını belirtti. Amerika’yı gösteren dünya haritaları ve Kitabı Bahriye eseriyle tanınan Piri Reis’in, bugünkü neslin yakından tanıması gereken önemli bir isim olduğunu ifade eden Kurt, gençlerin Türk denizcinin çalışmalarından ilham almasını istedi. Piri Reis’in, hak ettiği değeri tam olarak göremediğini savunan Kurt, “Piri Reis’i hem tarihçiler hem de coğrafyacılar olarak çok ihmal etmişiz. UNESCO, Piri Reis’i uluslararası etkinliklerle anmaya karar verince biz ancak hatırlayabildik” değerlendirmesinde bulundu. Piri Reis’in sadece Türk tarihini oluşturmadığını, insanlığın ortak tarihini etkilediğini ifade eden Kurt, Topkapı Sarayı Müzesi’nde muhafaza edilen Piri Reis’e ait Amerika kıtasının çizildiği haritanın en eski dünya haritası olduğunu hatırlattı. 2 buçuk metrelik anıt UNESCO’nun, Piri Reis’e ait 28 haritayı Türkiye’de sergileyeceğini dile getiren AÜ Dil ve TarihCoğrafya Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İhsan Çiçek, etkinlikler kapsamında üniversitenin yerleşkesinde ve Altındağ Hamamönü’nde 2 buçuk metre yüksekliğinde iki Piri Reis büstü açılacağını kaydetti. Piri Reis’in sadece bir denizci, asker olmadığına aynı zamanda önemli bir bilim insanı olduğuna dikkati çeken Çiçek, “Kendisi günümüzdeki etik koşulların hepsini o dönemde yerine getirmiş. Faydalandığı kaynakları, kişileri de eserlerine işlemiş. Belki de bugün tüm dünya tarafından hatırlanmasının en büyük sebebi bu ahlâkıdır. Piri Reis’i milyonlarca yıl sonra da bize hatırlatacak bu özelliğidir” dedi. Nâzım dersi verdi enimahalle Belediyesi, Y “Ver Elini Kardeşim” isimli gençlik değişim projesiyle Ankara’ya gelen 12 Romanyalı ile 12 Makedonyalı öğrenciye ev sahipliği yaptı. Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, yabancı konuklarına büyük üstat Nâzım Hikmet’i anlattı. Türk Ulusal Ajansı’nın desteklediği Batıkent Halk Oyunları Topluluğu Gençlik Spor Kulübü’nün “Ver Elini Kardeşim” isimli projesi kapsamında Ankara’ya gelen yabancı konuklar, Yenimahalle Belediye Başkanı Yaşar, başkanvekili Başar Bal ve başkan yardımcıları Şenol Balaban ile Erhan Aras’ı ziyaret etti. Yenimahalle Belediyesi’nin ev sahipliğinde Türk kültürünü ve folklorunu tanıma fırsatı bulan Avrupalı gençler, veda ziyaretinde Yaşar’ın ağzından büyük üstat Nâzım Hikmet’i dinledi. Yaşar, gençlere “Nazım Hikmet’i tanıyor musunuz” diye sordu. Gençlerden olumsuz yanıt alan Yaşar, dünya tarihine adını yazdırmış olan Hikmet’in hayatından kısa kesitler anlatarak 1956 yılında yazdığı, “Gelmiş Dünyanın Dört Bir Ucundan” dörtlüğünü okudu. Dörtlüğünün kendi dillerindeki anlamını öğrenen gençlerden bazıları, Hikmet’i dikkatlice inceleyeceklerini söyledi. SÖYLEŞİ ANKARA'NIN SİMGESİ TİYATRO PEMBE KURBAĞA "MÜZİĞİN DİLİYLE BAHARA MERHABA" SANATÇILAR: ERSAN PETEKKAYA (KEMAN & BAĞLAMA) ÖZLEM TÜZÜN (VOKAL) ESERLER: SİSLİ BİR AKŞAM ERSAN PETEKKAYA UZUN İNCE BİR YOLDAYIM AŞIK VEYSEL DOSTUM DOSTUM PİR SULTAN ABDAL GESİ BAĞLARI A.GAZİ AYHAN DAM ÜSTÜNE ÇUL SERER ALİ KIZILTUĞ/YÜCEL PAŞMAKÇI YİĞİDİM ASLANIM B.RAHMİ EYÜPOĞLU/ZÜLFÜ LİVANELİ DÜZENLEYEN: ERSAN PETEKKAYA SANAT ATÖLYESİ DİNLETİ HİTİT GÜNEŞİ AV.RAHMİ KUMAŞ ( TRABZON ESKİ MİLLETVEKİLİ ) 12 NİSAN 2013 CUMA SAAT 18.30 AHMET RASİM SK. NO:14 ÇANKAYA T: 442 30 50 EREN AYSAN BEHÇET AYSAN KİTABI: BİR EFLATUN ÖLÜM 13 NİSAN 2013 CUMARTESİ SAAT 14.00 AHMET RASİM SK. NO:14 ÇANKAYA T: 442 30 50 SÖYLEŞİ VE İMZA 13 NİSAN 2013 CUMARTESİ SAAT 10.30 AHMET RASİM SK. NO:14 ÇANKAYA T: 442 30 50 13 NİSAN 2013 CUMARTESİ SAAT 13.0013.30 AHMET RASİM SK. NO:14 ÇANKAYA T: 442 30 50 : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Aykut KÜÇÜKKAYA 11 Nisan 2013 Perşembe Sahibi Editör Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon : Barkın ŞIK : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER Yazışma Adresi : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Yayımlayan : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Bürosu, Ahmet Rasim Sok. No:14 Basıldığı Yer : DPC Doğan Medya Tesisleri 06550 Çankaya Dağıtım : YAYSAT Telefon : 0312 442 30 50 Yerel ve süreli yayın Eposta : ankcum@cumhuriyet.com.tr C MY B