Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Sayfa 12 Kasım 2012 Pazartesi a2 Cumhuriyet Kültür Merkezi’nde Ata’nın sevdiği eserler seslendirildi... kültür sanat ‘Ata’mızın izindeyiz’ Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Opera Ana Sanat Dalı öğrencileri, çağdaş Türkiye’nin kurucusu Yüce Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 74. ölüm yıldönümü nedeniyle 10 Kasım’da, gazetemizin Ankara Temsilciliği binasında yer alan Cumhuriyet Kültür Merkezi’nde (CKM) Ata’nın sevdiği eserleri seslendirdiler. Öğrencilerden Çınar Onur Öner’in (tenor), “Böyle bir günde, Yüce Önder Atatürk anısına konser vermekten gurur duyuyoruz. O’na dair böyle bir günde Ata’nın sevdiği eserleri seslendirmenin borcumuzun borcu olduğunu düşünüyoruz. Bugünkü konserimizi Ata’ya ithaf ettik. Ata’mızın izindeyiz” sözleriyle başlayan konser yurttaşlardan büyük beğeni topladı. Konserde Yiğitcan Tatlıoğlu (bas), Çınar Onur Öner (tenor) ve Işılay Meriç Karataş (soprano), Aylin İpekçioğlu’nun piyanosu eşliğinde, Scumann’ın “Morgen Lied”, Verdi’nin “Ate lestremo addio”, Bellini’nin “O quante volte”, İlhan Baran’ın “Yörük Ali” ve “Köroğlu”, Gounod’un “Je veux vivre” ile Selman Ada’nın “Aşkı Memnu düet” adlı eserlerini seslendirdiler. Ayrıca konserde seslendirilen ve Yüce Önder’in en sevdiği opera eseri olarak da bilinen “Tosca” operasının “en duygulu” aryalarından “E luce van le stelle” de dinleyicilerden büyük alkış aldı. ‘Sanatçı Kadınlar’ Ziraat Sanat’ta Sanatçı Kadınlar Derneği üyelerinin resim ve heykel sergisi Ziraat Bankası Mithatpaşa Sanat Galerisi’nde açıldı. Derneğin Kurucu Başkanı Yasemin Coşkun, 1990’lı yıllarda ayrı ayrı olarak resim dersleri aldıklarını ifade ederek, Kum Sanat Merkezi’nde bir araya geldiklerini belirtti. Kum Sanat Merkezi’nde aldıkları resim eğitimiyle çalışmalarına devam ederken, 2008 yılında Sanatçı Kadınlar Derneği’ni kurduklarını dile getiren Coşkun, derneğin amacının gençlere, çocuklara ve kadınlara sanatı anlatmak olduğunu vurguladı. Coşkun, Paris’te de Anadolu Kültür Merkezi’nde, “TersYüz” adlı bir sergi açtıklarını belirtti. Sergide eserleri yer alan sanatçılar şöyle: Arzu Kızıltuğ, Asuman İnceayan, Aydan Özbalkan, Ayşe Kürklü, Ayşe Öztürk, Bilgi Zontur, Canan Töreli, Gizem Yağcı, Hale Metin, Leyla Coşkun, Mine Koç, Nejla Tuğcu, Sabriye Biler, Şebnem Müderrisoğlu, Selin Cakova, Sibel Arat, Sinem Öney Arslanhan, Şükran Ersoy, Sultan Kelecioğlu, Yasemin Coşkun. Sergi 13 Kasım’a değin görülebilir. c Öykü Yarışması’ndan... Tolga Akçaoğlu Bahçelievler Anadolu Lisesi 12E Kral Kelebekleri İ şgal altındaki ülkelerin yaşadıklarını anlatan gazeteci olmak ne zor iştir iyi bilirim. Yıllardır bu işi yapmama rağmen her defasında aynı heyecan, aynı titreme sarar bedenimi. Bugün de onlardan biri. Etrafta çaresizce koşuşan insanlar var. Ben, onları kaçıran ya da kovalayan her neyse ona doğru gidiyorum. Gördüklerim hiç iç açıcı değil; yaralılar ve elleri bağlanıp işkence edilmiş gençler. Bu durum çatışmadan çok birilerinin diğerlerine çatması gibi görünüyor. Birden bir kaçışa takılıyor gözlerim. Elbiseleri yırtık bir adam, yaprak gibi titreyen bir çocuğu elinden tutmuş yırtıcı bir hayvandan kaçırırcasına koşuyordu. Çocuğun ayakları çok küçüktü ve çocuk, elini tutan adama yetişemiyor, kimi zaman yerde sürükleniyordu. Bu anı görüntülemek işgalin korkunçluğunu anlatmak için en doğru çaba olacaktı. Hemen makinemi gözüme dayadım. Birden irkildim. Makinenin kadrajında gördüklerim, az önce gördüklerim değildi. Adamın kafasına isabet eden kurşunu, adamın yere yığılışını, çocuğu tutan elinin gevşeyip çocuğu terk edişini peş peşe fotoğrafladım. Bir çocuğun çığlıklarının fotoğrafta işitilebileceğini o gün fark ettim. Haber peşinde olmayı unutup kendi vatanında, nereye gittiğini bilmeyen bu çocuğu kurtarmalıydım. Hemen yanına koştum onu kucağıma alıp bir duvarın kenarına gizlendim. Kovalayanların panzerleri gittikçe yaklaşıyordu. Çocuk kucağımda bir ara sokağa daldım. Bu sokağın bizi nereye götüreceğini bilmiyordum. Sadece kaçıyorduk. Sesler azalınca durduk. Çocuk bana baktı. O bakışta her şey vardı: şaşkınlık, korku, çaresizlik, umut umutsuzluk…Onu sakinleştirecek bir şey söylemeyi denedim ama beni duymuyordu. Bu çocuğun adı ne, sevdikleri kimler, hangi oyunları oynamaktan hoşlanır? Buna benzer pek çok soru, o kadar hızlı geçti ki beynimden bu hıza inanamadım. En dayanılmaz olanı da artık insani duygularımı susturamıyorum. Bu mesleği bırakmam gerektiğini bilmem kaç kez düşündüm. Ama anladım ki bu mesleğe başladıktan sonra yaşama dair hiçbir şeyden uzak kalamıyorsun. Ta ki haber olana kadar… Çocuğu kucağımdan indiriyor, onun elini sımsıkı kavrıyorum. Hiç direnmeden gözyaşlarını sile sile benimle yürüyor. Sokağın sonuna geliyoruz. Sokağı kesen caddeye ürkerek bakıyorum, cadde sakin. Önce ben çıkıyorum caddeye sonra çocuk çıkıyor. Daha ilk adımımı atar atmaz ses mi önce sol omzumdaki yanma mı anlayamadan yere yığılıyorum. Yaklaşan sesler var. Cüzdanımı ve makinemi çocuğa verip kaçmasını söylüyorum. O ağlıyor. Cüzdanımı yırtık cebine koyuyor, makinemi boynuna asıyorum ve hızlı hızlı kaçması gerektiğini işaret ediyorum. Beni anlıyor, koşup bir ara sokağa giriyor. Bu kez savaş, kendi muhabirini kendi vahşetiyle doğuruyor, diye düşünüyorum. Onca yaşadıklarıma rağmen halim, kral kelebeklerinin dört kuşakta tamamlayabildiği ölümcül yolculuğunu anımsatıyor.Son gördüklerim, silahlı ve çirkin suratlar. Son sözlerim ise sessiz bir çığlık: Koş çocuk koş, kurtul kelebek avcılarından. Bu yolculuk devam etmeli… : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Miyase İLKNUR 12 Kasım 2012 Pazartesi Sahibi Editör Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon : Barkın ŞIK : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER Yazışma Adresi : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Yayımlayan : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Bürosu, Ahmet Rasim Sok. No:14 Basıldığı Yer : DPC Doğan Medya Tesisleri 06550 Çankaya Dağıtım : YAYSAT Telefon : 0312 442 30 50 Yerel ve süreli yayın Eposta : ankcum@cumhuriyet.com.tr C MY B