Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
6 Ocak 2012 Cuma 392 09 Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık ile Çankaya üzerine ANKARANT Murat KIŞLALI mkislali@yahoo.com ‘Atatürk’üAnkara’dan göndermeyeceğiz’ umhuriyet Kültür Merkezi’ne (CKM) konuk olan Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, gazetemiz yazarı Işık Kansu’nun sorularını yanıtladı: Nüfus bakımından Ankara’ın en büyük ilçesi Çankaya mı? Adrese dayalı nüfus sayımına göre Çankaya’nın nüfusu 794 bin. Keçiören bizden 3040 bin kadar fazla görünüyor. Ancak özellikle üniversite öğrencilerinin büyük bir bölümü bizim bölgemizde ikâmet ediyor. Ayrıca Ankaralı yurttaşlar Çankaya bölgesindeki turistik tesislerden, restoranlardan gece saat 02.00 03.00’e kadar yararlanıyor. Kaymakamlık kayıtlarına göre gündüz saatlerinde Çankaya bölgesinin nüfusu 2 milyon civarında. Devletin Olanağıyla Kablo Rantı ki hafta önce bir kamu şirketi olan Türkiye Elektrik İletişim A.Ş.’nin (TEİAŞ), her çeşit haberleşmede kullanılan fiber kablolarını, diğer şirketlere kiraladığından 30 kat düşük fiyata Türk Telekom’a (TT) kullandırdığını yazmıştım. KİT’leri denetlemekle görevli Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu bunun TT’nin özelleştirilmesinden önce kamuda olduğu dönemden gelen görüşmelere dayandığını, ortada bir protokol dahi bulunmadığını, TEİAŞ’ın bir an önce bu kablolarını ihaleyle kiralaması gerektiğini bildirmişti. O yazımda bu durumun sadece kamu zararına yol açmakla kalmadığını, aynı zamanda Ankaralıların rekabetten mahrum kalmalarına neden olduğunu yazmıştım. Konuyu sorduğum bir Telekom uzmanı durumu şöyle açıklıyor: “Bu nokta haberleşmede tam Türkiye’nin kanayan noktasıdır. TT’nin bu kabloları kullanmaya hiç ihtiyacı yok aslında. Kendi şebekesi zaten var. Hiç ihtiyacı olmadığı halde bu şebekeleri kiralayıp rekabeti engellemeye çalışıyorlar. Bu çok vahim bir durum. Karayollarına sahip olan bir TT var. Üstüne de ‘Hem karayolu benim olsun, hem otobüs firmaları benim olsun’ diyorlar. Bazı firmalar ‘Karayolundan geçeyim’ diyor, onlara da izin vermiyorlar.” Aynı uzman “Bunun Ankaralılara da müthiş zararı var” diyor ve anlatıyor: “Ankara’nın üniversiteleri, teknoparkı var. Ankara İstanbul’a karşı zemin kaybediyor. Gelişmiş ülkelerin, şehirlerin en büyük özelliği bu fiber optik olanaklarının çok fazla kapasiteyle birbiriyle rekabet etmeleridir.” Kaynağım ayrıca, TEİAŞ ile birlikte BOTAŞ, TCDD gibi kamu şirketlerinin de kendi alanları olmadığı halde, kurdukları fiziksel ağ ile beraber fiber kablo şebekesi kurup bunu kiralamak istediklerini belirterek “Ankara Büyükşehir Belediyesi, TT dışında haberleşme sektöründen kimseye bir metre kablo çekme izni vermez. İstanbul 1,5 senedir çektirmiyor. Kazdırmıyor veya kazdırırsa fahiş para istiyor” diyor. Devletin olanlaklarıyla bazı özel sektör şirketlerine rant sağlarken, diğerleri için haksız rekabet yaratmak, işte böyle oluyor. C ları ise ya 60’ın üzerinde ya da 10 yaşının altında. Gençlerin çoğu Ankara içinde iş arar konumdalar. Köy mahallelerimizde kalanlar ise o bölgedeki tarlaları, bahçeleri ekip biçiyor; ata toprağındaki eski evinde yaşıyor. sondajla sulu tarıma yönelik bir altyapı geliştireceğiz. İ ‘Kriz yoksulu vuracak, aç bırakacak’ Neden? Bu projelerin yararı ne? Ankara’nın nüfusu şu anda 4 milyonun üzerinde. Dünyada büyük bir ekonomik kriz yaşandığı, bu krizin 1929 Buhranı’ndan daha büyük ve geniş kapsamlı olacağı dile getiriliyor. Kriz geldi mi zayıfa ve yoksula geliyor. İşsize geliyor... Aç kalıyorlar. Kriz sonucu gıda fiyatları da ciddi şekilde artış gösterecek. Siz önlem alıyor musunuz? En azından iddiamız o. Çünkü bu, çok büyük ve sistemli bir çalışmayı gerektirir. Ne yapıyorsunuz? 1970’li yıllar Türkiye’de “toplumcu belediyeciliğin” uygulandığı yıllardı. Kooperatifçilik, dayanışma o dönemde başlatılan işlerdir. Biz onun “yeni toplumcu belediyeciliğini” uygulamayı düşünüyoruz. Bakın bugün en büyük sıkıntı, tarımda güvencenin olmayışıdır. Tüketiciyi yaşatacak ve üreticiyi ayakta tutacak bir sistem yok ortada. Köylünün sahipsiz bırakılması, ulusal ve yerel politikalar nedeniyle de köylü bugün “Kentte iş arayayım” diye düşünüyor. Biz projelerimizle bu sistemi kurmaya çalışıyoruz. ‘Bir kısım köylü rant peşinde’ Bu alanlarda durum ne? Bu köyler eskiden tarımda etkili olan köylerdi. Son iki yıldır durum farklı. Köylere “Bize üretiminizi satın” diye gidiyoruz ancak şöyle bir durumla karşılaşıyoruz: “Bizde üretim yok.” Temel yaklaşımları şehirde bir şeyler yapmak. Bir kısım köylerin de beklentisi şu: “Yollar açılacak, imar edilecek. Üretim yapılan alanlar yapılaşmaya açılacak. Rantiye işine girilebilir.” Siz bu köylere yönelik ne yapıyorsunuz? Biz bu bölgelerde birtakım projelere imza attık. Bize önceleri kuşkuyla baktılar. Ancak sonraları Köylüler Kooperatif Birliği oluşturdular. Bu yıl köylülerle marmelat ürettik. Karahasanlı köyündeki bir merkezde de kooperatif eğitim yapısını onarıyor, bir okulu da restore ediyoruz. Köylülerin üretkenliği ile ilgili Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi ile Veterinerlik Fakültesi’yle birlikte çalışıyoruz. Ayrıca şirketlerimizden biri aracılığıyla maden ve su araştırma hakkı elde edip ‘Mali yetersizliğimiz var’ Bu durumun sizin için yararları ve zararları nelerdir? Belediye, nüfus başına ayrılan paydan, hizmet götürdüğü insan sayısına göre yararlanıyor. Oysa biz fazla insana hizmet götürüyoruz. Dolayısıyla mali bakımdan ciddi bir eksiğimiz ve yetersizliğimiz var. Size bağlanan köyler var mı? Bize bağlanan yeni köyler de var, eski köylerimiz de... Mühye, Karataş, Yakupabdal ve bir de İmrahor’dan iki köyümüz var. Bunlara ek olarak Bala ilçesinden eski Çankaya bölgesi alanı kadar kırsal bir alan eklendi bize. Buralar için şöyle bir slogan ürettik: “Onurlu bir toplum için kır kent kardeşliği.” Çankaya’da gecekondu bölgesi var mı? İç kesimlerde kalmış gecekondu bölgelerimiz var. Varoş olarak da köyleri söyleyebiliriz. Yenimahalleler... Köydekilerin büyük bölümünün yaş ‘Heryerdelikdeşik, yetkiAnakent’te’ Gelelim kente... Kentli sizden ne bekliyor? Böyle bir söz söylemek istemem ama büyükşehirlerde ilçe belediyeleri “eksik belediyelerdir.” Yetkiler bakımından... Örneğin ilçe belediyelerinin hal kuramaması için her türlü düzenleme yasada var artık. İtfaiye de kuramıyoruz mesela. Eleştiriler geliyor mu? Bugün kentte gördüğünüz çalışmaların büyük çoğunluğunu büyükşehir belediyesi yapıyor. Her yer delik deşik. Ancak insanlar bize şikâyet ediyor. Yetkinin büyükşehirde olduğunu bilmeyenlerin sayısı çok. Bu nedenle biz daha çok sorun dinliyoruz. Ama toplumcu bir belediyecilik için çalışıyoruz. Bunu sağladığımızda “Atatürk’ü kentten göndermeyecek bir yapıya kavuşmuş olacağız.”