23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

06 Fırıncı Orhan Gurme’de hem yemek yiyebilir, hem de ekolojik ürün satın alabilirsiniz 30 Eylül 2011 Cuma 378 aklaşık bir aydır Çukurambar’da hizmet veriyor ancak, 1958’den beri dededen toruna geçen bir adres Fırıncı Orhan Gurme... 200 kişilik restoranın yanısıra şarküteri, fırın, pastane, kuruyemiş, manav, kasap ve gurme ürünlerin sergilendiği çok renkli bir sağlık durağı. Gıda kompleksi olarak planlanan mekanın Ankara’da bir benzeri daha bulunmuyor. Mekanda tadabileceğiniz çok çeşitli, ekolojik ürünler mevcut. Tadım konusunda çeşitleri seçerken kararsızlığa düşerseniz restoran sorumlusu Ali Atmaca’nın önerileri size kesinlikle yardımcı olacaktır. Sağlıklıbesinmerkezi D Y LEZZETLi ANKARA ELİF EROL http://lezzetliankara.blogspot.com Doğal ve besleyici Şarküteri bölümünde kuru meyveler ve yemişler, şifalı ve aromatik bitkiler, baharatlar, ku rutulmuş sebze ve meyveler, ekolojik siyah, yeşil, diyet zeytin ve zeytinyağları, saf bal, arı sütü, polen, ekolojik üzüm ve dut pekmezi, tahin, pestil, tam undan yapılmış ekmek ve kurabiyeler, soya ürünleri gibi doğal ürünler satılıyor. Tam çavdar unundan hazırlanarak taş fırın ve odun ateşinde pişirilen, doğal maya ile mayalanmış odun ekmeği bulabiliyorsunuz. Siirt karakovan ba lı, Çanakkale Ezine’den gelen peynirler Fırıncı Orhan’dan alabileceklerinizden bazıları. Eve götürmek için almak istediğiniz ürünlerin özellikleri konusunda ise 45 yıllık deneyimi olan Hidayet Erdoğan’ın önerileri size yardımcı olabilir. Zira yalnızca peynirlerde 40 çeşit yerli, 20 çeşit ithal ürün bulunuyor. Seçim yapmakta zorlanabilirsiniz... Yok yok Fırıncı Orhan’da Anadolu mutfağına ait, her gün değişen ev yemeği çeşitleriyle mönü gerçekten zengin. Seçme şansınızı denemek için dinlemek yerine ziyaret etmelisiniz... Pazar sabahı başlayan kahvaltı keyfi saat 14.30’a kadar sürüyor. Gurme ürünler sağlıklı biçimde ikram ediliyor. Her kahvaltılık, yöreselliğe ve doğallığına dikkat edilerek kaliteli ürünlerden seçiliyor. Fırından yeni çıkmış simit, poğaca ile birlikte sade, ke pekli, zeytinli ekmeklerle birlikte peynir, zeytin ve şarküteri çeşitlerini sınırsız çay, kahve ve taze portakal suyu tamamlıyor. Diyet köşesinin de bulunduğu kahvaltının ücreti 29.50 TL. Ürünlerden seçip önermek zor ancak aşağıya bir liste çıkarmaya çalıştık. Çukurambar 1425. Cadde No: 30/A 284 33 33 Peynir çeşitlerinden I Yağsız keçi peyniri I Çanakkale Ezine peynir Doğal ürünler I Zence l kurusu: kg 25 TL I Sarı erik kurusu: kg 23 TL I Armut kurusu: kg 25 TL Taş fırın pideler I Köz patlıcan ve kavurmalı pide: 13.50 TL I Sakız ağacına takılmış kuzu şiş: 19.50 TL Kahvaltı seçenekleri I Klasik kahvaltı tabağı 11.50 TL I Ha f ve hızlı: 6.50 TL I Gurme tabağı:12.50 TL Tadım Notları Prof. Dr. Ertan ANLI http://tadimnotlari.blogspot.com Kalecik Karası’nın Gerçek Öyküsü yapısına karşın, aynı Burgonya bölgesinin P.Noir şarabı gibi yıllanıp, gelişebiliyor, kırmızı çiçekler, toprak ve olgun meyvelerden oluşan zengin bir yapı kazanıyor. Kalecik Karası, Avrupa Bağlarını 18. yüzyıldan itibaren kasıp kavuran filoksera’dan (asma biti) etkileniyor ve 1970’li yıllara gelindiğinde hemen hemen yok oluyordu. İşte o dönem, bugün rahmetle ismini andığım, Ankara Üniversitesi’nin değerli Bağcılık hocası Prof. Dr. Yılmaz Fidan devreye giriyor ve Kalecik’te hazırladığı pilot proje ile filoksera’ya dirençli Amerikan anaçları üzerine seçtiği Kalecik Karalarını aşılayarak on dönümlük küçük deneme bağını kuruyor. Böylece yeniden hayat buluyor. Ancak, çeşidi Türkiye’de tüketiciyle buluşturan kurum “Kavaklıdere Şarapları” Yıl 1989. Kavaklıdere Şarapları’nın yöneticisi Mehmet Başman, bu nadide çeşidin farkında ve o dönemki Fransız danışmanımız Jacques Laffort’a ve bana bu değerli çeşidi işlememiz gerektiğini söylüyor. Ben de 1989 yılında, Kalecik’te adeta iğne ile dağda tepede Kalecik Karası üzümü arıyorum. Birçok bağ yok olmuş, üzüm kalmamış. Sağda solda köylülere sorarak bulduğum bazı bağlarda da diğer siyah çeşitlerle karışık halde çok az üzüm var. Neyse ki Yılmaz hocanın kurduğu bağ ve civar bağlardan gelen çok az üzümle özel sektör üretimi ilk “Kalecik Karası” şarabını 1989 yılında piyasaya sunuyoruz. İlk üretim sadece 9 bin litre... Ancak, birdenbire şarap büyük ilgi görüyor ve Türkiye’nin o dönem en pahalı şarabı oluyor. Kalecik Karası, sonraki yıllarda ününü artırarak lüks restoranların vazgeçilmez şarabı oluyor. Sonrası malum... Plansız programsız dağa taşa Kalecik Karası bağı kuruluyor. Ne toprağa ne de iklime bakılıyor. Vasatın altında örnekler ortaya çıkıyor. Çeşit eski prestijini biraz da soylu Fransız çeşitlerin de Anadolu bağlarına girmesiyle kaybediyor. Neyse ki, son yıllarda tekrar toparlanarak kendine gelmeye başlıyor. İşte, halen üniversitede üzerine çalıştığımız Kalecik Karası şarabının gerçek öyküsü. Eğer şarabın üzerinde bir hak varsa, kuşkusuz o pay; dört yıl önce kaybettiğimiz Jacques Laffort ustaya ait. eçen hafta, bir gazetenin arkasındaki haberi okuyunca, hem şaşırdım, hem de üzüntü duydum. Kalecik Karası’nı Türkiye’ye tanıtan kişi olarak, şu sıralar Türkiye’de danışmanlık yapan bir Fransız’dan bahsediliyordu. Ankara’nın ve Türkiye’nin en değerli şaraplık çeşitlerinden olan Kalecik Karası üzümünün ve şarabının gerçek öyküsünü Türkiye’de en iyi bilenlerden biri olarak, bu yanlışı düzeltmek istedim. Kalecik Karası Ankara’ya 80 kilometre uzaklıktaki Kalecik ilçesine özgü bir üzüm. Kesin kanıtlar olmamakla birlikte, büyük olasılıkla tarihte başta Hititler olmak üzere Anadolu’da yaşamış uygarlıklar tarafından şarap üretiminde kullanılıyor. Birçok, siyah şaraplık üzüm çeşidinden farklı yanı; tanen miktarının düşük, meyvemsi aromalarının ise zengin ve kompleks olması. Özellikle iyi yıllarda Kalecik karası şarabında çilek, kiraz ve frambuaz gibi kırmızı meyveler baskın. Zarif G
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear