Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
17 Haziran 2011 Cuma 363 21 Başyazarımız lhan Selçuk’un ölümünün birinci yıldönümü... ANKARA AKKARA Talât HALMAN Otokrasiye Doğru Demokrasi? C, beş gün önceki seçimlerde bir tehlikenin eşiğine geldi... Ve vartayı atlatmış gibi göründü. On yıla yaklaşan yükselişinin başlangıcında, AKP lideri demokrasiyi “amaca götürebilecek araç” olarak tanımlamıştı. Onun ve arkadaşlarının dile getirdiği ya da ifade etmediği (gizli tuttuğu, hatta inkâr ettiği) amaçlar arasında neler vardı? Toplumda dinin üstünlüğü, yasamayönetimyargı üzerinde parti hegemonyası, tek önderin mutlak otoritesi... 12 Eylül’de, bu stratejiyi hemen uygulamaya geçirmek için sonuçların gerçekleşmesine ramak kaldı. “Millî irade”, AKP’ye yüzde 50’den 510 puan fazla bir çoğunluk ve TBMM’de 326 değil, 357 koltuk hediye etseydi, 2012’ye kadar yeni anayasa bir çırpıda kabul edilecek, başkanlık sistemi yürürlüğe girmiş, “tek şef” yönetimi başlamış olacaktı herhalde. “Demokrasinin Zaferi”, otokrasiyi taçlandıracak, liderini epeyce uzun bir süre için “imparator” yapacaktı. TC rejimi, eski tabirle “mutlakiyet”, alafranga terimle “otokrasi” olarak tanımlanabilecekti. Yarısından çok fazlası (yüzde 55’i) kadın olan seçmenler, AKP’yi tercih ettiğini ortaya koyarken, akıllıca davranarak, başkana “mutlak otorite” vermedi. Genel seçimlerden kazançlı çıkan sadece AKP değildi. Seçimler düzenli, özgür ve büyük ölçüde dürüst olduğu için “Türk demokrasisi” de kazandı. Göz doldurucu katılımlarıyla, TBMM’de üye sayısı epeyce artan kadınlar da kazançlı çıktı. Bir önemli kazanç da, Mustafa Balbay, Prof. Dr. Mehmet Haberal ve emekli general Engin Alan’ın seçilmiş olmaları... Elbette üçüncü AKP saltanatı, anayasayı değiştirmek, çoğunluğunu arttırmak, başkanlık sistemini yerleştirip otokrasiye doğru adımlar atmak, “tek parti” ve “tek şef” sultasını kurmak uğrunda muazzam çaba gösterecek. Bu uğurda, sanırım, TBMM’deki öteki üç partiden milletvekilleri ayartmak, birkaç konuda ittifaklar yapmak için irili ufaklı tavizlerde bulunmak yoluna gidecek. Özellikle, partilerden bir tanesiyle yapacağı işbirliği, yeni bölgesel sorunlar ve bölücülük tehlikeleri yaratabilir diye endişeler var. Laikliğin zayıflatılması yolunda büyük çabalara girişileceği korkusu da derinleşiyor gibi... Partizan kadrolaşma ve cemaatlerin bürokraside egemenliği herhalde hızlanacak ve genişleyecek. Yargının siyasallaşması ve iktidara gitgide boyun eğmesi, kaygı verici bir beklenti. Devlet bürokrasisi, her zamankinden fazla “hükümete tâbi” olacak belki. Herkesin gözünde şu gelişmeler âşikâr: Yeni bir anayasa kabul edilip yürürlüğe girecek... Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı ve/veya başkanlığı kesin ve dört yıl sonra bile AKP’nin gücü devam edecek. Bu, demokrasi yerine otokrasi, özgür toplum yerine mutlakiyet mi getirecek? İç ve dış basında şimdiden “sadrazam” ve “sultan” unvanlarının takılmakta olması anlamlı. Hatta bu terimlerin ötesinde “imparator” payesi de yakıştırılıyor. 12 Haziran gecesi “balkon konuşması”, tıpkı 2007 seçiminden sonraki “balkon söylevi” gibi, yüreklere su serpti, ama (önceki gibi) sadece tatlı sözlerden ibaret mi kalacak? Tavırlar ve icraat değişirse, RTE demokrasiye ve ulusun hayrına gerçek hizmetkârlık için “hidayet”e ererse, ülkeyi işsizlikten ve adaletsizlikten kurtarmaya gayret ederse, TC’nin istikbali aydınlığa yönelebilir. T Aydınlanma bilgemizi anıyoruz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) “Ülkemizde insan soğuğundan tir tir titriyoruz. Yüreklerimiz soğumuş... İnsanın insana sıcaklığını yok eden bir dünyada yaşamak, insanı insanlığından yoksun bırakır” diyor 9 Ocak 2003 tarihli köşe yazısında, geçen yıl yitirdiğimiz gazetemiz Başyazarı İlhan Selçuk. Aydınlanmanın, Atatürk ilke ve devrimlerinin yılmaz savunucusu... Aydınlanma bilgemiz... Selçuk’u, ölümünün birinci yıldönümü olan 21 Haziran’da, çok sevdiği Ruhi Su’nun türküleriyle, yazılarıyla, arkadaşlarının onun anısına gerçekleştireceği söyleşilerle anıyoruz. Anadolu aydınlanmasının önde gelen isimlerinden İlhan Selçuk, 11 Mart 1925’te, İzmir’de dünyaya geldi, ancak nüfus kâğıdına doğum yeri Aydın olarak kaydedildi. Kurtuluş Savaşı gazilerinden Mehmet Kasım Selçuk ile Hikmet Selçuk’un oğulları olan İlhan Selçuk, ilk ve ortaöğrenimini babasının subay olması nedeniyle Anadolu’nun değişik il ve ilçe merkezlerinde tamamladı. Selçuk, liseyi Adana Erkek Lisesi’nde tamamladı. Kendisinden henüz birkaç ay önce yaşamını yitiren karikatür sanatçısı, çizerimiz Turhan Selçuk’un küçük kardeşi olan İlhan Selçuk’un diğer kardeşleri ise Ülfet ve Orhan Selçuk. Asla yılmadı Selçuk, yaşamı boyunca yazıları ve düşünceleri nedeniyle gözaltına alındı, yargılandı, işkence gördü. Ama asla yılmadı. Hastane yatağında bile ülkenin gidişatından duyduğu endişeleri kimi zaman köşesinden, kimi zaman kendisini ziyarete gelen dostları aracılığıyla kamuoyu ile paylaştı. Her zaman yapacak çok işi vardı, gücü yettiğinde yapmaya da çalıştı. Geçen yıl 21 Haziran’da, yaşamını yitirdi. Arkasında gözü yaşlı binlerce aydınlanma savunucusunu bırakarak... Selçuk aynı zamanda sanata ve sanatçıya da çok değer veren bir yazardı. En sevdiği sanatçı Ruhi Su idi. Gazetemiz, Selçuk’un ölüm yıldönümünde, onu Ruhi Su türküleriyle, meslektaşlarının anlatımlarıyla ve yazılarıyla anacak. Sevenleri 21 Haziran’da, öğle saatlerinde Anıttepe’deki İlhan Selçuk Parkı’nda bir araya gelecek. Selçuk için burada bir anma töreni gerçekleştirilecek. Ardından da Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’ne geçilecek. Burada gazetemiz yazarı Ali Sirmen, Selçuk’un sevenleriyle bir söyleşi gerçekleştirecek; Selçuk’un dünya görüşü, yazıları ve mesleğine olan tutkusu üzerine konuşacak. Ardından tango gösterisi yapılacak. Tango gösterisinin ardından da Ruhi Su türküleri seslendirilecek. Etkinliğe İlhan Selçuk’un sevenleri, okurları, 7’den 77’ye tüm Ankaralılar davetli. A Yenimahallekreşlerindeyılsonuheyecanı tirdi. Yaşar, öğrencilerin uzman öğretmenler aracılığıyla hijyen koşullarına uygun eğitim aldıklarına dikkat çekerek şöyle konuştu: “Aileler gönül rahatlığı ile çocuklarını belediye anaokullarına gönderebilirler. Öğretmen arkadaşlarım, çocuklarımızın iyi bir eğitim almaları için ellerinden geleni yapıyorlar. Okullarımızda yemeklerden eğitime kadar her konuda büyük titizlikle çalışıyoruz.” Başkan Yaşar, çalışan anneler için kreşlerin önemli olduğunu vurgulayarak, “İlerleyen süreçte beş kreş daha açacaklarını” söyledi. Yılsonu gösterisinde çocuklar kreşte öğrendikleri becerileri sergilediler. Şarkı ve danslarla eğlenen çocukların ailelerinin de çocuklar kadar heyecanlı olduğu gözlendi. NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yenimahalle Belediyesi’ne bağlı Batıkent ve 80. Yıl Anaokulu’nun yılsonu gösterileri Yenimahalle Belediyesi’nin Dört Mevsim Salonu’nda yapıldı. Geceye katılan 185 çocuk düzenlenen etkinlikte gönüllerince eğlenirken, anne babalar da çocuklarının gösterileri ile mutlu bir gün geçirdi. Etkinlikte altı yaş grubu 65 çocuğa mezuniyet diploması verildi. Etkinliğe katılan Belediye Başkanı Fethi Yaşar, “Geleceğimiz olan çocukların okulöncesi eğitimi bizim için oldukça önemli. Çocuklarımızın Cumhuriyet ilkelerine bağlı, ahlâklı birer yetişkin olmaları okulöncesi eğitimden geçiyor” dedi. Belediyeye bağlı kreşler açmaya devam edeceklerini belirten Yaşar, “kreşlerde çocukların sağlıklı bir şekilde okulöncesi eğitim alabilmeleri için gayret gösterdiklerini” dile ge