Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
06 11 Mart 2011 Cuma 349 Prof. Dr. Nazife Güngör, ölümünün birinci yılında çizerimiz Turhan Selçuk’u ve sanatını anlattı: ‘AbdülcanbazTürkiyedemekti’ Abdülcanbaz’da gerçek yaşamın karşılığı var diyebilir miyiz? Elbette, Abdülcanbaz’da çoğu zaman gerçek yaşamdaki tipleri görmek olanaklıdır. Özellikle de ülkenin politik yaşamına yön veren kişilerin Abdülcanbaz karelerinde sıkça boy gösterdiğine tanık oluruz. Abdülcanbaz dışındaki karikatürlerinde ise her bir çizgi, her bir fırça darbesi Türkiye’nin izdüşümü gibidir. leri resim ve grafik sanatının mükemmel bir sentezi olarak nitelendirilebilir. Hiç kuşkusuz yeni bir çığır açmıştır Türk karikatür sanatında. Bir Türkiye sevdalısıdır Selçuk. Ülkesini seven, ülkesine ilişkin kaygıları olan bir sanatçı. Abdülcanbaz kitabının hazırlıkları sürecinde görüşmüştüm kendisiyle. Bir an vardı ki, yapıştı kaldı benliğime. Hem Abdülcanbaz’ı konuşuyorduk hem de Türkiye’yi. Abdülcanbaz’ı konuşmak zaten Türkiye’yi, dünyayı, insanı konuşmaktı. Bir an durdu, hüzünlü bakışlar, ciddileşen bir yüz ifadesi... Pencereye doğru yürüdü; dalıp gitti uzaklara. Bir süre öyle kaldıktan sonra döndü ve “Türkiye çok değişti. Benim çocukluğumun, gençliğimin Türkiyesi yok artık. İstanbul da çok değişti. Eskiden İstanbul’da, hele de buralarda (Etiler), başörtülü kadınlar görmek olanaksızdı. Gencecik kadınların, genç kızların kara çarşaflara bürünmesine üzülüyorum. Bunu nasıl kabul ederler, nasıl bile bile kendi özgürlüklerinin kısıtlanmasına izin verirler?” zimi vardır Selçuk’un. Bir kere resim sanatının tüm olanaklarını kullanır. Grafik sanatının tüm inceliklerini dikkate alır. Karikatürleri muhteşem tablolar gibidir. Derinlik verir çizgilerine. Kıvrak çizgileriyle, gri ve siyah tonları kullanımındaki ustalığıyla her karikatürü muhteşem bir tablo gibidir. Abdülcanbaz’da da bunu görürüz. Çizgi romanın her bir karesi ayrı bir sanat eseri gibidir. Mekân çizimlerindeki ustalığının yanında, insan figürlerinin çiziminde de oldukça özenlidir. Karakterin bütün kişilik özelliklerini çizgilerde görmeniz mümkündür. Her bir figür zihinsel, ruhsal ve duygusal dünyasıyla karşınızdadır. Bazen bir çizgi roman karesini değil, bir tiyatro izler gibi olur insan. Selçuk’un yarattığı başlıca karakterler nelerdir? Bu karakterler topluma ne tür eleştiriler getiriyor? Selçuk’ta gerçek yaşamda karşılaşılabilecek hemen tüm tiplemeleri bulmak olanaklıdır. Ama özellikle iki baş karakteri vardır ki, insanlığın bütün serüvenini bunların üzerine dokumuştur. Toplumsal yaşamdaki diyalektiği yansıtan iki karakter. Özellikle de Abdülcanbaz çizgi romanında karşılaştığımız bu iki karakter bütün karikatürlerine bir biçimde yansır. İyiliğin, dürüstlüğün, cesaretin, sağduyunun temsilcisi Abdülcanbaz ve kötünün, korkaklığın, sinsiliğin, hırsızlığın, namussuzluğun temsilcisi Gözlüklü Sami. Bütün insan manzaralarını, bütün Türkiye öykülerini bu iki karakter etrafında oluşturur Selçuk. İyilik ve kötülüğün savaşımını anlatır bütün çizgileri. İnsana insanı anlatmayı kendisine iş edinmiştir Selçuk. Bunu da insanı ve insan olmayanın karşılaştırması biçiminde anlatır. ‘Ülkeninizdüşümü’ SELDA GÜNEYSU NKARA Türk mizah sanatının önemli isimlerinden biriydi, geçen yıl, bugün yitirdiğimiz çizerimiz Turhan Selçuk. Yine geçen yıl yitirdiğimiz Başyazarımız İlhan Selçuk’un ağabeyi, “ruh ikiziydi.” Türkiye onu en çok yarattığı Abdülcanbaz karakteriyle sevdi. Çünkü “Abdülcanbaz demek, Türkiye demekti” Abdülcanbaz kitabının da yazarı olan Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazife Güngör’ün deyimiyle. “Bir Türkiye sevdalısıydı; insana insanı anlatmayı iş edinen bir isimdi Selçuk.” Turhan Selçuk’u, ölümünün birinci yılında anarken, Prof. Dr. Nazife Güngör ile Selçuk’u ve sanatını konuştuk: Selçuk’un karikatür sanatındaki yeri nedir? Selçuk’un karikatür A ‘Bir tiyatro izler gibi...’ Selçuk’un çizim tarzı nasıldır? Dünya karikatüristleriyle benzeşen ve ayrışan yönleri nelerdir? Kendine özgü bir çi