Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
14 ELEŞTİRİ Eren AYSAN 4 Şubat 2011 Cuma 344 Akün’de Bir ‘Fosforlu Cevriye’ Öğrencilerden‘ZorakiTabip’ NKARA Türk opera ve tiyatrosunun önemli isimlerinden Prof. Dr. Cüneyt Gökçer tarafından 1987 yılında kurulan Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nün dördüncü sınıf öğrencileri bu kez Münir Canar’ın yönetmenliğini üstlendiği “Zoraki Tabip” adlı oyunla Ankaralı sanatseverlerin karşısına çıkacak. “Zoraki Tabip”, Moliere’in (16221673) “Le Medecin malgre Lui” eserinin Ahmet Vefik Paşa tarafından Türk biçem ve kültürüne aktarıldığı bir uyarlama. Konusunu ortaçağın “Köylü Hekim” adında sık görülen şiirsel bir anlatımından alan yönetmen Münir Canar’ın reji A SELDA GÜNEYSU KanuniileHürremaşkısahnede Yaklaşık üç sezondur seyirci karşısına çıkan yapım, Cevriye’nin, kendisine, bir kadın gibi değil insan gibi yaklaşan sakıncalı yazara duyduğu aşk çevresinde gelişiyor. Bu arada oyunda, toplumu dönüştürmeye çalışan inanç ile art niyetli “dini bütün” insanların kullandığı inanç sistemi arasındaki çatışma da işleniyor. Romandaki düşkünlerin bir araya geldiği fantastik mekânlar, oyunda yalnızca meyhane önünde tasarlanıyor. O zaman da Kırk Yamalı Hoca’nın meyhane önünde bulunması komik kaçıyor, gerçek inancın ne olduğuna dair soru da havada kalıyor. Özellikle Cevriye’nin sorgulandığı mahkeme sahnesi, seyirciye sanki başka bir oyundaymış hissi veriyor. Mahkeme sahnesinin trajik olandan adeta grotesk bir yapıya evrilmesi rejide eklektik bir yapı oluşturuyor. Son derece yırtık bir kız olması beklenen Fosforlu Cevriye’nin 1930’lu yılların İstanbulu’ndan değil de, adeta Paris genelevinden fırlayan bir narinlikle oyunculuk sergilemesi de inandırıcılık özelliğini bir kere daha yitirmemize neden oluyor. Ancak oyunda Kader İlhan, Nermin Uğur Bakır, Zeynep Aytek ve Ali Hakan Beşen başarılı… Belli ki Fosforlu Cevriye Broadway tarzında bir Türk müzikali olmak adına yola çıkmış… ‘Muhteşem Yüzyıl’dan sonra ‘Gayri Resmi Hürrem’ ye getirdiği geleneksel ortaoyunu ve doğaçlama tarzındaki yaklaşımı, oyunda rol alan öğrencilere eskiyle bağlantı kurdukları yeni tecrübeler sunarken, seyirci için tanıdık ve keyifli bir stil de yaratıyor. Yönetmen Münir Canar oyunun sahnelenme hazırlıklarını şöyle aktarıyor: “Geleneksel Türk tiyatrosunun verilerinden, yani bizlere kazandırdıklarından yola çıkarak oldukça değişik bir çalışmaya imza attık. ‘Türkiye’de tiyatro var ancak Türk tiyatrosu yok anlayışımı öğrencilerle paylaştım. Eğer geleceğin modern Türk tiyatrosu kurulacaksa; temelinde kesinlikle gelenekselimizin olması gerektiğini genç arkadaşlarıma aşılayabildiysem, ne mutlu bana. Türk şiirinin Karacaoğlan’dan, Türk romanının Dede Korkut’tan, Türk hikâyesi nin Meddah’tan, Türk tiyatrosunun Karagöz ve ortaoyunundan, Türk balesinin halk danslarının adımlarından, Türk çoksesli müziğinin halk türkülerimizin renklerinden, ritminden gelmesi gerektiğini anlamalıyız.” Koreografisini Deniz Çığ, kostüm tasarımını Sevcan Akıncı, ışık tasarımını Yılmaz Ertekin’in yaptığı “Zoraki Tabip”in müzikleri Dağhan Doğu tarafından bestelendi. Müzikler oyun esnasında Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi öğrencileri tarafından canlı olarak seslendirilecek. Oyun bugün ve 11, 18 Şubat tarihlerinde saat 20.00’de; 7 ve 14 Şubat’ta saat 18.00’de Bilkent Tiyatro Salonu’nda sahnelenecek. Temsillerin biletleri www.mybilet.com adresinden temin edilebilir. O smanlı’nın son yıllarından Cumhuriyetin ilk coşkusuna, ardından bunalımlı dönemlere uzanan yaşam köprüsünde pek çok roman, öykü ve çeviriye imza atan isimdir Suat Derviş. Berlin Konservatuvarı’nda ve Edebiyat Fakültesi’ndeki öğrenimini 2. Dünya Savaşı çıkınca bırakmak zorunda kalan, ülkesine dönünce toplumsal dönüşümlere kayıtsız kalmadan yaşamını sürdürmeye gayret eden, Marksist “Yeni Edebiyat” dergisini çıkaran grupta yer alan, özel yaşamındaki çalkantıları sanatına eklemeyi başarabilen bir yazardır. 1940’lı yıllarda kaleme aldığı “Fosforlu Cevriye”de, İstanbul’un arka sokaklarını kadın bakışıyla ele alırken, küçük yaştaki Cevriye’nin, yasaklı bir yazarın aşkı için ölüme gidişini acıklı bir dille yorumlar. Önemli olan Cevriye’nin çocuk yaşta “namus” kavramının ne olduğunun ayrımına varışıdır. Sevgidir, dostluktur, inançtır, sözünü yerine getirmedir namus. Yazarın biyografisini hazırlayan Liz Behmoaras’a göre, yazar yapıtını Gülriz Sururi’den oyunlaştırmasını ister. Sururi ancak yıllar sonra romanı beklenen tasarıma kavuşturur. İlk rejisini de oyunlaştırdığı “Fosforlu Cevriye”yle gerçekleştirir. (!) Ancak tiyatro sahnesine çıkmadan evvel, metin defalarca beyaz perdeye taşınır. Özellikle farklı filmlerde Neriman Köksal ve Türkan Şoray’la ezbere kazınır. anuni Sultan Süleyman ile Hürrem Sultan arasında geçen aşk öyküsü AKP’lilerin yoğun eleştirilerine hedef olan “Muhteşem Yüzyıl” adlı TV dizisinden sonra, tiyatroya da konu oldu. Van Devlet Tiyatrosu’nun (DT) “Gayri Resmi Hürrem” adlı oyunu, Ankara’da, Şinasi Sahnesi’nde, tiyatroseverlerin karşısına çıkacak. Osmanlı Devleti’nin en ihtişamlı padişahları arasında bulunan Kanuni Sultan Süleyman’ın Hürrem’e duyduğu aşk, kısa bir süre önce televizyona dizi olarak taşınmıştı. Henüz gösterime girmeden AKP’liler tarafından yoğun şekilde eleştirilmiş, hatta Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, dizisiyle ilgili, “endişe ve üzüntü içinde” olduğunu belirterek, “Şikâyetleri süratle dikkate alacağız ve kanun çerçevesinde gereğini yapacağız” demişti. Ardından da RTÜK K tarafından diziye “uyarı” cezası verilmişti. Bu aşk öyküsü şimdi tiyatroda sahnelenecek. Van DT’nin yapımı olan, Özen Yula’nın yazdığı “Gayri Resmi Hürrem” adlı oyun, Tolga Evren’in rejisiyle, 812 Şubat tarihleri arasında Ankara’da izlenebilecek. Dekor tasarımı Sertel Çetiner’e, giysi tasarımı Aydan Çakır’a, ışık tasarımı İlhan Orhan’a, müzikleri Can Atilla’ya ait oyunda, İpek Atagün, Ebru Aytürk ve Eda Aydınlı rol alıyor. Oyuna ilişkin bazı ipuçları, broşüründe şu şekilde dile geteriliyor:“Yıl 1558. Bir bahar ayı. Osmanlı İmparatorluğu’nda, Kanuni Sultan Süleyman dönemindeyiz. Bir kadın. Sultan’ın kadını. Yüzlerce kadının arasından, yüzlerce odadan başka gizli bir oda... Entrikalarla gizli. Entrikaların tam ortasında! Küçücük bir cariye ve koskoca bir imparatorluk... Yasak aşk! Hürrem.”