Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
9 Aralık 2011 Cuma 388 15 gerçekleşecek. Açış konuşmalarının ardından Muzaffer İlhan Erdost ve Vahap Erdoğdu bildirilerini sunacak. Sonrasında ise Nevzat Helvacı’nın yönetiminde Doç. Dr. Seyhan Erdoğdu, Prof. Dr. Birgül Ayman Güler ve Doç. Dr. Gökha n Günaydın sunum yapacak. Tüm Ankaralılar 11.0017.00 saatleri arasıdaki programa davetli. PANEL Cumhuriyet Kültür Merkezi’nde (CKM) İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin Yıldönümü nedeniyle, “Küresel Faşizmin Yörüngesinde Türkiye” adlı açıkoturum YANSIMALAR ŞeŞk KAHRAMANKAPTAN seŞk@kahramankaptan.com / www.kahramankaptan.com Viyolonselle Gelen Sevinç ve Hüzün... V SERGİ Van’da meydana gelen depremin yaraları henüz ne yazık ki sarılamadı. Depremin üzerinden günler geçse de... Son olarak gazetemiz yazarı Işık Kansu aktardı Van’a ilişkin gözlemlerini. Yerinde gördü felaketi, insanların hallerini... Kansu Van’ın bir “hayalet şehre” döndüğünü anlattı bizlere... Depremde basın camiası da yasa boğulmuştu. Meslektaşlarımız Cem Emir ve Sebahattin Yılmaz yaşamını yitirmişti ikinci sarsıntıda... Bir otelin enkazının altında kalmışlardı... DHA Diyarbakır Muhabiri Cem Emir, henüz çok gençti ve kısacık yayine onşamına pek çok güzel haber sığdırmıştı. Yılmaz, Emir’den büyük olsa da ardında umensub basın larca haber, gözü yaşlı bir eş ve çocuklarını bıraktı. Cumhuriyet, bu iki ki iliği’nde Temsilc Ankara nun anısına Yenimahalle Belediyesi’nin katkılarıyla bir sergi açıyor MuFoto istiyor. k yaşatma sergiyle Cumhuriyet Kültür Merkezi’nde (CKM). Onların anısını ki acıyı habirleri Derneği’nce bugün açılacak “Vanİnsan Manzaraları” sergisi, Van’da 30 50) (442 iniz. davetlis e CKM’y için olmak gözler önüne seriyor. Hepiniz, bu acıya ortak TİYATRO Tiyatroseverler, sizlere bu hafta, Tennesse Williams’ın yarı biyografik oyunu “Sırça Kümes” hakkında bilgi vermek istiyoruz. “Sırça Kümes”, büyük buhran döneminin Amerik ası’nda geçiyor. Oyunda, 1937’de, St. Lois’de yaşayan parçalanmış bir ailenin yoksulluğa karşı verdiği hayatta kalma çabası anlatılıyor. Oyunun hem kişilerinden biri hem de anlatıcısı olan Tom, izleyicilerle, onu yazar olmak için evden kaçmaya götüren süreçteki anılarını paylaşıyor. Oyunun sonunda, yazar olmayı başarıyor Tom, ancak hâlâ evden ayrılma kararıyla yüzleşemiyor. Kız kardeşinin anısı her an onu takip ediyor. Oyun için, tiyatro sanatıyla ilgilenen ve tiyatro eğitimi alan herkesin bildiği bir oyun olduğu da dile getiriliyor. Bu oyun şimdi bir kez daha bu kez Ankara Devlet Tiyatrosu’nun yapımı olarak izleyici karşısına çıkıyor. Jason Hale ’nin yönettiği oyun, Şinasi Sahnesi’nde 17 Aralık’a değin izlenebilir. (467 17 44) SİNEMA Sinemaseverler, Ümit Ünal’in son filmi “Nar”, 23 Aralık’ta vizyona girmeye hazırlanıyor. Türkiye prömiyerini geçen ekim ayında “48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali”nde yapan film, sinema yazarlarından iyi not almıştı. Festivalde film, “Jüri Özel Ödülü”ne değer görülmüştü. Bir kadının kendi adaletini aramasıyla başlayan bir öykünün anlatıldığı ve apayrı şeylere inanan dört kişiyi bir evin içinde kendilerine yarattıkları inanç dünyaları konusunda ciddi bir sorguya tabi tutan filmin başrollerini, Serra Yılmaz, İrem Altuğ, İdil Fırat ve Erdem Akakçe paylaşıyor. iyolonsel sesinin gönlümdeki, kulağımdaki yeri bambaşkadır. Geçen hafta bu ses hem sevinç ve mutluluk taşıdı, hemen ardından acı ve hüzün yüreğimizi kapladı. Üstelik ikisinin de kaynağı gençlikti. Önce Dağhan Doğu yönetimindeki Bilkent Gençlik Senfoni Orkestrası’ndan Vivaldi’nin iki viyolonsel için sol minör konçertosunu, Doğuş Ergin (d.1994) ve Elif Buğu Ünlüsoy’dan (d.1994) dinledik. Yarışmalarda kazandıkları dereceler ve hızlı ilerlemeleriyle dikkati çeken bu iki çocuğumuz; uyumları, birliktelikteki başarıları ve müzikal yaklaşımlarıyla, hem bizi sevindirdiler, hem de kendileri sevindiler. Ellerindeki çalgılar arasındaki büyük kalite ve ses rengi farkına rağmen, yeteneklerini sergilediler. Meğer bu konser devam ederken, Ankara’nın bir başka semtinde, iki gün sonra bizi acıya ve hüzüne boğacak bir sağlık olayı yaşanıyormuş sessizce... Uluslararası alanda takdir kazanan, solistlik kariyerinde ilerlemek için yeni fırsatlar yakalayan genç çellist Benyamin Sönmez’in henüz 28 yaşında yaşama veda ettiğini, hâmisi, değerli dostum Yüksel Erimtan’ın telefonuyla öğrendim. Konservatuvarda yapılan törende de, tabutu ilk omuzlayan oydu... Son dönemde AnneSophie Mutter Vakfı’nın ilgisini çekmeyi başarmış, bizzat Mutter tarafından ünlü şeflere konser yapması için tavsiye edilmeye başlanmıştı. Yaptığı dinletilerde beğenilmesinde yeteneği ve müzikalitesini, kaliteli ve değerli bir enstrümanla ortaya koymasının katkısı büyüktü. Yaklaşık 300 yıllık kaliteli çalgıları kiralayıp kullanmasını sağlayan da Erimtan’dı. 2012 ve 2013 için yapılan angajmanların sevincini yaşıyordu son dönemde. Kurt Masur yönetiminde bir konçerto seslendirmesi söz konusuydu. Gelişmeleri telefonda “Şefik Amca” diye başlayıp heyecanla anlatışı hep kulaklarımda çınlayacak. Seslendirdiği konçertolardaki yorumları da unutulur gibi değildir. İlk kez eline alıp çaldığı daha açılmamış bir enstrümanla bile nasıl hârikalar yarattığının tanığıyım. Kadife gibi bir tını elde edebiliyor, yapıtların ruhundaki mesajı yakalayıp süzerek yansıtma becerisini gösteriyordu. Hele o Elgar konçerto yok mu? İnsanın yüreğini delip geçen içli yorumunu unutmak ne mümkün? Işıklar içinde yat Benyamin, senin anını yaşatmak da boynumuzun borcu... CUMHURiYET ANKARA’NIN SEÇ TiKLERi