Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
18 ANKARA AKKARA Talât HALMAN 7 Ocak 2011 Cuma 340 Kulaklarımız Tıkalı ürkiye, televizyon çağını yaşıyor. TeVe geveze... İnsanlarımızdan bazıları çok güzel konuşuyor, kimisi abuk sabuk, dilimizin başını gözünü yara yara. Kulaklarımız açık ve keskin, her saçmalığı dinliyoruz. Peki ama, müzik dinlemekte ne durumdayız? Çok müzik var ekranda. Ama en güzel, en güçlü müzik o kadar az ki! Düzinelerle kanal bir arada, Doğu’nun ve Batı’nın şaheserlerine haftada üç saat ayırmıyor. Bir yıldan uzun bir süre önce TRT, günde 24 saat müzik sunacak yeni bir kanal başlattığında, bayram etmiştim ama, “M” gösterime girdiğinde, bir de ne görelim: Müzikten kastettikleri, pop, rock, halk türküleri, hafif müzik, piyasa şarkıları vs. Klasik Batı müziği yok, geleneksel Türk sanat musikisi yok, opera ve bale yok. Dünya müziğinin en gözde türlerine ve örneklerine hiç yer verilmiyor gibi. Arada bir –belki altı ayda bir– İdil Biret’i sekiz on dakika gösteriyorlar: İki üç kısa parça ile. TV’de senfonik müzik hiç yok. Sadece yılbaşında. TRTTürk Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestramızın, NTV Berlin Filarmoni’nin, TRTM Viyana Filarmoni’nin yeni yıl konserlerini naklen verdi. Üçü de çok güzeldi. Benzer programlar için bir yıl daha beklememiz gerekecek. Neyse ki, her hafta olmasa bile, sık sık yayınlanan üç çoksesli müzik programı, bazı boşlukları dolduruyor: TRT’de “Konser Salonlarından”, OlayTV’de Bursa Senfoni Orkestrası, Kanal B’de Başkent Akademik Orkestrası... CSO yeni yıl konserini Maestro Rengim Gökmen, “Türk Beşleri”nden Cemal Reşit Rey’in 10. Yıl Marşı’yla bitirdi. 15 bin kişi, ayakta, coşkuyla katıldı bu güzel marşa. İster istemez şu gözlemleri yaptık: Tesettürlü tek bir hanım yoktu! İzleyicilerin bazıları ise güftenin tümünü bilmiyordu, yer yer bocalıyor ya da susuyordu. İstiklâl Marşımızdan sonra ülkemizde en sık söylenen bu marşın güftesinde bu kadar tökezlemek, yüreğimizi burktu. Her türlü müzikte kamusal başarımız kıt ve cılız. Bunun başlıca nedeni, baştâcı ettiğimiz televizyonun bizi müzik yaşantısından yoksun bırakmasıdır. Ekranda gözümüzü görüntüler esir alıyor; kulağımızı laf, laf, laf dolduruyor – güzel sesler değil. Dizilerde sığ sözlerden geçilmiyor, bazılarında silâh seslerinden. Bir de politikacıların bağırıp çağırmasını dinliyoruz gece gündüz. Peki, musikinin âhengi kısmet olmayacak mı bizlere? TRT’nin müzik kanalı “M”, her hafta, 168 saat süren yayınlarının 3 saatini operaya, 2 saatini baleye, 2 saatini caza, 4 saatini senfonik konserlere, 2 saatini resitallere, 2 saatini oda müziğine ayıramaz mı? Ve “öz musikimiz”i ihmal etmemek için, her hafta 10 saat de Türk sanat musikisi yayınlanamaz mı? Toplam 25 saat eder bu. 168 saatin 25’inin böyle programlar için kullanılmasını TRT “M”den istemek ve beklemek hakkımız değil mi? T ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Haber fotoğrafçısı, bir dönem gazetemizde de çalışan Ali Öz’ün “Fotoğraflı Türkiye Sosyal Tarihi” isimli sergisi, Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği’nin (AFSAD) Bestekar Sokak’taki yeni binasının sergi salonunda yarın açılacak. AFSAD yeni yılı Ali Öz’ün fotoğraf sergisi ile karşılıyor. 1953 yılında Silifke’de doğan sanatçı, sırası ile Nokta, Güneş, Milliyet, Cumhuriyet, Aktüel, Tempo, NTV MAG ve Birgün’de çalıştı. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon Bölümü’nden mezun olan sanatçı, halen serbest foto muhabirliği yapıyor. Sanatçının son sergisi “Fotoğraflı Türkiye Sosyal Tarihi”, son 30 yılın önemli karelerinden oluşuyor. Öz sergisi için, “Siyasetin, toplumsal aktörlerin, sosyal değişimin kırılma noktala Fotoğraşarla Türkiye rının sinir uçlarında gezinen objektifi ile, yaşam riski altında bile insana dair en yalın sözü, acı bir tebessüm tadında donduran enstantanelerinden 60’a yakın seçkiyi bu sergide bir arada görmek mümkün” diyor. Serginin açılışı yazar ve şair Yıldırım Türker tarafından yarın yapılacak. Sergi, 4 Şubat’a değin görülebilecek. Önce uzmanlar eğitilecek ‘Evlilikterapisi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği’nin (CİSED) düzenlediği “Evlilik Terapisi Eğitimi” bu ay başlıyor. Hekim, uzman ve danışmanların katılacağı mesleki eğitim programında, evlilikler bütün yönleriyle ele alınacak. Aile danışmanlığıyla ilgilenen uzmanlar için düzenlenen yoğunlaştırılmış evlilik terapisi ve aile danışmanlığı eğitiminin ilki 2223 Ocak günlerinde yapılacak. Ardından 1920 Şubat, 1920 Mart, 910 Nisan, 2122 Mayıs ve 1822 Mayıs günlerinde yapılacak eğitimlere hekim, uzman, asistan, pratisyen hekim, psikolog, psikolojik danışman, sosyal hizmet uzmanı, uzman hemşire ve davranış bilimleri mezunları katılabilecek. Derslerin hafta sonları 9.0018.00 saatleri arasında yapılacağı eğitim programı, 120 saat sürecek. Cinsel ve kişilik terapi tekniklerinin, evlilik terapisinde ve aile danışmanlığında uygulanma şeklinin öğretildiği eğitimlerde, sistemik, davranışsal, bilişsel, dinamik, varoluşçuhümanist yaklaşımlar örneklerle gösterilecek. Eğitimlerde işlenecek bazı konu başlıkları şöyle: “Evlilik Terapisi ve Aile Danışmanlığı Nedir?, Evlilikte Altın Kurallar, Evlilik Terapisinin PİN Kodları, Evliliğin Anatomisi, Evlilik Bir “İş” midir?, Sorunlu Evliliklerde Evliliği Kurtaran Faktörler Nelerdir?, Evlilik Terapistinin Cinsel Kimliğinin Hem Cinsi ve Karşı Cins Üzerindeki Etkileri, Evlilik Terapistini Terapilerde Bekleyen Sorunlar ve Çözüm Yolları, Değerlendirme ve Vaka Analizi, Çiftin Terapiye Yönlendirilmesi, Aşk, Mahremiyet ve Cinsellik, Cinsel GenogramCinsel İşlev Bozukluklarının Tedavisinde Evlilik Odaklı Etkenlerin Değerlendirilmesi, Çiftlerin Cinsel İlişkilerini Zenginleştirme.” Eğitim programıyla ilgili ayrıntılı bilgi 212 66 26 numaralı telefon ile www.cised.org.tr adlı internet adresinden alınabilir.