Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Şizofrenihastasınınkendinemektubu ? Yasemin ŞENYURT yaseminsenyurt@gmail.com Balıkçıköy deniz havasını başkente taşıdı Bu yazı Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği (AFSAD) tarafından hazırlanmıştır. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Arjantin, Tunalı Hilmi caddeleri ve Ümitköy 8. Cadde’deki 3 şubesiyle başkentlilere hizmet veren Balıkçıköy Restoranları, Ege ve Akdeniz yöresine ait kendine özgü konseptiyle başkentlilerden ilgi görüyor. Restoranların sahibi Fahri Çer, denize olan tutkusu nedeniyle balık restoranı açmaya karar verdiğini söyledi. Balıkçıköy Restoranları farklı tasarımlarıyla dikkat çekiyor. Restoranın başkentte 3 şubesi bulunuyor. Restoranın Arjantin Caddesi Kırlangıç Sokak’taki şubesi 275 kişiyi rahatlıkla ağırlayabilecek kapasitede. Şubenin üst katında özel davetler ve iş yemekleri için 50 kişi kapasiteli ayrı bir bölüm yer alıyor. Tunalı Hilmi Caddesi Abay Kunanbay Sokak’ta bulunan şube ise 120 kişilik. Her iki şubenin de yeşilliklerle süslü bahçeleri bulunuyor. Ümitköy 8. Cadde’deki şube ise 150 kişilik. Şubenin bir de 60 kişilik bahçesi bulunuyor. Restoranlarda menüye cuma günle şüyorum, beynim ne dersin? İç üşümesi bu, beynim ne dersin? Ne ile ısınabilirim? Ne ile örtebilirim ruhumu? Şiir yazıyorum, uyaksız, uygunsuz, uykusuz... Beynim ne dersin? Kıvrımlarında özgürlük, aşk, hayat var. Sınırsızsın! Çarpıntısını duyuyorum yaşamın. Beynim ne dersin? Sana karışmıyorum ama sen sınırsız beynimsin farklı düşüncelerin derin içeriklerine aşık. Beynim bu sabah da uyandım, ne dersin? Ürperti duyuyorum, ne dersin? Sen tüm varlığımın kilitlendiği NOKTANOTA, kurutulmuş çiçekler gibi durma. Asisin, aşksın, aykırısın, anlamımsın... Beynim bunca akıl oyunu içinde kaybolmuyor, çoğalıyo, yoğunlaşıyorsun, akıyorsun, çağlıyorsun, çarpıyorsun yaşama. Sana övgü düzmek benim ne haddime? Sana olan itaatim bile sınırlı. Çünkü sen öğrettin en bilgeye, en yetkine, en güçlüye bile itaatin sınırlı olsun! Sınırlı olsun ki itaatin, sınırsız olasın! Boynunu bükme. Beynim mütevazi olma. Hayatı algılıyor, kavrıyor, değiştiriyorsun. İlaçlar alıyorsun doğru düşünmek için. Biliyorsun, doğru düşünmek bazen sınırsız düşünmenin Ü kattın içine. Ama bildin değişmeyi de, değiştirmeyi de... Şairler okudun. Filozoflardan etkilendin. Yaşamsal olanı arayışın sürdü. Süreğendi, öyleyse alışman gerekliydi aykırı nefeslere. Bak şimdi bu yüzü görüyorsun. Bu yüzün ardında başka yüz yok. Sen yüzlerin ardında, başka bir yüz görebilecek denli aykırı nefessin. Kıvrımlarında devrim var İşte bunun içindir ki beynim, şaşırtansın. Bana bile itaat etme demenin anlamı var. Kendim diye bir şey varsa o sadece sen değilsin. Beynim ne dersin? Senin için uçtu gitti deseler geri döneceğini en iyi ben bilirim. Ben kimim? Beynim ne dersin? Bak şimdi, televizyondaki adam konuşuyor. Ne senin hakkında, ne seninle ilgili. Ama geçmişte o adam senin hakında konuştu zannettin. Amaca hizmet etti tüm bunlar yaşamında. Rastlantı kaosunda yitip gitmeyen beynim, sen gerçekleri görebilecek ve değiştirebilecek kadar zenginsin! Beynim, üşüştükçe düşünceler yaşamına, ürperdikçe sen, kelimelere sarıldın. Kuran, kurcalayan, kurgulayan düşünceler geldikçe aklına, sen onlardan bahçe yaptın. Yerleştin içine. O bahçede yetişti nice şiir, nice öykü. Kıvrımlarında devrim var senin. önünde engeldir! Sana fikrini soruyorum. Karanlığın içinde kıvılcımlar yakalayan, ateşle oynanmaz der misin? Ateşin içinde ruhum, üşüyorum. Bu çelişki mi dersin? Beynim sen çelişkiden, çatışmadan, çarpışmadan korkmayan... Çarpıyorum yaşama dalgalar gibi köpük köpük. Şiir yazıyorum, uçurumlar armağan ediyorum sana. Derin, keskin, yoğun anlar armağan ediyorum değerini bilirsin! Gösterişsiz beynim, göster artık kendini, duyur sesini ne dersin?Yolculuğumuz, sınırsız anlayış değilse niçin? Kurutulmuş çiçekler gibi durma, asisin, aşksın, aykırısın anlamımsın beynim. Akıyorsun, çağlıyorsun, çarpıyorsun yaşama sana övgü düzmek benim ne haddime? Boynunu bükme beynim, mütevazi olma. Bir gün herkesin yüzünde maskeler vardı. Arkalarında maskelerin, sevdiğin insan. Beynim buydu işte yaşamımı dönüştüren an. Sevgi yaşamsaldır. Maskeler sayesinde hissettin yaşamsal olan sevgiyi, soluk aldın. Eh tabii... Bu biraz aykırı nefesti! Gerçeğe dönmek gerekliydi. Gerçeğe döndüğünde de arayışın bitmedi. Akıl oyunu... Şizofreni derken, ilaçlar girdi içeri. Aldın onları, benimsedin, gibi yemeklerden oluşan zengin bir menüye sahip olduklarını ifade etti. Restoranlarının her gün çok yoğun olduğunu ve müşterilerin birkaç gün önceden rezervasyon yaptırmaları gerektiğini, aksi takdirde yer bulmakta zorlanabileceklerini söyleyen Çer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Müşterilerden çok olumlu tepkiler alıyoruz. Özellikle İzmir ve İstanbul gibi deniz kenarında bulunan şehirlerden gelen müşterilerimiz oralarda da şube açmamızı istiyorlar. Hatta aynı konseptle New York’ta da şube açmayı planlıyorum.” ri balık köftesi ve balık mantısı, cumartesi günleri ise dil balığı dolması ve tuzda balık dahil oluyor. Canlı renkler duvarları süslüyor Bunun yanı sıra restoranların tüm şubelerinin iç düzenlemesinde canlı renkler kullanılmış ve her birinde denizi çağrıştıran çeşitli süsleme ve aksesuvarlar yer alıyor. Balıkçıköy Restoranları’nın sahibi Fahri Çer, denize olan tutkusu nedeniyle balık restoranı açmaya karar verdiğini söyledi. Restoranlarda denize olan tutkusu nedeniyle “kasaba ba lıkçısı” simgesini anımsatacak bir iç dizayn kullandığını anlatan Çer, başkentlilerin restoranlarda kullanılan bu konsepti çok sevdiğini dile getirdi. Çer, bu ilgi karşısında başkentin farklı noktalarına yeni şubeler açtığını kaydetti. Müşterilerinin en çok “dil spesial” ve “buharda dil şiş” yemeklerini beğendiklerini anlatan Çer, özellikle dil ve lagos şişlerde iddialı olduklarını vurgulardı. Çer bu yemeklerin yanında restoranda, Ege ve Akdeniz otlarından yapılan soğuk zeytinyağlı mezeler, kiremitte lagos spesial, ızgara ahtapot, kalamar, karides, levrek sarma, somon 13