26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Cumhuriyet Ankara 301/9 Nisan 2010 İlgül Erentürk’ün CKM’de açılan sergisinde, kadınların duygu dünyasına göndermelerde bulunan portreler yer alıyor NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhuriyet Kültür Merkezi (CKM), başkentli sanatseverleri, ressam İlgül Erentürk’ün resimleriyle buluşturuyor. Erentürk’ün 24 eserinin yer aldığı sergide, her bir resim, “kadınların duygu dünyasına” göndermelerde bulunuyor. Erentürk sergideki resimleri için, “Tabiattaki en anlamlı varlığın insan olduğunu fark ettim. Ne çiçekler, ne ağaçlar ne de çizilen boş kayıklar... İnsanın her bir ifadesi resime konu olacak cinsten. Özellikle de kadınlar... Ben resimlerimde beynimde yer edinen kadınların zerafetini anlatmaya çalışıyorum” diyor. Ressam İlgül Erentürk, Hacettepe Üniversitesi’nden emekli bir öğretim üyesi. Eğitimini yurtdışında tamamladıktan sonra, Hacettepe Üniversitesi’nde yabancı dil uzmanı olarak uzun yıllar görev yaptı. Daha sonra resim sanatına gönül verdi. Başta Türkiye’nin önde gelen ressamları Kayıhan Keskinok, Adnan Turani olmak üzere çok sayıda ressamdan dersler aldı. “Resim sanatına olan ilgim ölünceye dek devam edecek” diyen Erentürk, ilk olarak, 1999 yılında, Transparan Sanat Galerisi’nde kişisel resim sergisi açtı. Daha sonra sanatçının eserleri, 2002 yılında Anadolu Kulübü’nde, 2003 yılında 2. Erentürk’ün fırçasından kadın portreleri A Antalya Resim Festivali’nde ve Hazine Genel Müdürlüğü’nde, 2004 yılında Dentaform Sanat Galerisi’nde, 2006 yılında Nefertiti Sanat Galerisi’nde, 2007 yılında Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde, Shearaton Gösteri Merkezi’nde ve Alpman Sanat Galerisi’nde, 2008 yılında Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı (um:ag) Sanat Galerisi’nde ve geçen yıl Ankara Üniversitesi Kültür ve Sanat Evi’nde sergilendi. Genellikle portre resimler üzerine çalışmalar yaptığını anlatan Erentürk, insanın, özellikle de kadınların her bir anının resim sanatına konu olabileceğine dikkat çekiyor. ‘Ehil olmayan ellerde’ Erentürk, resim yapmaya nasıl başladığını şöyle anlatıyor: “Hacettepe Üniversitesi’nden emekli olduktan sonra kendimi boşta hissettim. Resim sanatıyla ilgilenmek istedim. Ancak bir yandan da kendimce bunun ‘imkânsız’ olabileceğini düşünüyordum. Çünkü resim sanatına başlamak için genç olmak gerekirdi. Eşim ve oğlum bana inanılmaz destek verdiler. Düşüncelerimin yersiz olduğuna inandırdılar beni. Böylece başladım resime. Çok değerli hocalardan dersler aldım. Kayıhan Keskinok, Adnan Turani gibi... Hatta Adnan Turani hocam, benim ilk çizgilerimi gördükten sonra, ‘Sen cidden ilk kez mi çizim yapıyorsun’ diye sordu. ‘Tabii’ dedim. Çok şaşırdı ve ‘Nasıl olur? Çünkü bu çizgiler profesyonel neredeyse’ dedi. Hatta size bu sanata başladıktan sonra başıma gelen bir olayı anlatmak isterim: Bir gün, yine figür çalışmışım, elimde bir tablo, Kayıhan Keskinok Atölyesi’nden çıktım, eve doğru gidiyorum. Akşam vakti, bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor. Tablo da ıslanıyor. Bir adam geçti yanımdan, tabloya baktı, sonra durdu ve bana ‘Kaç lira’ dedi. Şaşırdım. Ne desem alacak tabloyu. ‘Satılık değil’ dedim. Korktum ve ürktüm... Derken değiştim. Bu arada öğrendiğim bir şey var. Türkiye’de sanat eğitimi, özellikle de resim eğitimi ehil olmayan ellerde. Yüksek ücretler ödüyorsunuz, kendim eğitimci olduğum için ölçebiliyorum seviyeyi, birçok yerde hiçbir şey öğretmiyorlar size... Ne yazık.” ‘Renklerleoynamayıseviyorum’ 24 yağlıboya eserinin yer aldığı ve her bir eserin “kadınların duygu dünyasına” göndermede bulunduğu sergisi hakkında da Erentürk, şunları söylüyor: “Tabiattaki en anlamlı varlığın insan olduğunu fark ettim. Ne çiçekler, ne ağaçlar ne de çizilen boş kayıklar... İnsanların, konuşmasa bile bir ifadesi var. Tavırlar çok şey anlatıyor. İnsanın bir ânı, bir ânına uymuyor. Örneğin torunlarımın portre resimlerini yaptım, yeni doğmuşlardı o zaman. Gözlerindeki ifadeleri, sevinçleri, ağlayışları tuvale aktardım. Onlar şimdi büyüdüler. Onların o hallerini, aynı şekilde tasvir etmek mümkün değil artık. O nedenle insanları gözlemlemek gerek. Fazla konuşmadan, gözlem yapmak... Böyle yapınca zaman içinde insanları daha iyi tanıyorsunuz. Mimiklerinden bir insan hakkında hüküm verebiliyorsunuz. Bir kişinin otomobil kullanışı bile ele verebiliyor kimliğini... Özellikle de biz Türkler. Çok heyecanlı, çok öfkeli, çok konuşkan bir toplumuz. Kendimize bir şey saklamıyoruz. O nedenle insan tabiattaki en anlamlı varlık benim için. Ayrıca ben resimlerimde renklerle oynamayı seviyorum. Genelde canlı renkler kullanıyorum. Genellikle de kadın portreleri çiziyorum. Çünkü kadınlar estetik değerlerle yüklü. Dişilik cezbediyor insanı. Ben resimlerimde beynimde yer edinen kadınların zerafetini anlatmaya çalışıyorum.” ‘Anlamsız bir rekabet var’ Bugüne kadar yaptığı eserlerin hiçbirinden “para kazanmak” amacı gütmediğine de değinen Erentürk, “Bu resimler benim aile servetim. Sanata para kazanmak amaçlı bakmıyorum. Para kazanmak istesem farklı yolları denerim. 5 dil biliyorum. Oturup her bir dil için özel dersler versem, dünyanın parasını kazanırım. Zaten emekli maaşım da var. Ya sonra? Kazandığınız parayı ne yapacaksınız?” diyor. Erentürk, Ankara’daki galerilerin birçoğunda da “Sen daha fazla sergi açtın, ben senden daha iyiyim” gibi anlamsız bir rekabetin olduğuna vurgu yapıyor. RessamİlgülErentürk’ünherbirikadınportreresimlerindenoluşan yağlıboyasergisi,gazetemizinAhmetRasimSokak,numara14,ÇankayaadresindeyeralanCKM’de,17Nisan’a dekgörülebilecek.(Sergi ileilgiliayrıntılıbilgi,4423050numaralıtelefondanalınabilir.) 13
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear