26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Cumhuriyet Ankara 295/26 Şubat 2010 mayan memurların kırtasiyeciliğe saplanmış idaresi Kleptokrasi: Rüşvet, yolsuzluk, hırsızlık yoluyla devlet yönetimi 'I AKIL ONYILI azı akıllı kişiler (akhevveller demek, daha mı doğru acaba?) 20 l 02020 dönemi “Akıl Onyılı” olacak diye bir tahminde bulundulardı. AKKARA 'I ı OKRASI Kakokrasi: Toplum işlerinin tümden kötü yürütüldüğü bir düzen ıY emokrasimiz, serpilip büyümekte iken, çeşitli çocukluk hastalıklarına tutuluyor, sakatlıklara uğruyor. Başının zedelendiği de oluyor bazen. Yazımın başlığını, onun için, okrasi koydum. “Dem” hecesi kopmuş gibi. Allah göstennesin, inşallah kopmamıştır. Yine de, öyle benzer ki, demokrasimizin başında azımsanmayacak dertler var. Otokrasi: Tek bir kişinin ya da iktidar odağının despotça yönetimi Aristokrasi: Soylu geçinenlerin halkı dışlayan ya da sömüren egemenliği Plütokrasi: Yalnızca zenginlerin elinde olan iktidar Teokrasi: Kutsal olarak kabul edi Bütün bunlar, yüreğimizi karartıyor elbette. Bizim hak ettiğimiz, has, hakiki, halis, haksever, hakkaniyetli demokrasidir. Ulusumuz, kemokrasiye müstahak değildir. Gerçek demokraside en güçlü ve hayırlı ögeler, özgürlük, eşitlik, haklar ve meritokrasi olsa gerektir. Meritokrasi, değerli aydınlann, kendi alınterleri ve yetenekleriyle çalışarak toplumu yönetip yönlendirdikleri toplumsal düzendir. Demokrasinin asıl tanımı, erdem ile demokrasiyi perçinleştiren “erdemokrasi”dir bence. Erdemler üzerine Onyilm ilk iki ayırım alametlerine bakılırsa, bir “Akılsızlık 0nyılı”na girdik. Allah vere de böyle sürüp gitrnese, düzelse, sağduyuya yönelse. Bizirn de aklı selirne ve aklı salirne yaşamsal gereksinirnimiz var, bütün dünyanın da. Elbirliğiyle memleketi huzura kavuştunnak ve kalkındırrnak yerine, siyasal önderler kıyasıya kavgaya tutuşmayı tercih ediyorlar. El ele vererek memleketi güzel günlere götürmeye çalışmak, herkes için akılkân değil mi? “Akıl 0nyılı”nın iki ayı kavga gürültüyle heba edildi, gitti. Onümüzde l l 8 ay var 2020”ye kadar. İç barış ve ülke uğrunda rasyonel çalışma anlayışı, l 18 ayda mucizeye benzer başanlara götürebilir bizi. Akıl yoluna giremez miyiz? llllllllllllllİIllll,lllllIlI,İ okrasi°yi içeren nice olumsuz terimler geliyor akla: lenlerin tanrı adına yönetimi Mobokrasi: Kurukalabalığın ya da çetelerin iktidan Bürokrasi: (Sadece kötü anlamıyla düşünülürse) temsil yetkisi ol kurulu olmayan bir sözümona demokrasi, sakat ya da yozdur. Yanm yamalak kalır. Nerdesin, erdemokrasi? ayilan az olsa da, TV”de gözümüzü büyüleyen, zihnimize aydınlıklar getiren kültür programlan sunuluyor. Bunlann çoğu, özenle, zevkle, yetkirılikle lıazırlamyor. Ama, ara sıra, pürüzler bozuyor bunlan. Venedik festivaline ilişkin bir kültür programında üç yüzyıllık Carlo Goldoni”rıin soyadı Goldâni diye okundu. Bir başka programda Kanuni Sultan Süleyman nedense Kanuni oluveriyor hem de iki kere. O yetrniyonnuş gibi Kanuni”nirı resmi diye II. Selim gösteriliyor. Şehir ve yazarlar hakkında çok güzel bir serisi var. Geçenlerde Amerikalı yazar Paul BoWles”un soyadım hem takdimci uzrnan, hem görümneyen spiker, çok yanlış olarak Bovles, Bovhs gibi oku dular belki kırk kez. Biraz dikkatle böyle pürüzlerden kaçımnak ya da, sonra bilinçli bir denetleme ile bunlan düzelterek gidennek mürnkündür de neden yapılmıyor bu? İyi niyetle öğreticilik görevi üstlenen TV, yanlış öğretrnekten sakınrnalı. Bunu beklemek ve talep etrnek, hakkımız değiı midir? ILHAN ARSELN kılcılığın ve aydınlanmanın yarim yüzyıl boyunca en gür seslerinden biri, ABD”de yaşamını yitiren Prof Dr. Ilhan Arsel”di. Doksan yila yaklaşmış olan hayatım entelektüel ve bilimsel dürüstlüğe adamıştı. Dinsel değerlerin yobaz niyetlerle saptırildığını görünce yaman eleştirilere girişti. Bu eleştirilerde baştacı ettiği ilkeler, irısan haklanmn (en önemlisi, kadınlann haysiyeti ve haklanmn) güçlendirilmesi, dirıirı siyaset için istismarının önlenrnesi, bâtıl irıançlarırı akıl yoluyla çürütülmesi, TC için Atatürk devrimlerinin yaşatılması idi. Vicdansız bazı odaklar, onu yıldınnaya ve yıpratmaya, mutlaka susturrnaya koyuldular. Almanya”daki “Kara Ses”, Arsel”in camna kıymamn “Allah adı tiler. Hiç değilse bu bakımdan benzeşiyoruz. Yunanistan”ı on yıllarca kıskandık: yapmış, İstanbul”a ayak bastığında gazetecilere demişti ki: “Keşke Bizden çok daha yüksek millî geliri gelecekte Küçük Amerika olsak...” var... Avrupa Birliği üyesi... turizrni ABD hayranlanmız, bu sözü beçok Batı”nın güçlü desteğini sağnimsemiş, ABD karşıtlan ise eleştiımiş, lamış vs. diyerekten. Şimdi Yunanistan küçük Türkiye olsonraki on yıllarda yanlış bir zihniyetin ifadesi olarak kınamış, bazılan da mak yolunda galiba: Dış borçlan alaya almıştı. muazzam... AB üyesi ama, Avrupal960”lı yıllarda, ABD toplumsal eylılann ve ABD”nin güvenini ve deslemlerle, ekonomik bocalamalarla ve teğini yitirdi, turizrnde bocahyor. Genel ğrevle sarsıldı. Komşumuz berbat savaşla sarsılmaya başladığında, uzun süre Birleşmiş Milletler” de Protokol durumda. Benzerliklerimiz artıyor. Uzun yıllardır, Güney Kore”nin içMüdürlüğü yapan mizah ustası rahrnetli Sinan Korle demişti ki: “İşte şimdi, ler acısı bir ekonomiyi gayet ileri bir Amerika Büyük Türkiye oldul” düzeye getirmesirıe hayranlık duyduk, Biz, oldum olası, yakın uzak pek çok övgüler düzdük. Hâlâ kıskandığımız ülkeye irnrendik, özendik Bazılarını kıs Gıpta ettiğimiz bazı ülkeler, bizden bir model bizim için. Onlar emin adımfazla sorun yaşamaya başladı. larla refaha yürürken parlamentolarinkandık. “Niye onlar gibi değiliz?” İzlanda, çok kitap okuyan, müferreh da milletvekilleri bazen kıyasıya yumdiye takaza ettik kendimize. bir ülke; oysa biz kitap okumayan, ruklaşır. Biz de onlara benzedik. Bizim Derken, bazılanna benzedik. İngilteyoksul bir milletiz diyorduk. İzlandalıarslan vekillerimiz de birbirlerini okre”ye benzernek isteyenlerimiz sevinsin lar hâlâ bizden kat kat fazla okuyorlar şimdi. İstanbulumuzda Londra”dan çok şamadan duramıyor artık. Yaşasın, Güama, ekonomileri perişan oldu i?âs etdaha fazla yağmur yağıyor. ney Kore”ye benzedik! 954”te Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, ABD”ye resmî bir ziyaret na caiz ve vâcip olduğu”nu ilân ettiydi. Yiğitçe mücadele veren hukuk bilgini, laiklik ve dernokrasi savunucusu Arsel, coşkuyla sevdiği ülkesirıde kalsaydı, “karanlık güçler” öldürecekti onu. Sessizce aynlıp ABD”de gizli bir yaşam sürmeye mecbur oldu. Kırk yıldan uzun süre, adresirıi ve telefon nurnarasım bir avuç yakım biliyordu. Telefonla, yüz yüze, yazışarak, bazen yemekte bir araya gelerek görüşürdük New York”ta. Bir aydınlanma güneşiydi. 89 yaşırıda öldü. Türk demokrasisine, düşünce özgürlü ğüne, entelektüel namusa, hukuk ve bilirn hayatımıza katkılan muazzamdı. Bir güneşimiz söndü. İİİIİİXİİİIIİİİİİİİİİİIİİİİİİİ MEVLÂNA'DAN UY Mesnevi”den lkbale eriştin diye, mağrur, azıyorsun; Zulmün kuyudur, sen onu kendirı kazıyorsun.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear