Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
18 ANKARA AKKARA Talât HALMAN 26 Kasım 2010 Cuma 334 Kentsel dönüşüm projesinde sorunlar bitmiyor ‘Mutlu Çocuklar Cumhuriyeti’ Yeniprojeyeeskisözleşme B u yıl, UNICEF ile Birleşmiş Milletler’in dünyaya bir uyarı olarak armağan ettiği 20 Kasım Çocuk Hakları Günü, Kurban Bayramı’ndan bir gün sonraya rastladı. Ülkemizde zaten devletin, özerk kurumların, hattâ okulların pek ilgi göstermediği bu anlamlı gün, göz ardı edildi. Neyse ki, 24’ünde başlayan ve bugün TBMM’de bitecek olan XI. Ulusal Çocuk Forumu’nda çocuk hakları da ele alınacak. Cumhuriyetten önce bizde çocuk hakları diye bir kavram yoktu. Birleşmiş Milletler ve UNICEF sayesinde bu kavramın gelişmesi son 60 yılda oldu. Birçok temel hakkın yanı sıra, çocuklar için sağlık, bakım, beslenme ve eğitim hakkı, devletler tarafından tanındı, en hayırlı yönetimler tarafından baştacı edildi. Ama uygulamada, özellikle az gelişmiş ülkeler, fena bocalıyor. Türkiyemizde 20. yüzyılın ortasından beri, çocukların hakları bakımından sevindirici gelişmeler oldu. Bunun en övünebileceğimiz kanıtlarından biri, 60 yıl içinde, çocuk ölümlerindeki orantının 1000’de 300’den, 1000’de 20’ye düşmüş olmasıdır. Eğitimde önemli ilerlemeler oldu ama, köylerimizde, kasabalarımızda, küçük ve büyük kentlerimizde 1 milyon çocuk okula gidip eğitim almak hakkından mahrum. Okullar için bu hafta ayrıntıları açıklanan “Fatih” adlı proje mükemmel bir gelişme. Bunun memleket çapında, ücra köylerde bile, her sınıfta bir bilgisayar ve akıllı tahta ile gerçekleştirilecek olması, son derecede sevindirici... Sefaletten kurtarılmak ve cehaletten esirgenmek, çocuklarımızın temel hakkıdır. Bu haklar gerçekleşmemişken halkımıza “Üç çocuk yapın” diye çağrıda bulunmak, kabul edilmesi zor bir hatadır. Sadece bakım, sağlık, eğitim olanakları bulunan aileler çok çocuk yapmalı, o kadar. Hakları korunmayacaksa, sağlık, bakım, beslenme, eğitim ve mutlu yaşam hakkından yoksun kalacaklarsa o çocukları dünyaya getirmek yanlış olur. Nüfus artışının yarattığı zorluklar bakımından muazzam sıkıntılar çeken bir ülkeyiz. Sefaleti yaymanın anlamı yok. Biz, kendimizi “mutlu çocuklar cumhuriyeti” yaratmaya adamalıyız. A SİNAN TARTANOĞLU Hazinenin susan kuşları Sıtkı Usta 2008’de UNESCO’nun verdiği “Yaşayan İnsan Hazinesi” ödülüne lâyık görülmüş yedi sanatçıdan biriydi. Çini üstadı Sıtkı Olçar, 62 yaşında dünyamızı bırakıp gitti. Ünü Türkiye dışına da yayılmış olan bu sanat hazinesi, güzelim çini eserleri yaratmıştı. Benim en sevdiklerim arasında mavi kuşları vardı. Üç tanesini bana, saygıyla, sevgiyle, rahmetle andığım ünlü “Cumhuriyet” yazarı Müşerref Hekimoğlu getirmişti. Bir tanesine Sıtkı Usta kendi eliyle “Talât” yazmıştı. İçim kan ağlıyor: Sıtkı Usta göçtü, kuşları sustu. NKARA Dikmen Vadisi 4. ve 5. etap kentsel dönüşüm projelerinin iptal edilmesi ile birlikte, projeye bağlı olarak belediye ile hak sahipleri arasında imzalanan ve hükümsüz kalan sözleşmeler Ankara Anakent Belediye Meclisi’nin aldığı kararla yeniden yürürlüğe sokuldu. Dikmen Vadisi halkı, Bakanlar Kurulu kararıyla Belediye Yasası’nın 73. maddesi değiştirilerek projenin yenilendiğini ancak eski sözleşmenin geçerliliğini koruduğunu söylediler. Hak sahipleri eski sözleşmeleri kabul etmiyor. Melih Gökçek yönetimindeki Anakent Belediyesi Dikmen Vadisi’nin 4. ve 5. etabını 2006 yılında kentsel dönüşüm projesi ilan etti. Anakent Belediye Meclisi’nin 2006 yılı Şubat ayında aldığı kararla projeye uygun olarak vadideki 1060 arsa sahibiyle sözleşme imzalandı. Dikmen Vadisi 4. ve 5. etap projeleri Mayıs 2009’da belediye meclisi kararıyla iptal edildi ve proje öncesi duruma dönülmesi kararı alındı. Bakanlar Kurulu kararıyla Belediye Yasası’nın 73. maddesinde yapılan değişiklikten sonra Anakent Beledi yesi, Dikmen Vadisi 4. ve 5. etap projelerini değiştirerek yeniden kentsel dönüşüm alanı ilan etti ve projenin adı “Dikmen Vadisi Son Etap” oldu. Anakent Belediye Meclisi, 9 Ağustos 2010 tarih kararı ile de iptal edilen projeye dayanılarak, arsa sahipleri ile belediye yönetimi arasında imzalanan sözleşmelerin yürür Yurttaşlar, idari yargı kararlarına karşın iptal edilen projenin sözleşmesinin yeniden yürürlüğe sokulmasının kendilerini mağdur ettiğini savundular. Yürürlüğe sokulan sözleşmeye göre, yurttaş sözleşmeyi imzaladıktan sonraki 7 gün içerisinde elektrik, su, vergi ve doğalgaz gibi bütün borçlarını ödeyecek, iptal veya bedel arttırımı gibi bir dava açamayacak. “Hak sahibinin ödemeleri” bölümüne göre de 400 metrekare tapu tahsisi bulunan yurttaş, belediyenin kendisine vereceği 100 metrekarelik daire karşılığında 30 bin TL ödeyecek. Sözleşmenin “Anakent Belediyesi’nin taahhütleri” bölümüne göre ise, belediye yönetimi hak sahibine 100 metrekarelik bir arsa verecek ve anahtar teslimine kadar 250 TL kira yardımı yapacak. ‘Tehdit altında imzaladık’ Yurttaşlar imzaladıkları sözleşmede, vaat edilen dairenin anahtar teslim tarihinin belirtilmediğini, zamanında teslim edilmemesi durumunda evsiz kalacaklarını, gecikmelerden doğan ek zararların giderilmesine yönelik güvence verilmediğini belirtti. Bu nitelik ve niceliklere sahip bir sözleşmeyi niye imzaladıkları sorusu karşısında ise yurttaşlar, “Ne yazık ki, o günün koşullarında, aleyhimize olan bu sözleşmeleri, kamulaştırma baskısı ve yıkım tehditleri altında imzaladık. Evlerimizi terk etmek zorunda kaldık” yanıtını verdiler. Düzeltme lülüğünün aynen süreceğini ilan etti. Dikmen Vadisi’nde belediye ile uzlaşan yurttaşlar, bu duruma belediye önünde yaptıkları eylemde, “Eski sözleşmeleri tanımıyoruz. Yeni projeye yeni sözleşme istiyoruz” diyerek karşı çıktılar. Cumhuriyet Ankara’nın 12 Kasım 2010 tarihli sayısının 67. sayfalarda yer alan söyleşide, Ahmet Kurt’a atfen “19 yaşında PTT Teknisyenler Derneğine Başkan oldum” ifadesi dizgi hatasından kaynaklı yanlış yazılmıştır. Düzeltir özür dileriz.