Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet Ankara 258/12 Haziran 2009 GazetemiztarafındanÇocukve GençlikGünlerikapsamında düzenlenenyarışmadaüçüncüolanşiir Torbadandüşentohum B Renkler Anlamazdım kırmızı ne demek, Bilmezdim sevgi olduğunu. Anlamazdım beyaz ne demek, Bilmezdim yeni bir sayfa olduğunu. Anlamazdım sarı ne demek, Bilmezdim bir güneş olduğunu. Anlamazdım mavi ne demek, Bilmezdim gökyüzü olduğunu. ir varmış bir yokmuş. Bir torbanın içinde yüzlerce ayçiçeği tohumu varmış. Sonbahardan beri güneşle, toprakla buluşmak için baharın gelmesini bekliyorlarmış. Günlerden bir gün çiftçi tohumları ekmek için torbayı eline almış. Torbanın altı delikmiş ama. Küçücük bir delik. Bu delikten bir tohum düşmüş yere. Tohum, çiftçinin arkasından bağırmış, bağırmış. Çiftçi duymamış onu. Yerde yapayalnız kalmış tohum. Ne yapacakmış şimdi? O sırada bir çocuk geçiyormuş oradan. Tohum çocuğun üzerine basmasından çok korkmuş. Korktuğu da başına gelmiş. Çocuk tohumun üzerine basmış. O da ne! Tohum beyaz bir şeyin üzerine yapışıp kalmış. Çocuk nereye giderse o da oraya gidiyormuş. Korkmaya başlamış. Çocuk eve varınca ayakkabılarını çıkartıp, kapının önüne atmış. Tohumun yapışmış olduğu ayakkabı demir parmaklıklara çarpıp yere düşmüş. Ayakkabı çarptığında, sakız da demir parmaklıklara yapışmış. O sırada ayçiçeği tohumu sakızdan kurtulup yere düşmüş. Yerde şaşkın şaşkın beklerken. Karşısına iki tane karınca çıkmış. Karıncalar tohuma doğru gelirken birbirleriyle çarpışmışlar. Karıncaların çarpışmasını gören tohum gülmeye başlamış. Tohum güle dursun, diğer ta SerapSAPMAZ raftan gelen üçüncü karınca tohumu sırtına aldığı gibi yuvasına doğru yola koyulmuş. Tohum korkudan tir tir titriyormuş. Yolculuk bir türlü bitmek bilmiyormuş. Sonsuz bir yolculuk gibi... Ve yolculuk devam ettikçe, tohum daha çok korkmaya başlamış. “İmdat! İmdat!” diye bağırmış ama ne duyan olmuş ne de gören. Sonra birden karanlık çökmüş üzerine. Aslında hava kararmamış, bizim tohum bir delikten içeri düşmüş. Karıncaların kış yiyeceği olmak için yuvalarına gidiyormuş. Karınca yeraltındaki daracık yolda ağzıyla tohumu çekip ilerlerken karşılarına bir taş çıkmış. Tohum taşın arasına sıkışıp kalmış. Karınca ne kadar uğraştıysa, tohumu sıkıştığı yerden kurtaramamış, öylece bırakıp gitmek zorunda kalmış. Şimdi tohum karanlık yeraltında yalnız başınaymış. Karanlıktan öylesine korkuyormuş ki, bir an önce tekrar güneşi görmek istiyormuş. Bu arada çok da susamış. O sırada bir iki damla gelmiş üzerine doğru. Onları kabuğunun içine almış, kana kana içmiş. Sürekli susuyormuş ve gelen su damlalarını kabuğunun içine alıp içiyormuş. Bunlar böyle gelip geçiyormuş. Bir gün kabuğunun içinde bir hareketlilik hissetmiş. Şaşırmış. Sağına soluna bakmış. Acaba yine bir karınca gelip onu götürmeye mi çalışıyormuş? Ama ortalıkta karınca yokmuş. Yine içinde bir kıpırtı hissetmiş. Kıpırtının kendi içinden geldiğini fark etmiş. Bir süre sonra kabuğu çatlamış. İçinden bir filiz başın uzatmış. Evet, evet! Yavaş yavaş yeryüzüne çıkacak, güneşe başını uzatacakmış. Sevinmiş. Sevinmiş sevinmesine ama filiz bir türlü taştan başını uzatıp gökyüzüne çıkamıyormuş. Zorlamış, zorlamış olmamış. Tohum, daha çok güçlenmesi gerektiğini anlamış. Toprakta bulduğu mineralleri ve suları içmiş. İçince de daha da güçlenmiş. Kendine güveni gelmiş. Artık gökyüzüyle buluşmaya hazırmış. Tüm gücünü toplayıp taşı itelemiş, itelemiş ve gökyüzüne ulaşmış. BurçinAKÇA Gazetemiz tarafından Çocuk ve Gençlik Günleri kapsamında düzenlenen yarışmada üçüncü olan öykü... ZübeydeHanımLisesi’ndeyılsonuetkinliği ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Zübeyde Hanım KızTeknik ve MeslekTeknik Lisesi, yılsonu etkinliği düzenledi. Okul tarafından yapılan yılsonu etkinliklerine öğrencilerle birlikte, çok sayıda davetli katıldı. Geçen yıl defilenin düzenlendiği Zübeyde Hanım KızTeknik ve MeslekTeknik Lisesi’nin bu yılki etkinliklerinde tiyatro oyunları, şiir dinletisi ve halk oyunları gösterisi gerçekleştirildi. Çeşitli sunumların da yapıldığı yılsonu etkinlikleri kapsamında, resim sergisi de açıldı. 13