27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Cumhuriyet Ankara 245/13 Mart 2009 ANKARA ANKARA Talât HALMAN en yasalara saygılıyım ama yasakları sevmem. Yine de, gönül ister ki ülkemizde yerel seçimlerin genel seçime dönüşmemesi için bir yasa olsa. Nasıl mı? Devletin en üst düzeyindekilerin (cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar) ve parti genel başkanlarının yerel seçimler için siyaset, propaganda ve kampanya yapması yasaklansa! Olur mu bu? Pek UTANÇ BAZEN BU TOPLUMUN ÜYESİ OLMAKTAN UTANÇ DUYUYORUZ. İNSANIN TÜRK UYRUKLU OLMAKTAN, HATTA TÜRK OLMAKTAN UTANDIĞI OLAYLAR VARDIR. ZAMAN ZAMAN YAŞARIZ BUNLARI, ÖLMEYİ İSTERİZ, YAŞADIKÇA ÖLÜRÜZ. BEN, 5 MART’TAN BERİ MUSTAFA BALBAY’IN HAŞİN BİR EMİRLE SORGULANMAYA GÖTÜRÜLMESİ, YOK YERE SORGULANMASI, ANLAŞILMASI ZOR BİR KARARLA TUTUKLANIP SERBEST BIRAKILMAMASI DOLAYISIYLA BÖYLE BİR UTANÇ YAŞIYORUM. TÜRK HUKUKUNUN HAKSIZLIKLARINDAN UTANDIĞIM KADAR DEMOKRASİMİZİN DESPOTİZME DÖNÜŞMEYE BAŞLAMASINA ÜZÜLÜYORUM. AKKARA B Yerel’in Genel’i iyimser değilim ama, yine de düşünülmeli diyorum. Yerel seçimlerin kendi haysiyeti olmalı, parti dinamiğine ve didişmelerine indirgenmemeli. Üstelik, yerel seçim kampanyalarına katılanlar, son zamanlarda, işin ölçüsünü kaçırdılar. Başbakan, haftalardır, devlet ve hükümet işlerinden çok, parti kampanyalam 142 kadın belediye başkanı adayı var. Başkanlıklar yarışındaki 2 bin 876 seçim yeri olduğuna göre, oran yüzde 5. TBMM’de kadın vekillerin sayısı da, üzücü denecek kadar düşüktür. Siyasetimizde erkek kadını eziyor, yok ediyor. Oysa hukuk ve adalette, tıpta, mimarlıkta kadınlarımızın oranı, Batı ülkelerine kıyasla pek kötü değil, üniversite profesörlüklerinde ABD’den üstün. Siyasetteki bu utandırıcı duruma son verilmesi için, bazı demokrasilerde (örneğin Hindistan’da) olduğu gibi, partilerin aday listelerinde kadınların oranı, asgari bir ölçüde (üçte bir? Yüzde kırk? Yüzde elli?) yasayla saptanmalı. Meclisteki “ezici” erkek çoğunluk, böyle bir yasa hazırlayıp kabul etmeyi göze alacak kadar mert mi acaba? larıyla uğraşıyor. Her gün değişik bir ilde, bir iki söylev vermek için gezi... Her nutuk, en az bir saat sürüyor avaz avaza. Ürkütücü denecek kadar yorucu bir kampanya. Ülkenin yaman sorunlarla karşı karşıya kaldığı aşırı kritik bir dönemde önceliğin yerel kampanyalara verilmesi doğru mu? Seçmenler, devlet büyüklerini parti propagandası sürsün diye değil, devlet iyi yönetilsin diye seçti. Yeter, söz yerelin! AnkaraUluslararası FilmFestivali Kadın Belediye Başkanları ürkiyemizde 3225 belediye, bir o kadar da başkan var. Bugün bunlardan sadece 17 tanesi kadın... Hemen hepsi, küçük belediyelerde. En büyük kentlerimizde galiba hiçbir zaman kadın belediye başkanı olmadı. Oranlar, utandırıcı: Belediye başkanlıklarının yüzde yarımı, belediye meclisi üyelerinin yüzde 2 buçuğu, il genel meclisi üyelerinin yüzde 1.80’i kadın. Adaylar da o kadar az ki: İl belediye başkanlıklarına 44 kadın aday gösterilmiş. Hiçbiri tam anlamıyla büyük bir kent için aday değil (DTP’nin bir adayı hariç). Meclis’teki dört partinin top Son Padişaha övgü O smanlı hanedanı sürseydi bugün padişahımız Osman Efendi olacaktı. Cumhuriyet kurulurken Sultan ve ailesi Avrupa’ya göç ettiğinde Osman Efendi on yaşındaymış. Viyana’da okumuş, sonra New York’ta ticaretle, Güney Amerika’da sanayi ile meşgul olmuş başarıyla. Birkaç büyük dili Almanca, İngilizce, Fransızcayı mükemmel bilir ve konuşur. Türkçeden çok uzun süre uzak kalmasına rağmen kopmamıştır, öztürkçeyi de doğru düzgün kullanır. Şimdi 96 yaşında dinç ve dinamik... Ünlü klinik sahibi rahmetli Dr. Pakize Tarzi’nin kızı Zeynep Tarzi ile mutlu bir evliliği var. Osman Efendi, tanıdığım en kusursuz insanlardan biridir: Bilgili, kültürlü, zarif, temiz kalpli, iyi niyetli, güler yüzlü, nazik, candan... Memleketini heyecanla sever. Atatürk hayranıdır. Bazı eski hanedan mensuplarının aksine, Cumhuriyetimize kırgın ve kızgın değildir. Türkiye Cumhuriyeti’ne sevgi ve sadakat ile bağlıdır. “Mükemmel bir padişah olurdunuz” diye iltifatta bulunanlara ya zarafetle gülümser, ya da bazen hafif bir istihza ile güler. Biz ne kadar talihli bir milletiz: Ülkeden çok uzak yerlerde yaşamak zorunda kalan Osmanlı hanedanı mensupları, Türklüğe ve Cumhuriyete hep sadık kaldılar. Saygın ve düzgün kişilerdi. Memlekete karşı harekete kalkışmadıkları gibi, ileri geri konuşmadılar da. Hiçbirinin yakışıksız bir davranışı olmadı. Aralarından bir tek ahlaksız, şerefsiz, günahkâr, suçlu, kumarbaz, madrabaz çıkmadı. Hepsi haysiyetli, vefakârdı. Bulundukları yerlerde örnek dünya vatandaşları olarak yaşadılar. Sayın Osman Ertuğrul (Osman Efendi) gerçekten soylu bir insan. Ömrü bol olsun. T A Prof. Agâh Çubukçu şöleni rof. Dr. İbrahim Agâh Çubukçu, ülkemizin yüzünü ağartan bir bilgin ve şair... Eserler ve hizmetlerle geçen yaşamı, 80. yılında. Bu değerli, üretken, insancıl ilim adamı, olağanüstü bir ilâhiyatçı ve yobazlığa daima karşı gelmiş olan bir laiklik anıtı. Şair olarak bir sevgi ve özgür vicdan örneği. Geçen cumartesi günü (7 Mart 2009) Sayın Çubukçu için Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Kültür Merkezi’nde güzel bir “Bilgi ve Sanat Şöleni” sunuldu. Sayın Yahya Aksoy ile Sayın İrfan Ünver Nasrattınoğlu düzenlemişlerdi. Devlet Bakanı, Mustafa Said Yazıcıoğlu, AÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. P nkara’nın bir sanat nimeti ve kültür kıymeti olan Ankara Uluslararası Film Festivali, 20. zafer yılında... Dün gece törenle açıldı, 22 Mart 2009 Pazar akşamı kapanacak. Aziz Nesin’le Mahmut Tali Öngören’in vizyonları ve gayretleriyle başlamıştı. Rahmetli Öngören, yaman zorluklara, bazı bakanların ve özel kuruluşların ilgisizliğine göğüs gererek, 13 yıl canla başla çalışarak yönetti. Ölümünden sonra İnci Demirkol ve Prof. Dr. Oğuz Onaran, başkanlığı başarıyla yürüttüler. 2 yıldır Can Özgün yönetiyor bu güzelim Festivali... Kutlu olsun. Ankara’ya şan ve haz veren festivalin daha on yıllarca sürmesini ve gelişmesini dileriz. Ve devletin, özel kurum ve kuruluşların, sinemasever Ankaralıların desteğinden yoksun kalmamasını... Dr. Nesin Yazıcı açılış konuşmaları yaptılar. Prof. Dr. Çubukçu’nun bilime ve ilâhiyata katkılarını Prof. Dr. Hamza Eroğlu, Doç. Dr. Öznur Özdoğan, Yrd. Doç. Dr. Mustafa Eski; kültür ve edebiyata hizmetlerini Yekta Güngör Özden, Dr. Mustafa Şerif Onaran ve Mehmet Aydın anlattılar. Esin ve Şenol Talınlı ile Fügen Serbest “Yunus Emre Oratoryosu”ndan seçmeler sundular. Tam bir şölen oldu. Hoşgörünün ve hümanizmanın aydınlığı olan Prof. Çubukçu, lâyık olduğu güzellikler ve coşkulu alkışlarla kutlandı. Ve yürekleri ısıtan, ışıldatan bir konuşmayla herkesi büyüledi. ÖZÜR Önceki haftaki yazımda yer alan “İstifa” konusunda bir hata yapmışım. Özür dilerim. Bürosunda çalışan bir memurun şaibeli durumu yüzünden istifa eden haysiyetli devlet adamı Helmut Schmidt değil, Willy Brandt idi. Bu hatama dikkatimi Hacettepe Üniversitesi’nden Sayın Prof. Dr. Mehmet Abak çekti. Kendisine minnettarım. Bundan sonra belleğime güvenmeyip bilgilerimi daha dikkatli denetleyeceğim. 19
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear