Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet Ankara 242/20 Şubat 2009 İMOAnkaraŞubeBaşkanıErsan: Dil Derneği Başkanı Sevgi Özel, CKM’de Cumartesi Söyleşileri’ne katıldı ‘Sevdasözcükleribozuk kavşaklarlaçözülemez’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Ankara Şube Başkanı Nevzat Ersan, katlı kavşakların kent trafiğine çözüm olmayacağını, araç trafiğini artırmaktan başka bir işe yaramayacağını söyledi. Ersan, Cumhuriyet Ankara’nın sorularına şu yanıtları verdi: Mühendislik açısından Ankara’nın yol ve kavşaklarını nasıl değerlendiriyorsunuz? I Yaklaşık 10 yıldır Ankara’nın trafik sorunu katlı kavşaklarla çözülmeye çalışılıyor. Ancak sorun katlı kavşaklarla çözülemez. Toplu taşım ve raylı sistem, başkent için kaçınılmazdır. Metro hayata geçirilmelidir çünkü katlı kavşaklarla şehrimizin meydanları yok edilmiştir. Bu yapılanmadan vazgeçilmelidir. Kent merkezinde katlı kavşak olmalı mı? I Kesinlikle olmamalı. Katlı kavşaklarla kent otobana dönüştürülüyor, küçük araçların kent merkezine girmesi özendiriliyor. Büyük kentlerde, küçük araçların şehir merkezine girmemesi için toplu taşım özendirilirken, Ankara Anakent Belediyesi resmen araç trafiğini çoğaltmak adına katlı kavşaklar yapıyor. Yayanın var olma şansını ortadan kaldırıyor. Bunlar doğru çözümler değil... Cadde ve sokaklarda yollar çukurlarla dolu... I Yollarla ilgili sıkıntı yerel yönetimlerin sorunudur. Kış nedeniyle asfaltlardaki bozulmalara anında müdahele edilmelidir. Çünkü kışın yollar zarar görmektedir. Yurttaş da mağdur edilmiştir. Köstebek yuvasına dönüşen yolların sebebi yerel yönetimlerdir. Anakent Belediyesi trafiğe ilişkin ne tür çözümler üretmeli ? I Anakent Belediyesi, raylı sistemi en kısa zamanda Ankaralılara kazandırmalıdır. Ulaşımın tek çözümü toplu taşımacılıktır. Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek, Ankara’ya metro kazanımı sağlayamamıştır, raylı sistem konusunda 15 yıldır bir adım ileri gidilemedi. Melih Gökçek yeniden başkan seçilirse Ankara’yı nasıl bir trafik bekliyor ? I Melih Gökçek, övünerek bahsettiği katlı kavşakları artırıcaktır. Bunlar günü kurtarma adına yapılan çözümlerdir. Bu yolla kent kimliği heba olmaktadır. Gökçek yeniden seçildiği taktirde, bol trafikli ve bol kavşaklı günler bizleri bekliyor. İMO’nun trafiğe ilişkin önerileri nelerdir? I Yolların sürekli kazılmaması için, Ankaralının ihtiyaçlarına cevap veren altyapı oluşturulmalıdır. Üstyapıya başlamadan önce, altyapının kapasitesini bilerek kentleşmeyi ona göre yönlendirmek lazım. Bu şekilde her yeri kazmaya gerek kalmaz. Sürekli yenileme çalışmalarına da ihtiyaç duyulmaz. Örneğin, TCDD Garı önü katlı kavşağının gereksiz olduğunu ve orada herhangi bir trafik sıkışıklığı olmadığını ve bunun tamamiyle yayaların aleyhine bir gelişme olduğunu da basın bülteni olarak kamuoyuna duyurduk. ‘Trafiksorunukatlı paragibiharcanıyor’ A ‘Devletbüyükleri hiçaşıkolmamış’ GERÇEK aşkın insanın gözündeki renkleri bile değiştirebildiğine dikkat çeken Özel, bu konuya dair bir anısını şöyle anlattı: “Ben Türk Dil Kurumu’nda (TDK) çalışırken, samimi arkadaşlarımdan biri, sevdiği kızla beni tanıştırmak istediğini söyledi. Konuşunca sular çağlayan, yemyeşil gözlü, kumral bir kız olarak tanıtmıştı bana kız arkadaşını. Kızı görmeye gittiğimde çok şaşırdım. Cam mavi gözleri olan, saçları sarı birisiydi karşımdaki. Arkadaşımın söylediğiyle hiçbir ilgisi yoktu yani. İşte aşk budur. İnsanın gözünü kör eden, renkleri bile değiştirebilen duygudur.” Aşkın, günümüzde birçok genç için bir kalıba koyulup elle tutulur gözle görülür bir yapıya büründürüldüğünü vurgulayan Özel, bu duruma nasıl gelindiğini çok merak ettiğini söyledi. Özel, “Devlet büyükleri aşık olsaydı, böyle olur muydu ülke? Ben Kenan Evren’in aşık olduğunu düşünmüyorum. Bir tablonun karşısına geçip ‘Bunu ben de yaparım’ diyerek aşık olmadığını göstermiştir bence. Melih Gökçek de aşık olmamıştır. ‘Tükürürüm böyle sanatın içine’ diyen birisi nasıl aşık olur? Deniz Baykal da aşık olsaydı eğer, Mustafa Kemal’in CHP’yi niye kurduğunu, ülke aşkını, bağımsızlık anlayışını anlardı” dedi. NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dil Derneği Başkanı Sevgi Özel, geleneksel “Cumartesi Söyleşileri” kapsamında Cumhuriyet Kültür Merkezi’nde (CKM) başkentlilerle bir araya geldi. Sevgililer Günü’nde “Aşkın Dili” adlı bir söyleşi gerçekleştiren Özel, günümüzde aşk sözcüklerinin ezberlenmiş birer cümleye dönüşüp sıradanlaştığını vurguladı. Özel, “Geçenlerde bir kadın giyim mağazasına gittim. Mağazada çalışan bir kız çok ilgilendi benimle. Beni kapıya kadar uğurlayarak, arkamdan, ‘Seni seviyorum’ dedi. Çok iyi ezberlediğimiz basit sözler oldu sevgi sözcükleri. Sevda sözcükleri bozuk para gibi harcanıyor. Kalıp birer cümleye dönüşerek kullanımları oldukça sıradanlaştı. ‘Aşkım’ sözcüğü de o kadar zayıfladı ki aşık olan da olmayan da söylüyor. Sevgide bu kadar cömert olunmaz. Ünlü şair Ataol Behramoğlu’nun da söylediği gibi, ‘Aşk iki kişiliktir’” diye konuştu. Aşk, aşık olmak, sevmek gibi sözcüklerin, anne ve babalar tarafından hâlâ ayıp ve günah olarak nitelendirildiğine dikkat çeken Özel, “Lisedeyken kocaman bir atlasım vardı. Onun arasında fotoroman okurdum. Kimya kitabımın arasında da Ümit Yaşar Oğuzcan’ın aşk şiirleri vardı. Coğrafya kitabımda, daha sonra dil konusunda hiç anlaşamayacığımız Attilâ İlhan’ın ‘Ben Sana Mecburum’ şiirini saklardım hep. Bu utangaçlık, sıkılganlık aradan yıllar geçmesine rağmen ne yazık ki devam ediyor. Aşk, aşık olmak, sevmek gibi sözcükleri söylemek hâlâ ayıp olarak karşılanıyor” dedi. “Dilsiz aşkın” olamayacağını vurgulayan Özel, “aşkın insanı dillendirip bülbül keseceğini” kaydetti. ‘Köylüolamadık,kentlikalamadık’ DİL Derneği Başkanı Özel, on yıllardır yurtta, gecekondulaşmanın yalnızca yoksulluk yanına bakıldığını belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Duygusal yanımız hiç irdelenmedi. Tüm dünyada plastiğin icadıyla ilişkiler de yaklaşımlar da plastikleşti. Şu an bu sürecin en zor zamanlarını yaşıyoruz. Toplum olarak maalesef, köylü olamadık, kentli kalamadık. Eğitimsizliğin de alıp başını gitmesiyle, gençlerin sevgiye ilişkin yaralı duygularına tanık oluyoruz. Sokağa çıktığımızda bir sürü yanlışla karşı karşıya kalıyoruz. Anne ve babaları duyarlı olmaya çağırıyorum.” Gizli ve örtülü olmadan yaşanan bir aşkın, insanı yontacağını, biçimlendireceğini, güzelleştireceğini vurgulayan Özel, “Aşkın özel dilbilgisi kuralları yoktur. Aşkın dili hem evrensel hem de bireyseldir. Demokrasinin ilacıdır aşk. İnsan kendi yüreğine yakıştırdığı her şeyi kendine de yakıştırır. Aşkın dili budur. Aşk, özgür kılar insanı” dedi. Özel, son söz olarak da “Adımı seviyorum” diyerek sevginin önemini bir kez daha vurguladı. Özel, söyleşinin ardından kitaplarını imzaladı. 12