24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Cumhuriyet Ankara 279/6 Kasım 2009 DOB Genel Müdürü Rengim Gökmen, başkentin ‘Operayısevdirmekiçin yenimekânlaraçılmalı’ ? Selda GÜNEYSU evlet Opera ve Balesi Genel Müdürü (DOB) Prof. Rengim Gökmen, başta Ankara ve İstanbul olmak üzere Türkiye’nin hâlâ çağdaş, modern bir opera ve bale salonunun bulunmadığını belirtti. Gökmen, ülkede “seçkin bir zümrenin sanatı” olarak adlandırılan opera ve balenin ancak yeni opera ve bale sahneleri açılmasıyla birlikte yurttaşlara sevdirilebileceğini söyledi. Gökmen, “Ankara’nın çağdaş, güzel bir opera binasına ihtiyacı olduğu kesin. Keza İstanbul’un da... İzmir de bu anlamda yoksun. Ben Ankara’nın müzeleriyle, konser salonlarıyla, opera ve balesiyle, son 15 yıl içinde kültür kenti olmasını diliyorum. Ancak henüz bu vasfa sahip değil” dedi. DOB Genel Müdürü ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) şefi Rengim Gökmen ile opera ve bale üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik... Yurttaşlardan aldığımız telefonlarda şu soruyla karşılaşıyoruz: “Neden DOB’de Türk opera ve bale eserleri yeteri kadar sahnelenmiyor? Size bu konuda bilgi veriliyor mu?” Şimdi biz de size soralım: Neden? ¦ Geçen yıldan bu yana hep sözünü ediyorum. DOB, yeni bir yapılanma içinde. Yepyeni bir anlayış ve yepyeni bir idare tarzıyla bu sezon izleyicisi ile buluşuyor. Öncelikle belirtmek isterim ki DOB’in iki ana misyonu var: Bunlardan ilki, hep bir üst kültür olgusu olarak algılanan opera ve bale sanatlarını daha fazla Anadolu’ya yaymak ve bu sanatların sadece seçkin bir zümreye seslenen birikimler olmadığını anlatmak. Anlatıldığı ve açıklandığı zaman Anadolu ve tüm Türkiye’nin bu sanatlarla buluşmaya çok açık olduğunu vurgulamak. Bu nedenle biz bu sezon daha fazla Anadolu turnelerine önem veriyoruz. Gide D bildiğimiz her yere gideceğiz. Bir de opera ve bale sanatı, yapısı itibarıyla hiçbir dil ve konuşma sınırına takılmaz. Bu nedenle bu sanatların sınırları aşabilme gücü vardır. Bu özelliği nedeniyle biz opera ve bale sanatını Türkiye’yi dünyada temsil edebilecek en yetkin sanat olarak düşünüyoruz. İki yönde yaygınlaşabilmek ve etkili olabilmek için çalışmalarımızı geçen yıldan bu yana yoğunlaştırdık. Genel müdürlük çalışmalarını bir şemsiyede topladık. Uygulama çalışmalarımızın yetkin kılınması amacıyla özellikle bölgelere çok değerli müdür arkadaşlarımızı getirdik. Turne işleri, tanıtım işleri, sponsorluk işleri ve arşivaraştırma geliştirme işlerini daha etkin yapabilmek için bütün müdürlüklerimizi yönlendirebilmek için birimler oluşturduk. Bu türlü yenilenme içinde olduğumuz için de yurttaşlar bu sezon, önceki sezonlara oranla daha fazla Türk opera ve bale eserlerini sahnelerde görebilecek. Türkiye çapındaki tüm sahnelerimizde, 11’i yerli olmak üzere 50’ye yakın eser izleyici karşısına çıkıyor. Ankara’da, Sabahattin Kalender’in “Cem Sultan”, İstanbul’da Cemal Reşit Rey’in “Çelebi” operasının konser versiyonu ile Antalya’da Yalçın Tura’nın “Karacaoğlan” operası ilk kez seyirciyle buluşacak. Ayrıca Ankara’da, ünlü yazar Yaşar Kemal’in aynı adlı romanından Cem İdiz’in müzikleriyle sahneye uyarlanan “Çakırcalı Efe” adlı balenin de Birim Dans Tiyatrosu tarafından dünya prömiyeri gerçekleştirilecek. Bunun yanı sıra İzmir DOB’de “Aşkı Memnu” ve Mersin DOB’de “Dudaktan Kalbe” isimli eserlerimiz de seyirci ile buluşuyor. Bu yıl yurtiçi ve yurtdışı çok sayıda turne de gerçekleştireceğiz. ‘Anadoluinsanıküçümsenmeyihaketmiyor’ İzleyicilerin opera ve bale sanatına bakışı nasıl? ¦ Özellikle belirtmek isterim ki ben opera ve balenin izleyicisi sınırlı sanat dalı olarak görülmesini doğru bulmuyorum. Çünkü 1890’lada futbolun da izleyicisi çok azdı. Şimdi milyonlar izliyor dünyanın her yerinde. Yani bir şeyi tanıtmak ve sevdirmek gerekli. Toplumu bilgilendirmek gerekli. Bunun için de yeni mekânların açılması. Tiyatro, opera ve bale binaları olabildiğince çoğaltılmalı ki ilgi daha fazla olsun. Bir de biz hem CSO ile hem de DOB ile Anadolu’nun çeşitli yerlerine çok sayıda turneler düzenliyoruz. Şöyle bir önyargı var: “Anadolu insanı opera ve baleden, klasik müzikten anlamıyor.” Bu çok yanlış. Anadolu insanı küçümsenmeyi hak etmiyor. Kimsenin Anadolu insanını küçümsemeye hakkı yok. 4
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear