Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet Ankara 215 / 15 Ağustos 2008 Hepimiz Farklıyız H er çocuk benzersizdir; sesiyle, bakışıyla, gülüşüyle, fikirleriyle, hissedişiyle... Ve her biri kar taneleri gibi eşsiz birer güzelliktir. Bu farklılıklarının ne kadar büyük zenginlikler olduğunu çocuklarımızın da görmelerini isteriz. Kendilerini ve birbirilerini tanımak ve keşfetmenin onlar için önemli kazanımlar olduğuna inanırız. KENDİLERİNE YOLCULUĞU Bu inancımız doğrultusunda bu yıl çocukların kendilerine yapacakları bir yolculuk tasarladık. Bu yolculukta 5 yaş grubundaki çocukların fiziksel özelliklerini ayrıntıları ile fark etmelerini; bu ayrıntıları ve gördüklerini çizimle ifade edebilmelerini ve çizimlerinde gelişme kaydetmeyi amaçladık. Genel olarak çocuk çizimleri konusunda şu ön bilgiyle yola çıktık: 4 yaş çocuğu kolları bacakları olan çöp adam çizebilir. 5 yaş çocuğunun yaptığı insan resimleri daha belirgindir. Çizimde düşünce ve çevre arasındaki ilişkinin keşfi yeni gerçekleşmektedir. Çocuk vücut şekli fikri ile anlamlı bir ilişki kazanmak çabası içerisindedir. Yavaş yavaş insan figürü çiziminde kolları (sıklıkla kafadan uzanır), bir vücudu, parmakları ve topukları, elbiseleri saçı ve diğer detayları içerir hale gelir. Vücut kısımlarına ilişkin çarpılmalar, yamulmalar ve görmezden gelmeler olabilir. İnsan figürleri genellikle karşıya bakar ve gülmektedir. Çocuğun kendi kavramını tam olarak kesinlikle tanımlayacak bir durum için araştırmasının devam etmesi sebebiyle sembolik formlar (yuvarlak, üçgen, dikdörtgen vs.) değişmeye devam eder. Öncelikle hep birlikte aynanın karşısına geçip gördüklerimiz hakkında konuşmaya başladık: Öğretmen: Hepimiz birbirimizden ne kadar da farklıyız değil mi? Hepsi: Evet. Öğretmen: Nelerimiz farklı sizce? Duru: Yaşlı mı, genç mi olduğumuz bir de göz bebeğimiz. Emir: Üstümüz, ayakkabılarımız, ağzımız, formalarımız farklı. Emre: Saçımız, kulaklarımız farklı. Bir de “Akıllı mıyız, Kızgın mıyız” onlar farklı. Tuna: Suratımız farklı. “Kötü mü yaramaz mı” anlaşılıyor. Bora: Ellerimizle kızların tokası farklı. Dişlerimiz de kırık olabilir. Yaprak: Gözlerimiz. Duru: Evet gözlerimizin rengi farklı. Yaprak: Bacaklarımız şişman olabilir. Tuna: Şişman göbekli ya da zayıf olabiliriz. Kerim: Boylarımız, parmaklarımız farklı. Tuna: Kol altlarımız farklı. Bu sohbetin ardından önce çocuklardan aynaya bakarak kendi resimlerini çizmelerini istedik. Çizimleri sırasında onları kalıplaşmış çizimlerden uzaklaştırmaya; yalnızca “bakmak” değil gerçekten “görmek” konusunda yönlendirmeye çalıştık. Onlara gördüklerini ifade edebilecekleri konusunda güven verdik. Bu da çocukların kendilerini keşfetmeleri konusunda önemli bir basamak oldu. Yapabileceklerine inanılan bir ortamda hep biraz daha fazlasını yapabildiklerini, gördüklerini çizime dökebilmek konusundaki becerilerini fark ettiler. Sıra bireysel farklılıkları çizmede... linden sonra çocukların ilgisini kalabalık kavramı çekmeye başladı. Kendileri de kalabalık gruplar oluşturup bu halde fotoğraflarını çektiler ve panolarına eklediler. Daha sonra bulduğumuz her kalabalık fotoğrafını hep birlikte incelemeye başladık: Gerçekten bütün insanlar birbirilerinden ne kadar da farklıydı. Gittikleri yönler, baktıkları yerler, giyimleri, bakışları… Fotoğraflar çeşitlendikçe çocuklar onlar hakkında fikirler yürütmeye de başladılar. “Bu kadın nereye gidiyor olabilir?” “Şu adam bir şeylere kızmış gibi görünüyor.” “Çocuk yiyeceklere karnı çok acıkmış gibi bakıyor.” Bu çalışma sayesinde çocukların çizimlerinde kısa sürede önemli gelişmeler olduğunu gördük. Artık akıllarından geçeni resmedebiliyorlardı. Resim onlar için önemli bir ifade diliydi ve onlar da bu dili geliştiriyorlardı. KENDİ çizimlerinden sonra şimdi sıra bireysel farklılıkları çizmeye gelmişti. Çocuklardan çevrelerindeki insanlara bakarak, tanıdıkları kişileri düşünerek olabildiğince çeşitli farklı insan figürleri çizmelerini istedik. Çocuklar çizmeye başladılar: Kız, erkek, şişman, zayıf, anne, baba… İnceleme, ayrıntıları fark etme, görme, gördüğünü çizime dönüştürebilme becerileri geliştikçe çizdikleri insan resimleri çeşitlendi: Çizimlerdeki yüz ifadeleri belirginleşip duygu ifade etmeye, giysiler renkli desenler kazanmaya, meslekler ya da hobiler yansıtılmaya, farklı duruşlar denenmeye başlandı. Çocukların yaptıkları bütün bu çizimleri boyayıp keserek bir panoya asmalarını istedik. Birkaç hafta boyunca çocuklar her fırsatta insan resimleri çizip, çizdiklerini panoya astılar. Panomuz onlarca insan resmiyle doldu ve hepsi birbirinden farklıydı. Panonun adı “kalabalık panosu”ydu artık. Panonun bu son ha ÇOCUKLARI HOŞGÖRÜYLE TANIŞTIRMAK Bu çalışmada ayrıca çocuklarda şu fikirlerin oluşmasını istedik: Hepimiz farklıyız ve farklılıklarımızla değerliyiz. Farklı olduğumuz hiçbir durum ve konu bize kendimizi kötü hissettirmemeli… Farklı insanlar tanımalı, farklı özellikler keşfetmeliyiz. Çünkü her farklılık bilmeye ve öğrenmeye değer. Eğer çocuklarımıza biraz olsun bu bakış açısını yansıtabildiysek şu güzel duyguların da ilk tohumlarını atmışız demektir: Anlayış ve hoşgörü. Şunu biliyoruz ki anlayış ve hoşgörü farklı fikirlerin, farklı duyguların ve farklı hayatların kabulünü içerir. Geleceğin yetişkinleri olacak çocuklarımız umarız bugün tanıştıkları bu duyguları yarına taşıyabilirler. 11