30 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

1 AĞUSTOS 2008 CUMA ‘Boğazın Boğası’ Sinan Şamil Sam, bundan sonra artık kendisiyle ilgilenmek istediğini söyledi: ‘Çok hırpalandım’ Sevil ARINAN Ş ampiyonluklarla dolu bir yaşam boksör Sinan Şamil Sam’ınki... Sam, aldığı şampiyonluklar ve rakiplerini ringde nakavt etmesi ile tanınıyor. Ve tabii Türk boksuna kazandırdıklarıyla. Sam ayrıca birçok boksörün örnek aldığı bir sporcu. Öyle ki Sam, geçtiğimiz günlerde Ankara’da yapılan Avrupa Ağır Siklet Şampiyonası’nda yeniden birinci oldu. Şampiyonada İtalyan rakibi Paolo Vidoz ile berabere kalan ardından Avrupa Boks Federasyonu’nun (EBU) araştırması ve puan veren hakemin hatalı karar verdiğini kabul etmesi üzerine Sam, Avrupa Ağır Siklet Şampiyonu ilan edildi. Boksu meslek olarak seçtiğini her fırsatta dile getiren Sam, şimdiye kadar 9’u Türkiye olmak üzere, Avrupa ve dünya şampiyonluklarının da sahibi. Sinan Şamil Sam ile hayatı ve hedefleri üzerine konuştuk: “Boğazın Boğası” lakabı ile tanınıyorsunuz... Profesyonel boksta herkesin bir lakabı vardır. Gelenek gibidir. Almanya’ya profesyonel boks yapmaya gittiğim zaman lakabım yoktu. Sonrasında da bana “Boğazın Boğası” lakabı önerildi. Ben de kabul ettim. O günden bu yana kullanıyorum. Yıllarınızı bu spora vermişsiniz. Türk boksunun geldiği noktayla ilgili neler söyleyeceksiniz? Öncelikle bu konuyla ilgili dürüstçe görüşlerimi dile getireceğim. Türkiye’de insanlar maddi açıdan sıkıntı yaşıyor. Her geçen gün her şey daha da zorlaşıyor. Bu durum spora da yansıyor tabii. Zaten bir ailenin maddi durumu iyiyse çocuğunu boksa yönlendirmez. Aileler çocuklarının boks yaparken darbelere maaruz kalmasını istemez. İnsanların alım gücü her geçen gün düştüğü için boksa olan ilgi de azalmaya başladı. Gözlemlediğim budur. Boksa olan ilgisizliği tanımlarken birilerinde suç bul mak yanlış olur. Her şey birbiriyle bağlantılı çünkü. Sizin öneriniz nedir.Ne yapılırsa,boksta gelişme kaydedilir? Bunu yanıtı çok basit. Dünyada uygulanan sistemi uygulamamız lazım. Yani bilimselliğin ön planda tutulduğu spor okullarının açılması gerekiyor. Türkiye’de de bu böyle boks spor okulları kurulur ise gelişme kaydedilir. Yani bireysel spor dalları için spor okulu yapılmalı. Halter, yüzme ve boks okulları açılmalı. Bu okullar o kadar faydalı ki... Çocuklar bir yandan spor yaparken bir yandan da eğitimlerini sürdürüyor. Spor dallarının geliştirilmesi için bundan daha yararlı bir uygulama düşünülümez. Rusya ve Küba’da da bu böyle. Örneğin Türkiye güreşte bu uygulama var, çok da yararlı diye düşünüyorum. Spor okulları kurmakla boksa olan katılım artacak mı? Okul önerim, ilk aşama. Önemli olan sporcusundan antrenörüne kadar herkesin başarıya odaklanması. Böyle olursa ancak gelişme kaydedilir. ‘Yarış atlarıyla ilgileniyorum’ Boksu bir kenara bırakırsak. Spor dışında Sinan Şamil Sam neler yapar? Öncelikle boks benim işim. Boksu antrenman salonunda bırakırım. Spor salonunun kapısından dışırı çıktığım zaman boks yaşamım biter. Boksla ilgili hiçbir şey konuşmam. Örneğin televizyonda yayınlanan boks maçlarını izlemem. Takip de etmem. Kim kiminle dövüşüyor, galip gelen sporcuyu bile merak etmem. Ben antrenmandan kalan zamanımda yarış atlarımla ilgileniyorum. Yarış atlarına karşı büyük bir sevgim ve ilgim var. Atların yanında güvercin de besliyorum. Kısacası ben doğaya seviyorum. Yanı sıra ailemle zaman geçirmek de beni fazlasıyla mutlu ediyor. Bundan sonrası için hedefiniz nedir? Yıllardır bu sporun içerisindeyim ve çok hırpalandım. Bünyem kuvvetli ama bundan sonra kendimle igilenlemek istiyorum. Şu ana kadar 237 amatör 35 tane de profesyonel maç yaptım. Her maç 12 raund. Her rauntta 15 yumruk yesem bir maçta toplam 180 yumruk yemiş oluyorum. Tabii o maça hazırlanırken antrenman esnasında da bir o kadar yumruk yiyorum. Ne hale geldiğimi siz düşünün. Antrenman ve maçların yanında dış etkenlerde de uğraşıyorum. Bundan sonra sadece dünya şampiyonası için ringe çıkarım. Zaten Türkiye’ye de yerleşmeye karar verdim. Almanya’da yaşamayacağım. Ankaragücü taraftarı olduğunuzu biliyorum. Takımı takip ediyor musunuz? Çevremdeki insanların Ankaragücü taraftarı olması beni etkiledi aslında. Futbola karşı bir eğilimim yok ama fırsat bulursam arkadaşlarımla birlikte Ankaragücü maçlarına giderim. Hatta bir keresinde Ankaragücü’nün bir maçını izlemek için taraftarların arasındaydım ve seyirciler benim için pankart açtı. Sevgi gösterisinde bulundu. Yanı sıra Ankaragücü’nün ligdeki durumunu da takip ederim. 23
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear