26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

13 HAZİRAN 2008 CUMA Ankara Garı ve Hamallar Derneği Meşhur Peynirci’nin Feridun BÜYÜKYILDIZ 39. şubesi Elvankent’te Hesaplı fiyatları, bol çeşidi ve taze ürünleriyle kurulduğu günden bu yana başkentlilerin sıkça kullandığı firma, Ankara’daki 39. şubesini açtı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Meşhur Peynirci, Ankara’nın birçok semtinde yurttaşlara hizmet verirken, yeni şubesini 31 Mayıs’ta Elvankent’te açtı. Peynirci’nin 39. şubesi olan yeni mağaza, yaklaşık 800 metrekare alan üzerine kurulu. Mağaza iki kattan oluşuyor. Dışarı kısımda ve girişte manav bulunurken, ilk katta ayrıca şarküteri, kasap, kuruyemiş, tatlı ve çeşitli kuru gıdalara ait reyonlar yer alıyor. Üst katta ise temizlik malzemesinden hazır gıdalara değin çok sayıda ürün türü ve çeşidi bulunuyor. Meşhur Peynirci Elvankent Şubesi’nde, 5 ayrı kasa işliyor, 56 çalışan hizmet veriyor. Mağaza hakkında bilgi veren Meşhur Peynirci Bölge Müdürü Ulaş Aydoğdu, henüz yeni açılmalarına karşın ilginin oldukça iyi olduğunu belirterek, “Mağazayı açtığımızdan beri gördük ki buranın halkı alternatif bir satış noktası bekliyormuş. Aradıkları yeri bulmaktan dolayı çok mutlu oldular, bunu dile getiriyorlar” dedi. Aydoğdu, Meşhur Peynirci’nin, tüketicilerin çok tercih ettiği yerler arasına girmesini sağlayan farkları ise şöyle anlattı: “Birçok yöresel ürün çeşidi var. Bunlar da kendi imalatımız şeklinde satışa sunuluyor. Çünkü üreticilerle yakın ilişki içindeyiz, üreticiyle yan yanayız. O yüzden de istediğimiz kaliteyi tutturabiliyoruz. Bu da piyasada ciddi bir rekabet gücümüzün olmasına yol açıyor. Ürün kalitesi, uygun fiyat ve bol çeşit de insanları çekiyor. Ayrıca müşteriyle sıcak ilişkiler kuruyoruz. Devlet dairesi havasında, soğuk bir satıcı müşteri ilişkisi burada yok. Öte yandan müşterilerimiz ürünlere uzak değil, ürünlere yakından bakabiliyor, tadabiliyor, hakkında bilgi alabiliyor. Tüm bunlar nedeniyle, Meşhur Peynirci’de değişik bir atmosfer var.” B uharlı lokomotifleri, modern trenleri yıllarca taşıyacak olan Ankara Garı’nın renkli tarihi, küçük bir istasyonla 1892’de başlar. Günümüze kadar uzanan tarihinde Ankara Garı, Cumhuriyet döneminin izlerini en çok taşıyan mekânlardandır. Demiryollarına ait çay salonundan çay içecek olursanız, hâlâ yerli yerinde duran TCDD amblemlerini, ince belli bardakların üzerinde görme şansı bulabilirsiniz. Tren Garı’na, otobüs terminalinin aksine sakinlik ve huzur hâkimdir. Geniş yolcu peronlarında çok fazla koşuşturan yoktur. Otobüs terminallerinde peronu bulamama telaşı, yerini sükunete bırakmıştır. Gecikmeli de olsa tren gelip önünüze duracaktır. Treni kaçırma riski olmaksızın, uzun uzun vedalaşabilirsiniz, her zaman bir düdükle size kalkış saati hatırlatılır. Hatta yolcu edeniniz yoksa, tanımadığınız insanlara el sallayabilir, geniş koltuğunuzda keyifle yolculuk yapabilirsiniz. Erken gidip Mustafa Kemal Paşa’nın ilk konutlarından Direksiyon Binası’nı ziyaret edebilirsiniz. 1940’lı yıllarda Ankara Garı, Cumhuriyetin artık oturmuş yapısı ile özenle çalışan bir kurumu olarak göze çarpar. Yeni, görkemli binalar, ülkenin güçlülüğünün birer simgesi durumundadır. Tren seferlerinin sıklaşması ile halkın rağbet ettiği bu ulaşım aracı, başka sektörlerin de doğmasına neden olmuştur. Yolcuların paketlerini, yüklerini taşıyan hamallar, yeni sektörün temsilcileridirler. Ankara Garı’nın naif yapısına hamalların ayak uydurmaları ise gecikmemiştir. Ankara Garı hamalları, 1952’de kurdukları dernekle, taşıma fiyatlarını birlikte belirler, garın nizam ve intizamını bozacak bir durumun doğmasını engellemeye çalışırlar; belli tarifeler ve birlikte diktirdikleri tek tip elbiselerle Ankaralı yolculara hizmet ederlerdi. ANKARA Garı’nın, diğer bir özelliği, hamalların, sanatçıların ve aydınlarının birlikte paylaştıkları bir mekân oluşu idi. Dönemin önemli eğlence yerlerinden Gar Gazinosu, 1960’lı yıllara kadar Ankara’nın eğlence hayatındaki yerini korumuştur. Ankara Palas’a göre daha az resmi eğlenceleri ile nezih müşterilerine hizmet eden Gar Gazinosu, Paoletti Orkestrası ile Yunanlı sanatçı Nini Zaha’nın program yaptığı, romanlara konu olmuş dönemin en ünlü sanatçılarının program yaptıkları yer idi. Günümüzde maalesef bakımsız bir park olan Gar Gazinosu bahçesi ise yazlık oturma mekânlarından idi. Ankara Garı Cumhuriyetin genç başkentine işleri gereği gelen çoğunluğu mimar ve mühendis olan yabancıların mekânı olduğu gibi, Ankara’nın yazarlarının, gazetecilerinin uğrak yeri olmuş, Almancanın, Fransızcanın sıkça konuşulduğu şehir kültürünün birlikte yaşandığı ilk mekânlardandı. Bir zamanlar Ankara Garı; hamalının, sanatçısının ve aydınının Cumhuriyet rüzgârı ile bir şehri birlikte paylaştığı mekânların başında gelmekte idi. Hiç biri seçilmemişti ama hamalıyla, sanatçısıyla, aydınıyla seçkin ve elit bir hayatı kurmuşlardı. GAR GAZİNOSU 200 çeşit peynir var DÖNEM dönem satılanlarla birlikte, Meşhur Peynirci’de toplamda 200 adet peynir çeşidi bulunduğunu söyleyen Ulaş Aydoğdu, “kaşar telemesi, köy, dil, keçi, koyun, otlu, Mihaliç, Urfa” peynirlerinin çeşitlerden yalnızca birkaçı olduğunu söyledi. Tüm peynirlerin her zaman aynı kalitede ve ekonomik fiyatlarla Peynirci’de bulunabileceğini dile getiren Aydoğdu, yerlilerin yanı sıra rokfor, permesan gibi 40 kadar ithal peyniri de sattıklarını ifade etti. (Adres: Atakent Mahallesi, 14. Cadde, No: 68, Elvankent Sincan) 2
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear