Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Days
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
30 MAYIS 2008 CUMA Nasıl Bir Okulöncesi Eğitim? kulöncesi eğitim son yıllarda ülkemizde hak ettiği önemi görmeye başladı. Önceleri çalışan anne babaların hayatları için bir “zorunluluk”ken şimdi okulöncesi eğitimin çocuk için bir “gereklilik” olduğu fikri savunulmaktadır. Bu gerekliliği kabul ettikten sonra karşımıza önemli bir soru çıkar: “Nasıl bir okulöncesi eğitim?” Bu sorunun cevabını kendi eğitim hayatımızda aradığımızda okulöncesinden belki üniversiteye kadar öğretmenin öğrettiği ve her öğrencinin kendi kendine öğrendiği (veya öğrenemediği) tek yönlü bir ilişki aklımıza gelir. Bu, adeta paketlenmiş bilginin aktarımı gibidir. Oysa öğrenme aktif bir süreç olmalıdır. Çünkü bilgi bireyin eylemleri ve bu eylemlere katılımı ile yapılanır. Okulöncesi eğitimde Reggio Emilia yaklaşımı aktif öğrenme sürecini uygulamaya geçirebilen ender örneklerden biridir. Küçük bir kasabada yerel bir girişim olarak ortaya çıkan Reggio Emilia eğitim yaklaşımı günümüzde dünyada pek çok ülkede örnek alınan global bir harekete dönüşmüştür. Bunun nedeni bu zamana kadar geliştirilmiş erken çocukluk dönemi eğitim anlayışlarına karşı çıkışıdır. Reggio Emilia alışılagelmiş şekilde yalnızca sonuca, kazanıma ve gelişim ölçümlerine odaklanmaz. Öğretim, öğrenim, oyun, düşünme ve bunlarla ilgili eylemleri önemser. Asıl odak noktası ise bireylerin birbirleri ile ilişkileri ve birbirlerinden öğrenmeleridir. Reggio Emilia okullarında bu fikirle oluşturulan işbirlikçi çalışma ortamlarında çocukların her biri aynı rol ve sorumluluğu taşımaz. Tam tersine öğrenen grup içindeki herkes belli roller, uzmanlık alanları, öğrenim ve öğretim için olasılıklar geliştirirler. 1980’lerin başında “Çoklu Zeka Kuramı”nı geliştiren Howard Gardner, Reggio Emilia okulları hakkındaki fikirlerini şöyle dile getirir: “Tüm dünyada eğitimciler Reggio Emilia’nın son çeyrek yüzyıl içinde çocuklar için geliştirilmiş en muhteşem okullar olduğu konusunda hemfikir olmuşlardır. Bu okullar çocukların akıllarına, vücutlarına ve ruhlarına saygı ve ciddiyetle davranılan yerlerdir. Çocuklar aynı zamanda bu okullarda istekle çalışmak,eğlence, güzellik ve derinlemesine öğrenim hakkında deneyim kazanırlar.” O ÇOCUKLAR HAK SAHİBİDİR Reggio Emilia felsefesinde çocuklar sadece ihtiyaç sahibi olarak değil hak sahibi olarak kabul edilir. Çocuklara iyi bir bakım ve kaliteli eğitim alma hakkı verilir. Onlara araştırma, hipotez oluşturma, deneme, hata yapma ve hatalarını kendi kendilerine düzeltme fırsatı tanınır. Çocukların “100 dili” olduğu görüşü vardır. Bu görüş onların somut yaşantılarını resim, heykel gibi sembolik ifadelere dönüştürdükleri çok sayıdaki dili ifade etmektedir. Çocuk doldurulacak boş bir kutu olarak algılanmaz. Reggio Emilia yaklaşımından esinlenmiş bir okul öncesi kurumda kısıtlı zamanlara sıkıştırılmış etkinlikler ve peşpeşe sıralanan rutinlerle karşılaşmazsınız. Çocukları sınırlayan belirli bir müfredat ve önceden belirlenmiş temalar yoktur. Çocuğun bir konuyu derinlemesine öğrenebilmesi için proje tabanlı çalışmalar yapılır. Bu çalışmalar sırasında geçmiş deneyimlere ve gözlemlere dayanarak projenin nasıl devam edeceğine dair çocuklar ve öğretmenler fikirlerini paylaşır ve tartışırlar. Bu süreç bir yolculuk gibidir. Saatleri ve rotası belli olan bir tren yolculuğu değil de, elinde pusulayla yolunu bulduğunuz bir yolculuk. Kendinize ‘Çocuk kimdir’ sorusunu mutlaka sorun! REGGİO Emilia okullarında çalışanlar sürekli fikirlerini, yaptıklarını ve yapacaklarını sorgularlar. Bu kendini sorgulama sürecinde çok basit bir soru. “Çocuk kimdir” sorusu, yetişkinin çocuk hakkındaki inançlarını gün yüzüne çıkarır. Bu inançlar da nasıl bir okulöncesi eğitimi ve hizmeti verildiğini ve verilmek istendiğini belirler. Siz“Hiçbir ler de kendinize “Çocuk zaman çocuğa kimdir” sorusunu sorup belki de bu zamana kadar kendi kendine farkında bile olmadığınız öğrenebileceği çocuğa dair fikirlerinizle şeyleri karşılaşabilirsiniz. Bu fikirler de size nasıl bir öğretmeyin.” okulöncesi eğitim istediğiniz konusunda ışık tutacaktır. i uzz lag Ma Loris KAYNAK Rinaldi, C. “In Dialogue with Reggio EmiliaListening, researching and learning”, Rinaldi, C., Giudici, C., Krechevsky, M. “Making Learning Visible”, Projects by children “The Hundred Languages of Children” 9