Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Days
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
30 MAYIS 2008 CUMA AVKIRAN VE ALABORA’DAN Ankara izlenimleri Selda GÜNEYSU araj İstanbul geçen haftalarda başkent Ankara’ya konuk oldu. Garaj İstanbul’un yeni prodüksiyonlarından olan ve özellikle İstanbullu sanatseverlerin çok beğendiği “Ashura” adlı müzikli gösteri, bu kez başkentli sanatseverler için Akün’de sahneye taşındı. Müzikli tiyatro oyununun ardından başkentlilere geleneksel aşure dağıtıldı. Garaj İstanbul yeni projeleriyle gelecek sezon yeniden başkentli sanatseverlerle bir araya gelecek. Garaj İstanbul’un mimarları, ünlü tiyatro sanatçıları Mustafa Avkıran ve Mehmet Ali Alabora ile konuştuk. Garaj İstanbul’u kurma fikri nasıl gelişti? Garaj İstanbul’un prodüksiyonları izleyicilere çok farklı geldi. Siz nasıl düşünüyorsunuz? Mehmet Ali Alabora: Garaj İstanbul Türkiye’de ilklerin yaşandığı sanat mekânlarından biri değil. Türkiye’de çok fazla sanatçı bir araya gelerek çok iyi projeler üreten sanat merkezleri açtılar. Kabul ediyoruz biz diğerlerinden farklıyız. Bu farklılık bizim gösteri sanatları anlamında ürettiğimiz projelerden kaynaklanabilir ancak. Mustafa Avkıran: Övül Avkıran ve ben, ortaklaşa kurduğumuz 5. Sokak Tiyatrosu’nun 10. yılı için bir mekân ararken çıktı karşımıza Garaj İstanbul. Biz her zaman “Çağdaş Tiyatro Konsorsiyumu” şeklinde oluşumlar kurmayı düşünüyorduk. Bu nedenle böyle, bir sivil toplum örgütü gibi, aşağıdan yukarıya doğru örgütlenen bir yapı olarak evet ilk olduğumuzu düşünüyorum. Burası içinde çağdaş tiyatroyu, çağdaş müziği ve çağdaş dansı barındırıyor. Bu anlamda özel, bu anlamda bizim projelerimiz diğerlerinden farklı diye düşünüyorum. G ‘ÇOK FAZLA ALIŞVERİŞ MERKEZİ VAR’ Bugün Türkiye’nin hemen hemen her yerinde sahneler kapanıyor. Muhsin Ertuğrul yıkılıyor, AKM yıkılmak isteniyor, Taksim Sahnesi ise kapatıldı. Peki, tüm bu yıkım gerekçelerinin altında yatan asıl neden nedir sizce? M.A: Bu sahneler evet yıkılıyor, ya da yıkılmak isteniyor. Ancak bunun en birincil nedeni bu tür yerlerin gerçekte tiyatro sahnesi olmaması. Yani bugün Ankara’da kapanan Yeni Sahne, Orman Bakanlığı’nın konferans salonuyken tiyatroya çevrilmiş. Taksim Sahnesi, Taksim Sineması’yken tiyatro sahnesine dönüştürülüyor. Bizce devletin ve belediyelerin kültür kurumları oluşturmaları gerek. Yani ülkede tümüyle tiyatroya ait sahneler açılması gerek. Bugün Garaj İstanbul da kapanabilir. Ev sahibimiz bizi evden atabilir yani. Garaj İstanbul işte tam da bu nedenden ötürü kuruldu. Başkente geldiğimizde kente neden bu kadar çok alışveriş yapıldığını sorguladık. Bugün hemen hemen her yer alışveriş merkezi olmuş kentte. Ve ne yazık ki bu yerlerde sanat üretilen yerler yok. Neden? M.A.A: Bir mal sahibine “Burada kültür sanat üretiliyor. Buna iyi davranın” diyemezsiniz. Bizim kendi sahnelerimizin olması gerektiğini vurgulamak amacıyla konuşuyorum. Yani Garaj İstanbul gibi yerler var. Bu üretim yerinin uygun koşullar oluşturup, buranın sürekliliğini sağlayacak bir kurumsallaşmanın önü açılmalı. Temel mesele, buraların kamu yararına işleyen yerler olarak adının buradan alması. ‘Başkentin kalbi hala sanat için çarpıyor’ Garaj İstanbul’un yeni yapımlarından Ashura, gösterildiği her yerde çok beğenildi.Ashura bize göre tam anlamıyla tiyatro değil, daha farklı bir konsepte sahip. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz? M.A: Evet çok doğru. Biz Ashura için ya da Ashura’ya benzeyen diğer oyunlarımız için müzik tiyatro diyoruz. Yani tiyatro, müzik ve dansın buluştuğu gösteri. Bu tür gösteri sanatlarının örnekleri yabancı ülkelerde var. Bilindiği gibi başkent eskiden kültür sanatın kalbinin attığı yer olarak bilinirdi. Şimdi ise bu özelliğini kaybettiği çok sık dile getiriliyor. İstanbul’da üretilen kültür sanat faaliyetlerini göz önünde bulundurarak Ankara’daki kültür sanat yaşamını değerlendirebilir misiniz? MA: Başkentte alışveriş merkezlerinin ne kadar çok olduğunu gördüğümüzde şaşırdığımızı ifade etmiştik. Bu yapılaşma başkentteki sanatsal faaliyetleri etkilemiş diyebiliriz. Ama biz Akün Sahnesi’nde başkentli sanatseverlerle bir arada olmaktan büyük haz aldık. Önümüzdeki sezon yine farklı oyunlarımızla Ankara’ya konuk olmak istiyoruz. Zira başkentlilerin bize ilgisi de yoğundu. Bu ilgi karşısında şu çok büyük bir rahatlılıkla söylenebilir: Başkentlinin kalbi hâlâ sanat için çarpıyor. Biz burada daha da büyüdük. Bin 500 kişi daha arttık. Her kentin kendi kültürünün olduğunu düşünüyorum. Başkentlinin biz İstanbulluların ne yaptığını merak ettiğini, bu yüzden ürettiklerimize kayıtsız kalmadıklarına tanık olduk. Zira aldığımız alkışlar da bu durumu kanıtlıyor. Gelecek yıl her ay Garaj İstanbul’un prodüksiyonlarını görecekler insanlar. M.A.A: Garaj İstanbul’u kurarken hep şuna inandık. Mevlana’nın felsefesinde olduğu gibi... Belki bizim ayağımızı bastığımız yer İstanbul. Ama biz diğer ayağımızla bütün Türkiye’yi hatta bütün Avrupa’yı dolaşmak istiyoruz. Garaj İstanbul bütün oyunlarını Anadolu’da sahnelemek istiyor. 6