Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet Ankara 228/14 Kasım 2008 ‘Sanatçıyadüşen görevbirlikolmaktır’ NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Süleyman Şahin’in, resim sanatı ile olan ilişkisi çobanlık yaptığı yıllara dayanıyor. Bu nedenle Şahin bugün ülkede, “Çoban Ressam” olarak tanınıyor. Yıllardır resim sanatının içinde var olduğunu, kendisini geliştirmek amacıyla çobanlık yaptığı yıllardan bu yana durmadan çalıştığını belirten Şahin, bugün ülkenin yaşadığı sıkıntılar karşısında, sanatçıların birlik olması gerektiğini vurguluyor. Sevgi, barış ve dostluğun sanatı belirlediğini söyleyen Şahin, “Bugün sanatçıya düşen en büyük görev birlik olmaktır. Birlik ve beraberlik sanatın ön koşulu değil mi? Birlik ve beraberlik içinde olduğunda sanatçılar, daha kaliteli işler ortaya çıkaramaz mı” diye soruyor. Ressam Şahin’le, bugün ülkede resim sanatında yaşanan sıkıntıları konuştuk: Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? I Ben çobanlıktan gelme bir ressamım. O yüzden de bugün herkes beni “Çoban Ressam” olarak bilir. Bugüne dek yurtiçi ve yurtdışında toplam 77 sergi açtım. Kendi kendimi geliştirdim resim sanatında. Atölyedeki eşyalarımı satarak Paris’e gittim. Yıllarca Paris’te kaldım. Şimdi sanatımda çok iyi bir yerde olduğumu düşünüyorum. Fakat ne yalan söyleyeyim, bugün yaşadığımız olumsuzluklar biz ressamları çok etkiliyor. Bir sanatçı olarak, bugün ülkenin içinde bulunduğu durumu eleştiriyorum. Toplumun yaşadığı bunalımları, ülkedeki kültür seviyesinin günden güne düşünü ve yurttaşların her geçen gün biraz daha sanattan uzaklaşmalarını eleştiriyorum. Sizce neden bugün yurttaşlar her geçen gün biraz daha sanattan uzak kalmayı tercih ediyorlar? I Bir özeleştiri yapmak gerekirse, biz sanatçılar kendi iç kısır çekişmelerimizden, toplumsal sorunlara eğilemedik. Bugün hâlâ bazı ressamlar kendi aralarında, “Sen akademilisin, ben değilim” şeklinde tartışmalara katılıyorlar. Biliyor musunuz, ben Paris’te kaldığım yıllar içinde hiçbir yabancı ressam bana “Hangi okul mezunusun” A Ressam Süleyman Şahin, ülkenin bugün yaşadığı sıkıntılar karşısında, sanatçıların daha fazla dayanışma içinde olması gerektiğini söylüyor diye sormadı. Çünkü onlar, işin okullu olup olmadığına bakmıyorlar. Oysa durum Türkiye’de çok farklı. Bugün birçok galeri benim resimlerimi, sırf çobanlıktan gelmeyim diye sergilemek istemedi. Destek olmadılar. Bugün sanatçıya düşen en büyük görev, birlik olmaktır. Bu türlü kısır tartışmalardan çok sanatçıların birbirlerine destek olması gerekmiyor mu bugün? Birlik ve beraberlik sanatın ön koşulu değil mi? Birlik ve beraberlik içinde olduğunda sanatçılar, daha kaliteli işler ortaya çıkaramaz mı? Sanatı, sevgi, barış ve dostuk belirler. Yakın bir zamanda Denizli’nin Güney ilçesinde düzenlenen bir etkinliğe katıldım. 25 ressam birlikte gittik. Nerden baksanız etkinlikte, 50 tane resim yapıldı ve bu 50 resim etkinliği düzenleyenlerce paylaşıldı. Sanatçılara bir şey kalmadı. Hatta etkinliğe konser vermek için gelen gençler de vardı. İnanın o gençlerin cebinde yemek yiyecek paraları yoktu. Gençlere de belli bir ücret ödenmedi, ya da çok az bir ücret ödediler. Şimdi sanatımızı ve sanatçılarımızı bu şekilde kullanmak etik bir davranış mıdır? Tüm bu yaşananların nedeni ne olabilir? Bu yaşananların ardında daha temel sorunlar yatıyor olmalı... I Temel sorun şu: Devletimiz bugün sanata ve sanatçıya yeteri kadar destek olmuyor. Daha fazla destek olmalı, fonlar ayırmalı. Japonyalı bir ressam arkadaşım var. O, bugün dünyanın neresine giderse gitsin, hangi etkinliğe katılırsa katılsın, devletten para alıyor. Ülkesini dünyanın her yerine tanıtma gücüne sahip bu destekle. Biz de ülkemizi dünya ülkelerine sanatımızla tanıtabiliriz. Bizim ülkemizde de çok değerli ressamlar, şairler, yazarlar, oyuncular var. Ama destekleri yok. Bugün çeşitli kurum ve kuruluşlar da sanata daha fazla destek olabilirler. Bir de işin farklı bir boyutu var. Ülkede bugün yüzlerce ressam var. Siz bu ressamlara destek olmazsanız, büyük bir işsizlik sorununu da beraberinde getirirsiniz. Biliyor musunuz, 1800’lü yıllardan bu yana bir arpa boyu yol alamadık, ilerleyemedik. O dönemin büyük ressamları, Van Gogh’lar, Pisarro’lar aç öldüler. Bugün onların resimlerinin değerinin ne kadar olduğuna siz karar verin. Bugün de öyle. Bir ülkede kültür sanat dibe vurursa, o ülke Irak gibi olur. Bir de sanatın uzlaştırıcı ve eğitici bir rolü vardır. Denizli’deki etkinlikte, biz ressamlar, etkinlik sırasında gençlerin havaya ateş açtıklarına tanık olduk. Bir iki gün geçtikten sonra, havaya ateş açan o gençlerin, fırçalarını ve boyalarını alıp yanımızda resim yapmak istediklerini gördük. Bu olay sanatın ne denli güçlü olduğunu anlatmaya yeterli diye düşünüyorum. ‘Bizsanatımızı halktanalıyoruz’ Peki bugün ülkedeki sanat eğitimini nasıl değerlendiriyorsunuz? I Bana göre ülkede gerçek sanat eğitimi, köy enstitülerinin olduğu dönemde vardı. Oradan mezun olan her genç, sanatın ruhundan anlıyordu. Zamanla eğitimimiz içinde sanatın rolü düştü. Bana göre, eğitimimizde toplumla dialog kurabilecek, başarılı eğitimciler görev yapmalı. Bir de bana göre ressamlık ayrı bir sanattır. Ressamlar toplumu bir yerlere taşıyabilir çünkü. Bir çiçek bile yapsanız, olumsuz düşünen insanların kafasındaki sertliklerin önüne geçersiniz. Diğer sanat dalları da şüphesiz, çok önemlidir. Sanatçılar olarak bu memlekette olumsuz olayların karşısında eziliyoruz. Bugün özellikle başkentteki galerin birçoğu kapanıyor. Bu kapanmaların ardında yatan nedenler nelerdir sizce? I Bugün ne yazık ki galerin pek çok sorunu var. Galericilik başka bir kültür ister. Galeride sergilenecek bir eserin ressamı hakkında bir galericinin çok iyi fikir sahibi olması gerekir. Bu iş de zor ve destek isteyen bir iştir. Galerilere de daha fazla destek olunması gerekiyor bugün. Bugün yaşadığımız sorunlar karşısında sanatçılara düşen görevler nelerdir? I Halkın içinde olmak. Topluma bir mesajı varsa bir sanatçının, bundan sakınmaması gerekiyor. Daha fazla halkın içine girmesi gerekiyor sanatçıların. Biz, sanatımızı zaten halktan alıyoruz. Halk bizim eserlerimize konuk oluyor. Bir de biz sanatçılar, öncelerden birçok yerde sanat konusu üzerine çeşitli konferanslar veriyorduk. Bu konferanslar zamanla yapılmamaya başlandı. 2