17 Kasım 2025 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

9 saıkm 2025 3 Gözümüzden Cumhuriyet’in gönlümüze aktı arın yine 10 Kasım. Her 10 Kasım, bir açıdan onu bizden biraz daha 10 Kasım’ı uzaklaştırıyor ama bir açıdan da onu bize daha çok yaklaştırıyor. Her 10 Kasım’da Y onu daha iyi hatırlıyoruz ve anlıyoruz. GÖNLÜMÜZE AKTI Bir canlı hayatını kaybettiğinde öldüğü söylenir. Ülkemizde çoğunluk bu ifadeyi insanlar için kullanmak istemiyor, “öldü” yerine “vefat etti” demeyi tercih ediyor. Ancak vefat kelimesi yanlış kullanılmaya başlandı. Pandemi döneminde öldü ifadesinin kibar olmadığı düşüncesiyle basında vefat kelimesi kullanıldı, arın 10 Kasım... Atatürk “Bugün 200 vefat var” dendi. Bu günü. Vatanına ve kullanım dil açısından hatalıdır. milletine bağlılığı candan “Kazada üç vefat var” denmez, “Üç ve samimi. Kişisel ölü var” veya “Üç kişi vefat etti” denir. Y hesapları, hele maddi Sonuçta vefat kelimesi, bence yanlış hesapları hiç yok. Büyük bir devrimci. kullanımla yıpratılmış oldu. Yeni bir Gerçek bir demokrat. ifade arayışına giriştim. Yarın anacağız onu bu cümlelerle. Onu Baktım ki tasavvuf kültüründe, anladığımız, ona inandığımız, bugün için ondan esinlendiğimiz için. Bektaşilikte öldü demek yerine PRo . f dR . Onu ve amacını anlamayanlar, “Gözümüzden gönlümüze aktı” Üs t Ün anlamayı işlerine uyduramayanlar da deniyor. Bu ifadeyi ilham verici yok değil ya neyse. d ÖKmne buldum, ben de bugün Atatürk için “O ı Bugün size Atatürk’ü 10 Kasım’da gözümüzden gönlümüze a anlatmayacağım. Gazetemizin, aktı” demek istiyorum. Varlığı Cumhuriyet’in 87 yıl önce 10 gönlümüzde, yaptıkları aklımızdadır. Kasım’ı nasıl yaşadığını size de İLKLERİN LİDERİ yaşatmaya çalışacağım. O gün “Atatürk’ün sıhhati” O birçok şeyi dünyada ilk kez yapan liderdi. Örneğin sürmanşetiyle çıkar gazete. Doğal yendiği düşman askerlerinin annelerine, (Anzaklı Şaduman Hcıalı olarak bir gün öncesine aittir annelere) onları teselli eden bir mektup yazmıştı. sadumankaragozhalici@gmail.com haberler. Eline tebeşir alıp milletine okuma yazma öğreten ilk Gösterilen onca özene karşın sağlığı devlet başkanıdır. Ülkesinin kadınlarına dünyada ilk kötüye gitmektedir Atatürk’ün. Sabah ateşi 36.8’dir ama akşam kez seçme ve seçilme hakkı vermişti. Dünyanın ilk ve gece yükselir. 37.6 olur. Nabzı da yükselmiş, dakikada kadın mühendisi, dünyada ilk köprü inşa eden kadın 128’den 132’ye çıkmıştır. Sabiha Rıfat Hanım, onun desteğiyle ortaya çıkmıştı. Ertesi gün “Büyük Milli Matemimiz” sürmanşetiyle çıkar Çocuklara dünyada bayram hediye eden ilk liderdir. gazete. Umutlar sönmüş, gerçekle temsilcileri bir toplantı da yaparlar. Cenaze Kızının, manevi kızının elinden tutup ciddi toplantılara yüzleşilmiştir 10 Kasım günü saat 9’u 5 töreninin bitimine kadar ziyafet vermemeyi, giden ilk ve son dünya lideridir. O mayo giyip denize geçe... kabul töreni yapmamayı, elçiliklerde giren ilk devlet başkanıdır. ABD başkanı Wilson onu “Milleti kurtaran adamı milleti bayrakları yarıya indirmeyi üzüntülerinin örnek alıp mayo ile Hudson Irmağı’na girmişti. kurtaramadı” der Cumhuriyet. “Ağlıyoruz! göstergesi olarak kararlaştırırlar. Gözyaşlarımızı içimize akıtarak ağlıyoruz” Beşinci sayfada M. Turhan Tan, “İnkilapçı SON 29 EKİM’İ der. Atatürk”ü kaleme alır tam sayfa, devrimlerle 10 Kasım’dan söz edildiğinde her defasında iki olay Yunus Nadi’nin kaleminden süzülen nasıl yeni bir Türkiye yaratıldığını vurgular. gelir aklıma. Birincisi onun son 29 Ekim’i, ikincisi ise cümlelerde elemle yoğrulu şaşkınlık vardır. Altıncı sayfasını “Atatürk ve ölüm”e ayırır milletinin onu uğurlamasıdır. Sabah 9.25 treniyle Ankara’ya geldiğinde gazete. Yazarı Salâhaddin Güngör’dür. Atatürk, 15 yıllık cumhurbaşkanlığı sürecince gördüğü manzarayı şöyle betimler: “Atatürk ve ölüm… Allah’ım, birbirine bu 14 Cumhuriyet Bayramı’na katıldı ancak 29 Ekim “Kimse yüksek sesle diğerine hitap edemiyor hatta herkes kadar aykırı iki kelime nasıl olup da birleşebildiler” sorusuyla 1938’deki bayrama katılamadı. Çünkü hastaydı, birbiriyle konuşmaktan çekingen bir hayalet gibi geziyordu. Bir başlar Güngör yazısına. Ruh halini, “Şu dakikada dilim 46 kiloya düşmüştü, yürüyemiyordu. Dolmabahçe aralık uğradığımız Meclis’te ayaklarının ucuna basarak yürüyen dolaşıyor: Atatürk öldü diyemiyorum” diye özetler. “Bir vatan Sarayı’ndaki salonda yatıyordu. Kuleli Askeri Lisesi arkadaşların gözleri bulutlu, ağızları kenetli, boğazları tıkalı... yaratmakla kalmadı, yarattığı vatanı uygarlığın bin bir nimetiyle öğrencileri Taksim’deki törenden vapurla okullarına İnsanın üzerine dağlar devrilse bilmiyoruz bu kadar sıkılabilir ve bezedi” der. O dakika bağırmak “Hayır! diye bağırmak, dönüyorlardı. Dolmabahçe’nin önünde vapurlarını ezilebilir miydi?” Hayır! Atatürk’ün ölmeye hakkı yoktur” diye bağırmak ister... durdurdular, güverteye çıkıp “Ata’mızı görmek Acısı, gözünden akan yaşı “kanlı” diye niteleyecek kadar İstanbul’a geldiği ilk günü anlatır. Nutuk’a yaptığı atıfla istiyoruz!” diye bağırmaya başladılar. Atatürk duydu büyüktür Yunus Nadi’nin. Büyüktür ama teselli de eder sürdürür. “Her başımız sıkıldıkça gençliğe yaptığı vasiyeti “Beni kaldırın” dedi. Kaldırıp giydirdiler. Kan ter kendisini ve okuyucularını. Nereye baksa, hangi kuruma, hatırlayalım.” Sonra Gençliğe Hitabı bir kez daha yazar koyu içinde kaldı. Pencerenin önündeki koltuğa taşıdılar. okula, ağaca, millete, devlete nereye baksa o vardır. “Atatürk renklerle. Ve koyu renkle devam eder. Der ki: Eliyle gençleri selamladı. O an gençler adeta çıldırdılar; ölmemiştir.” “Ey Türk Genci! Sen tarihin en büyük insanından kutsal postallarını çıkarıp boğazın soğuk sularına atladılar, ona Objektifini halka da çevirir gazete. Duyguları ölümsüzleştirir. bir emanet ve en kötü koşullar içinde dahi mutlaka yerine doğru yüzmeye başladılar. Dolmabahçe Sarayı’nın bayrağı yarıya indirilmiş hazin getirilecek manzarasıyla... O gün ağabeylerimiz ona doğru yüzdüler, bugün biz yüce bir emir milletçe ona doğru yüzüyoruz. ve işaret aldın. YALOVA’DAKİ Ata’nın manevi MİLLETİN ONU UĞURLAMASI FOTOĞRAF ve ahiretteki O, 10 Kasım’da gözümüzden gönlümüze aktıktan İkinci sayfada gözleri sana sonra tabutu Dolmabahçe’nin önünde yapılan katafalka Abidin Daver “Asker dikilidir. Elbette Atatürk”ü anlatır. kondu. Katafalkın önünden -içlerinden annemin de sen görevini Trablusgarp’taki bulunduğu- İstanbul halkı defalarca ağlayarak geçti. kuşaktan kuşağa mücadelesini, Sonra bir ikindi vakti Yavuz Zırhlısı Atatürk’ün daha mükemmel Çanakkale’de tabutunu Dolmabahçe’den aldı. Yavuz beş dakikada yaparak onun emperyalizmi ilk kez bir top atıyordu, İstanbul ağlıyordu. Yavuz, Atatürk’ün ruhunu sevgi ve dize getirişini, Dünya tabutunu İzmit’teki trene götürdü. Bu tren Atatürk’ün saygıyla andığın Savaşı’nda Alman kadar vatanını ve milletini mesut ve bahtiyar kılacaksın.” yurt yolculuklarını yaptığı trendi. generallerin kendi Yaşam devam etmektedir. “Meclis bugün toplanıyor” alt Tren akşam İzmit’ten yola çıktı. Matem treniydi, çıkarları için Türk kanı dökmelerine duyduğu öfkeyi, 39 yaşında manşetini de atar gazete o gün. Tek gündemi vardır Meclis’in: tüm kompartımanları karanlıktı, sadece Atatürk’ün koskoca Türk milletini yanına alıp atıldığı Milli Mücadele’yi. Yeni cumhurbaşkanını seçmek. Devlet boşluk kaldırmaz tabutunun bulunduğu kompartıman aydınlatılmıştı ve Üçüncü sayfada Cumhuriyet, “Atatürk’ün hayatı” başlığı ile çünkü. Haftalar öncesinde başlayan fısıltılara, kimi gazetelerin dört general ellerinde kılıçları tabutun çevresinde saygı özgeçmişini yayımlar. Kız kardeşi Makbule Hanım, Yunus kışkırtmalarına geçit vermemek gerekir. İsmet Paşa’nın nöbetindeydiler. Nadi, Afet İnan ile Ülkü’nün de bulunduğu Yalova’da çekilmiş seçimiyle susacaktır fısıltılar. Tren Atatürk’ü son kez Eskişehir üzerinden fotoğraf belki ilk kez yayımlanır. İbrahim Alaeddin uzunca bir Atatürk’ün dediği, Peyami Safa’nın hatırlattığı gibi: Memleket Ankara’ya götürüyordu. Türk köylüsü, kimseden şiir kaleme almıştır, anlatılır şiirde Atatürk son uykusunda iken bir değil, Mustafa Kemallerle doludur. emir almadan, kimse tarafından organize edilmeden Dolmabahçe’deki ürkütücü sessizlik. saatlerce yürüyüp demiryolunun iki yanına dizilmişti. Peyami Safa, “Türke ait her şeyin içinde o vardı” diyerek Ellerinde gaz lambalarının haznesi vardı, lamba kısmı Yunus Nadi’ye katılır üçüncü sayfadan. Onun izinden yoktu. Tren ufuktan görünür görünmez haznelerdeki yüründüğünde geleceğe güveni tamdır. Kendisi bir nutkunda, gazı toprağa döktüler, ateşler yaktılar. O, düşmanlardan bu memleketin bir değil, birçok Mustafa Kemallerle dolu kurtardığı çatlamış Anadolu toprakları üzerindeki son olduğunu söylememiş miydi?” yolculuğunu, Türk köylüsünün yaktığı ışıklar, nurlar Dördüncü sayfayı “Atatürk’ün son günleri”ne ve son güne Galeati Yayıncılık içinde yaptı. ayırır gazete. Ölüm iyiliği derler ya hani hiçbir şeyi yokmuş YENİ YENİ 2000’li yıllarda Mustafa’nın küçükken karanlıktan gibi neşesini betimler önce, sonra 8 Kasım’da başlayıp gittikçe korktuğu, bu yüzden annesine gaz lambasını kısık ağırlaşan tabloyu. İçtiği meyve suyunu, ardından gelen bulantısını, ateşinin 40’a dayanmasını ve son nefesini. yaktırıp baş ucuna astırdığı iddia edildi. Olabilir, Saat 10’u geçerken Sağlık hepimiz küçükken karanlıktan korktuk. Ancak şu Müze Müdürü Dr. Nuri’nin inanılmaz denk gelişe bakar mısınız, karanlıktan Dolmabahçe Sarayı’na korkan çocuğu milleti son yolculuğunda karanlıkta gelişini, Atatürk’ün göndermedi. yüzünün ve ellerinin O gönlümüzde hep aydınlıklar içinde yaşayacaktır. kalıplarını alışını, Tahnit için yapılan hazırlıkları. Ankara’daki İmtiyaz Sahibi: diplomatların hemen o gün KARGO DAHİL 250 ¨ YERİNE 200 ¨ KARGO DAHİL 200 ¨ YERİNE 175 ¨ 9 KAsIM 2025 SAYI: 1857 CUMHURİYET VAKFI adına 2 KİTAP KARGO DAHİL 375 ¨ YERİNE Dışişleri Bakanı Tevfik n Yayın Koordinatörü ALEV COŞKUN DENİz üLKüTEKİN Rüştü Aras’ı ziyaretlerine Genel Yayın Yönetmeni n Reklam Genel Müdürü MİNE EsEN ¨ ya da mesajlarına da yer 350 EVsUN sİNEM ALKAN Sorumlu Müdür pazar.dergi@cumhuriyet.com.tr verilir. İlk gelen Afganistan bETüL bERİŞE +90 539 669 60 69 baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık büyükelçisi Ahmet Han Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul www.galeatiyayinevi.com galeatiyayincilik gletiyayincilik galeati2017 No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 e-posta: olur. Onun öncülüğünde Pazarlama A.Ş. Yaygın süreli yayın reklam@cumhuriyet.com.tr Uets: 25999-15079-37611 Ankara’daki yabancı devlet KÖPRÜB Ş
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear