Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
9 saıkm 2025
3
Gözümüzden
Cumhuriyet’in
gönlümüze aktı
arın yine 10 Kasım. Her 10 Kasım,
bir açıdan onu bizden biraz daha
10 Kasım’ı
uzaklaştırıyor ama bir açıdan da onu bize
daha çok yaklaştırıyor. Her 10 Kasım’da
Y onu daha iyi hatırlıyoruz ve anlıyoruz.
GÖNLÜMÜZE AKTI
Bir canlı hayatını kaybettiğinde öldüğü söylenir.
Ülkemizde çoğunluk bu ifadeyi insanlar için kullanmak
istemiyor, “öldü” yerine “vefat etti” demeyi tercih
ediyor. Ancak vefat kelimesi yanlış kullanılmaya
başlandı. Pandemi döneminde öldü ifadesinin kibar
olmadığı düşüncesiyle basında vefat kelimesi kullanıldı,
arın 10 Kasım... Atatürk
“Bugün 200 vefat var” dendi. Bu
günü. Vatanına ve
kullanım dil açısından hatalıdır.
milletine bağlılığı candan
“Kazada üç vefat var” denmez, “Üç
ve samimi. Kişisel
ölü var” veya “Üç kişi vefat etti” denir.
Y hesapları, hele maddi
Sonuçta vefat kelimesi, bence yanlış
hesapları hiç yok. Büyük bir devrimci.
kullanımla yıpratılmış oldu. Yeni bir
Gerçek bir demokrat.
ifade arayışına giriştim. Yarın anacağız onu bu cümlelerle. Onu
Baktım ki tasavvuf kültüründe, anladığımız, ona inandığımız, bugün
için ondan esinlendiğimiz için.
Bektaşilikte öldü demek yerine
PRo . f dR .
Onu ve amacını anlamayanlar,
“Gözümüzden gönlümüze aktı”
Üs t Ün
anlamayı işlerine uyduramayanlar da
deniyor. Bu ifadeyi ilham verici
yok değil ya neyse.
d ÖKmne
buldum, ben de bugün Atatürk için “O
ı
Bugün size Atatürk’ü
10 Kasım’da gözümüzden gönlümüze
a
anlatmayacağım. Gazetemizin,
aktı” demek istiyorum. Varlığı
Cumhuriyet’in 87 yıl önce 10
gönlümüzde, yaptıkları aklımızdadır.
Kasım’ı nasıl yaşadığını size de
İLKLERİN LİDERİ yaşatmaya çalışacağım.
O gün “Atatürk’ün sıhhati”
O birçok şeyi dünyada ilk kez yapan liderdi. Örneğin
sürmanşetiyle çıkar gazete. Doğal
yendiği düşman askerlerinin annelerine, (Anzaklı
Şaduman Hcıalı
olarak bir gün öncesine aittir
annelere) onları teselli eden bir mektup yazmıştı.
sadumankaragozhalici@gmail.com
haberler.
Eline tebeşir alıp milletine okuma yazma öğreten ilk
Gösterilen onca özene karşın sağlığı
devlet başkanıdır. Ülkesinin kadınlarına dünyada ilk
kötüye gitmektedir Atatürk’ün. Sabah ateşi 36.8’dir ama akşam
kez seçme ve seçilme hakkı vermişti. Dünyanın ilk
ve gece yükselir. 37.6 olur. Nabzı da yükselmiş, dakikada
kadın mühendisi, dünyada ilk köprü inşa eden kadın
128’den 132’ye çıkmıştır.
Sabiha Rıfat Hanım, onun desteğiyle ortaya çıkmıştı.
Ertesi gün “Büyük Milli Matemimiz” sürmanşetiyle çıkar
Çocuklara dünyada bayram hediye eden ilk liderdir.
gazete. Umutlar sönmüş, gerçekle
temsilcileri bir toplantı da yaparlar. Cenaze
Kızının, manevi kızının elinden tutup ciddi toplantılara
yüzleşilmiştir 10 Kasım günü saat 9’u 5
töreninin bitimine kadar ziyafet vermemeyi,
giden ilk ve son dünya lideridir. O mayo giyip denize
geçe...
kabul töreni yapmamayı, elçiliklerde
giren ilk devlet başkanıdır. ABD başkanı Wilson onu
“Milleti kurtaran adamı milleti
bayrakları yarıya indirmeyi üzüntülerinin
örnek alıp mayo ile Hudson Irmağı’na girmişti.
kurtaramadı” der Cumhuriyet. “Ağlıyoruz!
göstergesi olarak kararlaştırırlar.
Gözyaşlarımızı içimize akıtarak ağlıyoruz”
Beşinci sayfada M. Turhan Tan, “İnkilapçı
SON 29 EKİM’İ
der.
Atatürk”ü kaleme alır tam sayfa, devrimlerle
10 Kasım’dan söz edildiğinde her defasında iki olay
Yunus Nadi’nin kaleminden süzülen
nasıl yeni bir Türkiye yaratıldığını vurgular.
gelir aklıma. Birincisi onun son 29 Ekim’i, ikincisi ise
cümlelerde elemle yoğrulu şaşkınlık vardır.
Altıncı sayfasını “Atatürk ve ölüm”e ayırır
milletinin onu uğurlamasıdır.
Sabah 9.25 treniyle Ankara’ya geldiğinde
gazete. Yazarı Salâhaddin Güngör’dür.
Atatürk, 15 yıllık cumhurbaşkanlığı sürecince
gördüğü manzarayı şöyle betimler:
“Atatürk ve ölüm… Allah’ım, birbirine bu
14 Cumhuriyet Bayramı’na katıldı ancak 29 Ekim
“Kimse yüksek sesle diğerine hitap edemiyor hatta herkes
kadar aykırı iki kelime nasıl olup da birleşebildiler” sorusuyla
1938’deki bayrama katılamadı. Çünkü hastaydı,
birbiriyle konuşmaktan çekingen bir hayalet gibi geziyordu. Bir
başlar Güngör yazısına. Ruh halini, “Şu dakikada dilim
46 kiloya düşmüştü, yürüyemiyordu. Dolmabahçe
aralık uğradığımız Meclis’te ayaklarının ucuna basarak yürüyen
dolaşıyor: Atatürk öldü diyemiyorum” diye özetler. “Bir vatan
Sarayı’ndaki salonda yatıyordu. Kuleli Askeri Lisesi
arkadaşların gözleri bulutlu, ağızları kenetli, boğazları tıkalı...
yaratmakla kalmadı, yarattığı vatanı uygarlığın bin bir nimetiyle
öğrencileri Taksim’deki törenden vapurla okullarına
İnsanın üzerine dağlar devrilse bilmiyoruz bu kadar sıkılabilir ve
bezedi” der. O dakika bağırmak “Hayır! diye bağırmak,
dönüyorlardı. Dolmabahçe’nin önünde vapurlarını
ezilebilir miydi?”
Hayır! Atatürk’ün ölmeye hakkı yoktur” diye bağırmak ister...
durdurdular, güverteye çıkıp “Ata’mızı görmek
Acısı, gözünden akan yaşı “kanlı” diye niteleyecek kadar
İstanbul’a geldiği ilk günü anlatır. Nutuk’a yaptığı atıfla
istiyoruz!” diye bağırmaya başladılar. Atatürk duydu
büyüktür Yunus Nadi’nin. Büyüktür ama teselli de eder
sürdürür. “Her başımız sıkıldıkça gençliğe yaptığı vasiyeti
“Beni kaldırın” dedi. Kaldırıp giydirdiler. Kan ter
kendisini ve okuyucularını. Nereye baksa, hangi kuruma,
hatırlayalım.” Sonra Gençliğe Hitabı bir kez daha yazar koyu
içinde kaldı. Pencerenin önündeki koltuğa taşıdılar.
okula, ağaca, millete, devlete nereye baksa o vardır. “Atatürk
renklerle. Ve koyu renkle devam eder. Der ki:
Eliyle gençleri selamladı. O an gençler adeta çıldırdılar;
ölmemiştir.”
“Ey Türk Genci! Sen tarihin en büyük insanından kutsal
postallarını çıkarıp boğazın soğuk sularına atladılar, ona Objektifini halka da çevirir gazete. Duyguları ölümsüzleştirir.
bir emanet ve en kötü koşullar içinde dahi mutlaka yerine
doğru yüzmeye başladılar. Dolmabahçe Sarayı’nın bayrağı yarıya indirilmiş hazin
getirilecek
manzarasıyla...
O gün ağabeylerimiz ona doğru yüzdüler, bugün biz
yüce bir emir
milletçe ona doğru yüzüyoruz.
ve işaret aldın.
YALOVA’DAKİ
Ata’nın manevi
MİLLETİN ONU UĞURLAMASI FOTOĞRAF
ve ahiretteki
O, 10 Kasım’da gözümüzden gönlümüze aktıktan İkinci sayfada
gözleri sana
sonra tabutu Dolmabahçe’nin önünde yapılan katafalka Abidin Daver “Asker
dikilidir. Elbette
Atatürk”ü anlatır.
kondu. Katafalkın önünden -içlerinden annemin de
sen görevini
Trablusgarp’taki
bulunduğu- İstanbul halkı defalarca ağlayarak geçti.
kuşaktan kuşağa
mücadelesini,
Sonra bir ikindi vakti Yavuz Zırhlısı Atatürk’ün
daha mükemmel
Çanakkale’de
tabutunu Dolmabahçe’den aldı. Yavuz beş dakikada
yaparak onun
emperyalizmi ilk kez
bir top atıyordu, İstanbul ağlıyordu. Yavuz, Atatürk’ün ruhunu sevgi ve
dize getirişini, Dünya
tabutunu İzmit’teki trene götürdü. Bu tren Atatürk’ün saygıyla andığın
Savaşı’nda Alman
kadar vatanını ve milletini mesut ve bahtiyar kılacaksın.”
yurt yolculuklarını yaptığı trendi.
generallerin kendi
Yaşam devam etmektedir. “Meclis bugün toplanıyor” alt
Tren akşam İzmit’ten yola çıktı. Matem treniydi,
çıkarları için Türk kanı dökmelerine duyduğu öfkeyi, 39 yaşında
manşetini de atar gazete o gün. Tek gündemi vardır Meclis’in:
tüm kompartımanları karanlıktı, sadece Atatürk’ün
koskoca Türk milletini yanına alıp atıldığı Milli Mücadele’yi.
Yeni cumhurbaşkanını seçmek. Devlet boşluk kaldırmaz
tabutunun bulunduğu kompartıman aydınlatılmıştı ve
Üçüncü sayfada Cumhuriyet, “Atatürk’ün hayatı” başlığı ile
çünkü. Haftalar öncesinde başlayan fısıltılara, kimi gazetelerin
dört general ellerinde kılıçları tabutun çevresinde saygı
özgeçmişini yayımlar. Kız kardeşi Makbule Hanım, Yunus
kışkırtmalarına geçit vermemek gerekir. İsmet Paşa’nın
nöbetindeydiler.
Nadi, Afet İnan ile Ülkü’nün de bulunduğu Yalova’da çekilmiş
seçimiyle susacaktır fısıltılar.
Tren Atatürk’ü son kez Eskişehir üzerinden
fotoğraf belki ilk kez yayımlanır. İbrahim Alaeddin uzunca bir
Atatürk’ün dediği, Peyami Safa’nın hatırlattığı gibi: Memleket
Ankara’ya götürüyordu. Türk köylüsü, kimseden
şiir kaleme almıştır, anlatılır şiirde Atatürk son uykusunda iken
bir değil, Mustafa Kemallerle doludur.
emir almadan, kimse tarafından organize edilmeden
Dolmabahçe’deki ürkütücü sessizlik.
saatlerce yürüyüp demiryolunun iki yanına dizilmişti.
Peyami Safa, “Türke ait her şeyin içinde o vardı” diyerek
Ellerinde gaz lambalarının haznesi vardı, lamba kısmı
Yunus Nadi’ye katılır üçüncü sayfadan. Onun izinden
yoktu. Tren ufuktan görünür görünmez haznelerdeki
yüründüğünde geleceğe güveni tamdır. Kendisi bir nutkunda,
gazı toprağa döktüler, ateşler yaktılar. O, düşmanlardan
bu memleketin bir değil, birçok Mustafa Kemallerle dolu
kurtardığı çatlamış Anadolu toprakları üzerindeki son
olduğunu söylememiş miydi?”
yolculuğunu, Türk köylüsünün yaktığı ışıklar, nurlar
Dördüncü sayfayı “Atatürk’ün son günleri”ne ve son güne
Galeati Yayıncılık
içinde yaptı.
ayırır gazete. Ölüm iyiliği derler ya hani hiçbir şeyi yokmuş
YENİ YENİ
2000’li yıllarda Mustafa’nın küçükken karanlıktan gibi neşesini betimler önce, sonra 8 Kasım’da başlayıp gittikçe
korktuğu, bu yüzden annesine gaz lambasını kısık ağırlaşan tabloyu. İçtiği meyve suyunu, ardından gelen
bulantısını, ateşinin 40’a dayanmasını ve son nefesini.
yaktırıp baş ucuna astırdığı iddia edildi. Olabilir,
Saat 10’u geçerken Sağlık
hepimiz küçükken karanlıktan korktuk. Ancak şu
Müze Müdürü Dr. Nuri’nin
inanılmaz denk gelişe bakar mısınız, karanlıktan
Dolmabahçe Sarayı’na
korkan çocuğu milleti son yolculuğunda karanlıkta
gelişini, Atatürk’ün
göndermedi.
yüzünün ve ellerinin
O gönlümüzde hep aydınlıklar içinde yaşayacaktır.
kalıplarını alışını, Tahnit
için yapılan hazırlıkları.
Ankara’daki
İmtiyaz Sahibi:
diplomatların hemen o gün KARGO DAHİL 250 ¨ YERİNE 200 ¨ KARGO DAHİL 200 ¨ YERİNE 175 ¨
9 KAsIM 2025 SAYI: 1857
CUMHURİYET VAKFI adına
2 KİTAP KARGO DAHİL 375 ¨ YERİNE
Dışişleri Bakanı Tevfik
n Yayın Koordinatörü
ALEV COŞKUN
DENİz üLKüTEKİN
Rüştü Aras’ı ziyaretlerine
Genel Yayın Yönetmeni
n Reklam Genel Müdürü
MİNE EsEN ¨
ya da mesajlarına da yer
350
EVsUN sİNEM ALKAN
Sorumlu Müdür
pazar.dergi@cumhuriyet.com.tr
verilir. İlk gelen Afganistan
bETüL bERİŞE
+90 539 669 60 69
baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve
Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık büyükelçisi Ahmet Han
Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad.
AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul
www.galeatiyayinevi.com galeatiyayincilik gletiyayincilik galeati2017
No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım
Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 e-posta: olur. Onun öncülüğünde
Pazarlama A.Ş. Yaygın süreli yayın
reklam@cumhuriyet.com.tr Uets: 25999-15079-37611
Ankara’daki yabancı devlet
KÖPRÜB Ş

