22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

26 MAYIS 2024 3 Palandöken 1877 yılında, 8 Kasım’ı 9 Kasım’a bağlayan Türk askeri, çarın askeriyle boğaz boğaza gece yarısı müezzin Abdullah Bey, minareden çarpışıyordu. Erzurumlular kadın erkek, kimi “Kalkın ey ahali, tabyayı düşman bastı!” tüfekli, çoğu baltalı, sopalı Türk askerinin diye bağırdı. O sırada Aziziye tabyasında yardımına koştular... -26 Mayıs 2024 tarihleri yerleştirmişlerdir. Uzun kış gecelerinde arasında Erzurum’da bir tandır başında toplanıp konuştukları kitap fuarı düzenlenecekti. için olsa gerek mizah anlayışları 17 Davet edildim, sözlü olarak da çok gelişmiştir. Ortaya çıkan bu fuarın onur yazarı olacağımı belirttiler. güzelliği bozan bir tek şey vardır bu Çok sevindim, çünkü ben Erzurumluyum da siyasetçilerin tarihi çarpıtmalarıdır. ve Palandöken* isimli bir de romanım Aziziye tabyasının Erzurum halkının var. Erzurum’daki bir kitap fuarına onur gayretiyle çar ordusundan kurtarılması sanat eserlerine ve onları Pro. Df r. yazarı olarak davet edilmek bana onur olayı son yıllarda Sultan Abdülhamit’in yapanlara hayranlık bir hastalık nedeni olabilir mi? verecekti. Hemen kabul ettim. Ancak başarısı olarak sunulmaktadır. Oysa Nene Üst Ün az sonra fuarla ilgili basın bülteninde Hatun’ların birer yıldız gibi parladıkları Dökmen ve protokol davetiyelerinde onur yazarı ve şehit düştükleri 1877’deki Aziziye olarak adımın geçmediğini öğrendim. savunmasında Sultan Abdülhamit’in Daha da önemlisi fuar yönetimi benim dışımda övgüye değer hiçbir katkısı yoktur. Şehir bazı yazarları ve yayınevlerini sakıncalı bulmuş, kurtarıldıktan sonra Erzurum halkına sadece, hep Sanat fuara girmelerini yasaklamıştı. Yani fuarda sansür böyle davranın mealinde bir tebrik telgrafı çekmiştir. uygulanacaktı. Bütün bunlardan ötürü fuara Üstelik kısa bir süre sonra da Erzurum’dan istenen katılmamaya karar verdim. vergi artırılınca halk isyan etmişti. Erzurum Kitap Fuarı’nın onur konuğu olarak milli 1877 yılında, 8 Kasım’ı 9 Kasım’a bağlayan gece eğitim bakanı ilan edilmiştir. Bildiğim kadarıyla kitap yarısı müezzin Abdullah Bey, minareden “Kalkın ey zehirlenmesi fuarlarının onur konukları siyasetçiler değil yazarlar ahali, tabyayı düşman bastı!” diye bağırdı. O sırada olur. Fuarı düzenleyenlerin bu tercihleriyle maalesef Aziziye tabyasında Türk askeri çarın askeriyle boğaz Bir kent insanı hasta edebilir mi? Havası suyu kirliyse, stresi okula giren siyaset kitap fuarına da girmiştir. boğaza çarpışıyordu. Erzurumlular kadın erkek, kimi Eğer söz konusu kitap fuarına gitseydim oradaki tüfekli, çoğu baltalı, sopalı Türk askerinin yardımına bolsa evet. Peki ya tüm bu olumsuz koşullar o kentte yoksa konuşmamda Palandöken romanımdan da söz koştular, Rus mitralyözlerinin üzerine atıldılar. ve yalnızca görkemli sanat eserleri gelen turistleri hastanelik edecektim. Orada edemedim, bu yazıda edeceğim. (Bugün Aziziye tabyasındaki üç rölyeften birincisi babam Salih Dökmen tarafından yapılmıştır, bu olayı ediyorsa. İşte o kent Floransa, hastalık ise Stendhal sendromu... PALANDÖKEN NE ANLATIYOR? betimler.) Birçok yıl 8-9 Kasım’da tabyanın kurtuluşu Palandöken romanımda, dağ var, artık daha az törenine katıldım. Son katıldıklarımdan birisinde lkbahar ile ve su kemerlerinin yağsa da kar var, kardelenler var, çocukluğum, Aziziye tabyasının üzerine Sultan Abdülhamit imzalı artan turistik kalıntılarına kadar her yaŞam annem babam var, Havuzbaşı var. Palandöken’de “Erzurum düşerse Anadolu düşer” pankartı asılıydı. gezi planlarının şeyi hayranlıkla izliyor ve yoğun şekilde öz analizimi (self analiz) yaptım, kendi GÜnl ÜĞÜ Oysa bu söz sultana değil, Ahmet Muhtar Paşa’ya beraberinde pek çok yazıyordu. çelişkilerimin yanı sıra hemşerilerimin ve ülkemin aittir. O pankartla tarih tahrif edilmiştir. İ önlemi de getirdiği Pek çok ülke gezmesine insanının çelişkilerinden söz ettim. Palandöken’de Palandöken romanımda dile getirdiğim ortada. Gidilecek yerdeki karşın İtalya’ya hayranlık roman şeklinde bir otobiyografi kapsamında olayları eleştirilerden birisi de şudur: Tahtta kaldığı sürede iklim değişikliklerini duyan Stendhal, 1817’de coğrafyadan kültüre, tarihten günümüze bütünsellik Sultan Abdülhamit’in bir karış toprak kaybetmediğini hesaplamak, tropik bir bölge yine geldiği ülkede Santa içinde ele almaya çalıştım. pek çok siyasetçi ve amatör tarihçi ifade etmiştir. hedefleniyorsa önerilen Croce Bazilikası’nı ziyaret Çocukluğumda yaz aylarında daha Güneş doğmadan Evet sultan gerçekten bir karış toprak kaybetmemiştir, aşıları tamamlamak ve olası etti. Volterrano’nun Sibyls sokaklardan tak tak nal sesleri gelirdi. Buzcular eşekleriyle, 32.5 trilyon karış kare, yani 1.5 milyon kilometrekare gıda kaynaklı bağırsak fresklerini doya doya izledi katırlarıyla, kış aylarında Palandöken’deki mağaralara toprak kaybetmiştir. Yani sultana paye çıkarmak bozukluklarına karşı gerekli ve sonra yazdı: ö mÜr istifledikleri buz kalıplarını almak için yola çıkarlardı. isteyen birileri bilgi kirliliği yaratmaktadır. ilaçları bulundurmak “Floransa’da olma fikri Braudel, “Akdeniz” adlı kitabında Akdeniz çevresindeki tanyel Tolstoy’un “Savaş ve Barış” romanında ön planda bunların en bilindikleri. Öte ve az önce mezarlarını dağlarda, örneğin Uludağ’da aynı yöntemle yaz aylarında gözükmeyen gizli bir roman kahramanı vardır: yandan bazı bilinirliği az ve gördüğüm büyük insanlara yüzyıllardan bu yana buz elde edildiğini anlatılır. Galiba Napolyon. Her şeyi o tetikler. Palandöken’deki gizli hesaplanamayan durumlar yakın olmak beni coşku Palandöken, Akdeniz’in az ötesindedir. roman kahramanı ise Atatürk’tür. İşte Palandöken vardır ki ancak başa geldiğinde farkına içinde bıraktı. Yüce güzelliği düşünmeye Zorlu kış şartlarında aylarca evlerine kapanan bunları anlatıyor. varılır. daldım, onu yakından gördüm, Erzurumlular doğaya uyum sağlamayı öğrenmişlerdir Floransa’da görevli tabiri caizse ona dokundum. ve defalarca Rus işgaline uğradıkları için de psikiyatrist Graziella Güzel sanatların ilahi vatan sevgisini, vazgeçilmez şekilde yüreklerine * Dökmen, Ü. (2022). Palandöken. İstanbul: Remzi Kitabevi. Magherini, çalıştığı hislerinin tutkulu dönemde karşılaştığı hislerle buluştuğu bazı vakaların klasik o duygu noktasına hastalardan farklı ulaşmıştım. Santa olduğuna dikkat Croce’den çıkarken etmişti. Yaklaşık çarpıntım vardı. Hayat Her yıl yüzbinlerce turisti ağırlayan 10 yıl boyunca acil içimden çıktı ve düşme f loransa bir kentten çok bir sanat servise başvuran korkusuyla yürüdüm.” merkezi niteliğinde. ve kaydını tuttuğu Güz EL 106 hastanın bazı sANATLAR ilginç özellikleri vardı. Çoğu, kentin sanat galerileri ve hAsTA müzelerinde hastalanarak ediyor hastaneye getirilmişti. Stendhal’ın Geldikleri zaman bulguları tarif ettiği arasında baş dönmesi, Geçen yıl 96 yaşında yaşamını durum aslında çarpıntı, halüsinasyonlar, yitiren İtalyan hekim Magherini’nin Graziella magherini, stendhal oryantasyon bozukluğu, hastalarında tanık sendromunu tanımlamış ve kimlik kaybı ve fiziksel olduğu durumdu. O kitabını yazmıştı. yorgunluk vardı. Magherini yüzden vakalarını öncelikle sorunun kaynağının toparladı ve buna yorgunluğa, susuzluğa ve açlığa bağlı “Stendhal sendromu” adını vererek olabileceğini düşündü. Ancak ortak bilimsel bir dergide yayımlattı. Her ne noktaları bunlar değildi. kadar ruhsal bozukluklara ilişkin temel kitaplarda yer almasa da gün geçtikçe KENTTE ORTAYA bilinirliği arttı. Floransa’daki Uffizi çıkan belirtiler Galerisi’ne gelen bir ziyaretçinin Sandro Bulguların neden çıktığını Botticelli’nin “Venüs’ün Doğuşu”na değerlendirdiğinde tetikleyici olarak hayranlıkla bakarken kalp krizi geçirip etkilenebilir bir kişilik yapısı, gezi stresi ölmesi 2018’de sendromun daha dikkatli ve Floransa’da sanat tarihinde önemli ele alınmasına neden oldu. figürlerin eserleri ile karşılaşma ve ölüm Günümüzde bu sendromu yalnızca düşüncelerin hâkim olduğunu gördü. birkaç güne sığdırılan turlardaki Hastaları taburcu olduktan sonra da koşturmacaya ve uzun bekleme bir süre takip etti. Tam iyileşmeleri ise sürelerine bağlayanlar da elbette ki ancak kentten, hatta İtalya’dan ayrılınca vardır. Ancak isimlendirmesi nispeten gerçekleşiyor, bir daha da belirtiler yeni yapılmış olsa da yüzyıllardır kutsal kendini göstermiyordu. Magherini tüm bölgelere gidenlerin bazılarında da bu vakaların üzerinde çalışırken aklına benzer bulguların yaşandığı zaten bilinen yine bir zamanlar ülkesinde ve kentinde bir durumdur. Floransa gibi görkemli bolca zaman geçirmiş olan 19. yüzyılın sanat eserleri olan yöre ve mekânların Fransız yazarı Stendhal geldi. Sanki o da yarattığı heyecan da karşılaşanlarda buna benzer bir şeyler yaşamıştı. benzer etkileri yaratabilmektedir. Marie-Henri Beyle, ünlü imparator Napolyon’un himayesinde yaşarken yazdığı eserlerde “Stendhal” takma adını Paris kullanıyordu. 1800’de Avusturyalılar ile savaşmak için Grand Saint-Bernard sendromu da var geçidinden ilerledikten sonra ilk kez Turistik gezi demişken İtalya’ya ayak basmıştı. Savaşın Paris sendromunu da bitimini ilan eden Fontainebleau hatırlamadan geçemeyiz. Paris’i gezerken Antlaşması’ndan sonra ilk görüşte benzer şikâyetlerle hastaneye kaldırılan Japon âşık olduğu bü ülkede yaşamaya turistlerin bilimsel analizinde ise gerekçe çok karar verdi ve Milano’ya farklıydı. Paris’i hayallerinde bambaşka yaşayan yerleşti. Sonrasında da Trieste ve ve idealize eden turistlerin kenti gerçekte Civitavecchia’da Fransız konsolosu gördüklerinde yaşadıkları düş kırıklığının sonrası olarak görev yaptı. Bu sırada yazdığı psikiyatrik tedavi gereksinimine dek giden bir tüm eserler İtalya’da geçiyordu. durumdu bu. Son söz olarak diyebiliriz ki sırf Janiculum Tepesi’nden tüm Roma’yı bedeni değil, zihni de yıpratmayacağınız seyrinden başlayarak antik mezarların yolculuklar planlamalıyız. otanyel@yahoo.com
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear