Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
14 NİSAN 2024
6
Ceyda Düvenci her yaptığı işle, söylediği sözle ve haliyle kendisinden söz ettiriyor
‘Duygularımı
yüksek
deniz
yaşarım’
ülkütekin
uzak” demem. Çünkü gizlisi saklısı yok aksine
“Ezber bozanın tepki çekmesi
evlere yakın olsun. (Gülüyor)
olağan” diyor Ceyda Düvenci. Sık
u Sosyal medyadan edindiğim izlenim sizi ya
sık farklı şeyler söylediği için bu
çok seviyorlar ya da çok eleştiriyorlar. Bu
durum size neler hissettiriyor?
duruma alışık. Elbette önemli olan
Bu durumun sadece bana özel
kendiliğiyle barışık ve özgüvenli
olduğunu düşünmüyorum.
OkumA
olmak. Düvenci bu konuda epey
Ben sevildiğimi
düşünüyorum. Sadece
yol almış ve hâlâ ilerlemeyi
ö nerileri
ezber bozan söylemler
sürdürüyor.
yaptığınızda, kim u Son zamanlarda okuduğunuz
söylerse anlık tepkiler kitaplar içinde okuyucularımıza tavsiye
ıra dışı düşünen, sıra dışı konuşan çekiyor bence. Bana edebilecekleriniz var mı?
tepki görmekten korkmayan özel bir durum değil ”Algernona Çiçekler” ve “ince memed”
bir isim Ceyda Düvenci. Sırf yani bu. Bunun dışında son zamanlarda çok severek okuduğum
açıklamalarıyla değil rol aldığı insanların genel olarak kitaplardan. Ve elbette Stan tatkin’in
Syapımlarda oyunculuğuyla, sunduğu eleştirmeyi, birbirinin “Sevgi ile Bağlanma” kitabını da
programlarda sohbetiyle fark yaratıyor. Kısa yüzüne söylenemeyecek tavsiye ederim. Bir de şiir kitabı
süre önce gösterime giren BluTV dizisi şeyleri yazmayı çok kolay önersem r upi kaur “Güneş ve
“Prens”in ikinci sezonunda yine Kraliçe buldukları bir zamandan Onun Çiçekleri”...
Sion olarak karşımızda. Buyurun kendisiyle geçtiğimizi düşünüyorum.
yaptığımız keyifli sohbete... Keşke birbirimizi kırmamak
için daha çok özen göstersek ve
u “Prens”, sanki çekimler sırasında
hassasiyetle davransak.
çok eğlenilmiş gibi bir his getiriyor
beraberinde. Bilmem yanılıyor
yaşam çok hızlı
muyum?
Kendini konuk etse...
u Koşullardan pek şikâyet
Evet gerçekten koşarak
etmiyorsunuz ve hedef odaklısınız.
gittiğim ve her anında,
u İnternette okuduğum bir yorum beni birlikte sohbet etmeyi seviyorum, konuğumun
Bu zaman içinde gelişen bir
her çekimde gülmekten
güldürdü, sizinle de paylaşayım: “Keşke bir “sadece konuşturulmak için geldim” duygusunu
özelliğiniz mi?
sahneleri çekemediğimiz bir
gün kendini konuk etse de hepimiz rahatlasak”. yaşamasını istemiyorum açıkçası, karşılıklı
Koşullardan şikâyet etmenin
set Prens seti. Daha birinci
Gerçekten böyle baskın bir yönünüz var mı? bir sohbet halinde olmayı seviyorum. Ona
olana bir hayrı yok. Olan olduktan
sezonu çekerken zaten kısa
Kendimi konuk etmek harika fikirmiş. Bunu sorduğum sorularda benim de deneyimlediğim
sonra söylenmenin, akıntıya kürek
zamanda aile gibi olmuştuk. İkinci
yapmalıyım gerçekten. Baskın mıyım bilemem şeyler varsa “Ben de böyle bir şey yaşadım, sen
sallamanın alemi de yok. Dostlarımla
sezonda da ailemiz genişledi. Birbirinden
ama çok yönlü düşünen ve her şeyi aynı anda ne düşünüyorsun?” demeyi seviyorum. Genel
dertleşmeyi severim elbette ama yola devam
kıymetli, yetenekli oyuncu arkadaşlarımız
yapabilen bir karakterim ben. Bu baskın gelebilir anlamda bu karşılıklı sohbet halinin seyirci
ederim. Hayat o kadar hızlı ki…
katıldı aramıza. O yüzden mutluluğumuz daha
çoğu insana. Programımda da konuğumla tarafından da sevildiğini görüyorum.
da arttı. Hepimizin çok eğlendiği, bitmesini
istemediğimiz bir set oldu.
u Tarihi bir parodide kraliçe rolü oynayacağınız
aklınıza gelir miydi? Sizce Sion nasıl bir kraliçe?
PSikOl Oj ik dAyAnIkl Il Ik üzerine
Size benzeyen veya “Evlerden uzak” dediğiniz
yönleri var mı?
u Instagram’da kısa süre önce “psikolojik dayanıklılık” üzerine Hakkını vererek yaşarım yani hepsini, ayırt etmem
Hiç düşünmediğim ve hayal dahi etmediğim
bir paylaşımınız vardı. Psikoloji ile yakından ilgileniyorsunuz birbirinden. Psikolojik dayanıklılık, bence yaşam yolculuğunda
bir rol ve iş Prens. Her gün “İyi ki” diyorum.
sanırım. Peki psikolojik dayanıklılık kavramı neden öne çıkıyor? en ihtiyacımız olan şey. “Hakuna matata”ya bağlanıyor
Sion’a bayılıyorum. Kızına düşkün.
Psikolojik dayanıklılık aslında öfke yönetimi üzerine okurken bence sonu. Ama o kadar kolay bir kazanım değil.ü zerine
Düşündükleri ağzında ve eğlenceli. “Evlerden
karşıma çıktı. duygularını yüksek yaşayan biriyim. çalışıyorum hâlâ.
Ay’A SeyAHAt
“Servant”taki donuk ve
gizemli bebek bakıcısı
rolüyle akıllara kazınan
Kehanetin Kökenine Yolculuk:
Nell Tiger Free, efsanevi
“The Omen”in öncül
anlatısı olan filmde
The First Omen
performansıyla parlıyor.
BAşAk BIÇAk
ayaletler, suça karışanlar, Carlita’yla
basakbicak
içine şeytan kaçanlar veya (Nicole Sorace)
@gmail.com
doğuştan kötü olanlar... yakınlaşması ise
Korku sinemasında, bir öykünün kırılma
Hdehşet ikonu olarak kötü noktası oluyor çünkü peşi sıra yaşanacak
çocuk temsilleri sayısı bayağa fazladır. ölümlerin yanı sıra epeyce rahatsız edici
Ancak bu alt türler arasında kötülüğün bir doğum sahnesi de filmin sırf bir
veyahut Deccal’in dünyaya gelişi nostalji “sömürüsünden” çok, yenilikçi
ve yayılmasına aracılık eden çocuk ve cesur stilinin de kanıtı olageliyor.
figürlerinin tartışmasız en popüleri Gerçekten de bu andan itibaren şiddeti
kendisinden sonra gelen pek çok filmi de estetize etme biçimiyle giallo türünü
etkileyen “The Omen” (Kehanet, 1976) anımsatan, korku tasvirlerinde dikkat
filmindeki Damien’dir. çekici bir görsel biçem kullanan “The
70’ler sinemasının en gözde First Omen”, rahibe temsilleriyle de ilgi
düş gücümüze bırakmıştı. İşte şimdi, o
örneklerinden olan ve şeytani çocuk türüne
çekici bir yorum getirmeyi ihmal etmiyor.
“doğumun” kökenine yolculuğa çıkıyoruz
kelimenin tam anlamıyla ivme kazandıran
Başlangıçta yavaş atan filmin nabzı,
ve Deccal’in dünyaya gelişi üzerinden
“The Omen”, atmosferik cinayetlerinin, Margaret’ın gerçekleri öğrenmeye
politik ve dini üst anlatıların dehlizlerine
kadrosundaki Gregory Peck ve Lee başlamasıyla artıyor, Nell Tiger
dalıyoruz.
Remick gibi yıldız isimlerin de etkisiyle Free’nin birkaç dakikalık akıl almaz
70’li yılların Roması’na, ABD’den
gösterime girdiği yıl büyük bir hasılat elde performansıyla yükselen göz kamaştırıcı
rahibe olmak için göç eden genç
etmekle kalmadı, finaliyle de Damien’in bir dönüşüm sahnesiyle ise zirveye
Margaret’la (Nell Tiger Free) açılan “The
hikâyesinin sürdürülmesine olanak ulaşıyor. Kuşkusuz “The First Omen”,
First Omen”, tıpkı ana filmdeki gibi şok
sağladı. Yönetmen Richard Donner’ın ses tasarımından, politik-dini eksenli
edici bir intihar sahnesiyle klasik eserle
bu ilk sinema filminin yıllar içerisinde hikâyesine, kadın bedenine yönelik
bağ kurmadan önce İtalya’da o yıllarda
gelen devam halkaları, özgün yapıtın şiddete, çarpıcı görsel dokusundan,
yükselişe geçen bir korku üslubuna da
başarısına ulaşamasa da başka bir ilk uzun müziklerine değin etkileyici bir öncül
göz kırpıyor. Ve giallo* stiline yaklaşan
metraj filmini çeken yönetmen Arkasha hikâye ve güçlü bir anlatı. Ancak Nell
bir açılış sahnesiyle film boyunca
Stevenson, bu mirasa yakışan bir öncül Tiger Free’nin yorumu, The First Omen’ı
izleyeceğimiz dehşet düzeyini de açık
hikâyeyle Damien efsanesini canlandırmışa çok daha yükseğe taşıyor.
ediyor. Kamera kullanımıyla biçemini
benziyor.
belli eden bu giriş yine “The Omen”in
Özgün hikâyede, kendisini evlat edinen
en rahatsız edici ölümlerinden birini de
aileye ve yakınındakilere dehşet saçarken * İtalyan sinemasında bir korku türü.
ustalıkla hatırlatıyor.
tanıştığımız Damien’ın, kilisenin içindeki Arnoldo Mondadori isimli bir yayınevinin
Rahatsız edici doğum sahnesi
bir tarikat eliyle “dünyaya getirildiğini” çıkardığı polisiye türündeki sarı (giallo)
öğrenmiştik. Ancak ne koşullarda ve kimin Margaret’ın gelişinin ardından geçmişi renkli kitaplar sebebiyle sinemada da bu
aracılığıyla olduğunu “The Omen”, bizim nedeniyle kendisine yakın bulduğu biçimde isimlendiriliyor.
Puanım: 7/10
Fotoğraf: Vedat Arık