29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

14 NİSAN 2024 6 Ceyda Düvenci her yaptığı işle, söylediği sözle ve haliyle kendisinden söz ettiriyor ‘Duygularımı yüksek deniz yaşarım’ ülkütekin uzak” demem. Çünkü gizlisi saklısı yok aksine “Ezber bozanın tepki çekmesi evlere yakın olsun. (Gülüyor) olağan” diyor Ceyda Düvenci. Sık u Sosyal medyadan edindiğim izlenim sizi ya sık farklı şeyler söylediği için bu çok seviyorlar ya da çok eleştiriyorlar. Bu durum size neler hissettiriyor? duruma alışık. Elbette önemli olan Bu durumun sadece bana özel kendiliğiyle barışık ve özgüvenli olduğunu düşünmüyorum. OkumA olmak. Düvenci bu konuda epey Ben sevildiğimi düşünüyorum. Sadece yol almış ve hâlâ ilerlemeyi ö nerileri ezber bozan söylemler sürdürüyor. yaptığınızda, kim u Son zamanlarda okuduğunuz söylerse anlık tepkiler kitaplar içinde okuyucularımıza tavsiye ıra dışı düşünen, sıra dışı konuşan çekiyor bence. Bana edebilecekleriniz var mı? tepki görmekten korkmayan özel bir durum değil ”Algernona Çiçekler” ve “ince memed” bir isim Ceyda Düvenci. Sırf yani bu. Bunun dışında son zamanlarda çok severek okuduğum açıklamalarıyla değil rol aldığı insanların genel olarak kitaplardan. Ve elbette Stan tatkin’in Syapımlarda oyunculuğuyla, sunduğu eleştirmeyi, birbirinin “Sevgi ile Bağlanma” kitabını da programlarda sohbetiyle fark yaratıyor. Kısa yüzüne söylenemeyecek tavsiye ederim. Bir de şiir kitabı süre önce gösterime giren BluTV dizisi şeyleri yazmayı çok kolay önersem r upi kaur “Güneş ve “Prens”in ikinci sezonunda yine Kraliçe buldukları bir zamandan Onun Çiçekleri”... Sion olarak karşımızda. Buyurun kendisiyle geçtiğimizi düşünüyorum. yaptığımız keyifli sohbete... Keşke birbirimizi kırmamak için daha çok özen göstersek ve u “Prens”, sanki çekimler sırasında hassasiyetle davransak. çok eğlenilmiş gibi bir his getiriyor beraberinde. Bilmem yanılıyor yaşam çok hızlı muyum? Kendini konuk etse... u Koşullardan pek şikâyet Evet gerçekten koşarak etmiyorsunuz ve hedef odaklısınız. gittiğim ve her anında, u İnternette okuduğum bir yorum beni birlikte sohbet etmeyi seviyorum, konuğumun Bu zaman içinde gelişen bir her çekimde gülmekten güldürdü, sizinle de paylaşayım: “Keşke bir “sadece konuşturulmak için geldim” duygusunu özelliğiniz mi? sahneleri çekemediğimiz bir gün kendini konuk etse de hepimiz rahatlasak”. yaşamasını istemiyorum açıkçası, karşılıklı Koşullardan şikâyet etmenin set Prens seti. Daha birinci Gerçekten böyle baskın bir yönünüz var mı? bir sohbet halinde olmayı seviyorum. Ona olana bir hayrı yok. Olan olduktan sezonu çekerken zaten kısa Kendimi konuk etmek harika fikirmiş. Bunu sorduğum sorularda benim de deneyimlediğim sonra söylenmenin, akıntıya kürek zamanda aile gibi olmuştuk. İkinci yapmalıyım gerçekten. Baskın mıyım bilemem şeyler varsa “Ben de böyle bir şey yaşadım, sen sallamanın alemi de yok. Dostlarımla sezonda da ailemiz genişledi. Birbirinden ama çok yönlü düşünen ve her şeyi aynı anda ne düşünüyorsun?” demeyi seviyorum. Genel dertleşmeyi severim elbette ama yola devam kıymetli, yetenekli oyuncu arkadaşlarımız yapabilen bir karakterim ben. Bu baskın gelebilir anlamda bu karşılıklı sohbet halinin seyirci ederim. Hayat o kadar hızlı ki… katıldı aramıza. O yüzden mutluluğumuz daha çoğu insana. Programımda da konuğumla tarafından da sevildiğini görüyorum. da arttı. Hepimizin çok eğlendiği, bitmesini istemediğimiz bir set oldu. u Tarihi bir parodide kraliçe rolü oynayacağınız aklınıza gelir miydi? Sizce Sion nasıl bir kraliçe? PSikOl Oj ik dAyAnIkl Il Ik üzerine Size benzeyen veya “Evlerden uzak” dediğiniz yönleri var mı? u Instagram’da kısa süre önce “psikolojik dayanıklılık” üzerine Hakkını vererek yaşarım yani hepsini, ayırt etmem Hiç düşünmediğim ve hayal dahi etmediğim bir paylaşımınız vardı. Psikoloji ile yakından ilgileniyorsunuz birbirinden. Psikolojik dayanıklılık, bence yaşam yolculuğunda bir rol ve iş Prens. Her gün “İyi ki” diyorum. sanırım. Peki psikolojik dayanıklılık kavramı neden öne çıkıyor? en ihtiyacımız olan şey. “Hakuna matata”ya bağlanıyor Sion’a bayılıyorum. Kızına düşkün. Psikolojik dayanıklılık aslında öfke yönetimi üzerine okurken bence sonu. Ama o kadar kolay bir kazanım değil.ü zerine Düşündükleri ağzında ve eğlenceli. “Evlerden karşıma çıktı. duygularını yüksek yaşayan biriyim. çalışıyorum hâlâ. Ay’A SeyAHAt “Servant”taki donuk ve gizemli bebek bakıcısı rolüyle akıllara kazınan Kehanetin Kökenine Yolculuk: Nell Tiger Free, efsanevi “The Omen”in öncül anlatısı olan filmde The First Omen performansıyla parlıyor. BAşAk BIÇAk ayaletler, suça karışanlar, Carlita’yla basakbicak içine şeytan kaçanlar veya (Nicole Sorace) @gmail.com doğuştan kötü olanlar... yakınlaşması ise Korku sinemasında, bir öykünün kırılma Hdehşet ikonu olarak kötü noktası oluyor çünkü peşi sıra yaşanacak çocuk temsilleri sayısı bayağa fazladır. ölümlerin yanı sıra epeyce rahatsız edici Ancak bu alt türler arasında kötülüğün bir doğum sahnesi de filmin sırf bir veyahut Deccal’in dünyaya gelişi nostalji “sömürüsünden” çok, yenilikçi ve yayılmasına aracılık eden çocuk ve cesur stilinin de kanıtı olageliyor. figürlerinin tartışmasız en popüleri Gerçekten de bu andan itibaren şiddeti kendisinden sonra gelen pek çok filmi de estetize etme biçimiyle giallo türünü etkileyen “The Omen” (Kehanet, 1976) anımsatan, korku tasvirlerinde dikkat filmindeki Damien’dir. çekici bir görsel biçem kullanan “The 70’ler sinemasının en gözde First Omen”, rahibe temsilleriyle de ilgi düş gücümüze bırakmıştı. İşte şimdi, o örneklerinden olan ve şeytani çocuk türüne çekici bir yorum getirmeyi ihmal etmiyor. “doğumun” kökenine yolculuğa çıkıyoruz kelimenin tam anlamıyla ivme kazandıran Başlangıçta yavaş atan filmin nabzı, ve Deccal’in dünyaya gelişi üzerinden “The Omen”, atmosferik cinayetlerinin, Margaret’ın gerçekleri öğrenmeye politik ve dini üst anlatıların dehlizlerine kadrosundaki Gregory Peck ve Lee başlamasıyla artıyor, Nell Tiger dalıyoruz. Remick gibi yıldız isimlerin de etkisiyle Free’nin birkaç dakikalık akıl almaz 70’li yılların Roması’na, ABD’den gösterime girdiği yıl büyük bir hasılat elde performansıyla yükselen göz kamaştırıcı rahibe olmak için göç eden genç etmekle kalmadı, finaliyle de Damien’in bir dönüşüm sahnesiyle ise zirveye Margaret’la (Nell Tiger Free) açılan “The hikâyesinin sürdürülmesine olanak ulaşıyor. Kuşkusuz “The First Omen”, First Omen”, tıpkı ana filmdeki gibi şok sağladı. Yönetmen Richard Donner’ın ses tasarımından, politik-dini eksenli edici bir intihar sahnesiyle klasik eserle bu ilk sinema filminin yıllar içerisinde hikâyesine, kadın bedenine yönelik bağ kurmadan önce İtalya’da o yıllarda gelen devam halkaları, özgün yapıtın şiddete, çarpıcı görsel dokusundan, yükselişe geçen bir korku üslubuna da başarısına ulaşamasa da başka bir ilk uzun müziklerine değin etkileyici bir öncül göz kırpıyor. Ve giallo* stiline yaklaşan metraj filmini çeken yönetmen Arkasha hikâye ve güçlü bir anlatı. Ancak Nell bir açılış sahnesiyle film boyunca Stevenson, bu mirasa yakışan bir öncül Tiger Free’nin yorumu, The First Omen’ı izleyeceğimiz dehşet düzeyini de açık hikâyeyle Damien efsanesini canlandırmışa çok daha yükseğe taşıyor. ediyor. Kamera kullanımıyla biçemini benziyor. belli eden bu giriş yine “The Omen”in Özgün hikâyede, kendisini evlat edinen en rahatsız edici ölümlerinden birini de aileye ve yakınındakilere dehşet saçarken * İtalyan sinemasında bir korku türü. ustalıkla hatırlatıyor. tanıştığımız Damien’ın, kilisenin içindeki Arnoldo Mondadori isimli bir yayınevinin Rahatsız edici doğum sahnesi bir tarikat eliyle “dünyaya getirildiğini” çıkardığı polisiye türündeki sarı (giallo) öğrenmiştik. Ancak ne koşullarda ve kimin Margaret’ın gelişinin ardından geçmişi renkli kitaplar sebebiyle sinemada da bu aracılığıyla olduğunu “The Omen”, bizim nedeniyle kendisine yakın bulduğu biçimde isimlendiriliyor. Puanım: 7/10 Fotoğraf: Vedat Arık
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear