29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

21 KASIM 2021 4 Estetik Cerrahı Prof. Selmanpakoğlu’ndan öykü kitabı MİYASE Alabama’nın İLKNUR yerlilerinden ‘Hasta olunca Ann Hodges, evinde sakin sakin Başkentte otururken estetik cerrah tepesine olarak yıllarca daha iyi anladım’ meteor doktorluk düşüp ve hocalık endi mesleği dışında yaralanmıştı. yapan Prof. başka alanlara sarkan Ann insanlara çok da olum- Dr. Ali Naki Hodges lu bakılmaz. “Herkes Selmanpakoğlu, K kendi işini yapsın” ya da “Mesleğini sevmiyor herhalde” tar- “İnsan zında yorumlar sıkça yapılır. Bu önyar- Dediğin...” adlı gının oluşmasında yeteneklerinin far- Sakarlık, eh biraz da şanssızlık belki öykü kitabında, kında olmayıp sınırları zorlayanların payı olduğunu da unutmayalım. Ama birçok bu önyargıyı yerle yeksan eden örnekler yaşanmış de az değil. Özellikle de tıp camiasın- Islak zeminde dan. Besteci, şarkıcı, oyuncu, yönetmen öyküyü estetik ve çokça edebiyatçı. Edebiyatın roman bir dokunuşla ve öykü dalına pek merak sarmamış bi- kaleme zim doktorlar. Şiirde ise ne çok usta ye- kayıp düştüm tiştirmiş. Dünya edebiyatında ise durum almış. Bir tam tersi. Daha çok öykü ve roman ya- mikrocerrah zarı çıkmış tıbbiyeden. Hem de dünya ötü düş- kişiydi. titizliğiyle çapında ustalar. tüm. Is- Şimdi ben her “Herkes eğitimini aldığı mesleği- de olayları lak ze- zamankinden da- ni yapmalı” saplantısı genel bir ku- K min- ha dikkatliyim, ve insan ral haline gelmiş olsaydı Cenap Şe- de ayağım kayınca ga- düşmeyeyim di- habettin, Ceyhun Atuf Kansu ve Beh- psikolojisini zetenin koridoruna ka- ye. Önüne geçebi- çet Aysan’ın şiirlerinden, Çehov’un öykülerde nakış paklanıverdim birden. lirim kimi sakar- kısa öyküleri ve tiyatro oyunların- Dizimin acısını ya- lıklarımın. Benim nakış işleyen dan, Sir Arthur Conan Doyle’un Sher- şarken “Gören oldu gösterdiğim ça- lock Holmes karekterinden, son yıllara MUSTAFA K. Selmanpakoğlu, mu acaba?” diye sa- bayı göstermek- damgasını vuran Khaled Hosseini’nin ERDEMo L niyelik de olsa kaygı- le “kaderlerin- ikinci kitabı Afganistan’ın sosyal yaşamını anlatan landım. İnsanoğlu/kı- den” kurtulama- romanlarından yoksun kalacaktık. için otopsisine zı bir tuhaf gerçekten, yanlar da var ta- bir tablo gibi resmediyor. Hekimlik yıllarında yaşadık- İyi bir Cumhuriyet okuru ve Cum- girdiği İlhan o anda bile hâlâ “Mil- bii. Yani nasıl ön- larına dair mizahtan drama, nice öyküsünde tam bir ince huriyet ailesinin dostu olan Prof. Dr. Ali Naki let ne der?” derdine düşebili- lenebilir ki, geldi mi geliyor işçilik devreye girmiş. Eh, sonuçta yazarı estetik cerrah Erdost’u ve Selmanpakoğlu’nun 2012’de kansere yakalandığından yoruz. Bu aynı gün yaşadığım işte. Violet Jessop vardır bir. olunca öykülerin yazımı da estetik muameleden geçmiş. beri doktorluğa ara verdiğini ve biriktirdiği notları ya- tedavilerini ikinci sakarlığım. İlki dışarıda- Sağlıkçıydı bu hanım. İngi- Öykülerdeki çevre ve insan tahlilinde de mikrocerrahi zıya döktüğünü biliyorduk. Bir nevi kendini rehabili- ki demir kapıya parmağımı sı- lizlerin ünlü mü ünlü gemile- üstlendiği uzmanlığının etkisi görülüyor. Titiz ve ayrıntılı... te ettiğini düşünüyorduk. Meğer o da Çehov gibi ede- kıştırmak oldu. Her zaman ol- ri Olympic’te görevliydi. Ge- Selmanpakoğlu’na edebiyatla geçimişten gelen bir ba- biyatı kendisine metres tutmuş. Çehov, “Tıp benim Madımak’tan maz bu. mi bir İngiliz savaş gemisiy- ğı olup olmadığını sorduğumuzda “Var” deyip anlatıyor: nikâhlı karım, edebiyat ise metresim” demiş ya hani. yaralı Üst üste gelince, hani eğilim- le çarpışıp battı 1911’de. Kim- “ Edebiyata ilgim aile ortamında başladı. Cebeci’de Naki Hoca da nikâhlı karısı tıptan geçici bir süre de ol- liyizdir ya anında mağdur ol- se ölmedi Allah’tan. Sonra Jes- Halk Kütüphanesi vardı. Dayım da bizde kalıyordu. Ben kurtulanların sa ayrı düştüğünde maşallah hiç boş durmamış. Hoca- maya, “Amma şanssızım” de- sop, Titanic’te görev aldı. Bu, lisede okurken o hukuk fakültesine gidiyordu. Onun sa- nın metresiyle haşır neşir olmasından eşi Maliha Ha- öykülerini dim içimden. Topu topu, sade- döneminin en büyük gemisinin yesinde ben birden kendimi üniversite gençliğinin içinde nım rahatsızlık duymak bir yana, kumasına daha çok kaleme alıyor. ce rastlantıya dayalı, benden sonu malum. Buzdağına çar- buldum. Sonra Askeri Tıbbiye’de bir şeyler yazdık fakat zaman ayırması için teşvik etmiş onu. kaynaklanan dikkatsizlik sonu- pıp yüzlerce yolcusuyla bera- asıl plastik cerrah olduktan sonra ileride yazarım diye- Tabii çocukları da... cu yaşadığım sıradan bir olay ber battı. Sonra Britannic ge- hastalarımla aramdaki ilginç mektuplaşmaları, diyalog- Bu yılın mayıs işte. Başkalarının başına geleni misinde çalışmaya başladı Jes- ları not alıyordum. 2012’de hastalandım. İki koroda tür- ayında Deniz Gez- Hocanın mayına bilince, iyice anlıyorsunuz bu- sop. Bu gemi de mayına çarptı kü söylüyordum bir anda bitti hepsi. Aktif hayat da bitti. miş ve dava ar- basıp ayaklarını nun önemsizliğini. battı. Üç kez gemi kazasından Eski notlarımı çıkardım ve yazmaya başladım. Yazarlık kadaşlarını konu kurtulan kadını ölünce denize kaybeden bir gaziyi atölyelerine de gittim. um:ag çok iyi bir eğitim yeri.” alan yazı dizimiz YILDIRIM PEş İNDE gömdü yakınları. Bir bildikleri anlatırken yaptığı yayımlanırken Hırvatistanlı Frane Selak di- HEKİM ÖNLÜĞÜNDEN HASTA ÖNLÜĞÜNE vardı herhalde. psikolojik tahliller Komer’in araba- ye birinden söz ederler. 90’ını Mayın patlamasında ayağı kopan gazinin trajikomik sını yaktıktan son- müthiş. LİNoc LN’ÜN o ĞLU aşkın bir yaşı vardı, hâlâ hayat- öyküsü “Kayıp Mermiler”de olaylar zinciri ve diyalogla- ra hatıra olarak ara- ta mı bilemem. Adam bir tren Şanssızlık yine iyi. Kendi- rın anlatımı usta işi. Yıllarca GATA’da doktorluk ve ho- badan parça alan- kazasından kurtuldu, bir uça- nize oluyor zararınız ne de ol- calık yapmak tek başına bunun için yeterli değil. Anlatısı lar arasında Cemal ğın kapısından piste düştü, bir sa. Başkasına uğursuzluk ge- onun iyi bir gözlemci olduğunun da göstergesi. Bu göz- Selmanpakoğlu adı- keresinde nehre uçan otobüsün tirmek falan, çok berbat bir du- lemcilik yönünü ise şöyle açıklıyor Naki Hoca: na rastlayınca Naki içindeydi, bir otobüsün altında rum. İnandığımdan değil ama “Kayıp Mermiler maalesef bürokrasinin gerçekli- Hocay’ı arayıp “Bir kaldı bir başka zaman, bir uçu- bana “Bize şansızlık getiriyor- ği. Tabii Gülhane’de yıllarca eli ayağı kopuk insanlar- akrabalığınız var mı” rumun kenarından da düşmek sun” dese arkadaşlarım ölürüm la uğraştım. Onların öyküleri bitmez. Ne acılar, ne dram- diye sorduğumuzda üzereyken kurtardılar. üzüntüden. lar var. Ama her bir hikâyede yine de bir ironi, bir mizah “Kardeşim” demişti. O nedenle Abraham var. Bu edebiyatın güzel tarafı. Zaten edebiyat olmasa Ardından da yazdığı Lincoln’ün oğlu Robert’in yaşam çok çekilmez olurdu bana göre. Daha sonra hasta öyküyü göndermiş- yerinde olmak istemezdim olarak çektiklerim var.” ti. Yaşanmış bir ola- doğrusu. Babası bir tiyatro- Kendisinin kansere yakalandığı dönemdeki hasta psi- yı bu kadar sarsıcı da öldürüldüğünde oraday- kolojini anlattığı öykülerde ise her hasta ve yakını bir ifadelerle yazıya dö- dı. Babası da olsa bir başkan parça kendisini buluyor. Doktorların hastaya mekanik kebileceğini bekle- öldürülüyor yanında sonuç- bir söylemle yaklaşmalarını sorgulaması dikkatimi çe- Naki Hoca, “‘Ya- miyordum. Bunu kadeşinden, ailesinin yaşadığı felaket- ta. Sonra davetli olduğu bir kiyor. “Evet tam da öyle. Mekanik bir söylem” dedikten zarım ben’ demek- ten etkilenmesine bağlamış olmamın ne büyük yangılgı etkinlikte ABD’nin 20. Baş- sonra şöyle devam ediyor Naki hoca: “Parça patalojiye le ya da çok oku- olduğunu ise öykülerini topladığı kitabı okuduktan son- kanı James Garfield’ı da öl- gönderildiğinde ‘Büyük bir ihtimalle kötü bir durum çık- makla olmuyor. ra anlayabildim. dürdüler. Robert, yıllar son- mayacak’ desem de hasta o sonuç gelinceye kadar uyku Her iş gibi yazar- ra da 25. Başkan William uymayacak, tedirginlikle bekleyecek. O nedenle teşhisin UM:AG’DA YAZARLIK DERSİ ALDI lığın da bir zana- McKinley’in Pan-Amerikan nasıl söylendiği çok önemli... Kimi insan bazen öyle ağır Dev-Genç davasından tutuklanan Cemal at olduğu unu- sergisine yaptığı nazik daveti travma yaşıyor ki hiç istemediğiniz bir durumla karşıla- Selmanpakoğlu’nu idamla yargılayan ve yıllarca hapis tulmamalı. O ne- Hodges'i yaralayan meteor, Alabama geri çevirmedi. Gittiği o ser- şabiliyorsunuz. İnsanların karşılaştığı travmayı yavaş- yatmasına, okuldan atılmasına neden olan hâkim Albay denle atölyeler Doğal Tarih Müzesi'nde sergileniyor. gide McKinley’i de öldürdü- latmak da hekimin görevleri arasında. Ontoloji diye bir Nusret Hünerli, baltayla parmakları kesilince -bilme- çok önemli. Çün- ler. Fazla tesadüf bu tabii. ders bunun için sonradan kondu. Ama bizim zamanımız- den- hayatını kararttığı Cemal Selmanpakoğlu’nun ağa- kü yazdıklarını- Yedi kez yıldırım çarpan Diz ağrısı da kötü gerçekten. da hasta da değil önce insandı. beyi Ali Naki Selmanpakoğlu’na gelir. Naki Hoca’nın zı orada önce bir Roy Sullivan da Guinness Re- Fena düştüm sol dizimin üze- Ben hekim önlüğünü çıkarıp hasta önlüğünü giyince Cemal’in ağabeyi olduğunu öğrenince de kaygıyla has- profesyonel oku- korlar Kitabı’nda hak ettiği ye- rine. Parmağım kapıya sıkış- doktor olarak hastalarımızla ne kadar empati yapmaya taneden gitmeye kalkışır. Ancak Naki Hoca onu tedavi yor” diyor. Hoca- ri alan bir şanssızdı. 1969 ile masaydı sadece dizim için acı çalışsak da tam yapamadığımızı anladım. Bir sözcük bile eder. Öykünün finali müthiş. Kardeşi Cemal öldüğünde nın kansere yaka- 1973 arasında tüm yıldırımlar çekecektim; ama parmak da çok önemli. Hasta, hekimin ağzından çıkacak bir lafa ba- eşyalarının arasından hâkim Albay’ın özür mahiyetin- landığında iç dün- bu adamı bulmuştu nedense. var bir yandan, hangisi için acı kıyor. Hele kanser veya diğer kronik hastalıklar söz ko- deki yılbaşı tebrik kartı çıkar. Kartta “Kalkın ey ehli va- yasında kopan fır- Ben düşmüşüm çok mu? çekmek gerektiğini şaşırdım. nusuysa veya hasta birçok doktora gitmiş ve sonuç ala- tan dediler, tınaları anlattığı Yıldırım demişken, İngiliz Kafamı vursaydım ölür müy- mamışsa senin ağzından çıkacak bir cümle ile hayata tu- Kalktık. bölüm hem hasta, Walter Summerford’u atlamak düm acaba? tunacak, onu hissediyorsunuz. O puştlar oturdu biz ayakta kaldık. hem hekim hem olmaz. Yıldırımlarla başı be- Abarttığımı düşünmeyin, ol- Hasta yatağında hekimin ağzına bakan, onun kararı- Gözlerinden öperim” dizeleri yazar. de hasta yakını lada olan enteresan bir adam- muyor değil. Böyle ölseydim na bakan bir insanın neler hissedebileceğini bütün dok- Ali Naki Selmanpakoğlu’nun “İnsan Dediğin...” ad- açısından ders ve- dı. Dört kez yıldırım çarptı za- üzülürdüm doğrusu. Ama ne tor arkadaşlarıma anlatmaya çalışıyorum. Bu yüzden di- lı kitabındaki öyküleri, okuru, kendi çocukluğuna, öğ- rici nitelikte. vallıyı. 1930’daki son olaydan yazık ki en hazır olmadıkları yorum ki eğer bir savcı bir hafta tutuklu kalıp sonra ma- rencilik yıllarına götürüyor. Selmanpakoğlu, o yılların sonra iki yıl yaşayabildi. Bit- zamanda yaşamını yitirenler de kamına geçerse çok daha gerçekçi karar verir. Türkiyesi’ni bütün miştir herhalde diye düşünen var. Bunlar arasında en tuhafı- Bu, öğretmen için de hekim içinde geçerli.” renklerin yer aldığı varsa belirteyim, öldükten son- nı hâlâ acıyla anımsarım. GATA genel ra da mezarına düştü yıldırım, ABD’de Kaliforniya’da cerrahi asistanı. 1936’da. Mezar taşı kırılmıştır Oakland’da, 2007’de bir adam NASILSA ÖLEc EK, UĞRAş MA! diye anlatılır. Demek doğa da karısıyla kaldırımda yürürken taktı mı takıyor kimilerine. aniden bir yangın musluğu- itabında yazdığı öyküler kadar henüz yazmadığı çok etkileyici nice na çarptı. Nasıl olduğuna hâlâ Ho DGES’İN ş ANSI! K öyküleri var ki hepsi de yaşanmış. İlhan Erdost’un jandarma daya- akıl sır erdiremediğim bu çar- Alabama’nın yerlilerinden ğı ile ölümünden sonra GATA’da otopsisine girişi ve o otopsi raporu sa- pışmanın etkisiyle 200 kiloluk Ann Hodges’in evinde sakin yesinde dosyanın sumen altı edilememesi var mesela. Sivas Katliamı’nda yangın musluğu yerinden fırla- sakin otururken tepesine me- “Nasılsa ölecek, kendini paralama” diyen meslektaşlarına inat, makine yarak talihsiz adamın kafasına teor düşüp yaralanmasıyla be- mühendisi kardeşi Mustafa Selmanpakoğlu’na yaptırdığı oksijen tüneli düştü. Ölümü böyle oldu. nim dikkatsizliğimin yol açtı- sayesinde kurdardığı Serdar Doğan’ın öyküsü... Yine tedavisini üstlendiği Alt tarafı düştüm. Bu kadar ğı durum kıyaslanamaz tabii Lütfiye Aydın ile onu her gün ziyarete gelen Azime Korkmazgil’in öykü - çok şeyi çağrıştırmasının da ne ki. Yeryüzünde uzaydan gelen sünü ise bir sonraki kitapta okuyacağız anlaşılan. anlamı var, bilemedim. Yaşla- taşla kalçasından yaralanan tek nınca demek ki. Bİ DÜNYA İNSAN Fotoğraf: Necati Savaş
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear