24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

16 ŞUBAT 2020 7 Adile (küpesi) Genç tasarımcı hayallerinin peşinden gidiyor Beyza Arman’ın gizli bahçesi Dante, “Haklı bir isteğin karşılığı söz değil eylem olmalı” demiş. Beyza Arman, tam da böyle yaşayanlardan. Henüz 26 yaşında. Peracas adlı mücevher markasını kuralı bir yılı geçti. Mitolojiden ilham alarak romantik tasarımlara imza atıyor. Takıları, stiliyle takip edilen pek çok kadının dikkatini çekti: İtalyan tasarımcı Margherita Missoni, Monako Prensi Pierre Casiraghi’nin eşi Beatrice Borromeo ve Moda Operandi’nin kurucusu Lauren Santo Domingo’nun tasarımcı kuzeni Carolina Santo Domingo... Missoni, Beyza’nın bir küpesini takınca, Türkiye’de markasına ilgi daha da artmış ama o, bu beğeniden çok da memnun değil. “Margherita taktı diye havalı buldular. Çünkü Margherita bir jetset, dünyada biliniyor. Sırf birinde gördü diye alan insan modaya yön vermiyor. Çünkü riski almıyor, korkuyor ve keşfetmiyor” diyor. Arman, Bilgi Üniversitesi’nde ekonomi ve işletme eğitimi aldı. Üniversitedeyken La Silla markasının kurucusuna tercümanlık yaptı. Ardından Demsa’da çalışmaya başladı. Markanın kuruluş hikâyesi ise arkadaşının nişanı için Milano’da yaptırdığı küpe ile başlıyor: “O küpeyi takınca çok güzel geri dönüşler aldım. İnsanlar gördükçe nereden aldığımı sormaya başladı.” BIR ANDA OLUYOR Zanaatkârların tekniğini beğendiği için markasını İtalya’da kuran Arman, tasarımlarını, nişan küpesini yaptırdığı Milano’daki 1900’lü yıllardan kalma atölyede üretiyor. Atölyenin sahibi Maria Vittoria ile güvene dayalı güçlü bir ilişki kurmuş. Vittoria’nın ölümünün ardından kızı Simona ile devam ediyor. Beş kişilik ekibin olduğu Atölye, daha önce Dolce & Gabbana ve Celine’e de üretim yapmış. Arman, Simona ile toplantının genelde hararetli geçtiğini dile getiriyor: “Adile, babaannemin ve salkım küpemin adı. Simona, ‘Saçmalama bundan broş olur’ dedi. Ben, ‘Kesinlikle küpe’ dedim. ‘Alan olur mu’ dedi hatta. Adile en çok satan küpem oldu.” Arman, yolculuğunu ise şöyle anlatıyor: “Ben boş durmuyorum ama olanlar bir anda oluyor. Sadece kendimi hazırlıyorum. Bazı şeyler gerçekten hayatın sürprizi. ‘Kader çabayı sever’ sözünü çok seviyorum. Çünkü inandığın şey, bir şekilde seni buluyor. ROMANTIK, SOFISTIKE VE ZAMANSIZ Arman, Peracas kadınını “Romantik, sofistike ve zamansız” diye tanımlıyor. Tasarımlarında cam ve swaroski gibi yarı değerli taşları kullanıyor. Tasarımları ağustos ayında, dünyanın önde gelen moda keşif platformu Moda Operandi’de satışa çıktı. Şimdiye dek iki koleksiyon hazırladı. Tasarımların hepsi İtalyan zanaatkârların zengin deneyimleriyle tek tek elde yapılıyor. Koleksiyonu tek başına hazırlayan Arman, “Atölyemin desteği çok. ‘Bu incinin şöyle olanı da var istersen’ gibi yönlendirmeleri oluyor” diyor. Peracas ne demek? SEDA UÇAR Arman, “Bir hikâye sattığımı düşünüyorum üründen önce. Ruhumun sevdiğince ilerleyerek risk alıyorum. Takmayacağım şeyi yapmıyorum” diyor. Herkes yapabilir mi? “ Şu an herkes marka kuruyor zaten. Önemli olan hedef belirlemek. Nasıl bir üretim istiyorsun? Nerede satmak istiyorsun? Sonra tanıtım ve marka kimliğini yaratmak geliyor. Doğru yanlış yok. Yaptığını ne kadar iyi yaptığınla alakası var. Çalıştığın zaman bir şeyler oluyor.” “Peru’ya gittim. Machu Picchu, ilham veren bir antik şehir. Paracas diye bir yer vardı, deniz, güneş ve kara parçasından ibaret. Orada gizli bahçe hayal etmiştim. Yokluktan var etmek gibi. Paracas biraz kaba, Peracas, kulağıma daha kibar geldi.” NEREDEN ILHAM ALIYOR? Peracas’ın özgünlüğü, sanatsal ve mistik bakış açısı küpelerin her detayında hissediliyor. Arman, “Doğa, mitoloji, Rönesans dönemi eserleri, Boboli Bahçelerinden ilham alıyorum. Güzel ve tarihi olan her şey, duygu ve düşüncemi besliyor” diyor. KADIN GIRIŞIMCILERE... “Denemekten korkmamalılar, risk almalılar. Daha farklı nasıl olabilir diye araştırmalılar... Algıları açık olmalı. Konuştuğunuz herkes size bir şey katabilir. Hayatı iyi yönetmek demek, beklenmedik anlarda doğru kararlar almaktır. Fırsatlara karşı göz açık olmalı. İç sesi dinlemek çok önemli. Hep estetik bir şey üretmek istiyordum küçüklüğümden beri... Bu yolda düşebilirim, batabilirim, her şey olabilir ama en sonunda denedim diyeceğim. İlk satış Moskova’ya “İlk müşterimi kader ve şansla buldum. Milano’da iş toplantısındayken, bir kız bana bakıyordu. Taksi sırasındayken karşılaştık ve yine baktı. Gidip konuştum. ‘Küpelerinden gözümüzü alamıyoruz’ dedi. İlk koleksiyondu ve daha göstermemiştim bir yerde. Katoloğumu onlara atınca Moskova Tsum için satın aldı.” Fotoğraf: Kübra Köklü Sami Karaören’e kızdı soluğu meyhanede aldı Melih Cevdet’in yazısının peşinde NURER UĞURLU M elih Cevdet Anday’la ilgili oldukça çok anım var. Hangisini anlatacağımı bilemiyorum. Şimdilik birini anlatmakla yetineceğim. Bir öğle üzeri Çiçek Pasajı’ndan geçiyordum. Gözüme Entelektüel Cavit’in lokantasında bir masaya oturmuş Melih Cevdet Anday, Oktay Akbal ile Sami Karaören ilişti. Beni gören Melih Cevdet Anday, el ederek: “Gel, yetiş!..Vergini öde!..” diye seslendi. İçeri girdim, bir sandalye çekip oturdum. Ben masaya oturur oturmaz Sami Karaören, ok gibi yerinden fırladı. “Kusura bakmayın! Benim kalkmam gerek!” dedi ve lokantadan hızla çıktı, bir taksiye atladı.Karaören’in birden kalkmasına, kaçar gibi gitmesine çok şaşırdım, üzüldüm ve alındım. Çünkü Karaören, sevdiğim, saydığım insanlardan biridir. Benim bu durumumu anlayan Oktay Akbal, kulağıma, “Olanları sana sonra anlatırım” dedi. Bu arada Melih Cevdet, bana dönerek, “Yeni şiirler var mı” diye sordu. “Yeni şiirler yok ama Melih Bey, son günlerde dilimden düşmeyen çok eski bir şiir var. Kil tablet üzerine yazılmış bir Mezopotamya şiiri.” Melih Cevdet, çok ilgi göstererek: “Oku bakalım!” dedi. HHH “Babil ne kadar uzakta Tam yetmiş mil Mum ışığında gidilir mi Gidilir de gelinir de” Melih Cevdet Bey, “Harika bir şiir bu!” dedi. “Bir daha oku...” Şiiri bir daha okudum. Oktay Akbal da şiiri büyük bir ilgiyle dinledi. Birden Melih Cevdet Bey, Entel Cavit’e seslendi: “Cavit, bana bir kâğıt getir!” HHH Ertesi sabah, öğleye yakın, Cumhuriyet gazetesine gittim. Oktay Akbal’ın odasına çıktım. Akbal’ı kendisine gelen kitapları karıştırırken buldum. Akbal: “Bizim Sami, Melih’i çok kızdırdı” diyerek söze başladı. “Bilirsin her cuma Melih’in yazısı gazetenin ikinci sayfasında yayımlanır, ilgiyle izlenir, okunur. Melih, yazısını her çarşamba Sami’ye verir. Ama Melih’in yazısı, kimi zaman, gazetede Sami’ye verdiği gibi çıkmaz. Sami, Melih’in kimi sözcüklerini değiş tirir, ara başlıklar koyar. Melih, bu duruma çok kızar. Bir iki kere Sami’ye söylemiş, bana da söyledi, yakındı. Melih’in geçen hafta çıkan yazısı da Sami tarafından değiştirilmiş, bazı sözcükler eklenmiş. Melih, gazeteye geldi, benim odama girdi: “Çiçek Pasajı’na gidiyorum Oktay!” “Ben daha yazımı bitirmedim” dedim. Odadan çıktı ve gitti. Melih gittikten sonra Sami geldi. “Melih gitti mi” diye sordu. Ben de “Gitti!” dedim. “ Yazısını sana mı bıraktı?” “Yok!” “Nasıl olur?..” “Bilmem, bırakmadı.” “Hiç yazı bırakılmadan gidilir mi?” “Bak Sami, Melih, senin yazısına karışmana, sözcüklerini değiştirmene, ara başlıklar koymana çok kızı yor. Bir daha Sami’ye yazı vermeyeceğim, dedi. Çekti gitti!..” “Olur mu canım?” “Bilmem!” “Melih’in yazısı çıkmazsa Nadir Bey’e ne söylerim? Bilirsin, Nadir Bey, Melih’in yazılarını çok sever! Nereye gitti Melih?” “Sanırım Çiçek Pasajı’na!..” “Kalk, Çiçek Pasajı’na gidelim!” “Daha yazımı bitirmedim...” HHH Sonra Sami, şaşkınlık içinde odasına gitti. Ben yazımı bitirmeden birkaç kere geldi, gitti. Yazımı dizgiye verdikten sonra gazeteden çıktık, bir taksiye atladık. Çiçek Pasajı’na geldik. Melih, masayı kurmuş içiyordu. Sami ile içeri girdik. Melih’in yüzü kızgınlıktan kıpkırmızı. Bizler de birer sandalye çektik, oturduk. Sonra Melih’e, “Anan yahşi, baban yahşi!..” diyerek işi tatlıya bağlamaya çalıştım. Melih, cebinden yazısını çıkardı bana verdi. Ben de Sami’ye uzattım. Sami, masadan kalkacak, gazeteye gidecekti ki, içeri sen girdin.” Az kalsın yanıyordum bir keresinde Kolonya kokusu Geçen bir lokantadan çıkarken kasada elime kolonya döktü dükkânın sahibi. İşte o anda çeşit çeşit anım AKSAK DÜNYA açıp ona gülüyorum” demişti. Ne mutlu bana ki yanarak da olsa bir insanı güldürmeyi başarmıştım. Bir de daha geçmişe gidi olduğunu fark ettim. Bun yorum. 3 yaşımdan yaklaşık lardan biri çok geçmişte de 10 yaşıma kadar yaşadığım sayılmaz. 4 sene önce fa nefretlik bir durum... Annem landı sanırım... le gittiğimiz misafirliklerde, İşyerinden öğle yemeği için çıkıp yakındaki bir pideciye oturmuştum. Ye ALPER İZBUL @teorisyen ev sahibi misafirlere kolonya ikram eder, bana da “Gel bakalım sen de buraya” de meğin ardından garson ar dikten sonra kafama kolonya kadaş çay getirmiş ve ça yı dökerdi. Limon kolonya yı önüme bıraktıktan sonra kolonya uzat sı idare eder bir şeydi de, tütün ya da la mıştı. Ben de ellerimi uzatmış ve ko vanta gibi kolonyaların kokusu çok ağır lonyayı kabul etmiştim. İşte ondan son gelirdi. Saatlerce öyle kokardım. Güzel ra olan oldu. Çayın yanında bir de siga bir şey yaptığını sanan ev sahibi resmen ra içeyim diye bir dal sigarayı dudağıma işkence yapıyordu bana. Neyse ki çok koyup çakmağı çakınca kolonya kuru sık misafirliğe giden bir annem yoktu. muş olmasına rağmen ellerim alev almış Zaten özellikle kadınların yoğunlukta tı. Bildiğin mavi alev... olduğu bu misafirlikler kolonyasız da ol Ellerimi deli gibi sallayarak ve üfle sa benim için çok sıkıcı geçiyordu. Yaşı yerek yangını kısa sürede söndürdüm. tım falan bir çocuk yoksa ya da frekansı İyiydim şükür, biraz tüy yanığı kokuyor mın tutmadığı bir çocuk varsa iyice geri du ortalık sadece. Tütsülenmiştim yani... lim filmi gibi bir şey yaşıyordum. Yaklaşık bir hafta sonra yine gittiğim Bir kolonya neler hatırlattı bana. mekânda patron yine yanıma gelmiş, Kolonya travması diye bir şey varsa “Abi bir şey söyleyeceğim sana. Kusura sanırım benimle birlikte belki de bir bakma ama, senin parlama anını güven çoğumuz bunu yaşadı. Bana da hatır lik kamerası kaydetmiş, bir haftadır açıp latması düştü işte.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear