24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

2 24 MART 2019 Obeziteyle mücadeleye çocukluk döneminde başlamalı. Çocuklara özel, beslenme programları hazırlanmalı Tabağını bitirmesi için ısrar etmeyin Domatesli lorlu yumurtalı ekmekler u Malzemeler: 4 dilim tam buğday ekmeği, 1adet yumurta, 50 gr. lor peyniri, 1 adet domates, Kekik, Yarım avuç maydanoz u Hazırlanışı: Maydanozları ince ince kıyın. Bir kâsede lor peynirini, maydanozu ve yumurtaları karıştırın. Tam buğday ekmeklerinin üzerine bu karışımı sürün. Üzerine dilimlenmiş domatesleri koyup biraz kekik ekleyin. 180 derecelik fırında 15 dk pişirmeye bırakın. MERVE SAATÇİ Türk Kalp Vakfı Diyetisyeni Günümüzde çocuklar boş zamanlarının büyük bir kısmını televizyon veya bilgisayar karşısında hareketsiz geçiriyor. Günümüzde obezite görülme sıklığı çocukluk döneminde de artıyor. Gelişen teknoloji, reklamlar ve özellikle de ailedeki beslenme alışkanlıkları çocuğun yeme davranışının şekillenmesinde büyük öneme sahip. u Öncelikle hekiminize ya da bir beslenme uzmanına danışarak çocuğunuzun boyuna göre ideal kilosunu öğrenin ve gerekli sağlık testleri yaptırın. ÖRNEK OLUN u Çocuğunuzun kilo vermesi gerektiğine karar veren siz olmayın. Kontrolsüz yapılan diyetler ile büyüme gelişme çağında olan çocuğunuz günlük gereksinimlerini karşılayamayabilir ya da uygulanan katı diyet listeleri çocuğunuzun ilerleyen yaşlarında gıdalara bakış açısını olumsuz yönde etkileyebilir. u Çocuklar anne babalarını rol model alır. Bu yüzden ebeveynler çocukları için yemek ve fiziksel aktivite konularında sağlıklı bir yaklaşımla örnek olmalıdır. Kilo verme ve beden imajına dikkat çekmek yerine kendini iyi hissetme ve sağlıklı kalma üzerine odaklanmalıdır. u Çocuğunuzu kendiniz gibi düşünmeyin. Genelde oyun çağı ve okul çağındaki çocuklar sizin yediklerinizin 1/4’ü – 1/3’ü kadar yemek yiyebilirler. Tabağındaki her şeyi bitirmesi için ısrarcı olmayın. u Abur cuburlar yerine daha çok meyve, kuruyemiş, yoğurt gibi sağlıklı atıştırmalıklara yer vermeye çalışın. u Öğünleri çocuğunuz ile birlikte planlayabilir ve yemekleri hazırlarken size eşlik etmesini isteyebilirsiniz. Mutfak çocuklarınızla daha fazla zaman geçirmek için harika bir yerdir. u Görselliği ön planda olan tabaklar daha çok ilgi çeker. Çocuğunuza farklı renklerde, şekillerde yiyecekler sunmaya özen gösterin. Yemekten hoşlanamadığı besinleri bu sayede daha ilgi çekici hale getirebilirsiniz. u Yemekleri birlikte yemeye çalışın. Yapılan çalışmalar aileleriyle birlikte yemek yiyen çocukların sağlıksız gıdaları yeme ve kilolu olma ihtimalinin daha düşük olduğunu göstermiştir. YEMEK CEZA DEĞİL u Yemekleri ödül veya ceza olarak kullanmayın. Bu durum sağlıklı yiyeceklerin ceza olduğu ya da hoş olmadığı mesajını vererek onları soğutabilir. u Yasaklanmış yemekler çocuğunuzun onları daha çok istemesine ve hatta sizden gizli yemesine sebep olabilir. Porsiyon ve sıklığının ayarlandığı her türlü yiyecek çocuğunuzun sağlıklı beslenme planın bir parçası olabilir. u Çocuğunuzun daha çok hareket etmesini sağlayın. Birlikte kısa aile yürüyüşleri yapabilir ya da onları futbol, dans, yüzme gibi keyif aldığı herhangi bir aktiviteye yönlendirebilirsiniz. Çocuklar için ev cipsi u Malzemeler: 2 adet yufka, 4 yemek kaşığı krem peynir, 2–3 yemek kaşığı su, 1 çay kaşığı pul biber, kekik ve sevdiğiniz baharatlar u Hazırlanışı: Krem peyniri biraz suyla incelttikten sonra içine baharatları ekleyin. Hazırladığınız bu karışımı 2 yufkanın arasına iyice sürün. Daha sonra minik kareler halinde birbirine yapışmış yufkayı kesin ve 200 derecelik fırında 1012 dakika pişirin. Pınar Satıoğlu ve Karam HAZAL OCAK Karam’ın hikâyesi K aram’a birkaç yıl önce adada fayton çarpmış. Pınar Sa tıoğlu Karam’ı ameliyat edip sahiplendirmiş. Etkinlikte Karam ve Satıoğlu, uzun zaman sonra buluştu. Karam’ı sahiplenen Zeynep Yılmaz Erbak, üç yıldır Büyükada’da yaşıyor. Erbak “Evim hemen ormanın dibinde. Otları öğrenmek için geldim. Adaya taşınmadan önce beyaz yakalıydım. Adaya taşınınca bıraktım hepsini. Şimdi Büyükada’da muhtarlığa adayım” diyor. ?Nasıl pişirilir R ehber Avcalar’ın tarifleri: “Labada, ebegümeci, dönbaba, gelincik otu, ısırganları güzelce yıkıyoruz. Soğanı kavuruyoruz. Yıkadığımız otları da ekliyoruz. Üzerine isteğe göre bulgur veya pirinç koyuyoruz. İsterseniz bu ot yemeğini salçalı ya da salçasız yapabilirsiniz. Aynı şekilde bu otları yıkadıktan sonra büyük boy bir soğanla kavurup üzerine yumurta koyup da yiyebilirsiniz. Aynı zamanda bu otları gene kavurup börek yapabilirsiniz.” LUZ Kafe B uket Yege (34) birkaç yıl önce şehirin karmaşısını bırakarak adaya yerleşti. Anneannesinin ve annesinin eski eşyalarıyla LUZ (İspanyolca ışık demek) kafeyi açtı. Ada gezisinde mola vermek isteyenlerin adresi. Yege ve annesinin çalıştığı kafede bir de Sofi adlı bir kedi çalışıyor. Buket Yege Adalar’da ot toplama zamanı Ebegümeci aşkına... A dalılar bahar geldi mi durmaz evinde... Dışarı çıkar, tepe bayır ot toplar. Ebegümeci, yabani pazı, radika, efelek, ballı baba, kuş otu, ısırgan... Kuşkonmaz da otları taçlandırır. Sonra gelsin salatalar, gitsin börekler. Sadece ilkbaharda coşar otlar, sonbahara doğru ise mantarlar çıkmaya başlar. Marketten yeşillik satın almıyor Adalılar. Ot toplamayı da yedi yıldır adeta bir şenliğe dönüştürdüler. Heybeliada’nın daha yaşanılır olması için çalışan Arka Güverte’nin düzenlediği “ot toplama etkinliği”ne katılmak üzere adaya doğru yola çıkıyoruz. Ada vapuruna biner binmez, şehrin nabzı düşüyor. Boğazın sakinliği içinize işliyor. Adada bu sıralar sizi mimozalar karşılıyor. İskelede buluşup Heybeliada’nın yalnız manastırı “Terki Dünya”nın bahçesine varıyoruz. Ağaçların arasında manastırın manzarası muhteşem. Çevresi otlarla kaplı. Etkinliğin rehberliğini 49 yaşındaki doğma büyüme Heybeliadalı Kaniye Avcalar yapıyor. Otları tek tek tanıtıyor. Kaya koruğunun denize yakın kayalıkların arasında yetiştiğini söylüyor. Zehirli otları da göstererek uyarıyor. Adadaki otlar yemek ve salata olarak tüketiliyor. Bazılarından reçel, kaya koruğu ve kazayağından ise turşu yapılıyor. Adada neredeyse her evin bahçesinde ot yetişiyor. En çok da ebegümeci. Sohbet muhabbet eşliğinde otları topluyoruz. Adalılar, “Araba geçen yerden ot toplanmaz. Havası temiz yerde yetişmeli” diyor. ‘AVM’ye değil, ormana’ Diş hekimi, 48 yaşındaki Pınar Satıoğlu, 15 yıldır Büyükada’da yaşıyor. Bu etkinliğe dört yıldır katılıyormuş: “İki üç ay, hemen hemen hiç ot satın almıyorum. Yabani pazı, ebegümeci, kuş otu, ısırgan topluyorum. Onları evde güzel yıkıyorum. Salata ya da ıspanak gibi pirinçli, bulgurlu yemek veya börek yapıyorum. Çok lezzetli oluyor. Büyükada’da topluyoruz. Mesela geçen pazar günü kuşkonmaz avına çıktım. İnsanlar temiz bir bölgede yaşıyorlarsa yemekleri için ot toplayabilirler. Bunu çocuklarına da öğretebilirler. Küçükken Sarıyer’de pikniğe gidince annemin ot topladığını hatırlıyorum. Çocukların toprakla temas etmelerini, bir yabani pazının nasıl yetiştiğini görmelerini çok isterim. Hafta sonu AVM’ye gitmek yerine insanlar gelsinler Terki Dünya Manastırı, Heybeliada’nın güneybatı sahilinde, Çam Limanı olarak bilinen, hilal biçimindeki dev koyun batıda kalan ucunu oluşturan burun üzerine kurulmuş. Eskiden dünya hayatıyla ilişkisini kesmek isteyen keşişler burada inzivaya çekilirmiş. adada ya da başka yeşil yerlerde ot toplasınlar. Doğa öyle bir şey ki bir kere gördüğünüzde ölene kadar unutmuyorsunuz. ” Otları topladıktan sonra manastarın muhteşem manzarısı eşliğinde biraz soluklanıyoruz. Sonra da doğma büyüme adalı 59 yaşındaki Nesrin Dayı Karanfil’in evine gidiyoruz. Karanfil’in annesi daha önceden topladığı ot lardan yemekler yapmış. Adalılar da evlerinde yaptıkları ot yemeklerini getirmiş. Hep birlikte uzunca bir sofraya oturuyoruz. Yemeğin ardından etkinlik sona eriyor. ‘KIYMETİ VAR’ Arka Güverte’den Tolga Bektaş, etkinliğe dair şunları söylüyor: “Yaşadığın yerle ilişki kurma biçimi bu. Onu korumak aidiyet hissetmek üzerine bir felsefesi var. Doğayı seven insanlarız. Arka Güverte de bu amaçla kuruldu. Doğa korunmuş vaziyette burada. Seni doyuran ve besleyen bir hali var. Bununla yaşayan ciddi bir kesim var. Burada markete ihtiyaç duymadan suyunu içebilir, otunu toplayabilirsin. Düşünsenize büyük marketlerde saksıda maydanozu size satıyorlar. Bu bir ürün. Sürdürülebilir ekosistem ürününü bile karbon ayak iziyle üretip size satıyorlar. Buna dair bir fikrimiz olmalı onun için toprağı savunuyoruz, suyumuzu savunuyoruz. Bu senin hayatının kanser olmama ihtimali. Bu senin daha lezzetli maydanozun. Bunun bir kıymeti var.” C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear