25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

8 NİSAN 2018, PAZAR SAYFA 3 Teşhis Ahmet Tulgar Boğazı düğümlü, ağzı sıkıca kapalı bir tutku stoku Sisteki siluet Ne kat kat sırlı bir ayna, ne boynu bükük Türkiye erkeğinin sudaki aksi; bir levha, boş, “tabula rasa”: Aziz Yıldırım! Ya doğuştan öyle ya içinden öyle geliyor, küsmüş bir kere ya da bile isteye, hesaplayarak yapıyor. Aziz Yıldırım temaşanın binlerce kilovatlık projektörlerinin altında hep siste, yoğun bir buğunun içinde hep ve flu… Stadyumları yakan, alev almış tezahüratların karşısında hep soğuk, donuk, buzdan bir derebeyi. Gazeteyi okumaya spor sayfalarından başlasanız da, Lig TV'ye avuç dolusu para ödeseniz de hakkında çok az şey bileceksiniz. Sorular, sorular, cevabı spor yorumcularının yoldan çıkmış laf kalabalığında, taraftarların kuru gürültüsünde boğulacak. Kendi kendini ele vereceğini ise boşuna beklersiniz. Boğazı düğümlü, ağzı sıkıca kapatılmış bir tutku stoku o. Yine de arada sırada ampirik verilere, olgulara bakalım, kronolojiye, arkeolojiye ve elbette Türkiye sanayisi söz konusu olduğuna göre kriminolojiye!.. Karizma hak getire! İlk kongrede (1997/1998) bir oy farkla kazandığı Fenerbahçe Spor Kulübü başkanlık koltuğunda 19 senedir oturuyor. Ve Mayıs’ta yapılacak kongrede bir kez daha aday olduğunu açıkladı geçenlerde. Esas ilgimizi çekmesinin nedeni de bu. Onu bu sallanan koltukta, kaygan zeminde, onca kavgaya gürültüye rağmen böyle sağlam tutan ne?.. Karizma mı? Hak getire!.. Ama işte belki de tam da bu yüzden orada. Silikliği, soğukluğu ile bir derin dondurucu iletkeni ya da dev bir fizik laboratuvarındaki bir proton çarpıştırıcı. Fenerbahçe denilen ateşli sevdayı, büyük bir temaşa zevkini alıp, soğutup, buz kesmiş, kenarları bıçak gibi, kılıç gibi, ucu çivi gibi, süngü gibi bir sarkıta dönüştürüp yeniden taraftarın eline veriyor. Kibir ve ölçüsüz bir özgüven olarak. Onun flu siluetine Türkiye futbol taraftar kitlesinin en büyük parçalarından biri, kendinde, kendiliğinden, çoğunca tarihte karşılığı olmayacak ölçüde şanlı bir takım ya da kulüp kimliğini yansıtıyor, oradaki belirsizlikte ama aynı ölçüde soğukkanlı bir yenilmezlikte seyrediyor. Fenerbahçe'nin attığı havai fişeklerden gözünüzü alıp “Aziz Yıldırım kimdir” diye sorduğunuzda da sorular çok. Ekonomi ile yakından ilgilileri bilmem ama benim gibi çulsuzlar için cevap yine yok. İş hayatında da ‘tabula rasa’ Forbes Dergisi'nin araştırmasına göre çok sevdiği dayısının 1963'te Makyal İnşaat'ı kurarak NATO ihaleleri almaya başlamasından 10 yıl sonra, belli ki ondan el alarak daha 31 yaşındayken Maktaş Makine'yi kuruyor. Yine Forbes'un verilerine göre şirket 1973'ten bu yana çoğu NATO için olmak üzere 650 milyonluk iş üstleniyor. (Forbes bu incelemeyi 2011 yılında yapmış.) NATO ihalesi nedir, NATO müteahhitliği nasıl bir şeydir, derin bir konu olmalı ama netameli bir sektör olduğu kesin... Ve böylesi bir zeminde yükselen Aziz Yıldırım, 1996'da TAFICS (Türk Silahlı Kuvvetleri Entegre Muhabere Sistemi) projesinin ilk aşamasının ihalesini Siemens gibi bir endüstri devi ile ortak olarak 223 milyon dolara, ikinci aşamasının ihalesini Aziz Yıldırım, Mayıs’ta yapılacak kongrede bir kez daha aday olduğunu açıkladı. İlgimizi çekme nedeni bu. Onu bu sallanan koltukta, bu kaygan zeminde, onca kavgaya gürültüye rağmen sağlam tutan ne? yine Siemens ile 177 milyon dolara alacak kadar Alltags, 1957) Greta Garbo'nun çehresine dair ya büyütüyor Maktaş'ı. zısında şöyle der: “Garbo bugün de hâlâ sinemada Aziz Yıldırım, iş hayatında da bir “tabula ra bir insan çehresinin seyircileri mutlak bir coşkuya sa” (boş levha) olarak kalıyor hep yani. Tek çen sürüklediği anların, insanın kendisini kelime anla tik yok. Her şey bu inceden inceye hesaplanmış mıyla bir insan çehresinde kaybedebildiği anların gibi görünen belirsizlik tarafından emilmiş, özüm sembolüdür”… Aradaki estetik farkı kabullenerek senmiş. şöyle diyebiliriz ki biz Aziz Yıldırım'ın çehresin Forbes'un verdiği listedeki Aziz Yıldırım'a ait de, siluetinde kaybolmuyor, böyle bir optik iletişi şirketleri sıralarsak bunlar: İmsak Savunma, Sav min eşiğinde kalıyoruz tam tersine… tem Savunma, As İnşaat, Asbeton İnşaat, Aly İn şaat, Gülhan Denizcilik, AG Denizcilik, Şahdem Süt Entegre Hayvancılık. Gözlük camları aşılamaz! Gayya kuyusunda kaybolan bir şey daha var Hollywood'a gittikten sonra kendisini bir mak ama. Denizcilik şirketlerini say yaj ikonuna dönüştüren Greta Garbo, dığımıza göre Forbes'un incelemesine bir daha dönelim: Aziz Yıldırım'ın sahibi olduğu Gül Ne bir sempatiye eklemlendi ne vazelin ve kömür tozu ile üzerinde çalıştığı gözlerindeki efsanevi bakışıyla bizi duygusal bir serüvende kaybolma han Denizcilik, Dearsan tersane Fenerbahçe ya çağırırken, Aziz Yıldırım'ın karşısı siyle imzaladığı iş ortaklığı ile Türkmenistan'a 100 milyon dolarlık iki karakol botu satmış ve sevgisinin ışığında yıkandı na oturduğumuzda gözlük camlarının ardına geçebilmemizin yolu yoktur. Bırakın bir serüveni, yürüyecek hal bı buna ilişkin haberlerde önemli bir ortak olmasına rağmen Aziz Yıldırım'ın adı geçmemiş. (Dearsan tersanesi 2013 yılında tama Aziz Yıldırım. Antipatikliğini inşa etti ve rakmaz insanda. Gösterdiği koltukta oturur kalırsınız. Barthes'a göre Garbo'nun makyajlı çehresi “bir maskenin kar örtüsü yo mıyla Aziz Yıldırım'a satılıyor. Dearsan 2000'li yılların ikinci yarısında Tuzla tersaneleri, iş ci kendine yakıştırdı, parlamak yerine ğunluğuna sahiptir.” Greta Garbo'nun karlı çehresi, tattır dığı estetik haz ile beyazperdeye ba nayetleriyle gündeme geldiğinde flulaşmayı tercih kan seyirciyi bir özgürlük bahçesinde sıkça gazetelerde haber olmuştu.) Medyanın bir sanayici olarak etti. dolaşmaya çıkarırken, Aziz Yıldırım'ın kilitli bir karakterin zırhla örttüğü çeh Aziz Yıldırım karşısındaki çare resindeki estetikdışı belirsizlik alanı, sizliği ya da beceriksizliği galibiyet ile mağlubi futbol taraftarının mesnetsiz kibri, iddiasız iddiası yetin çoğunca net olarak ortaya konulabildiği spor için uygun ortamı sağlar. alanında da sürdü. Sadece sanayici, iş insanı değil siyasetçilerin Şike operasyonu ile silkiniş de hem nüfuz sahibi olmak hem de bir çeşit do kunulmazlık kazanmak için bir futbol takımı Bununla birlikte, toplumsal boyutu çok güçlü, nın sempatisine eklemlenme, böylesi popüler bir ülke ile onun kişisel kaderinin çakıştığı bir trajedi sevginin ışığında yıkanma cihetine gittiği orta Aziz Yıldırım’ı silkeledi: 3 Temmuz 2011'de Tür dadır. Aziz Yıldırım ne bir sempatiye eklemlen kiye futbol endüstrisinde iktidar koltuklarını sar di ne Fenerbahçe sevgisinin ışığında yıkandı. An san, o güne kadar kabul edile gelmiş güç dengele tipatikliğini inşa etti ve kendine yakıştırdı, parla rini sorgulatan şike operasyonu ve sonrasında ge mak yerine flulaşmayı tercih etti. Ve böyle olun lişen olaylar. ca da geriye sadece sorgulanamaz, gerçekliğin Devleti ele geçirmeye yemin etmiş ve her yo den sual edilemez, kunt ve sarsılmaz bir sevgi kal lu mubah gören bir örgütün Fenerbahçe gibi çok dı: Fenerbahçe'ye olan, sebepsiz göründükçe kuş farklı bir alanda da olsa kendisine alternatif ola ku duyulmayan o sevgisi. cak kadar güçlü ve yaygın bir başka örgütün, bir Roland Barthes “Mitolojiler”de (Mythen des aidiyetin karşısında geri adım atması beklenemez di. Ya da bazı siyaset ve ekonomi yorumcularına göre örgüt, onun hâkimiyetindeki NATO müteahhitliği alanına da yerleşmek istiyordu artık. Aziz Yıldırım cezaevine girdi ve bir yıl tutuklu kaldı. 2011'den bu yana da şike iddialarının karşısında kendisini savunmaktan hiç vazgeçmedi. Fenerbahçe taraftarının çoğunluğu, onun yanında durdu. Beşiktaşlılar ya da hatta Galatasaraylılar ile karşılaştırıldığında sokağa görece uzak olan, tabiri caizse steril denebilecek Fenerbahçeliler, onun tutukluluğunu protesto için belki de ilk kez böyle kitlesel ve siyasi sloganlı nümayişler yaptı. Bu motivasyonla radikalleşen Fenerbahçe taraftar grupları iki yıl sonraki Gezi protestoları sırasında gösterilerin önemli bir rengi olmuştu. Belirsizlik biyografisinin tutamağı Peki, hızla gelişen bütün bu olaylar Aziz Yıldırım'da bir değişime yol açmış mıydı? Bunu kestirmek zor. Onun karakter zırhı her zamanki gibi kilitli, etrafı sisle çevrili. Yine köşe yazarlarıyla didiştiği, mahkemeleştiği oluyor, yine adı tartışmalara karışıyor, Paradise Papers'ta Malta'daki bazı şirketlerin sahibi olarak adı geçiyor. Ama o her seferinde en gergin olduğu anlarda bile dinleyende ister istemez şefkat uyandıran küçük ve sevimli telaffuz kusuruyla, hepsine usul usul, ama usul usul olduğu ölçüde içinde barındırdığı sıkıştırılmış öfkeyi de hissettiren üslubuyla cevap yetiştiriyor. Ve bu defa da her ne olduysa onun adının karıştığı, işte “Aziz Yıldırım Belirsizliği”nin açtığı derinlikte kaybolup unutuluyor. Bir tek kendisine yapılan FETÖ operasyonunu unutturmuyor. Çünkü son birkaç yıl içinde haklı çıktı. Onu mağdur edenlerin motivasyonunun adalet değil iktidar hırsı olduğu konusunda. Bu olay da onun imgesine rapt olamazdı ama bu defa o eline aldı bu olguyu ve belirsizlik biyografisinin tek tutamağı haline getirdi. Türkiye nüfusunun büyük bir kısmını temsil eden Fenerbahçeliler onu takımı için hapis yatmış olmanın mağduriyetinin sis lambasında görüyor o günden bugüne. Ötesi yok. Geri kalan, bizim de eşiğinde kala kaldığımız o çehrenin takınılmış belirsizliğinde. O iddiasız iddialılıkta. Türkiye futboluna da, sanayisine de pek yakışan!.. ahtulgar@gmail.com Kurgudan al insanlık dersini FOX’un ilgiyle izlenen “Shameless” uyarlaması “Bizim Hikaye” dizisi, içeriğiyle ilişkili bir sosyal sorumluluk projesinin hayata geçirilmesine zemin oldu. Anneleri tarafından terk edilen ve babaları alkol bağımlısı bir berduş olarak kendileriyle ilgilenemez durumdaki 6 kardeşin hikâyesini komedidrama tadında sunan dizi, korunma ihtiyacındaki çocuklar için faaliyet gösteren Koruncuk Vakfı ile ortak bir çalışmada buluştu. “El Ver, Hayata Atılsın” sloganıyla kamu oyuna sunulan proje ile Koruncuk desteği altında büyüyen korunma ihtiyacındaki çocukların, korunma desteği sona erdikten sonra da hayata güvenle atılmaları için onlara yuva olacak evlerin inşa edilmesi hedefleniyor. Proje sonunda yapılacak evler ile koruma altında büyüyen çocuklara kendi ayakları üzerinde durabilecek duruma gelene kadar desteğin sürdürülmesi planlanıyor. Dizinin başrol oyuncuları Hazal Kaya ve Burak Deniz’in öncülüğünde gerçekleştirilen ve Selçuk Yöntem tarafından seslendirilen kam Yönetmenliğini Murad Küçük’ün, prodüksiyonunu İFP/ Sadık Ekinci’nin, saçmakyajını Zamir Kabak’ın üstlendiği, afiş fotoğraflarını ise Mehmet Turgut’un gönüllü olarak çektiği reklam filmi, geçtiğimiz hafta iz leyici ilgisine sunuldu. FOX Türkiye Halkla İlişki ler ve İletişim Müdürü Sibel Ev rensel projenin öyküsünü şöyle özetledi: “Koruncuk Vakfı çalışmala rını beğeniyor ve takip ediyor duk. Dizi içeriklerimizden biri de Koruncuk Vakfı’nın faaliyetle ri ile örtüştüğünden dolayı bir Fox’ta ekrana gelen ‘Bizim Hikaye’ dizisinde Hazal Kaya, Burak Deniz likte bir sosyal sorumluluk pro ve Reha Özcan başrolleri paylaşıyor. jesine imza atmak istedik. Ko panya boyunca SMS yoluyla toplanacak bağış runcuk Vakfı’nın yöneticilerine, çalışmalarına nasıl katkıda bu ların korunmaya muhtaç çocuklara yuva olarak lunabileceğimizi sorduğumuzda, vakıflarındaki geri dönmesi planlanıyor. korunma ihtiyacındaki çocukların korunma des teği sona erdikten sonra, hayata güvenle atılmaları için onlara yuva olacak evlere ihtiyaç duyulduğunu öğrendik ve bu yönde bir proje tasarladık. Bizim Hikaye’nin başrolleri, Hazal Kaya ve Burak Deniz ile tanıtım filmi çekildi, proje afişi dizide gösterildi ve önümüzdeki (12 Nisan’da yayınlanacak) bölümde de bir senaryo entegrasyonu yapılacak.” Projeye destek vermek isteyenler, Koruncuk yazıp 4717’ye mesaj atarak veya Koruncuk Vakfı’nın web sitesi üzerinden kredi kartı, EFT veya havale yaparak bağışta bulunabilirler. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear