Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA 10 8 NİSAN 2018, PAZAR Popüler tarih İrfan YalıN Kadınların pantolon giymesi hiç mi hiç kolay olmadı Kadının pantolon tarihi Günümüzde bayanların pantolon giymesi son derece normal ve alışılmış bir şey olsa da, 1910’lu20’li yıllara kadar hiç hoş karşılanmıyordu. Aslında asırlar öncesinde, özellikle de ata binmenin yaşamın bir parçası olduğu toplumlarda, pantolonlu kadınların varlığına dair tarihsel kanıtlar var. Ama yine de Avrupa ülkelerinde bile çok yakın yıllara kadar kadınların pantolon giyebilmesi mümkün olmadı. Hatta denenemedi bile! Kadın giyiminde, ayak bileklerine kadar inen uzun entari dışında bir seçenek neredeyse yoktu. Oysa aynı yıllarda Osmanlı coğrafyasında “şalvar” yoğun olarak kullanılıyordu. Ata binen, tarlada çalışan ve emeğiyle yaşamın içinde olan kadın için şalvar tabii ki büyük rahatlıktı. Osmanlı coğrafyasının her bölgesinde yoğun olarak kullanılan şalvar, Batı toplumu tarafından “harem giysisi ” olarak adlandırıldı ve kadınları küçük düşürücü olarak tanıtıldı. Hatta Vatikan tarafından aforoz edildi. İlginçtir, ilk kez Osmanlı topraklarında bir kadın pantolon giymiş. 24 Yaşında İngiltere’nin en genç başbakanı olan William Pitt’in yeğeni olan Lady Stanhope ve dayısı, 1810 yılında çıktıkları macera ve keşif yolculuğunda İstanbul üzerinden deniz yolu ile Kahire’ye gitmek istemişler. Tekneleri Rodos yakınlarında kaza geçirmiş ve batmış. Yardıma gelenler kazazedeleri kurtarmışlar ve üstlerini değiştirmeleri için onlara kendi giyimlerinden vermişler. Tabii ki verilenler tayfalara ait erkek giysileriymiş. Bayan Stanhope, pantolon ile çok rahat etmiş olmalı ki Mısır’a vardıktan sonra da üstünden çıkarmamış. İlk adı ‘Türk pantolonu’ Bu yıllarda kadınların durumu Amerika’da da farklı değildi. Ayak bileklerine kadar kat kat inen eteklerin altındaki iç çamaşırları bile 34 kilo tutuyordu. 1851 yılında bu giyim şekline karşı çıkan ilk kadın Elizabeth Smith Miller olmuş ve giydiği paçası diz altından 10 cm aşağıda olan pantolonu ile o günün Amerika’sında bir ilki gerçekleştirdi. Peki, bu ilk kadın pantolonuna Amerikalıların ne isim takdığını biliyor musunuz? Duyunca şaşıracaksınız; Türk pantolonu! 1890’lı yıllara gelindiğinde sosyal yaşamda kadınları özgürleştirecek çok ilginç bir şey oldu. O güne kadar gelişmesini dar bir çevrede sürdüren bisiklet, neredeyse herkesin kolayca ulaşabileceği ve kullanabileceği bir tasarımla, kadınerkek demeden herkesin rüyalarını süslemeye başlamış. Düşünebiliyor musunuz, 1897 yılında sadece Amerika’da 2 milyon bisiklet satılmış. İşte bu yıllarda “Bloomer pantolonu” olarak adlandırılan, bizim şalvara benzer pantolon tipi, bisiklet üstünde özgürlük arayan kadınların vazgeçilmezi oldu. Kadın pantolonundaki asıl patlama 1. Dünya Savaşı sırasında yaşanıyor. Erkekleri cepheye uğurlayan kadınlar, fabrikalarda onlardan boşalan yerleri, onlardan arda kalanları giyerek doldurmuşlar. Pantolonlu kadınların çalışma performansının yüksek olduğu görülmüş ama yine de pantolonun önündeki engeller Avrupa’nın göbeğinde bile devam etmiş. Düşünebiliyor musunuz, maskülen, yani erkeksi giyimin öncüsü olarak kabul edilen, Alman asıllı sinema oyuncusu ve şarkıcı Marlene Dietrich 1930’ lu yıllarda pantolon giydiği için Paris polisi tarafından uyarılmıştır. Önce sokakta sonra devlette giyildi İkinci Dünya Savaşı yıllarında yaşanan ekonomik kriz neticesinde giyim karneye bağlanınca savaşa giden erkeklerin eski giysileri yeniden değer kazandı. Yama üstüne yama yapılan, yokluk, kıtlık ve felaketin her alanda yaşandığı bu yıllarda, kadınların pantolon giymesi kimsenin umrunda değildi. Savaşın sonlanmasıyla her alanda yaşanan gelişmeler giyimde de kendini hissettirdi. 1960’lı yıllarda André Courrèges’in kadınlar için hazırladığı “kot” pantolon, dünyanın her yerine yeni bir yaşam ve özgürlük teması taşıdı ve özellikle de gençlik hareketleri içinde kendine müthiş bir yer buldu. Bu sıralar, Avrupa modasının ünlü ismi Cezayir asıllı, Yves Saint Laurent de, özellikle elit kadınlar için takım elbise formunu tanıtmıştır. Evet artık sokakta vardı ama devletlerin üst yönetim kademelerinde pantolonlu kadınlar hala gözükmüyordu. 1969 yılında Charlotte Reid, Amerikan Kongresi oturuma pantolonlu olarak katılan ilk kadın oldu. Pat Nixon ise pantolonuyla halk karşısına çıkan ilk Amerikan Başkanı eşiydi. Hatırlarsanız Hillary Clinton da pantolonu ile gündemi çok işgal etti. Geçtiğimiz yıllarda CHP Milletvekili Şafak Pavey’in yaptığı konuşma ile gündeme gelen Meclisteki kadın giyimine sınırlama getiren giyim tarzı, 2013 Kasımında kadın mil letvekillerinin TBMM Genel Kurul çalışmalarına pantolonla katılmasına imkân verecek şekilde değiştirildi ve kadın milletvekilleri üstündeki pantolon yasağı kalktı. Pantolon deyip geçmeyin! Gördünüz, kadınların özgürce pantolon giyebilmesinin bile ardında, yüzyıllara yayılan ciddi mücadele ve statükoya karşı verilen özgürlük mücadeleleri var. 1920’lerde kadın spor kıyafetinin bir parçası olan ‘knickers’ tarzı (kısa) pantolon. C MY B