Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 22 TEMMUZ 2012 / SAYI 1374 Uçsuz bucaksız bir dünyayı biriktiriyorlar ALİ DENİZ USLU AKIN GÖKYAY (Nurus Yönetim Kurulu Başkanı) 438 satranç takımıyla Guinness’te Koleksiyonculuğa nasıl başladınız? 1975 yılında Milano’da bir vitrinde gördüğüm ciddi bir tasarım ürünü olan satranca sahip olma isteği ile yola çıktım. İlk aldığım bu satranç da bir koleksiyona başlamanın ilki değildi tabii ki. Hoşlandığım bir aksesuardı sadece. Gerek işim, gerek uluslararası bir sivil toplum örgütündeki görevim sebebi ile çok sık seyahat ediyordum. Şu ana kadar yaklaşık 100 ülke gördüm. Gördüğüm bu ülkelerdeki birbirinden cazip satranç takımlarını edinmek yavaş yavaş bende bir hobi halini aldı ve sonuçta da bu koleksiyon ortaya çıktı. Hâlâ da birbirinden farklı setleri koleksiyonuma katmaya devam ediyorum. Yalnızca satranç koleksiyonununuz mu var? Satranç’ın yanı sıra kupa, baston ve tespih gibi farklı birçok koleksiyonum var. Şu an sayıları kaç ve hangi ülkelerden topladınız? Şu an toplam 438 set satranç takımım var. Koleksiyonda yer alan tüm satranç takımları kültürel çağrışımları ve alındığı ülkelerin özelliklerini taşıyor. Madagaskar’dan Şili’ye, Fransa’dan Las Vegas, New Orleans gibi ABD’nin çeşitli kentlerinin özelliklerini sergileyen, İtalya’dan Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan’a kadar 100’e yakın ülkeden satranç takımlarını topladım. Satranç takımlarını bulundukları ülkenin kültür elçileri olarak görüyorum. Bu sebeple de genelde bir teması olan veya o ülke kültürünü aksettiren satranç takımlarını almayı seviyorum. Koleksiyonda Şirinler, Red Kit, Yüzüklerin Efendisi gibi çocuklara da hitap eden setlerin yanı sıra tarihi olayları gösteren Çanakkale Savaşları, Eski Mısırlıların savaşları, 2. Dünya Savaşında AlmanRus Harbi gibi tarihi konuları yansıtan ve ülke kültürlerini simgeleyen tematik setler de yer alıyor. Sizin için en özel olanları hangileri, onlarla satranç oynuyor musunuz? Koleksiyondaki her takım benim için ayrı ayrı özel ve değerli. Hiçbiri bildiğimiz klasik satranç takımları gibi değil hepsi özel tasarımlara sahip. Dolayısıyla oyun oynarken taşları incelemeye ister istemez yönlendiğiniz için dikkatiniz dağılıyor ve bu nedenle de oyun oynamaya elverişli değiller. Sanırım bir sergi de açtınız ve Guinness başvurunuz vardı. Evet, ilk sergimi 2004 yılında bir gönüllü kuruluşun ülke düzeyinde tertip ettiği bir konferans esnasında 6570 satranç seti ile Antalya’da açtım. Daha sonra Çankaya Rotary Kulübü’nün 20102011 döneminde düzenlediği bir dizi kültür etkinliği kapsamında Ankara Kentpark Alışveriş Merkezi’nin sergi salonunda sergiledim. Burada da 120 set yer aldı. Guinness Rekorlar kitabına girmemden sonra Nurus’un İstanbul Levent’teki Showroom’unda Mart 2012’de bir sergi açtım. Şimdi koleksiyonumun tamamını Ankara Akyurt’daki fabrikamızın Herkes hayatının bir döneminde bir şeyler biriktirmiş olabilir ama biriktirmek ile koleksiyon yapmak arasındaki farkı bu yazıyı okuyunca anlamanız olası. Elma soyma makinesinden satranç takımına, kurbağa motifli her türlü üründen tarihi poliçelere, tematik puldan kar kürelerine kadar uzanan, hayal gücüyle ve ayrılan bütçeyle belirlenen uçsuz bucaksız bir serüven koleksiyonculuk. Biz de 35 yıldır bu işi yapıp, hayatını ve binlerce lirasını yatıranından, henüz yeni başlayıp bu maceranın taze heyecanını yaşayanına kadar pek çok koleksiyoncu ile bir araya geldik. İşte hikâyeleri... KEMAL SUMAN Kadını değil koleksiyonumu kıskanırım... Elma soyma makinesi, üzüm dilimleme makinesi, vişne çekirdeği çıkartacağı... İlk gördüğünüzde ortaçağ işkence aletlerini andıran bu aletler koleksiyoncu Kemal Suman’ın mekaniğe olan merakıyla topladığı binden fazla parçadan oluşan antika mekanik eşyalar koleksiyonunun parçaları. Hatta Elma Soyma Makinesi Koleksiyoncuları Derneği’nin (APE) ABD dışından ilk üyesi o! 40 tane elma soyma makinesi var. İlk bakışta ortaçağ işkence aletlerine benzeyen bu elma soyacaklarına gözü gibi bakıyor. Ayrıca koleksiyonunda yer alan 490 tane terazi ile merkezi Londra ve ABD’de bulunan International Society of Antique Scale Collectors’ın (Uluslararası Antika Terazi Koleksiyonerleri'nin Derneği) tek Türk üyesi. Suman bununla da kalmıyor; dikiş makinesi, daktilo, mutfak aletleri, saatler, bisiklet, fonograf, seyir ve rasat aletleri, jilet bileyiciler, Fotoğraflar: VEDAT ARIK ütüler de biriktiriyor. Bir de herhangi bir kategoriye girmeyen “tuhaf” aletlerden oluşan bir koleksiyonu var. Suman özellikle çarklı, mekanik ve sistemli aletleri biriktiriyor. Çünkü onların insana cevap verdiğini düşünüyor: “Siz bir güç uygularsınız o da size karşılık verir. Küçükken de büyük iş makineleri ve araçlarla oynama şansım vardı. Öyle oynardım ki üstüm başım pas kir içinde kalırdı. Annem beni eve almadan kapının önünde yıkardı. Hatta şimdi bile kapının önünde yıkanacak kadar kendimi yağa, boyaya ve pasa buluyorum. Çünkü tüm aletleri, yapabildiğim ve anlayabildiğim kadar tamir ediyorum. Beceremezsem Türkiye’nin en iyi tamircileri ile çalışıyorum”. Sürekli bir arama halinde, koleksiyonunda olmayan bir parçayı başkasında gördüğünde ise çıldırıyor. “Hiçbir kadını kıskanmam bende olmayan bir koleksiyon parçasını kıskandığım kadar.” Showroom’unda koleksiyon için ayrılan 250 metrekarelik özel bölümünde muhafaza ediyorum. Satranç Federasyonu'nun talebi ile 27 Ağustos12 Eylül 2012 tarihleri arasında İstanbul’da yapılacak Dünya Satranç Olimpiyatları esnasında bu etkinliğin yapılacağı İstanbul Fuar Merkezi’nde 150 civarında seti sergileyeceğiz. Guinness Rekorlar Kitabı’na baktığınızda birçok gerekli ya da gereksiz şeyin yer aldığını görebilirsiniz. Ben de satrançla ilgili bir rekor var mı diye merak ettim. Evet, bazı rekorlar vardı ama hiçbiri en fazla satranca sahip koleksiyonu içermiyordu. Ben de Ekim 2011’de dünyanın en büyük satranç koleksiyonu için başvurdum. Ocak 2012’de incelemeye aldılar. İstenen evraklar ve gerekli düzenlemeleri hızlı bir şekilde yaptık ve ilettik. İncelemeye aldıkları aynı ayın sonunda yani 30 Ocak 2012’de koleksiyonumu Guinness Rekorlar Kitabına kaydettiler. CEMAL FARUK TUNA GAMZE SAKALLILAR CANAN ÇELİK ŞERİF ANTEPLİ (Collection Club kurucusu) 32 yıldır poliçe koleksiyonu yapıyorum “Ben 1951 doğumluyum. İktisat mezunuyum, üniversite yıllarında kartpostal biriktiriyordum. İş hayatına başlayana kadar poliçenin ne olduğunu bile bilmiyordum. Sigortacı oldum, sonra bir anda girdi kanıma. Önceleri yalnızca poliçe topluyordum, biriktiriyordum ama biriktirmekle koleksiyonculuğun aynı şey olmadığını kısa zaman sonra öğrendim. Ne biriktirdiğinizi bilmek çok önemli, eksiklerinizi tamamlamak adına bilinçli attığınız her adım sizi büyük bir serüvene hazırlıyor. Mesela benim poliçelerim 1893 ile 1928 yılları arasında. Önemli olan hedefinizi ve zaman aralığınızı belirlemeniz. Sürdürülebilir bir ruh hali sanırım yaşadığımız. Ne koleksiyonu yapıyorsanız onunla bir ortaklık kurarsınız, tinsel ve tensel bir deneyimdir bu. Çevreniz de değişir; müzayedeler, sahaflar... Arada size gelen esrarengiz mesajlar; “seni ilgilendiren bir şey geldi!” Tabii bu işin borsası yok, çok değer verdiğiniz bir parça gelir ve siz heyecanınızı karşıya yansıtırsanız gerçek fiyatının çok daha fazlasına onu alabilirsiniz. Ben de olmayan bir poliçe için mali gücüm neyse onu veririm. İyi bir poliçe 300 lira ya da 400 liradır mesela. Hissetmeyen bilmez, bu iş çok iyi bir rahatlama yöntemi, ben 32 yıldır yapıyorum ve sonuna kadar böyle gidecek.” Kar kürelerinin içinde kendimi hayal ediyorum “Koleksiyonculuğa çok yeni başladım, henüz altı ay oldu. Birlikte yaşadığım kuzenim, işi gereği sık sık yurt dışına çıkıyordu ve bugüne kadar gittiği ülkelerden, ülkelerin isimlerinin yazdığı buzdolabı süsleri ve tekila bardakları alıyordu. Onun yaptığı bu koleksiyonlar ve o koleksiyonlara gösterdiği özen çok hoşuma gitmişti. Artık yurt dışından döndüğünde nasıl bir bardağımız, nasıl bir buzdolabı süsümüz daha olacak diye merak etmeye başlardım. Ben de buna benzer bir koleksiyona sahip olmak istedim. Geçtiğimiz Ocak ayında bir iş ziyareti için patronum ve eşiyle gittiğim Cannes'dan, patronumun karısı bana hediye olarak ufak bir kar küresi aldı. Kar küreleri bana her zaman bir Tim Burton dünyası gibi fantastik gelmiştir. O kürenin içinde hep yaşayan bambaşka bir hayat olduğunu düşünürdüm. Hayal kurmayı da seven bir insan olduğum için kar küresi koleksiyonu tam isabettir diye düşünerek, o hediyenin ardından kar küresi koleksiyonu yapmaya karar verdim. Şimdi biri Londra, biri Cannes, biri MonteCarlo, biri Yunanistan, biri Tayland ve biri de Roma'dan olmak üzere toplamda altı tane kar kürem var. Bunu daha da geliştirip, Türkiye’de de gideceğim farklı şehirlerden küreler almak istiyorum. Belki de hiç bir zaman gidemeyeceğim ülkelerin kar kürelerinin içindeki yerlerde kendimi hayal ediyorum. Oraya gittiğimi, o kalelerde, o şatolarda gezdiğimi...” Seyahatlerime bir kurbağamı da götürürüm “İlkokul yıllarından beri çeşitli materyaller biriktiriyorum. Malesef zaman içinde hepsini dağıttım. Sanırım o zamanlar koleksiyon bilinci içinde değildim. Sonradan pişman oldum çünkü onlar beni geçmişteki güzel anılarıma götüren birer yoldu. Keşke muhafaza edebilseydim. Yıllar sonra bir yerde toplu bir şekilde kurbağaları görünce içimdeki koleksiyonerlik aşkı tekrar ortaya çıktı. Benim de evde çeşitli yerlerden aldığım kurbağa objelerim vardı. O gün bugündür kurbağa objeleri topluyorum. Arada bir Koleksiyoner sonrasını düşünür “Çocukken büyüklerimizin pula ilgisi çoktu. Onların pul topladıklarını görerek büyüdüm. Tabii her çocuğa gördükleri aynı derecede etki etmiyordu. Ben pulu gördüğümden itibaren sevdim. Çocukluk yıllarımda pula olan ilgim her geçen yıl arttı. Yıllarca toplama ve biriktirme aşamasında olan ilgim son 25 yıldır koleksiyonculuğa dönüştü. Bilinçli toplama ve topladıklarınızın neler olduğunu araştırmak süreci koleksiyonerlik sürecidir. Dolayısıyla çocukluğumdan beri koleksiyon yaptım diyemem. Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC ile ilgili geleneksel pul koleksiyonlarım var. Ama asıl iddialı olduğum tematik pul koleksiyonlarım. ‘Filatelie’de Sinema’ ve ‘Filateli’de İletişim’ koleksiyonlarım önemli. Her iki koleksiyonumla ilgili kişisel pul sergileri açtım. Filateliye olan ilgimin yanısıra minyatür kaşık, yüksük, shot dayanamayıp değişik objeler alsam da onları koleksiyon olarak görmüyorum. Üzerinde kurbağa figürü olan aklınıza gelebilecek her şeyi topluyorum. Şu an sayısını kesin olarak bilmemekle birlikte 800850 civarında olduğunu tahmin ediyorum. Kurbağalarım, Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanından geliyor. Arkadaşlarım, yeni tanıştığım ve hatta hiç tanımadığım kişilerden bile kurbağa hediyeleri alıyorum artık. Bu beni inanılmaz mutlu ediyor. Bu duyguyu sanırım ancak bir koleksiyoner anlayabilir. Benim için en özel olanı çok arayıp sonunda Newyork’ta bulduğum Muppet Show’un sevimli konuşan kurbağası Kermit. Koleksiyonumdan da belli olacağı gibi çocuk ruhlu biriyim. Hem zaman zaman kurbağalarımla oynamak da mutlu ediyor beni. Gittiğim her seyahate mutlaka kurbağalarımdan birini götürürüm. Benimle yeni tanışan kişiler bu yüzden beni kolay kolay unutmuyorlar.” kadehi ve minyatür içki şişeleri biriktiriyorum. Sadece kaşıklarımın koleksiyon aşamasına geldiğini söyleyebilirim. Pul koleksiyonerleri genellikle kaç tane pullarının olduğunu hemen söyleyemezler. Aslında bence hiç tek tek saymamışlardır. Ben de saymadım, sayılarını bilmiyorum. Hiç merak etmedim. Önemli olan koleksiyonun eksiksiz veya tamamına yakın, kaliteli ve tam serilerden oluşması. Geleneksel pul koleksiyonu yapıyorsanız belirlediğiniz yıl periyotunda çıkan tüm pul serilerini edinmeniz gerekir. Tematiklerde de araştırarak dünyada çıkan o temayı ilgilendiren pulları, zarfları, damgaları toplamalısınız. Koleksiyonerler koleksiyonlarıyla ilgilenirler, yaşarlar. Büyük özen gösterirler. Evlerinin, odalarının en güvenilir yerlerinde muhafaza ederler. Bir zaruret halinde koleksiyonlarını ellerinden çıkarmaya mecbur kalanlar ailelerinden sevdikleri bir ferdi kaybetmiş gibi olurlar. Genellikle her koleksiyoner koleksiyonunun kendisinden sonra ne olacağını düşünür. Bazı koleksiyonerler müze oluşturarak birikimlerini oraya kanalize ederler. Ailede devam ettirecek kimse varsa müsterihtirler. En azından koleksiyon parçalanıp dağılmayacaktır. Kızım koleksiyona çocukluğundan beri meraklı olduğu için benim gelecekten bir endişem yok.” C M Y B C MY B