Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
24 HAZİRAN 2012 / SAYI 1370 7 Orman kokusu Tehlikeli aşk SELÇUK EREZ Slogan yarışması düzenlenmeli M iting, grev, gösteri demokratik rejimlerin ayrılmaz parçalarıdır; uygar ülkelerde grevler yasaklanmazlar, düzenleyenlerin gözüne biber gazı sıkılmaz, onlar kınanmaz, kovuşturulmaz. Demokrasiye saygılıysak, bu hak arama yollarının daha etkin olmaları için ne yapılması gerektiğini düşünmeliyiz: Eylemlerde sloganların etkinliği ve özgünlüğü çok önemlidir, zekice oluşturulmuş bir slogan insanlara şevk verir, onları harekete geçirir. Bizim grevlerde, yürüyüşlerde neler söylenir? Çoğunda hep aynı şeyler söylenir: Ya hep beraber, ya hiçbirimiz: kurtuluş yok tek başına! Birleşe birleşe kazanacağız. Sermaye şaşırma, sabrımızı taşırma. Faşizme karşı omuz omuza. Vardık, varız, var olacağız vb. Bunlar zamanında çok ince, çok hoş sloganlardı ama yıllardır hep aynı sloganı atmak, heyacanın düzeyini olumsuz etkiler... Protesto yürüyüşlerimizde yer yer özgün slogan üretiliyor ama sayıları pek az: AKP sağlığa zararlıdır! AKP yıkılsın, halı saha yapılsın! (Zübeyde Hanım’ın resmiyle beraber) Anamızı da aldık, geldik ya Tayyip! Her yürüyüşten önce oturup yeni sloganlar üretilmeli: Popüler şarkıların melodilerine uyarlamalar akılda kolay kalır: Zeytinyağlı yiyemem aman / Bu cahile bakan diyemem aman! Elbette bazen grev yapıp bazen de susacağım / Sen gidene dek bu yollarda dolaşacağım! Kızılcıklar oldu mu? / Sokaklara doldu mu? / Yoldaşın, yakınların / Bu talanla doydu mu? Aş istiyor, iş istiyor / Türkiye seninle gurur duymuyor! Grevlerin başında özgün sloganları eylemcilere sunmak, grev yapılan alanda ya da çadırda slogan seçimi yapmak keyfi bakın nasıl arttırır. Penguen’i, Uykusuz’u ve internet gazetesi Zaytung’u yaratan bir halktan bunlara paralel görkemde yaratıcı direniş beklenir. Muhalefet ne kadar yaratıcı ise başarıya ulaşması o kadar olasıdır. İşçi sendikaları, tabip odaları, barolar, daha iyilerini, daha heyecan verecekleri geliştirmek için slogan yarışmaları açmalılar. Unutmayın: Greve katılan işçilerden, direnişteki hekimlerden, kürtaj hakkı için yürüyen kadınlardan daha iyi jüri bulamazsınız. ww.selcukerez.com selcukerez@gmail.com ir keresinde heves edip evin önündeki korulukta topladığım mantarları yedikten sonra, şöyle bir damağımdaki kalan tadı yoklayıp “riske değecek bir lezzet değil!” demiştim. Çam ormanlarında bol bulunan biraz sıradan, albenisi olmayan karakız mantar için sarf edilmiş bir laftı. Sonradan kendi dediğime, kendim de güldüm. Riske girmeye, yani uğruna ölmeye değer lezzet var mıydı? Mantar aşkımı tanıyanlar bilir. Ormandan ve yabandan gelen her lezzete karşı bir zaafım vardır. Ahududu, böğürtlen, koca yemişe dayanamam, B onaylı sertifika programını bitirmiş. Bu belge ile mantar güvenliği kontrolü, ticaret yapma ve kurs verme yetkisi kazanmış. Jilber Barutçuyan geçen aylarda Türkiye ormanlarında yıllardır yaptığı mantar avlarının birikimini kitaplaştırdı. Türkiye mantar florasını inceleyen ilk rehber kitap olan Türkiye’nin Mantarları1 Oğlak Yayınları’ndan çıktı. Mikoloji bilimi ve mantar toplayıcılığının püf noktaları hakkında detaylı bilgiler içeren kitapta yaklaşık 200 kadar mantarın detaylı künyesi yer alıyor. En önemlisi ise mantarlarla ilgili yanlış inanışların neden olabileceği zehirlenmeler, bunlara karşı alınabilecek tedbirler ve uyarılar da yer alıyor. Kitap cepte taşınabilir boyutta ve her şeyden önemlisi yanında ayrıca yenebilir ve zehirli mantarları gösteren bir kartela var. Bu kılavuz, deli divane mantar aşkına, kendini dağ tepe araziye vuranlar için can simidi niteliği taşıyor. Bu tarifi unutalı yıllar olmuştu. Orman kokusunu andıran, sofranıza bir anda nemli topraksı ağaçlardan bir esinti getirecek olan bu baharat karışımını mutlaka deneyin. Bir zamanlar bunu minik kavanozlara koyar, arada açıp koklardım. Her türlü yemek, çorba, yumurta, makarna, ızgara et vb. lezzetlere biraz ekmeniz sizi ormanlarda serin bir yürüyüşe çıkarmaya yetecektir. 2 avuç kuru mantar, 34 adet güneşte kurumuş domates, 2 adet yıldız anason, 810 adet tane karabiber Kuru mantarın, mantar kokusu yoğun bir tür olmasına dikkat edin. Türkiye’de bulunabilen ayı mantarı (Funghi Porcini) ve kuzu göbeği olabilir. Karışım da kullanabilirsiniz. Kuru domates de güneşte kurumuş olursa tadı yoğun ve yanıksı olur. Yıldız anasonunu aktarlarda bulabilirsiniz. Bütün malzemeyi bir kahve öğütücüsü veya ufak robota koyun. Toz haline gelene kadar çekin. Tuz gibi kullanmak istiyorsanız 1 tepeleme çorba kaşığı tuz da ilave edebilirsiniz. semizotunun ehil olmayanını, otun yabanisini, hatta kara hindiba gibi en acısını severim. Bal içimi bayar, ancak arı kestane ormanından gelmişse veya orman gülü ile haşır neşir olmuşsa, onun balına doyamam. Elbette, orman tadını tam duyumsatan mantara hiç dayanamam. Ancak mantar sevgisi zannedilenden çok daha riskli. Kimi mantar pat diye öldürüyor, kimi ise sinsice zehirliyor, birdenbire değil yavaş yavaş öldürüyor. Tıpkı ölümcül bir aşk gibi.. Ancak mantar öyle bir lezzet ki, onun aşkına düşen deli divane olabiliyor, gözünü karartıp hayatını tehlikeye atabiliyor. Bu tehlikeli aşkı, temkinlice yaşamakta ve bir uzmanına danışmakta yarar var. Jilber Barutçuyan mantar aşkına düşmüş deli divanelerden biri. Bu aşktan vazgeçemeyeceğini anlayınca bu işin en üst düzeyde eğitimini almaya karar vermiş, yıllarca yaşadığı İsviçre’de Sağlık Bakanlığı Küre Dağları Son günlerde heyecandan kalbimi çarptıran bir proje var. Mantar aşkına düşmüş birinin kalbini küt küt attıracak proje Küre Dağları’nda gerçekleşiyor ve mantar âşığı Jilber her zamanki gibi başı çekiyor. Küre Dağları Türkiye’nin en heyecan verici coğrafyalarından birine sahip. Batı Karadeniz Bölgesi’nde Bartın ile Kastamonu arasındaki bölgede vadiler, kanyonlar, nehirler, şelaler ve ormanlarla kaplı Küre Milli Parkı Türkiye’nin en önemli doğa alanlarından biri. Geçen günlerde uluslararası PAN Parks ağına Türkiye’den kabul edilen ilk yer olma şerefini elde eden Küre Dağları Milli Parkı şu günlerde sessizce yürüyen bir mantar projesine ev sahipliği yapıyor. Küre Dağları Ekoturizm Geliştirme Kooperatifi (KEKOOP) tarafından yürütülen projeye Kastamonu Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü, Pınarbaşı ve Azdavay Belediyeleri, Küre Dağları Ekoturizm Derneği (KED), Kastamonu Fotoğraf Sanatı Derneği ve Ankara Slow Food grubu destek veriyor. Proje kapsamında orman köylerinde mantar eğitimi verilecek, mantarı AYLİN sürdürülebilir ve doğru bir biçimde toplamanın incelikleri ÖNEY TAN anlatılacak, mantardan üretilebilecek lezzetler geliştirilecek ve en önemlisi toplayıcı ile tüketici arasındaki bağ güçlendirilmeye çalışılacak. Proje yürütücüsü İsmail Menteş ile Ankara Slow Food grubundan Mert Altıntaş’ın tasarladığı projede arazi çalışmaları ve eğitimler çok önemli bir yer tutuyor. Ufak bir parçası olabileceğim için büyük heyecan duyduğum bu proje daha yeni başlamasına rağmen şimdiden kalbimi küt küt attırıyor. Tıpkı yeni başlayan bir aşk gibi… Neyse ki bu kez Jilber’in kılavuzluğunda ölümcül bir risk yok, ancak bizi bekleyen lezzetler ölümcül güzel... aylinoneytan@yahoo.com İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yayın Yönetmeni: Ayşe Yıldırım Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Miyase İlknur Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli / İstanbul (0212) 343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdürü: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı (0212) 251 98 74 / 75 (0212) 343 72 74 (554555) Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet gazetesinin parasız pazar ekidir / Yerel süreli yayın / cumdergi@cumhuriyet.com.tr / twitter.com/cumdergi Sentırsentır Misafir şair Şafak söksün diye beklerken Gece düştü üstümüze *** Ne çektimse Buruşuk seslerden çektim *** Sessiz bir düzyazı kılığında Boğulmuş bir ses gibi bekletti tarih Mehmet Kıyat Sorgu Sorgulandı sorular bir giz düştü ademin Petşop Kendime şans oyunu oynamayı yasakladım... LOTOSANSÜR!.. İbrahim Ormancı yüreğine çoğaldılar tekrar sorgulandılar. Yaşar İlhan Misafir çizer: Uğur Pamuk Şerefe Dubleler yarasın!.. Dublemize!.. Haftanın sanat çizelgesi 1. Kırmızı figürlü vazolar için Meclis araştırması açılacak. 2. Perspektifteki kaçış noktalarına eşzamanlı operasyon düzenlenecek. Güneşimiz sanılandan daha yavaşmış!.. Acele işe Evren karışır! C M Y B C MY B Off the record