Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Kim demiş siyaset ciddi bir iştir diye... Biri çadırı saraya benzetiyor, diğeri yabancı bir milletvekiline “Bak oğlum git” diyor. Siyaset genelde gergin, çünkü “şakacı” bakanlarımızı hiç anlamıyoruz! Sayfa 2 Kısa filmin ödülü var, sineması yok Her yıl Türkiye’den en az bir kısa film önemli bir uluslararası ödüle değer görülüyor, ama ne yazık ki biz hâlâ göremiyoruz! Bay Tahmin Televizyondaki bahis programları içinde en farklısı Bay Tahmin. Beş dakika bile maç konuşamıyoruz diyor zaten Fikret Engin ve Murat Özarı. Ne mi konuşuyorlar? Cilt bakımından limonun faydalarına, kelliğe karşı korunmaya kadar her şeyi konuşuyorlar. Deniz Ülkütekin / Sayfa 5 Röportaj: Esra Açıkgöz Kolaj: Derya Polat / Sayfa 4 Bütün roller üstümde tepinebilir Zerrin Tekindor için oynadığı roller insanları didiklemek, onları tanımak ve en önemlisi kendine daha yakınlaşmak demek. Hem böyle olunca yaşamak da daha bir kolay ve zevkli oluyor onun için. O yüzden “Bütün roller üstümde tepinebilir” diyor, “istediklerinden daha fazlasını vermeye hazırım, tabii onları anlayabildiğim kadarıyla”. Şimdi yoğun geçen yılın ardından dinlenmek için biraz kenara çekiliyor. Aşk cumhuriyeti Türk pop müziği sizin için ne ifade ediyor? Prof. Dr. Martin Stokes, bu soruyu son kitabı “Aşk Cumhuriyeti”nde Türk pop müziğine damgasını vuran Zeki Müren, Orhan Gencebay ve Sezen Aksu’nun kişisel ve müzikal tarihleriyle açıklamayı deniyor. Sayfa 3 Lübnanlı sanatçı Lamia Ziade ALİ DENİZ USLU illiam Shakespeare’in “Antonius ile Kleopatra” oyunu geçen ay İngiltere’nin başkenti Londra’da sahneye konulduğunda Haluk Bilginer ile başroldeydi Zerrin Tekindor. Oyun Türkçe olmasına karşın Tekindor’un performansı çok beğenildi, takdir topladı, eleştirmenlerce yere göğe konulamadı. Oysa biz onu her hafta ekranlarda önce Aşkı Memnu’daki Matmazel şimdi de Kuzey Güney’deki kuaför Gülten rolüyle izliyorduk. Dizilerin uzunluğu nedeniyle niteliğinden ödün verdiklerini söylese de hem Matmazel’in hem de Gülten’in nasıl bir oyunculuk sergilediği ortada. Tekindor bütün bunların yanında bu yıl bir de sergi açmıştı. Çalışmayı o kadar seviyor ki “Bütün roller tepinebilir üstümde” diyor, karakterleriyle ne kadar insanı didiklerse yaşamanın o kadar kolaylaştığını söylüyor. Birçok kişi sizi, oynadığınız tiyatro oyunlarından ve yer aldığınız televizyon projelerinden tanıyor, oysa resim sizin hayatınız, hatta mesleğiniz. Nasıl bir ilişkiniz var onunla? Resmi dertten yapmıyorum. Onunla bir alıp veremediğim yok. Çok sevdiğim, vazgeçemediğim için yapıyorum. Kendime göre bulunmak istediğim ortamlar, olmak istediğim kadınlar çiziyorum, hem de bunu çok eğlenerek yapıyorum. Hüzünlü, güzel, renkli ve kendine rağmen kadın portreleri. Bazen de yüzleri yok ya da silik gibi. Renkli kostümleri var, gölgeleri de onları takip ediyor. Zerrin Tekindor kadınları bunlar, nasıl kadınlar, kim onlar? Bu kadınları çizerken kendimi kuvvetli, daha cesaretli ve açık sözlü hissediyorum. İçimdeki gitme hissini canlı tutuyor bu kalabalıklar. Ertelemeden, şimdinin tadını çıkarmam gerektiğini düşünüyorum. O kadınlar da bana böyle olmam gerektiğini hatırlatan kadınlar. Portrelerinizdeki kadınlardaki hüznün nedeni nedir? O kadınların hiçbiri bana hüzünlü gelmiyor. Aksine çok mutlular! Tiyatro sahnenizden, karakterlerinizden kimler geçiyor resimlerinize? İzlediğim, oynadığım, sevdiğim karakterler, sevdiğim yazarlar. Shakespeare’in “Antonius ile Kleopatra”sını İngiltere’de Türkçe oynadınız. Performansınız ile çok konuşuldunuz. Su gibi akan, insana sızan bir karakter yarattınız. Tiyatroda çizdiğiniz kadınlara daha yakınmışsınız gibi geliyor bana, ne dersiniz? Böyle düşünmenize çok mutlu oldum. Kleopatra’yı oynamak biraz zordu. Macide Tanır, “Bu kadını hırsından yakalarsın” diye başlayarak kendi düşündüğü Kleopatra’yı anlattı bana provalar öncesinde. Haldun Dormen’e de “Karakterin değişkenliği beni korkutuyor; aklı bir geliyor, bir gidiyor” dediğimde de, “Kadın çok âşık, ne yapsın?” demişti. Bu cümleler rolü şekillendirmeme çok yaradı. Provalar da her geçen gün daha zevkliydi benim için. Tiyatrodaki kadınları kendi süzgecimden, eğitimimden, geçmişimden, zevkimden geçiyorum. En beter karakter bile olsa seyircinin sevmesini istiyorum. Belki içten içe duyduğum bu istek karakteri biraz bana benzetiyor. Devamı 5. sayfada W Lamia Ziade’nin “Bye Bye Babylon”u, geçmişiyle yüzleşen Ortadoğu’nun sanat cephesinde verdiği son üretim. Sayfa 8 Lezzetinin ölümcül güzelliği gibi bilmeden yenenleri de ölümcül olabilir. Aylin Öney Tan / Sayfa 7 Siminya, kendinden yola çıkarak “Kız Kısmı”nın yaşadıklarını anlatıyor. Ayşe Yıldırım / Sayfa 2 C M Y B C MY B