Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 ŞUBAT 2012 / SAYI 1351 9 Sevgililer Günü için iki tarif Hırçın tarçın SELÇUK EREZ Dr. Frankenştayn Sen buralara gelmeden, Bu insanlar böyle miydi? Sana inanıp gözlerini yummadan, “Yetmez ama evet!” demeden Böyle ucube miydiler? Bilerek mi, bilmeyerek mi kıydın bunlara? Şimdi sarı bir ampulün aydınlattığı karanlıkta, Bir elinde makas, bir elinde çuvaldız, Paramparça ettiklerini zevkine uygun Monte etmek istiyorsun: Olmadık yerlerine köprüler yaptırıp, Bedenlerine yeni boğazlar açmaya kalkıyorsun... Bu yitmiş bacağın yerine takmaya çalıştığın Kol, kimin kolu? Hangi ruhsatsız kömür ocağından, Hangi denetimsiz zelzele yığınından bulup getirdiler bunu? Kimseye açıklaman gerekmiyor nerden bulduğunu, Halkın iradesi benim diyorsun, sual sorulmaz... Fazla soranları söyle bir yere kapatsınlar Sonra yedek parça olarak kullanırsın... Yabancı ukalaların da ülkelerine Bir daha gitme, mahvolsunlar... Montajın bittiğinde İyi bir cereyan ver de Dostun, düşmanın görsün Bu ucubenin nasıl canlanacağını Ve önce senin peşine düşeceğini... Devam devam Frankenştayn, Korkma afişlerden hiç inmeyecek, Yarın buralarda olmasan bile maalesef, Uzun yıllar rüyalarımızdan eksilmeyeceksin! selcukerez@gmail.com arçın insanın içini ısıtıyor, kanını kaynatıyor. Soğuk kış günlerinde tarçının kokusu bile insana sıcak bir yuva çağrışımı yapıyor. Tarçın tarih boyunca aranan, peşinden koşulan, uğruna keşifler ve fetihler yapılan bir ürün olmuş. Antik Yunan döneminde tarçın Arap tüccarlar eliyle gelirmiş. Bu yüzden milattan beş yüz yıl önceye kadar Antik Yunan belgelerinde tarçın, Arabistan’dan gelen bir baharat olarak kaydedilmiş. Araplar gerçek tarçını bir zamanlar Seylan olarak da bilinen bugünkü SriLanka’dan temin ederlermiş. Bu sırrı ortaçağa kadar korumayı bilmişler ve Batı’ya tarçın ticareti yapmaya devam etmişler. 15. ve 16. yüzyıllarda yeni baharat yolları bulabilmek amacıyla başlayan keşifler furyasında hedef baharatların başında tarçın da varmış. Hatta Kristof Kolomb Küba’ya ulaştığında adada yetişen bir ağacı tarçın zannederek pek sevinmiş. Muhtemelen Portekiz, Hollanda ve İngiliz tarçın benzeri kokusu olan başka bir mutfaklarında tatlılarda tarçın pek bir ağacı keşfeden Kolomb’un aksine, sevilerek kullanılır. Gerçek tarçın derken, Portekizli kâşifler 15. yüzyılda tarçın kokusu veren iki ağaç var. Biri Çin Seylan’da gerçek tarçının izini AYLİN tarçını olarak da bilinen “cassia” bitkisi yakalamışlar. Sadece ve sadece tarçın ÖNEY TAN iken, Cinnamomum verum denilen uğruna adayı fethederek yönetimi ele Seylan tarçını asıl gerçek tarçın bitkisi geçirmişler ve aynı zamanda yabani olarak kabul ediliyor. Aslında piyasada olarak yetişen bitkinin tarımını yapmaya tarçın diye satılanların çoğu ikisinin karışımı ya da başlamışlar. sadece Çin tarçını olabiliyor. Gerçek tarçının tatlı bir Elbette tarçın kokusu başkalarına da cazip yakıcılığı var. Gerçek tarçın dilinizin üstünde deyim gelmiş. Portekizlilerin bu keşfi, tarçın uğruna pek yerindeyse hırçın bir tat bırakıyor. Belki de bu çok Avrupa ülkesinin sömürgeci ruhunu yüzden insanın içini ısıtıyor. Kanı harekete geçiriyor. ayaklandırmış. Hollandalılar Portekizlilerin peşi sıra Sevgililer Günü’nde insanın kanını kaynatan 1636 yılında adayı ve elbette tarçın ticaretini ele tarçınlı lezzetlere yer vermekte yarar var. Bu arada geçirmiş. İngilizler durur mu, 1796 yılında da onlar şunu da ekleyelim; tarih boyunca tarçın, aynı hem adayı, hem de tarçını ele geçirmişler, yanına da zamanda kuvvetli bir afrodizyak zannedilmiş. bir güzel Seylan çayı demlemişler ve gerçek tarçını aylinoneytan@yahoo.com böylece tekellerine almışlar. Bu nedenledir ki, T Sevgililer Günü için bu kez iki tarifimiz var. Biri ana yemek, biri tatlı. Bu tariflerde bolca şarap kullanılıyor. Eğer piyasadaki litrelik şişelerden alırsanız tam yetecektir. Yoksa iki şişe açın, artanı da yemeklerin pişmesini beklerken için. Böylece Sevgililer Günü’ne iyi bir giriş yapmış olursunuz. Tariflerdeki yıldız anason artık birçok aktar veya baharatçıda satılıyor. Hem tuzlu, hem tatlılara çok yakışan bu baharatı da bu vesileyle edinin. Şarapta tarçınlı et Bu kez tarifler iki kişilik... Ne de olsa baş başa bir kutlama söz konusu. Soğanın miktarı gözünüzü korkutmasın, uzun süre pişince eriyip gidecektir. Hem aşk için biraz gözyaşı dökmekte yarar var, soğan ayıklayarak bile olsa... 2 büyük dilim antrikot, 400 gr. arpacık soğanı, ½ lt kırmızı şarap, 2 dal taze biberiye, ½ tatlı kaşığı tarçın, ½ tatlı kaşığı yenibahar, 1 adet yıldız anason, 2 çorba kaşığı zeytinyağı, 2 çorba kaşığı tereyağı, 1015 adet tane karabiber, 1 tatlı kaşığı tuz Tavada zeytinyağını kızdırın. Etlerin her iki yanını kızgın tavada iyice dağlayın. Pişen yüzü ters çevirdiğinizde biraz tuzlayın. Etin her iki yüzeyi de çok iyi kızarmalıdır, içinin pişmesi gerekmez, aksine kanlı kalabilir. Etleri birkaç dakika bir tabağa alın. Tavaya ayıkladığınız arpacık soğanlarını koyun ve biraz renk alacak gibi çevirin. Çok az şarap ekleyerek tavadaki dibindeki yanıkların çözülmesini sağlayın. Etleri ve soğanları bir tencereye alın. Şarap, biberiye, tuz ve baharatları ekleyin. Etin yaklaşık 1½ 2 saat kısık ateşte pişmesi gerekir. Bu arada bir şişe şarabın 0,75 lt olduğu düşünülürse, biraz şarap artacaktır. Onu da için. Et dağılacak gibi pişince tereyağını ekleyerek sosuna karıştırın ve hemen servis yapın. Şaraplı tarçınlı armut 4 adet sert armut, ½ lt kırmızı şarap, 6 çorba kaşığı şeker, 1 çubuk tarçın (veya 1 tatlı kaşığı toz), 1 yıldız anason, 1 mandalinanın kabuğu Armutları soyun, boyuna ikiye kesin ve çekirdek yataklarını oyarak çıkarın. Mandalina kabuğunu ince kibrit gibi doğrayın. Bütün malzemeyi ufak bir tencereye koyun ve yaklaşık 45 dakika kadar pişirin. Eğer bu süre zarfında sosu koyulaşmazsa, armutları bir kenara alın ve ateşi açarak sosunun iyice şurup kıvamına gelmesini sağlayın. Ateşten alarak soğumaya bırakın. Armutlar soğuyunca ince dilimleyerek yelpaze gibi açın. Üzerine de koyulaşan sosu dökün. Servis yaparken dondurma, hatta tarçını bol olduğu için kazandibi lezzetli dondurma ile servis yapabilirsiniz. Dondurma yerine soğuk süt kremasını biraz tarçın ile çırparak yanına verebilirsiniz. Hiperaktiviteye NASA yöntemi! Çocuklarında dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan annebabaların işi zor. Çocuklarına ilaç vermek istemeyen anababalar, farklı tedavi yöntemleri arıyor. NASA’da astronotların uçuş simülasyonları için geliştirilen Play Attention yöntemi, sürekli çok hareketli olan, kendini kontrol edemeyen, dikkat sorunları yaşayan çocuklar için önerilen uygulamalardan biri. Ayna Eğitim ve Psikolojik Danışmanlık Merkezi’nden uzman psikolojik danışman Belin Güner Nas’a göre, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olanlar, dikkatlerini toplamakta zorlanır. Bazıları davranışlarını düşünmeden gerçekleştirir ve fazla hareketlidir. Bazılarında ise dikkat eksikliği ve düşüncesiz davranışlar vardır ama aşırı hareketlilik yoktur. Aslında her çocuk FİGEN zaman zaman bu şekilde davranabilir ATALAY fakat hiperaktif çocuklar hemen her zaman hareketlidir. Kendini kontrol etmek ellerinde değildir. Bu durum akademik başarılarını, sosyal ilişkilerini ve çevreye uyum sağlamalarını olumsuz yönde etkileyebilir. Belin Güner Nas, Play Attention’ın uygulanmasını şöyle anlatıyor: “Bu çalışmada, çocuğun başına takılan bir kask sayesinde beyin dalgaları bilgisayara iletilmekte ve oyunu yönlendirmektedir. Çocuk, dikkatini oyuna verdiği sürece oyun ilerlemekte ve belirlenen hedeflere ulaşılabilmektedir. Çocuğun dikkatinin dağıldığı anlarda oyun durmaktadır. Böylece çocuğun dikkati hem çocuk hem de eğitmen tarafından somut olarak bilgisayar ekranında gözlenebilmektedir. Uygulamanın içinde çeşitli dikkat alanlarına yönelik oyunlar bulunuyor. Bu oyunlar bir mouse ya da joystick ile değil sadece beyin dalgalarıyla kontrol edilebiliyor. Ve dikkati geliştirirken çocuğun hafıza geliştirme, görevleri zamanında yerine getirme, organize olma becerilerine de yardımcı oluyor. Play Attention bu egzersizleri çocuğa onu sıkmadan, yormadan, sevdirerek yaptırıyor.” figenatalay@yahoo.com Türk öğrenciler Berlin Filarmoni Sahnesi’nde ilfen Filarmoni Orkestrası, Berlin Filarmoni Sahnesi’nde konser verdi. Bağlama, ud ve kanunlarıyla izleyenlere müzik ziyafeti sunan Bilfenli öğrenciler, beş Alman Okulu öğrencileriyle birlikte Schubert’in 7. Senfonisi’ni de seslendirdiler. Müzik öğretmeni Ayça Budak yönetiminde, 7. ve 8. sınıflardan 30 öğrencinin sahne aldığı konserde; üflemeli, telli ve vurmalı çalgılardan keman, yan flüt, kanun, gitar, ud, glockenspiel enstrümanları ile Cahit Berkay’dan “Yunus”, Melih Kibar’dan “Çoban Yıldızı”, Âşık Sanalsentır Misafir şair RAKAMLAR Her zaman daha hüzünlü Tren tarifesinde rakamlar Ayrılanlardan EMEKLİ Denize inmiş tren Rayları balık dişinden İSTASYON Hep ordadır sanırsınız Trene binmiş gitmiştir Güngör Tekçe (Dokunuşlar) B Zıp Zıp Zap Zap Tavşan zıplar, insan zıplar. İnsan zaplar, tavşan zaplamaz. Lav Sıtori yok deme hırsız gözlerindeydi ilk gören ben oldum el koyuyordu rüyalarıma Tekin Gönenç Play Attention’ın düzenli uygulanması halinde yaşanabilecek değişimler şöyle: Daha uzun süre dinleyebilme / Ev ödevlerini kendisi başlayıp sürdürebilme / Organize olma becerilerinde gelişme / Dürtüsellikte ve hareketlilikte azalma / Başladığı işi bitirebilme / Kendini kontrol edebilme / Bellekte gelişme / Görsel organizasyonda gelişme / Davranışlardaki gelişmeye bağlı olarak arkadaş ilişkilerinde düzelme / Kurallara uyma konusunda gelişme. ahçeşehir Kolejleri, yarıyıl tatilinde 8. sınıf öğrencilerine yönelik Bahçeşehir Koleji Fen ve Teknoloji Lisesi’nde yatılı SBS Kampı düzenledi. Sınıf puanı yüksek, 6. ve 7. sınıf B SBS’lerde ve yıl içindeki SBS deneme sınavlarında başarılı olan öğrencilerin davet edildiği SBS Kampı’na, farklı illerden toplam 122 öğrenci katıldı. Çözümde görev almayanlar problemin bir parçası olurlar. C M Y B C MY B Bilim Müzesi’nde SBS Kampı Veysel’den “Uzun İnce Bir Yoldayım”, Santuri Ethem Efendi’nin “Şehnaz Longa” ve “İstanbul Türküsü” ile “Kâtibim” eserleriyle muhteşem bir müzik ziyafeti yaşandı. Bilfen Eğitim Kurumları Genel Müdür Yardımcısı Nurşen Kayatürk, “Bu proje geçen sene başladı, Berlin Filarmoni Orkestrası, 6 okulla bir sosyal sorumluluk projesi yürüttü. Bu okulların 5’i Alman okulu, 1’i Türk okulu olan Bilfen’di. Aslında okulumuzun orkestrası 150 öğrenciden oluşuyor. Bu nedenle buraya gelirken sayımızı 30’a indirmekte çok zorlandık” dedi. Ne ay tutulması, ne güneş tutulması: Canım Türkiye’mde varsa yoksa Akıl Tutulması!.. İbrahim Ormancı Fırsat..Fırsat.. Komşularla sıfır sorun, cevaplıyalım! Büyüksün A.Ş Petşop Misafir çizer: Cor Den Dulk Sahibinin Sesi