Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Hayatımın akışını yaşıyorum Songül Öden, şu sıralar “Küçük Adam Ne Oldu Sana?” isimli tiyatro oyununda iki farklı karakterle sahneye çıkıyor. Yakında onu yazarlık yönüyle de tanıyacağız... Ali Deniz Uslu / Sayfa 3 Ozan Orfeus dönüyor, katili de istiyoruz Özgen Acar / Sayfa 2 Herkesin bir İstanbul’u var... Sayfa 4 Belki duymuşsunuzdur, son günlerde Beyoğlu’nda striptiz şovla gündeme gelen bir mekân var; X Large Club. Türkiye’de pek alışık olunmayan bu eğlence şeklini gidip yerinde görmek istedik. Karşılaştığımız manzarayı “striptiz” sözcüğüyle özetlemek yetersiz. Düzgün hatları ve gösterişli vücutlarıyla biraz da erotizm içeren gogo dansı yapıyorlar. Üstelik seyirciyi de işin içine katıyorlar. Onlarla birlikte kadın kılığına girmiş erkekler yani drag queen’ler ve kadın dansçılar da şovun bir parçası. Dansçılarla kulisten itibaren birlikteydik. Hazırlıkları da ayrı bir gösteriydi. Kimilerinin kendilerini “ahlaksız” bulabileceğinden endişeliydiler ama hepsi yaptıklarının bir iş olduğunun farkındaydı. Röportaj: DENİZ ÜLKÜTEKİN Fotoğraflar: VEDAT ARIK “Gogo Boy”lar X Large’ın en ilgi çeken dansçıları. Eğlence dünyasının yeni yıldızları B eyoğlu’nda X Large Club’dayız. Burası Türkiye’de pek de alışık olunmayan bir eğlence çeşidine ev sahipliği yapıyor. Kuliste rutin bir hazırlık var. “Gogo boy”lar bir köşede soyunurken, vücut geliştirme üzerine muhabbet yapıyor. Öte tarafta kadın dansçılar makyajlarıyla ilgileniyor. En zor işse “drag queen”lerinki. Sırf kadın kılığına bürünmekle bitmiyor, gösterişli kostümlerin giyilmesi bile başlı başına bir mesai. Ancak kimse durumundan şikâyetçi değil. Az sonra sıra dışı gösterileri için sahnede olacaklar. Bunu her cuma ve cumartesi gecesi yapıyorlar. Striptiz şovu olarak adlandırılıyor belki ama tam olarak öyle değil. Gogo gösterisi İstanbul gecelerinin en ilgi çekici şovu olma yolunda hızla ilerliyor. Bu şovun en dikkat çeken yıldızlarından biri de Barış Bulut. 30 yaşındaki gogo boy 30 yaşında ve daha uzun yıllar bu işi yapmak istiyor. Striptiz ve gogo dansı arasında ne fark var? İkisinin temelinde de erotizm var ama striptiz tamamen soyunmaya yönelik bir olay. Gogoda da teşhir var ama çok fazla pornografi söz konusu değil. Ne kadardır bu işi yapıyorsunuz? Üçdört yıldır yapıyorum. Türkiye’de çok fazla bu tarz kulüp yok. Bu işin öncüsüyüz diyebiliriz, daha önce de vardı ama X Large’da bu iş çok daha popüler hale geldi. Sahne de buna göre tasarlanmış ve müthiş görünüyoruz. Sahnede gösteri yapan bir sanatçı gibi duruyoruz. Mesleğin kriterleri şu; Gogo boy için kesinlikle düzgün vücut ve bunu izleyiciye iyi aktarmak gerekli. Modeller bizim işte zayıf kalır. Gogo boy biraz daha gösterişli olmalı. Modelin kilosu maksimum 85'tir. Gogo boy biraz daha büyük hatlara sahip olmalı. Aşağıdan “abi adam herhangi biri gibi değil” denmeli. Eğer aşağıda benim gibi 20 kişi varsa o zaman sıkıntı vardır. Çok rahatsız olurum. Ancak sırf görüntü değil sizi ayıran. Enerjisinin muazzam olması lazım. Hadi, sinemada halledersin onu. İnteraktif sahnede böyle bir şansın yok, ne yaptın o. Hareketleri kurgularken önce neyi düşünüyorsunuz? İyi yapan adamları izliyorum. Aslında tamamen deneyimle alakalı. Tam bir formülü yok. “Bu hareketi yaparsam seyirci bayılır” demek zor. Bütün insanların, kendisiyle ilgilendiğini gördüğü zaman hoşuna gider. Seyirciyle bire bir ilgilendiğimde, birisine bakıp sahneden işaret ettiğimde çok hoşlarına gidiyor. Ancak bunu da abartmamak lazım, yoksa enerjin biter, “vegenel” yani kendi gösterini yapamazsın. Devamı 5. Sayfada “Dünyanın orta yeri”ni sanata boyadılar Ayşe Yıldırım / Sayfa 2 Tolgar Mireli’nin sıcak çölden karlı tepelere yolculuğu C MY B Sayfa 7